İki Cihan Seâdetine Kavuşmak İçin Nasihatler

İki Cihan Seâdetine Kavuşmak İçin Nasihatler

Bahaüddin es-Sübki, İbni Akil, İbnü'l-Mulakkın, Siracüddin Ömer el-Bulkini (Rahimehumillah) gibi tanınmış simaların talebesi, tefsir, hadis, fıkıh ve fıkıh usulünde, dil ve edebiyat ilimlerinde mütehassıs, Kahire'de Ezher ve Zahir camileriyle, Kubbetü'l Baybarsiyye 2. Baybars Hankahı ve Babü'n-Nasr içindeki İbnu'l-Bakari Medresesi'nin müderrisi, zühd ve takvası dolayısıyla Kahire'de mensubu olduğu Darü sa'idi's-su'edâ Salahiyye Hankahı dervişlerinin gözdesi, "el-'Ukud fi tarihi'l 'uhûd" isimli eserinde ifade ettiğine göre, muasırlarından Makrizi (Rahimehullah) gibi bir alimin yıllarca vaaz meclislerine iştirak ettiği, "Rumûzü'l-künûz ellezi bereze ibrizühu ahsene büruz" isimli fıkıh ve kelâm ilimlerine dair 30.000 beyitlik eşsiz bir urcûzenin aruz sistemindeki bir bahr vezniyle yazılan manzum eserin sahibi, hayattayken itmamına muvaffak olamadığı "ed-Dibace Şerhu Süneni İbni Mâce" isimli eserin müellifi ve doğuda-batıda kendisine büyük bir şöhret kazandıran "Hayatü'l-Hayevân" isimli eşsiz eserin sahibi olan Ebü'l-Beka Kemâlüddîn ed-Demiri vefat 808 h. (Rahimehullah) bu eserinde şöyle demiştir: Ebu'l-Hasen eş-Şazeli (Kuddise Sirruhi) Hazretleri'nin şöyle anlattığı nakledilmiştir:

Şu övülen hasletlere sımsıkı sarıl ki, bu sayede iki cihanda se'âdete huzur ve mutluluğa erişesin.

01- Sakın kâfirlerden dost, müminlerden de kendine bir düşman edinme.

02- Takvayı kendine yegâne azık edinerek tıpkı bir yolcu gibi dünyadan geç git.

03- Kendini ölülerin arasında kabul et (her an ölebileceğini hiç aklından çıkarma).

04- Allah'ü Teâlâ’nın bir olduğuna ve Muhammed (Aleyhisselam)in O'nun Rasûlü olduğuna şahitlik et. Eğer böyle yaparsan her ne kadar az da olsa salih bir amel sana yetecektir.

05- Ayrıca (her gün):

 

آمَنْتُ بِاللهِ وَوَمَلٰۤئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ.

"Ben Allâh'ü Teâlâ’ya, O'nun meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettim. Ey Rabbimiz! Mağfiretini dileriz. Ölümden sonra diriltilerek varışımız ancak sanadır!” duasını okumaya devam et.

Kim bu sayılan güzel hasletlere sımsıkı yapışırsa, Allah’ü Teâlâ o kişinin dünyada dört, âhirette de dört vasfa sahip olacağına kefil olur ki:

 

Dünyadakiler;

a)  Sözde doğruluk,

b)  Amelde ihlas,

c)   Yağmur gibi… bol rızka nâiliyet,

d)  Bütün kötülüklerden korunmaktır.

 

Ahirettekiler ise;

a)   Büyük bir bağışlanma,

b)   Allah’ü Teâlâ'ya mânevî yakınlık,

c)   Me'vâ cennetine girme,

d)   Âhirette bir müminin ulaşabileceği en yüce dereceye ulaşmaktır.

06- Eğer sözünde doğru olmayı istersen; Kadr Sûresi'ni okumaya devam et.

07- Eğer bütün hallerinde ihlâs üzere olmak istersen, ihlâs Sûresi'ni çokça okumaya gayret et.

08- Şayet yağmur gibi bol rızka nâil olmak istersen Felâk Sûresi'ni okumaya devam et.

09- Eğer insanların kötülüğünden kurtulmak istersen Nas Sûresi'ni okumaya devam et.

Bazı ulema bu surelerin sırrına ermek için çok okunmaları gerektiğini beyan etmiş, çok tabirini ise günde en az 70 kere olduğunu zikretmiştir.

10- Hayır, rızık ve bereketi celbetmek istersen

آمَنْتُ ِاللهِ، وَمَلٰۤئِكَتِهِ، وَكُتُبِهِ، وَرُسُلِهِ سَمِعْنَا، وَأَطَعْنَا، غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ.

"Rahman ve Rahim olan, Melik, Hakk ve Mübin eserleriyle aşikâr, hakiki mevcut ve yegâne padişah olan Allah’ü Teâlâ'nın adıyla başlayarak dua ediyorum. O ne güzel Mevla'dır ki, sahiplendiği kulu zayi etmez, ne güzel de Nasir'dir ki, yardım ettiği kimseler asla yenik düşmez!"

Duasını ve Vakı'a ile Yasin sürelerini okumaya devam et. Böyle yaparsan rızık sana yağmur gibi bolca gelir.

11- Şayet Allah’ü Teâlâ'nın senin için her sıkıntıdan bir kurtuluş, her darlıktan bir çıkış yaratmasını ve seni hiç ummadığın yerden rızıklandırmasını istersen, istiğfara Allah’ü Teâlâ'dan af ve mağfiret istemeye sarıl.

12- Eğer korktuklarından emin olmak istersen:

أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ غَضَبِهِ وَعِقَابِهِ وَشَرِّ عِبَادِهِ وَمِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ وَأَنْ يَحْضُرُونِ.

"Allah’ü Teâlâ'nın gazabından, azabından, kullarının şerrinden, şeytanların ve cinlerin vesveselerinden ve benim yanımda bulunmalarından, Allah’ü Teâlâ'nın o tastamam kelimelerine sığınırım" de. (Ebu Davud, Tib: 19, no: 3895, 4/18; Tirmizi, De'avát: 94, no: 3528, 5/541, Nesai, Amelü'l-yevm: 186, no: 10601, 6/190; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no: 6696, 11/295)

13- Şayet semânın kapılarının ne zaman açılıp duaların ne zaman kabul göreceğini bilmek istiyorsan, müezzinin ezan okuduğu vakti gözet ve ezan lafızlarını sen de tekrar ederek ona cevap ver ezandan sonra da Allah’ü Teâlâ'ya yalvar.

Nitekim hadis-i şerifte şöyle varid olmuştur:

"Her kime sıkıntı ve zorluk isabet ederse, söylediklerini tekrar etmek suretiyle müezzine icabet etsin sonra Allah’ü Teâlâ'ya yalvarsın." (ibnu Sünni, Ameli'l yevmi ve Heyle, no: 98, 1/186)

14- Eğer seni sıkıntıya sokan bir işten kurtulmak istiyorsan:

تَوَكَّلتُ عَلَى لْحَيِّلَّذِي لَا يَمُوتُ، وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي لَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِي الْمُلْكِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ وَلِيٌّ مِنَ الذُّلِّ وَكَبِّرْهُ تَكْب۪يرًا.

"O hiç ölmeyecek diriye tevekkül ettim ve bütün hamdler O Allah’ü Teâlâ'ya mahsustur ki, O hiçbir çocuk edinmemiştir, mülkte Kendisi için hiçbir ortak mevcut olmamıştır, güçsüz bir duruma düşmekten münezzeh olduğu için Kendisini acizlikten koruyanı da bulunmamıştır. O'nu iyice yücelterek büyüklükle vasıfla" diye (dua et). Zira hadis-i şerifte söyle varid olmuştur:

"Beni hangi bir iş üzdüyse mutlaka Cebrail Aleyhisselâm bana görünüp şöyle demiştir: "Ya Muhammed! 'O hiç ölmeyecek diriye tevekkül ettim ve bütün hamdler O Allah’ü Teâlâ'ya mahsustur ki, O hiçbir çocuk edinmemiştir, mülkte Kendisi için hiçbir ortak mevcut olmamıştır, güçsüz bir duruma düşmekten münezzeh olduğu için Kendisini acizlikten koruyanı da bulunmamıştır' de. Ve ey kul! Yine de hakkıyla kendisine tazimde bulunamadığını itiraf etmek üzere 'O'nu iyice yücelterek büyüklükle vasıfla' de." (Hakim, no. 187, 1089)

15- Şayet sana isabet eden bir kederden, üzüntüden ve korkudan kurtulmak istersen:

اَلّٰلهُمَّ إِنِّي عَبْدُكَ، وَابْنُ عَبْدِكَ، وَابْنُ أَمَتِكَ، نَاصِيَتِي بِيَدِكَ، مَاضٍ فِيَّ حُكْمُكَ، عَدْلٌ فِيَّ قَضَاؤُكَ، أَسْأَلُكَ بِكُلِّ اسْمٍ هُوَ لَكَ، سَمَّيْتَ بِهِ نَفْسَكَ، أَوْ أَنْزَلْتَهُ فِي كِتَابِكَ، أَوْ عَلَّمْتَهُ أَحَدًا مِنْ خَلْقِكَ، أَوِ اسْتَأْثَرْتَ بِهِ فِي عِلْمِ الْغَيْبِ عِنْدَكَ، أَنْ تَجْعَلَ الْقُرْآنَ رَبِيعَ قَلْبِي، وَنُورَ صَدْرِي، وَجِلاَءَ حُزْنِي، وَذَهَابَ هَمِّي.

Ey Allah’ım! Ben Senin kulunum, erkek ve kadın kulunun oğluyum. Perçemim (alın saçım), hayatım Senin kudret elindedir, hükmün bende geçerlidir, takdirin bende adaletin ta kendisidir.

Kendisiyle Zatı'na isim verdiğin veya kitabında indirdiğin veya mahlûkatından yaratıklarından birine öğrettiğin veya indindeki gayb mânevi yanındaki gizli ilminde, kendisiyle istîsâr ettiğin özel olarak kendine seçtiğin bütün isimlerin hürmetine Senden, Kur'ân-ı Kerim'i kalbimin rebi'i (ilkbaharı), gönlümün nuru, hüznümün cilası, derdimin zehabı üzüntümün açılmasına ve derdimin gitmesine sebep kılmanı isterim!" diye (dua et)

Böylece sıkıntın, kederin ve hüznün senden gider. (Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, İbn, 1/339u Hibban, es-Sahih, no: 972, 3/253; İbni Ebi Şeybe, el-Musannef, no: 329)

16- Şayet en küçüğü sıkıntı olmak üzere umumi olarak doksan dokuz tane derdine Allah’ü Teâlâ'nın deva yaratmasını istersen:

لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِالله الْعَلِىِّ الْعَظِي.

"Çok yüce ve pek büyük Allâh'ın yardımı olmadan hiçbir güç ve kuvvet yoktur" (İbnü Sünni, Amelü'l-yevmi ve'l-leyle, no: 11/142 de. Çünkü bu zikir bahsettiğimiz doksan dokuz derde devadır.

17- Eğer sana isabet eden bir musibetten dolayı sevap kazanmak istersen:

إِنَّا لِلّٰهِ وَإِنِّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ، أَلَّهُمّعِنْدَكَ احْتَسَبْتُ مُصِیبَتِی، فَآجِرْنِي فِيهَا، وَأَبْدِلْنِي خَيْرًا مِنْهَا.

"Şüphesiz biz Allâh'a aidiz ve muhakkak ki biz ancak O'na dönücüleriz. Ey Allah’ım! Bu musibetimin sevabını yalnız Senden bekliyorum. Öyleyse bu inancımdan dolayı beni mükâfatlandır ve onun yerine bana daha hayırlısını ihsân et."

حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ تَوَكَّلْنَا عَلَى اللهِ وَعَلَى اللهِ تَوَكَّلْنَا.

" Allah’ü Teâlâ bize yeter. O ne güzel vekildir. Biz Allâh'a güvendik ve yalnız Allah’ü Teâlâ'ya güvendik” diye dua et.

18- Şayet sıkıntının zâil olmasını ve borcunun ödenmesini dilersen, Rasûlüllâh Sallallahu Aleyhi Vesellem’den varid olan şu duayı oku.

Nitekim bir soran Ebû Umâme (Radıyallahu Anh) sıkıntılarından ve borçlarından dolayı bir dua istediğinde Rasûlüllah Sallallahu Aleyhi Vesellem o kişiye: “Sana bir söz öğreteyim mi ki, onu söylediğinde Allah’ü Teâlâ sıkıntını gidersin borcunu ödesin" buyurmuş, o kişi de: "Elbette Allah’ü Teâlâ'nın Rasûlü!" deyince Rasûlüllah Sallallahu Aleyhi Vesellem: "Sabahladığında ve akşamladığında:

اَلَٰهُمّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ، وَأَعُوذُ بِكَ مَنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ وَالْبُخْلِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ وَقَهْرِ الرِّجَالِ.

"Ey Allah’ım! Sıkıntıdan ve üzüntüden Sana sığınırım. Acizlikten ve tembellikten Sana sığınırım. Korkaklıktan ve cimrilikten Sana sığınırım. Borcun bana galip gelmesinden ve bir takım insanların beni kahretmesinden bana zulmetmesinden Sana sığınırım' diye dua et)" buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Vitir: 32, no: 1557, 1/569)

19- Huşu'a Allah’ü Teâlâ'ya karşı derin saygı duymaya muvaffak olmak istiyorsan, ihtiyacın dışındaki boş yere sağa sola bakmaları terk et.

20- Hikmete muvaffak kılınmayı dilersen, boş sözleri konuşmayı terk et.

21- İbadetten tat zevk alma hususunda muvaffak olmak istersen, fazla yemeyi terk et ve oruca, gece kıyâmına, özellikle de teheccüd namazına sımsıkı sarıl.

22- Heybetli olma hususunda tevfik-i ilâhînin sana refik olmasını dilersen, fazla şaka yapmayı ve gereksizce gülmeyi terk et. Çünkü bu ikisi kişinin heybetini alçaltırlar.

23- İlâhî muhabbete Rabbini sevmeye ve O'nun tarafından sevilmeye muvaffak kılınmayı dilersen, dünyaya fazla rağbet etmeyi bırak.

24- Kendi ayıplarını düzeltmeye muvaffakiyet istersen, insanların kusurlarını araştırmayı bırak. Çünkü hüsn-ü zan insanlar hakkında güzel düşünmek imanın cüzlerinden olduğu gibi, tecessüs de insanlarda bir kusur bulmak için çabalamak da- nifakın münafıklığın cüzlerindendir.

25- Allah’ü Teâla'dan haşyete hakkıyla korkabilmeye muvaffakiyet istersen, Allâh’ü Teâlâ’nın Zâtı'nın keyfiyeti nasıl olduğu hakkında düşünmeyi terk et ki, imanındaki şüphecilikten ve nifaktan kurtulasın.

26- Her çeşit kötülükten kurtulmayı dilersen, insanlardan hiçbiri hakkında kötü düşünme.

27- Uzlete çekilip de maddi manevi rahatlık istersen, insanlardan fayda beklemeyi bırak ve yalnız Allah’ü Teâlâ'ya tevekkül et.

28- Kalbinin mânen ölmemesini istiyorsan, her gün 40 kere:

يَا حَيُّ يَا قَيِّومُ! لَا إَلَهَ اِلَّا أَنْتَ.

"Ey Hayy! Ey Kayyum! Senden başka hiçbir ilâh yoktur" zikrini söyle.

29- Kendisine hasret ve nedâmet pişmanlık günü denilen kıyamet gününde Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)i görüp şefaatine nail olabilmeyi dilersen:

﴿إِذَا الشَّمْسُ کَوِّرَتْ﴾، ﴿ إِذَا السَّمَاءُ انْفَطَرَتْ﴾،﴿إِذَا السَّمَاءُ انْشَقَتْ﴾

Tekvîr, İnfitâr ve İnşikak sürelerini çokça oku.

30- Yüzünün nurlanmasını dilersen, gece teheccüd namazına devam et.

31- Kıyamet günündeki susuzluktan kurtulmayı istersen, nâfile oruca devam et.

32- Kabir azabından emin olmak istersen, necaset pisliklerden sakın, haram yemeyi terk et ve gayri meşru şehvetlerin peşine gitmeyi bırak.

33- Zengin olmak istersen kanaate sarıl.

34- İnsanların en hayırlısı olmak istersen, insanlara faydalı ol.

35- İnsanların en çok ibadet edeni olmak istersen, Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve sellem)in şu sözüne yapış ki, o Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh)dan rivayet edilen bir hadis-i şeriflerinde):

"Kim benden şu söyleyeceğim sözleri alır da onlarla amel eder ya da amel edecek birilerine öğretir?" buyurunca, Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh): "Ey Allah’ü Teâlâ'nın Rasûlü!" dedi, sonra Ebû Hureyre'nin elinden tuttu ve şu beş şeyi saydı:

a)  Haramlardan sakın ki, insanların en çok ibadet edeni sen olasın.

b)  Rızık konusunda Allah’ü Teâlâ'nın senin için ayırdığına razı ol ki, insanların en zengini sen olasın.

c)   Komşuna iyilik et ki, hakiki mümin olasın.

d)  Kendin için sevdiğini insanlar için de sev ki, gerçek Müslüman olasın.

e)  Çok fazla gülme, çünkü fazla gülmek kalbi öldürür.”

(Tirmizi, Zühd: 1, no: 2305, 4/551; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no: 8095, 13/458)

36- İhlâs üzere olan muhsin iyilikleri yapıp kötülükleri bırakan kullardan olmayı dilersen, Allah’ü Teâlâ'yı görüyormuş gibi O'na ibadet et. Zaten sen O'nu göremiyorsan da O seni görmektedir. Bunu böyle idrak edip bu şuurla ibadet et. Aynen bu lafızda hadis-i şerifler mevcuttur. Buhâri, Imån: 36, no: 50, 1/27; Müslim, İmân: 1, no: 102, 1/28)

37- Eğer imanının kemâle ermesini istersen, ahlakını güzelleştirmeye bak.

38- 38- Allah’ü Teâlâ'nın seni sevmesini istiyorsan, Müslüman kardeşlerinin ihtiyaçlarını gidermeye çalış. Zira hadis-i şerifte şöyle vârid olmuştur:

"Allah’ü Teâlâ bir kulunu sevdiği zaman, insanların ihtiyaçlarını ona intikal ettirir (ona yönlendirir)." (Deylemi, Suyuti, Câmi'ul-ehadis, no: 1256, 2/260)

39- Rabbine itaat edenlerden olmak istersen, Allah’ü Teâlâ'nın sana farz kıldığı şeyleri eda et.

40- Allah’ü Teâlâ'ya günahlardan temizlendiğin halde kavuşmayı dilersen, cünüplükten yıkanmayı sakın terk etme ve cuma günü gusül almayı hiç ihmal etme. Eğer böyle yaparsan üzerinde hiçbir günah olmadığı halde Rabbine kavuşursun.

41- Eğer kıyamet gününde seni cennete davet edecek bir nur içerisinde haşr olunmak ve zulumâttan karanlıklar mesebesinde olan baplardan kurtulmak istiyorsan, Allah’ü Teâlâ mahlûkatından hiçbir kimseye zulmetme,

42- Günahlarının azalmasını istersen, devamlı tevbe-istiğfara sarıl.

43- İnsanların en kuvvetlisi olmayı dilersen, sadece Allah’ü Tealâ'ya güven.

44- Rızkının yağmur gibi çok hızlı bir şekilde bollaştırılmasını istersen, taharet-i kâmile tam bir temizlik / gusül ve abdest üzere olmaya devam et.

45- Allah’ü Teâlâ'nın azabından emin olmayı istersen, Allah’ü Teâlâ'nın yaratıklarından hiçbir kimseye gazaplanma (kızma).

46- Duanın kabul edilmesini murad edersen, haramlardan; faiz ve haram yemekten sakın.

47- Allah’ü Teâlâ'nın ayıplarını mahlûkata ifşa ederek seni kıyamet günü bütün mahlûkatın huzurunda rüsvan etmemesini istersen, her zaman tenâsül uzvunu ve dilini haramdan koru.

48- Allah’ü Teâlâ'nın senin ayıplarını örtmesini dilersen, sen de insanların ayıplarını ört. Çünkü Allah’ü Teâlâ Settar'dır günahları ve kusurları çokça örtendir), kulları içerisinde de başkalarının kusurlarını örtenleri sever.

49- Günahlarının affolunmasını dilersen istiğfar etmeyi, Allah’ü Teâlâ’dan devamlı korkmayı ve O'na karşı mahcubiyet ve boyun kırıklığı içerisinde olmayı ve insanların görmediği yerde riyadan uzak şekilde güzel ameller işlemeyi çokça yap!

50- Çok büyük ve güzel amellerle muvaffakiyet istersen güzel ahlaka, tevazu’a alçak gönüllülüğe ve belâlara karşı sabretmeye yapış!

51- Büyük günahlardan selamette kalmak istersen, kötü ahlaktan ve kendisine uyularak gereği yapılan cimrilik huyundan sakın!

52- Cebbar kuvvet ve kudret sahibi olan Allah’u Teâlâ'nın gazabının sana karşı sakin sönük olmasını istersen, bunu gizlice sadaka vererek ve sıla-ı rahim yaparak akraba ilişkilerini gözeterek söndür.

53- Borcunu ödeyebilmeyi istersen, kendisine borcunu nasıl kolayca ödeyebileceği hakkında dua soran bir arâbiye Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Senin üzerinde dağlar kadar borç olsa, Allah’ü Teâlâ onu sana ödettirir” diye buyurduğu şu duayı oku:

أَلَّهُمّاكْفِنِي بِحَلَالِكَ عَنْ حَرَامِكَ، وَأَغْنِنِي بِفَضْلِكَ عَمَّنْ سِوَاكَ.

“Ey Allâh! Haramına karşı bana helâlinle kâfi gel ve lütfunla beni Senden başkasına muhtaç etme." (Tirmizi, Delavat: 11I, no. 3563, 5/560)

Hadis-i şerifte şöyle vârid olmuştur:

"İçinizden birinin üzerinde borç olarak altından bir dağ bulunsa ve o kişi:

أَلَّهُمَّ فَارِجَ الْكَرْبِ! أَلَّهُمّكَاشِفَ الْهَمِّ! أَلَّهُمّمُجِيبَ دَعْوَةِ الْمُضْطَرِّينَا! رَحْمٰنَ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَرَحِيمَهُمَا! أَسْأَلُكَ أَنْ تَرْحَمَنِي افَارْحَمْنِي رَحْمَةً تُغْنِينِي بِهَا عَمَّنْ سِوَاكَ.

Ey sıkıntıyı açan Allah’ım! Ey sıkıntıyı ve kederi açıp kaldıran Allah’ım! Ey darda kalmışların duasını kabul eden Allah’ım! Ey dünyanın ve ahiretin Rahîmi ve Rahmânı! Senden, bana acımanı istiyorum. Öyleyse Sen bana öyle bir rahmet ile merhamet eyle ki, onun vesilesiyle beni Senden başkasına muhtaç etmeyesin' duası ile Allah’ü Teâlâ'ya dua ederse, elbette Allah’ü Teâlâ o kişinin borcunu ödemesi için bir vesile yaratır (Bezzar, el Musned, no: 62 1/13 Hakimi el-Müstedrek, 1/515 İbn Asikir, Mustasaru Tarihi Dımeşk, 20/137)

54- Bir belaya düştüğün zaman ondan kurtulmak istersen, hadis-i şerifte beyan edilen şu duaya sarıl ki, Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu hususta şöyle buyurmuştur: "Bir vartaya helaka düştüğün zaman:

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ ولَاحَولَ وَلَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ لْعَلِيِّ لْعَظِيمِ.

'Rahman ve Rahim olan Allah’ü Teâlâ'nın ismiyle. O çok yüce ve pek büyük Allah’ü Teâlâ'nın yardımı olmadan hiçbir güç ve kuvvet yoktur' de." (İbnu Sunni, Amelu'l-yevmi ve'l-leyle, no: 335, 2/139)

Sen de bu nasihate kulak verip böyle yaparsan Allah’ü Teâlâ senin için başına gelmesini murad ettiği türlü türlü belâları senden geri çevirir.

55- Şerlerinden korktuğun bir topluluktan emin olmak istersen, hadis-i şerifte beyan edilen:

أَلَّهُمّ إِنَّا نَجْعَلُكَ فِي نُحُورِهِمْ، وَنَعُوذُ بِكَ مِنْ شُرُورِهِمْ.

"Ey Allah’ım! Senin savuşturmanı onların boğazlarına yerleştiriyoruz. Onların şerlerinden de Sana sığınıyoruz” (Ebû Dâvûd, Vitir: 30, n: 1539, 1/564; İbnü Hibbân, no: 4765, 11/82) duasını oku.

Yine aynı konuda vârid olan şu duayı da oku:

أَلَّهُمّ اكْفِنِيهِمْ بِمَا شِئْتَ، وَكَيْفَ شِئْتَ، إِنَّكَ عَلَى مَا تَشَاء قَدِيرٌ.

"Ey Allah’ım! Onlara karşı bana dilediğin şeyle ve dilediğin şekilde kâfi gel. Şüphesiz Sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” (Müslim, Zühd: 18, no: 7703, 8/229)

56- Bir sultandan yetkiliden korkup şerrinden emin olmak istersen, hadis-i şerifte vârid olan şu duayı oku:

لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ الْحَلِيمُ الْكَرِيمُ، سُبْحَانَ اللهِ رَبِّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعِ وَرَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ، لَٓا اِلٰهَ اِلَّا أَنْتَ، عَزَّ جَارُكَ، وَجَلَّ ثَنَاؤُكَ، وَ لَٓا اِلٰهَ غَيْرُكَ.

'Halîm aceleci olmayan ve Kerim iyilik sahibi olan Allah’ü Teâlâ'dan başka hiçbir ilah yoktur. Yedi kat göklerin Rabbi ve büyük Arş'ın Rabbi olan Allâh'ı bütün noksan sıfatlardan tesbih tenzih ederim. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Güvencen çok güçlüdür. Övgün çok büyüktür. Senden gayrı hiçbir ilâh yoktur.” (İbnu Sunni, Amelü'l-yevmi ve'l-leyle, no: 344, 2/156)

Ayrıca yine bu mesele hakkında geride zikredilen şu duayı okumak da müstehaptır:

أَلَّهُمّ إِنَّا نَجْعَلُكَ فِي نُحُورِهِمْ، وَنَعُوذُ بِكَ مِنْ شُرُورِهِمْ.

"Ey Allah’ım! Senin savuşturmanı onların boğazlarına yerleştiriyoruz. Onların şerlerinden de Sana sığınıyoruz."

Yine hadis-i şerifte şöyle varid olmuştur:

"Kendisinden korkulan bir hükümdara gidip de onun seni yakalamasından korkarsan:

اَللّٰهُ أَكْبَرُ، اَللّٰهُ أَكْبَرُ، اَللّٰهُ أَعَزُّ مِنْ خَلْقِهِ جَمِيعًا، اَللهُ أَعَزُّ مِمَّا أَخَافُ وأَحْذَرُ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَا لَمِينَ.

Allah’ü Ekber. Allah’ü Ekber. O Allah’ü Teâlâ bütün mahlûkatından üstündür.

Allah’ü Teâlâ bizim korktuğumuz ve kaygılandığımız her şeyden daha üstündür.

Bütün hamdler de âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ'ya mahsustur” duasını oku.

(İbnu Ebi Şeybe, el-Musannef, no: 29787, 10/203)

57- Kalbinin din üzere sabit kalmasını istiyorsan, hadis-i şerifte rivayet edilen şu duayı oku:

أَلَّهُمّثَبِّتْ قَلْبِي علٰى دِينِكَ.

"Ey Allah’ım! Kalbimi dinin üzerine sabit kıl." (Tirmizi, De'avát: 90, no: 3522, 5/538)

Aynı hadis-i şerif hakkındaki farklı bir rivayet de:

یَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ! ثَبِّتْ قُلُوبَنَا علٰى دِينِكَ.

"Ey kalpleri istediği tarafa çeviren (Allah’ım)! Bizim kalplerimizi dinin üzerine sabit kıl" (Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no: 17667, 4/182 seklindedir. (Böyle de okunabilir.)

(Demiri, Hayatü’l hayevani’l Kübra, 1/146-153; Hasen ibni Muhammed Kasım el-Kûhen el-Fasi, Tabakatü'ş-Sazeliyyeti’l Kübra, 1/57-64; Muhammed Hasen Zafir, el Envaru l-Kudsiyye fi tenzihi Turuki’l Kavmi’l Aliyye, sh: 241-251)

Kaynak: Lalegül Dergisi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)