Kayıtlar

2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tecellî-i Cemâl İster Gönül Eğlenmez Eğlenmez

Tecellî-i Cemâl İster Gönül Eğlenmez Eğlenmez   Tecellî-i cemâl ister gönül eğlenmez eğlenmez... Tesellî-i visâl ister gönül eğlenmez eğlenmez...   Sivâ savmını kim dutdu visâlin 'ıydına yetdi; Cemâlin vasfın işitdi gönül eğlenmez eğlenmez...   Cihânı gezse sertâser görünmez ana bahr ü berr; Meğer yâ Rab seni ister gönül eğlenmez eğlenmez...   Şu cân kim buldu cânânı n'ider mülk-i Süleymân'ı; Kodu hayretde aşk anı gönül eğlenmez eğlenmez...   Ne halvetde ne celvetde ne kesretde ne vahdetde; Ne Tûbâ'da ne Cennet'de gönül eğlenmez eğlenmez...   Ne dünyâda ne ukbâda gönül bir özge sevdâda; Demâdem fikr-i Mevlâ'da gönül eğlenmez eğlenmez...   Cemâlin nûrunu gözler ana kâr eylemez sözler; Meğer Mevlâ seni özler gönül eğlenmez eğlenmez...   Gönül vîrânesin yâ Rab kemâl-i fazlın ile yap; Edelden zâtını matlab gönül eğlenmez eğlenmez...   Eğer dünyâ eğer ukbâ visâlinsiz kuru sevdâ; Hüdâî n'itsin e...

İslâmiyet’te Hiçbir Eksiklik Yoktur

İslâmiyet’te Hiçbir Eksiklik Yoktur   Dinimiz yeni inmedi. Dinimizde eksiklik fazlalık yoktur. Bu bakımdan asla reforma ihtiyacı yoktur. Reforma ihtiyaç olan, din olamaz. Hâşâ Allah noksan göndermiş demektir. Bu bakımdan dine yeni bir şey ilave etmek veya çıkarmak dini bozmak olur.   İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Bazıları yapacağı değişiklikle, dini düzelteceğini zannediyorlar, dinin noksanlığını tamamlayacaklarını iddia ediyorlar. Hâlbuki din noksan değildir. Kur’an-ı Kerim’de, “Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum.”. buyuruldu. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [reform yapmaya] çalışmak, bu âyeti inkâr olur. (m. 260) Bugün etiketlisi etiketsizi her reformcu, din yeni inmiş gibi, üstelik hâşâ bunlara inmiş gibi ahkâm kesiyorlar. “Yalnız Kur’an…” diyerek, herkesi Kur’andan anladığı ile amel etmeye teşvik ediyorlar. Peygamberimizi kabul etmeyen “Kur’andan başka şey, hadi...

Pembe Panjurlu Evden Niye Vazgeçtik?

  Pembe Panjurlu Evden Niye Vazgeçtik?   Eski bir ev vardı sevdiğim. Kapısına vurulmuştum daha ziyade çok eski olduğu için. Baktım ki bugün onu da yıkıyorlar. Burada mı apartman olacak dedim içimden... Yerine lüks daireler yaparlar aşağısı bizi rahatlatmaz... Lüks hayatlara tutulduk artık... Gözümüz en yüksekte... Küçük, eski ama şirin bahçesi gül dolu, pembe panjur da istemem, bir evde yaşamak ne güzel olurdu.   “Apartmana Hayır!” isimli kitabın yazarı Mimar Semih Akşeker, çok katlı betonarme binaların beden ve ruh sağlığımızı tehdit ettiğini söylüyor. Tüm Türkiye’nin müstakil, bahçeli evlere geri dönebilmesi içinse 30 yıl yeterli. Tek katlı, bahçeli, pembe panjurlu bir evde, sevdikleriyle yaşamanın hayalini kuranlar neredeyse tarihe karıştı. Çünkü günümüzün düşleri ya çok modern, lüks apartman dairelerinde ya da üç katlı ihtişamlı villalarda başlıyor artık. Peki, ne oldu da atalarımızın yüzyıllardır yaşadığı şirin, mütevazı evleri terk edip sitelere sığınd...

Kur’an-ı Kerim’de Üç Temel Kavram

  Kur’an-ı Kerim’de Üç Temel Kavram   1.      Rûbubiyet: ·      Her şeyin mutlak manâda malikinin Allah olduğuna, ortağının bulunmadığına, tek yaratıcının o olduğuna, bütün kâinatı evirip çeviren, işlerini idare eden, onda tasarruf edenin o olduğuna, kulları yaratıp rızıklandıran, hayat veren ve canlarını alanın o olduğuna kesin olarak inanmak, ·      Allah'ın kaza ve kaderine, zatında vahdaniyetine yani bir ve tek olduğuna inanmaktır. Bunun özü, fiilleriyle Allah'ı tevhid etmek, yani birlemektir.   2.      Ulûhiyet: ·                    Allah'ın mutlak kudret ve mutlak hâkimiyeti ile idrak içi yahut idrak dışı her şeyi mutlak tasarrufunda ve boyunduruğu altında bulundurmasıdır. ·                    H...

Üsve-i Hasene - Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem

Üsve-i Hasene - Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem   ·      Allah’ın Rasûl'ü ve nebilerin sonuncusuydu. (Ahzâb Sûresi, 40) ·      Bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmişti. (Nisâ Sûresi, 79; Sebe Sûresi, 28) ·      Zorba değildi. (Ğâşiye Sûresi, 21-22) ·       (Mu'minlere) Öğüt vericiydi. (Zâriyât Sûresi, 55) ·      Büyük bir ahlâk üzereydi. (Kalem Sûresi, 4) ·      Âlemlere rahmet olarak gönderilmişti. (Enbiyâ Sûresi, 107) ·      Çok şefkatli ve çok merhametliydi. (Tevbe Sûresi, 128) ·      Hakka çağıran, dini tebliğ eden bir peygamberdi. (Mâide Sûresi, 99; Nahl Sûresi, 82) ·      Zorlayıcı değildi. (Kaf Sûresi, 45) ·      Katı kalpli değildi. (Âli İmrân Sûresi, 159) ·      Yumuşak davranışlıydı. (Âli İmrân Sûresi, 159) ·    ...

Can İçinde Bir Can Gördüm…

Can İçinde Bir Can Gördüm…   Daldım leylin kalbinde, inci ve mercan gördüm, Ben şâh-ı dilberimi, can içinde bir can gördüm…   O güzeller güzelidir, oldu bize cân-ı canan, Gökyüzünde yıldızları, onu kalpte sercan gördüm…   Her nefesle didârında, olsam kalbin baharında, Bâki devlet gönle cennet, O'nda solmaz gülcan gördüm…   Gönlümüzde O'dur kalan, bizi dertten derde salan, Varlığıyla şifa olan, şirin şeker bir can gördüm…   Yakut cevher nedir söyle, o dilberin adı varken,   Rayihası gülden güzel, sonsuz âşık bir can gördüm…   Nur çeşmesi dudağında, her sabahın şafağında, Bülbül güle âşık olur, O’nu başka bir can gördüm…   Gönül gönle akar durur, âşık olan bakar durur, Beni canda ateşiyle, her dem yakan bir can gördüm…   Varsın mecnun leylâ desin, seven gönül belâ desin, Vefa yâre kul olmaktır, ârifanda nurcan gördüm…   Zahid cennet ister imiş, abid kevser içer imiş, Ezel ebed kudret el...