40 Hadis-i Şerif 55 (Besmele hakkında)

 40 Hadis-i Şerif 55 (Besmele hakkında)

 

01- Eve girerken “Besmele” çekilirse, şeytan, Bu eve girmeme imkan yok der, dönüp gider. (Tibyan)

02-  Amel defterinde 700 “Besmele” bulunanı ALLAHü teâlâ Cehennemden çıkarır. (Tergibussalat)

03- Yemeğe “Besmele” ile başlayıp, sonunda Elhamdülillah diyenin, daha sofra kalkmadan günahları af olur. (Taberani)

04- Sıkıntıya düşen, “Bismillah” irrahmanirrahim, ve lâ havle ve lâ kuvvete illa billahil aliyyil azim” derse, her türlü sıkıntıdan kurtulur. (Deylemi)

05-  Bin kere “Besmele” okuyanın dört bin büyük günahı af olur. (Tergibussalat)

06-  Soyunurken çekilen “Besmele”, cinlere perde olur, avret yerlerini göremezler. (İ. Ebiddünya)

07-  Helaya girerken çekilen “Besmele”, cinlere perde olur, avret yerlerini göremezler. (T. Salat)

08-  “Besmele” yazılı bir kâğıdı, yerden kaldıran sıddıklardan yazılır. (Tergibussalat)

09-  “Besmele”siz koku sürünen, şeytanlara da koku sürmüş olur. (İbni Sünni)

10- Şeytandan korunmak için, yemeğe “Besmele” ile başla! (Taberani)

11-  Su içerken “Besmele” çek, bitince de, “Elhamdülillah” de ve üç nefeste iç! (İbni Sünni)

12- Suyu bir solukta içmeyin. İki-üç solukta dinlene dinlene için. Su içerken “Besmele” çekin. Bitirince de Allâh'a hamdedin. (Tirmizî, Eşribe 13)

13-  Yemeğe başlarken, “Besmele” çekin! Eğer unutursanız, hatırladığınız zaman “Bismillah”i alâ evvelihi deyiniz! (Tirmizi)

14- Bana öyle bir âyet indirildi ki, Dâvûd oğlu Süleyman’la Ben’den başka kimseye indirilmedi. Bu âyet; ‘Bismillâhirrahmânirrahim’dir (Heysemî)

15- “Bismillah” irrahmânirrahim” ile başlamayan her iş bereketsizdir, devam etmez ve köksüzdür (Müsned).

16- Sizden birisi eşine yaklaşmak istediğinde: (بِاسْمِ اللهِ اللَّهُمَّ جَنِّبْنَا الشَّيْطَانَ وَجَنِّبِ الشَّيْطَانَ ما رَزَقْتَنَا) “Bismillah”! Ey ALLAH’ım! Bizi şeytandan, şeytanı da bize ihsan ettiğin çocuktan uzak kıl!” der ve eğer bu yakınlıktan onlara bir çocuk bahşedilirse, o çocuğa şeytan ebediyen zarar veremez.

17- “Besmele” her kitabın anahtarıdır. (Hatîb)

18- “Besmele”yle başlanmayan her önemli iş noksan kalır. (Beyheki)

19- Şeytan, “Besmele” çekilmemiş yemeği kendine helâl görür. (Müslim)

20- “Besmele”yle yazı yazanın haceti kolaylaşır, Allahü teâlâ da razı olur. (Deylemi)

21- Şeytandan korunmak için, yemeğe “Besmele”yle başlayın! (Taberanî)

22- Yemeğe başlayan kimse, “Bismillah” desin. “Bismillah” demeyi unutursa hatırlayınca, “Bismillah” i evvelehü ve âhirehü” desin. (İbni Mace)

23- Şeytandan korunmak için yemek yerken, istirahat ederken ve gece yatarken “Besmele” çekin! (Taberanî)

24- Kapısını “Besmele”yle kapatan şeytandan korunur. Bir çubukla da olsa kapları “Besmele”yle örtün! (İ. Hibban)

25- Evden çıkarken “Bismillah” i, tevekkeltü alallah, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah” diyen, tehlikelerden korunur ve şeytan ondan uzaklaşır. (Tirmizi)

26- Şeytandan korunmak için, eve girerken selam verin ve yemeği “Besmele”yle yiyin! (Taberanî)

27- Ya Resulallah, çok yediğimiz halde doymuyoruz, yemeğin bereketi olmuyor dediler. Resulullah, Yemeği ayrı değil beraber yiyip “Besmele” çekilirse, bereketli olur buyurdu. (İbni Mace)

28- Resulullah efendimiz, “Besmele” çekip suyu üç nefeste içer, bitince “Elhamdülillâh” derdi. (İ. Sünnî)

29- “Besmele”yle yenen yemek bereketli olur. (İbni Mace)

30- Hoca çocuğa “Besmele” okur, çocuk da söyleyince, Allahü teâlâ, çocuğun ve anasının ve babasının ve hocasının Cehenneme girmemesi için senet yazdırır. (S. Ebediyye)

31- Kur'an-ı Kerim'in anahtarı, "Besmele"dir (S. Ebediyye)

32- “Besmele”yle işe başlayanın günahları af olur. (İ. Rafii)

33- Yemeğe başlarken Allah’ü Teâlâ’nın adını anın, yani “Besmele” çekin! Başında “Besmele” çekmeyi unutan, hatırladığı zaman, “Bismillahi alâ evvelihi ve ahirihi” desin! (Ebu Davud, Tirmizi, Hâkim)

34- Hz. Enes Radiyallahü Anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bir gün mescidde iken hafıf bir uyku kestirmesi yaptı, sonra gülerek başını kaldırdı.

Kendisine:

Ey Allah'ın Resülü, niçin gülüyorsunuz? Diye sorulunca:

Bana az önce şu süre nazil oldu deyip “Besmele” çekti, sonuna kadar “Kevser” süresini okudu:

“Bismillahirrahmanirrahim, Ey Muhammed! Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Doğrusu adı sanı ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir”. (Kevser 1-3)

35- Resûlullah kıraatı tamamlayınca sordu:

“- Kevser’in ne olduğunu biliyor musunuz?”

Biz:

“- Allah ve Resûlü bilir!” dedik.

Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm açıkladı:

“- Bu bir nehirdir. Rabbim onu bana vâdetmiştir. O nehir üzerinde pek çok hayırlar var. Bu bir havuzdur da. Kıyamet günü ümmetim onun başında su içmek üzere toplanacak. Bu havuzdaki maşrapalar gökteki yıldızlar kadar çoktur. Derken içlerinden bir kul çıkarılıp atılacak. Ben müdâhale edip”:

“- Ey Rabbim onu niye atıyorsun o benim ümmetimdendir? Diyeceğim. Ancak

Cenab-ı Hakk”:

“- Bunlar senden sonra ne bid'atler işlediler senin haberin yok!” diyecek. (Buhârî, Tefsir, İnnâ a'taynake'l-kevser 1, Rikâk 53, Müslim, Salat 53, 400; Tirmizî,Tefsir, Kevser 3357, Ebü Davud, Sünnet 26, 4747, 4748; Nesâî, Salât 21, 2,133,134)

36- Hz. Enes Radiyallahü Anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ayakta olduğu halde yedi deveyi kendi eliyle kesti. Medine'de ise, boynuzlu ve alacalı iki koyun kurban etti. Resûlullah aleyhissalàtu vesselâm keserken tekbir getiriyor, “Besmele” çekiyor ve ayağını hayvanların boyunlarının üzerine koyuyordu. (Buhârî, Hacc 117, 119, Cihâd 104,126; Müslim, Edâhî 17, 1966; Tirmizî, Edâhî 2, 1494; Ebu Dâvud, Edâhî 4, 2793, 2794; Nesâî, Dahâyâ 28-31, 7, 219-230; İbnu Mâce, Edâhi 1, 3120)

37- Hz. Ebu Musa Radiyallahü Anh 'dan rivayet edildiğine göre: Kızlarına, kurbanlarını kendi elleriyle kesmelerini, ayağını kurbanın boynuna basmayı, keserken tekbir getirip “Besmele” çekmeyi tenbih etmiştir.

(Rezin, ilâvesidir. Buharî, senetsiz olarak bab başlığında kaydetmiştir. Edâhî 10)

38- İmam Mâlik'e ulaştığına göre Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselâm sefer arzusuyla ayağını bineğinin özengisine koyduğu zaman şu duayı okurdu:

“Bismillah”! Allahı’m! Sen seferde arkadaşım, ailemde vekilimsin. Allahı’m, bize arzı dür, seferi kolaylaştır. Allahı’m, yolun meşakkatlerinden, üzüntülü dönüşten, mal ve ailede vuküa gelecek kötü manzaralardan sana sığınıyorum!”. (Muvatta, İsti'zân 34, 2, 977)

39- Hz. Âişe Radiyallahü Anha anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm helâdan çıkınca: “Gufrâneke” affını taleb ediyorum derdi. (Ebu Dâvud, Tahâret 17, 30; Tirmizi, Tahâret 5, 7; İbnu Mâce, Tahâret 10, 300)

40- Tirmizi'nin Hz. Ali Radiyallahü Anh'den kaydettiği diğer bir rivâyette şöyle denir: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Helâya girdiği zaman insanoğlunun avretleri ile cinnilerin gözleri arasındaki perde, kişinin “Bismillah” demesidir.

41- İbnu Abbâs radıyallâhu anhümâ demiştir ki: Hayvanı keserken “Besmele” çekmeyi bir kimse unutmuşsa bunun bir mahzuru yoktur. Ancak kasten terk etmiş ise, kesilen yenilmez. (Rezin'in ilâvesidir)

42- Hz. Âişe radıyallâhu anhâ anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtü vesselâm'a soruldu: Halk bize et getiriyor, kesilirken “Besmele” çekilip çekilmediğini bilmiyoruz, ne yapalım?

Siz “Besmele” çekin, yiyin! Cevabını verdi.

(Buhâri, Sayd 21, Büyü 5, Tevhid 13; Muvatta, Zebâih 1, 2, 488; Ebü Dâvud, Edâhi 19, 2829; Nesâi, Dahâya 39, 7, 237)

43- İbnu Abbas radıyallâhu anhüm anlatıyor: Resülullah âleyhissâlâtu vesselâm buyurdular ki: Suyu deve gibi içmeyin. İki-üç solukta, dinlene dinlene için. Su içerken “Besmele” çekin. Bitirince de “Allâh'a hamd edin!”. (Tirmizî, Eşribe 13, 1886)

44- Yine Ebü Hüreyre radıyallâhu anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Abdesti olmayanın namazı da yoktur. Üzerine “Besmele” çekmeyenin abdesti yoktur. (Ebü Dâvud, Tahâret 48, 101,102; İbnu Mâce, Tahâret 41, 399; Tirmizî, Tahâret 20, 25)

45- “Besmeleyle başlamayan hiçbir önemli iş tam değildir.” (Süyûtî, Câmiü's-Sağîr, 2/97)

46- “Kim besmeleyle abdest alırsa, bütün vücudunu temizlemiş olur, kim de besmelesiz abdest alırsa, sadece abdest organlarını temizlemiş olur.” (Aynî, el-Binaye, 1/136-137; Zeylâî, Nasbu'r-râye, 1/7)

47- Ebu'l-Müleyh, bir adamdan naklen demiştir ki: Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın terkisinde idim. Hayvanın ayağı kaydı. Ben, Kör şeytan! Demiş bulundum. Bana: Böyle söyleme, zira böyle söylersen o büyür, hatta ev kadar olur ve kendi gücümle onu yere attım! Der. Fakat sen: “Bismillah”!” de, zira böyle söylersen o küçülür ve sinek kadar olur. (Ebu Davud, Edeb 85, 4982)

48- Adiyy İbnu Hâtim Radiyallahü Anh Bir gün: Ey AIlah'ın Resulü! Biz, şu köpeklerle avlanıyoruz. Bunlardan bize helâl olanı hangisidir? Diye sormuştum, şu açıklamayı yaptı: Muallem terbiye edilmiş köpeğini “Besmele” çekerek gönderdin mi, senin için tuttuğunu ye. Ancak köpek kendisi yemeye kalkmışsa onu yeme. Zira bu durumda ben, avı köpeğin kendisi için yakalamış olmasından korkarım. Eğer senin gönderdiğin köpeklere başka bir köpek karıştı da hangisinin yakaladığı belli değilse yine yeme. (Buhâri, Büyü 3, Zebaih 1, 2, 3, 7, 8, 9, 10, Tevhid 13; Müslim, Sayd 1, 1929; Ebu Dâvud, Sayd 2, 2847-2851;

Tirmizi, Sayd 1- 7, 1465-1471; Nesâi, Sayd 1- 8, 7,179-183,19-23, 7,193-195)

49- Ebu Salebe el-Huşeni: Bir gün Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a:

Ey Allah'ın Resulü! Biz Ehl-i Kitab'ın yaşadığı bir diyardayız. Onların kaplarından yiyebilir miyiz? Ve biz av memleketindeyiz; hem muallem öğretilmiş köpeğimle ve hem de yayımla avlanıyorum, muallem olmayan köpeğimle de avlandığım olur. Bunlardan hangisi benim için uygundur? diye sordum. Buna şu cevabı verdi:

Ehl-i Kitapla ilgili sorundan başlayalım: Başka bir kap bulabilirseniz, onların kabından yemeyiniz. Başka kap bulamazsanız, onları önce yıkayıp sonra içlerinden yemek yiyin. Ava gelince, yayınla avladığın ve üzerine “Besmele” çektiğin avını ye. Muallem köpeğinle avladığın ve üzerine “Besmele” çekmiş bulunduğun avı da ye. Muallem olmayan köpeğinle avladığın hayvana yetişmiş, kesmiş isen onu da ye! (Buhari, Sayd 4, 10, 14; Müslim, Sayd 12-14, 1932; Ebu Dâvud, Sayd 2, 2850, 2855, 2856, 2857; Tirmizi, Sayd 1, 1464; Nesâi, Sayd 4, 7,181)

50- Hz. Ebu Hüreyre r.a: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: Abdesti olmayanın namazı yoktur. Üzerine Allah'ın ismini zikretmeyen kimsenin abdesti de abdest değildir. (Ebu Dâvud, Tahâret 48, 101)

51- Rabâh İbnu Abdirrahmân İbni Ebi Süfyân İbnu Huveytip an ceddihâ an ebihâ 'dan rivâyete göre demiştir ki: Ben Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ı işittim. Diyordu ki: Üzerine Allah'ın ismini zikretmeyen kişinin abdesti yoktur. (Tirmizi, Tahâret 20, 25)

52- Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalatu vesselâm'ı işittim. Diyordu ki: Kim abdestinin başında Allah'ı zikrederse bedeninin tamamı temizlenir. Eğer Allah'ın ismini zikretmezse bu kimsenin sadece abdest uzuvları temizlenir. Rezin tahric etmiştir. (Feyzu'I-Kadir, 6, 128)

53- Huzeyfe Radiyallahü Anh anlatıyor: Biz Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanında yemeğe oturunca, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm yemeye başlamadıkça, kesinlikle elimizi yemeğe vurmazdık. Bir seferinde yine O'nunla yemeğe oturmuştuk. Derken bir cariye küçük kız çocuğu geldi, sanki arkasından bir iteni var gibi hemen elini yemeğe soktu. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm elinden tuttu. Arkadan bir bedevi geldi, sanki onun da arkasından iten biri vardı, alelacele o da elini yemeğe soktu. Aleyhissalatu vesselam onun da elinden tuttu. Ve şunu söyledi:

Şeytan, üzerine Allah'ın ismi zikredilmeyen yemeği kendine helâl addeder. Nitekim, sayesinde yemeğimizi kendine helal kılmak için bu cariyeyi getirdi. Ben de elinden tuttum. Bunun üzerine şu bedeviyi getirip onunla yemeği kendine helal kılmak istedi, ben onun da elinden tuttum. Nefsim elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin olsun şeytanın eli o ikisinin eliyle birlikte avucumdadır.

54- Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, bunları söyledikten sonra “Besmele” çekip yemeye başladı. (Müslim, Eşribe 102, 2017; Ebu Davud, Et'ime 16, 3766)

55- Hz. Radiyallahü Anha anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Sizden kim bir şey yerse “Bismillah” Allah'ın adıyla desin. Bidayette söylemeyi unutmuşsa, sonunda şöyle söylesin: “Bismillah”i fi evvelihi ve âhirihi başında da sonunda da “Bismillah”. (Ebu Davud, Et'ime 16, 3767; Tirmizi, Et'ime 47, 1859)

56- Yine Hz. Radiyallahü Anha demiştir ki: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ashabından altı kişi içerisinde yemek yiyordu. Derken bir bedevi geldi. “Besmele” çekmeksizin iki lokmada yutuverdi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: Eğer bu adam “Besmele” çekseydi yemek hepinize yeterdi! buyurdu. (Tirmizi, Et'ime 47, 1859)

57- Vahşi İbnu Harb an ebihi an ceddihi Vahşi İbnu Harb el-Habeşi anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın Ashabı dediler ki: Ey Allah'ın Resûlü! biz yiyoruz, ancak bir türlü doymuyoruz ne yapalım? Bunun üzerine, Resûlullah: Ayrı ayrı yemekte olmayasınız? Diye sordu. Evet dediler. Resûlullah da: Öyleyse yemeğinizde toplanın bir sofra kurarak hep beraber yiyin, yemeğe Allah'ın ismini zikrederek “Bismillah”irrahmanirrahim diyerek başlayın. Böyle yaparsanız yemeğiniz, hakkınızda mübarek kılınır. (Ebu Davud, Et'ime 15, 3764; İbnu Mace, Et'ime 17, 3286)

58- Ümmeyye İbnu Mahşiyy Radiyallahü Anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm otururken bir adam “Besmele” çekmeden yemek yiyordu. Yemeğini yemiş, geriye tek lokması kalmıştı. Onu ağzına kaldırırken: “Bismillah” i evvelehu ve ahirehu” dedi. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm güldü ve: Şeytan onunla birlikte yemeye devam etti. Ne zaman ki Allah'ın ismini zikretti, karnındakileri hep kustu! Buyurdu. (Ebu Davud, Et'ime 16, 3786)

59- Hz. Cabir Radiyallahü Anh anlatıyor. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Kişi evine döndüğü zaman içeri girerken ve yemek yerken Allah'ın adını zikrederse, şeytan avanelerine: Size burada gecelemek de yok akşam yemeği de yok! Der. Ama kişi, eve girerken Allah'ı zikreder fakat akşam yemeğini yerken zikretmezse, şeytan avenelerine: Akşam yemeğine kavuştunuz ama burada gecelemeniz mümkün değil! Der. Adam eve girerken ve yemeğe başlarken “Bismillah”! Diyerek Allah'ı zikretmezse, şeytan avanelerine: Yemeğe de yetiştiniz, yatmaya da! Der. (Müslim, Eşribe 103, 2018; Ebu Davud, Et'ime 16, 3765)

60- İbnu Ömer Radiyallahü Anh anlatıyor: Tebük'te Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a hrıstiyanların yaptığı peynir kalıbı getirilmişti. Bir bıçak istedi. “Besmele” çekip kesti ve yedi. (Ebu Davud, Et'ime 39, 3819)

61- Osman İbnu Ebi'l-As Radiyallahü Anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a Müslüman olduğum günden beri bedenimde çekmekte olduğum bir ağrımı söyledim. Bana: Elini, vücudunda ağrıyan yerin üzerine koy ve şu duayı oku! buyurdu. Dua şu idi: Üç kere: “Bismillah” tan sonra yedi kere, Eûzü bi-izzetillahi ve kudretihi min şerri mâ ecidu ve uhâziru. Bedenimde çekmekte olduğum şu hastalığın şerrinden Allah'ın izzet ve kudretine sığınıyorum diyecektim. Bunu birçok kereler yaptım. Allah Teâla hazretleri benden hastalığı giderdi. Bunu ehlime ve başkalarına söylemekten hiç geri kalmadım. (Müslim, Selam 67-2202; Muvatta, Ayn 9, 2, 942; Ebu Davud, Tıbb 19, 389; Tirmizi, Tıbb 29, 2081)

62- Abdesti olmayanın namazı da yoktur. Üzerine besmele çekmeyenin abdesti yoktur. (Ebû Dâvud, Tahâret 48, (101, 102); İbnu Mâce, Tahâret 41, (399); Tirmizî, Tahâret 20; Ahmed b. Hanbel, 2/418)

63- Muhammed İbnu Abdirrahman İbni Ebi Bekr Radiyallahü Anh anhüm anlatıyor: Ben İbnu Abbas Radiyallahü Anh anhüma'nın yanında oturuyordum. Ona bir adam gelmişti. Nereden geliyorsun? Diye sordu. Adam: Zemzemden! Dedi. İbnu Abbâs: Ondan gerektiği şekilde içtin mi? Diye sordu.

Adam: Nasıl? deyince açıkladı: Zemzem içerken kıbleye döneceksin. “Besmele” çekeceksin. Üç kere nefes alıp kana kana içeceksin. İçip bitirince aziz ve celil olan Allah'a hamdedeceksin. Zira Aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdular: Münafıklarla bizim aramızdaki fark, onların zemzemi kana kana içmemeleridir. (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/384)

64- Hz. Radiyallahü Anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bir defasında Ashabından altı kişiyle beraber yemek yiyordu. Bir bedevi gelerek hazır yemeği iki lokmada yiyip bitirdi. Resulullah aleyhissalâtu vesselâm: Eğer bu müsafir; “Bismillah” deseydi, yemek hepinize yeterdi. Öyleyse biriniz yemek yediği vakit “Bismillah” desin: Yemeğin başında “Bismillah” demeyi unutacak olursa, hatırlayınca “Bismillahi fi evvelihi ve âhirihi” başında da sonunda da “Bismillah” desin! Buyurdular.

65- İbnu Ömer Radiyallahü Anh anlatıyor: Babam Ömer yanıma girmişti. Ben o sırada sofradaydım. Sofranın başında kendisine yer açtık. Babam oturdu ve “Bismillah” dedi. Sonra elini yemeğe vurup bir lokma aldı. Sonra bir lokma daha alarak ikiledi. Sonra da: Ben bu yemekte bir yağ tadı aldım. Bu, etin yağının tadı değildir dedi. Ben: Ey mü'minlerin emîri! Ben semiz et almak için çarşıya çıkmıştım. Pek pahalı buldum. Bunun üzerine, bir dirhemlik zayıf et aldım. Ona bir dirhemlik de yağ ilave ettim. Böylece bütün aile fertlerinin kemiklerden faydalanmasını arzu ettim dedim. Babam Ömer dedi ki: Bu iki şey, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın sofrasında asla bir araya gelmediler. Efendimiz birini yediyse diğerini tasadduk etti. Ben: AI! ey mü'minlerin emîri. Ben bir kere yapmış bulundum. Bundan böyle bu iki şey benim soframda da asla beraber bulunmayacak! Dedim. Babam yine de: Hayır! Ben bunu yapamam! Dedi ve yemedi.

66- Hz. Ebu Hureyre Radiyallahü Anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Kişi evinin -veya apartmanın kapısından çıkınca, adama müekkel nezaretçi iki meleği vardır. Adam: “Bismillah” deyince onlar: Doğruya irşad edildin derler. Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh deyince, melekler: Korundun derler. Adam: “Tevekkeltü alâllah” deyince onlar: İşin sana bedel görüldü derler. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm devamla dedi ki: Sonra adamın iki karîni yani onu günaha sürüklemek isteyen insî ve cinnî iki şeytanı onu karşılarlar. Melekler o şeytanlara: Hidayete erdirilen, işi Allah tarafından görülen ve muhafaza altına alınan bir kimseden ne istiyorsunuz? Derler Davud oğlu Süleyman Aleyhisselâm ve benden başka hiçbir peygambere indirilmeyen bir âyet bana indirildi. Bu âyet 'Bismillâhirrahmanirrahim'dir. (İbn Kesîr, Tefsir, İstanbul, 1984, I, 33)

67- “Besmele” ile başlanmayan her önemli iş sonuçsuz kalır. (Münavî, Feyzu’l-Kadir, V (13)

68- Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Sallallahü Aleyhi Vesellem’ın terkisine binmiştim. Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Sallallahü Aleyhi Vesellem’in hayvanının ayağı tökezledi. Bunun üzerine ben, “Şeytan helak olsun, mahvolsun!” dedim. Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem hemen bana: ‘Şeytan helâk olsun’ deme. Çünkü sen böyle söylediğin zaman o büyüklenir. Hatta kendisini bir ev gibi görür ve şöyle der: Kuvvetimle bunu yaptım başardım.. Fakat sen, “Bismillah” de. Zira sen böyle söylediğinde o küçülür. Hatta bir sinek gibi olur. (Ebû Davûd, Edeb, 85; Ahmed b. Hanbel, V, 59- 71, 365)

69- İyi işlere “Besmele” ile başlamalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: Ebû Hüreyre'nin naklettiğine göre, Allah Resûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: Yüce Allah'ı anarak başlanmayan her anlamlı söz veya iş, bereketsizdir (sonuçsuzdur). (İbn Hanbel, II, 360)

70- Hz. Âişe Radiyallahü Anha'nın rivayet ettiğine göre, Allah Resûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: Biriniz yemek yiyeceği zaman 'Bismillâh' Allah'ın adıyla desin. Eğer yemeğin başında “Besmele” çekmeyi unutursa, 'Bismillâhi fî evvelihî ve âhirihî' Başında da sonunda da Allah'ın adıyla desin. (Tirmizî, Et'ıme, 47)

71- Câbir b. Abdullah'ın rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: Evine girdiğin zaman “Besmele” çekerek kapını kapa. Çünkü şeytan “Besmele”yle kapanan bir kapıyı açamaz. “Besmele” çekerek lambanı söndür. “Besmele” çekerek, enine koyacağın bir tahta parçası ile de olsa kabının ağzını ört. Yine “Besmele” çekerek su kabının ağzını da ört.

(Ebû Dâvûd, Eşribe, 22)

72- Berâ'dan nakledildiğine göre Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem yatağına yattığında, “Allâhümme bismike ahyâ ve bismike emût Allah'ım!” “Senin isminle yaşar, senin isminle ölürüm!”. Buyurur; uykudan uyandığında da “Elhamdülillâhillezî ahyânâ ba'de mâ emâtenâ ve ileyhi'n-nüşûr!” “Canlarımızı aldıktan sonra bizi dirilten Allah'a hamdolsun; diriltmek yalnız ona mahsustur!”. Buyururdu. (Müslim, Zikir, 59)

73- İbn Ömer'in naklettiğine göre, cenaze kabre konulurken Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle derdi: “Bismillâhi ve alâ milleti Resûlillâh” “Seni Allah'ın adıyla ve Resûlullah'ın dini üzere kabre koyuyoruz!”. (İbn Mâce, Cenâiz, 38)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis