Duâda Dikkat
Duâda
Dikkat
Cenâb-ı
Hak buyuruyor:
“Duâlarına
şu sözleri de ekle. De ki: “Ey güçlükleri kolaylaştıran Allah! Ey Rabbimiz!
Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından
koru!” (Bakara, 201)
Rasûlullah
(sav) buyurdular:
"Allâh'tan
talep edilen (dünyevî şeylerden) Allâh'ın en çok sevdiği, âfiyettir." (Tirmizî, Deavât, 112/ 3542)
Bir
kimse devamlı olarak; “Yâ Rabbi! Lûtf u kereminle âfiyet ihsan buyur,
bizleri âfiyetten ayırma!” der dururdu.
Onun
bu sözlerini işiten birisi merakla:
"-Yapmakta
olduğun bu duânın mânâsı nedir? Niçin bu kadar sık tekrar ediyorsun?" diye sordu. O da, soruyu yönelten şahsın merakını gidermek için
başından geçenleri şöyle hülâsa etti:
"-Ben,
sırtında semer ile insanların yüklerini taşıyan ve böylece geçimini temin eden
bir hamal idim. Bir defasında çok ağır bir un çuvalını yüklenmiş, uzun bir
müddet taşımış ve fazlaca yorulmuştum. İstirahat etmek için bir ara çuvalı yere
koydum. Bu arada da içimden:
“-Yâ
Rab! Böylesine yorulmaktansa bana her gün iki somun versen, onunla iktifâ
ederdim!” deyiverdim.
Tam
bu esnâda, birbiriyle hangi husustan dolayı çekiştiklerini bilmediğim iki adam
gördüm. Aralarını bulayım diye yanlarına vardığımda, biri diğerine vurmak
istediği şeyi yanlışlıkla benim başıma vurdu. O anda yüzüm kanlar içinde kaldı.
Bu sırada mahalle karakolundan gelip bu iki kişiyi yakaladılar. Yüzümü-gözümü
kana bulanmış bir vaziyette görünce, kavgacılardan zannederek beni de yaka paça
tutuklayıp hapse attılar. Bir müddet, karanlık, soğuk ve rutûbet kokusuyla dolu
bir yerde hapis yattım. Lâkin her gün bana yiyecek olarak iki somun
veriliyordu. Bir gece, rüyada birisinin bana şöyle dediğini işittim:
“-Yorulmadan
her gün iki ekmek istemiş, fakat âfiyet istemeyi unutmuştun! İşte, istediğin
verildi.”
Bu
sırada uykudan uyandım ve yapmış olduğum hatadan dolayı Cenâb-ı Hakk'a ilticâ
ederek:
“-Affet
Rabbim! Sen'in sonsuz rahmet ve merhametine sığınıyorum. Artık ben sadece
âfiyet isterim, âfiyet!” demeye başladım. Derken
hapishanenin kapısının açıldığını ve:
“-Hamal
Ömer nerede?” diye bağırıldığını işittim. Biraz sonra da beni dışarı çıkardılar
ve salıverdiler. O gün bugündür, ben de bu duâyı tekrarlamaktayım.” (Bkz. Kuşeyrî, er-Risâle, s: 514)
Her
Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Ğaffâr: Daima affedici olup, mağfireti, bağışlaması sonsuz olan,
yeniden işlenen günahları örten, setreden ve affeden demektir.
Kısa
Günün Kârı
Duâ,
Allah ile kul arasında dâimî bir râbıtadır. Duâ, kulluğun özü, Rabbe yönelişin
adıdır. İlâhî rahmetten merhamet ve yardım dilenmektir. Bu sebeple kulluktan
bahsedilen bir yerde, duâdan bahsetmemek mümkün değildir. Ancak duâ ederken,
Hakk'a yakınlığımıza, takvâmıza ve Allah Teâlâ'dan ne istediğimize çok dikkat
etmeli; O'ndan devamlı hayır, iyilik ve âfiyet istemeliyiz.
Lügatçe
hülâsa: Özet, fezleke.
iktifâ: Kâfi görmek. Var olanı yeter saymak.
ilticâ: Bir yere sığınma.
(Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Dergisi)
(Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Dergisi)
Yorumlar
Yorum Gönder