Bağdat’ta Yangın Hikâyesi
Bağdat’ta Yangın Hikâyesi
Bir
gece halkın yanık bağrından çıkan ah ateşinin, Bağdat’ın yarısını küle
çevirdiğini duydum. O anda adamın biri ellerini havaya kaldırıp Allah’a şöyle
dua etmiş; “Çok şükür, bu yangın dükkânıma zarar vermedi. ”
Yoldan
geçen bir ulu kişi, adamın niyazını işitince onu uyarmak istemiş; “Ey bilgisiz
adam, sen yalnız kendini mi düşünürsün! Koca şehrin yarısı yanıp küle dönmüş, sense
dükkânının kurtulduğuna seviniyorsun, öyle mi! İnsanların açlıktan karınlarına
taş bağladığını gören birisi, taş yürekli değilse, ağzına bir lokma atamaz. Yoksulların
açlıktan kan tükürdüğünü gören bir zengin, ağzındaki lokmayı ne yüzle çiğner!
Hasta sahibi sağlıklıdır diye düşünme! Çünkü hastasının derdiyle kıvranmaktadır.
Merhametli yolcular konak yerlerine vardıklarında, geride kalan dostları
gelmedikçe uyumazlar. Diken taşıyan kişinin eşeği çamura saplandığı zaman
padişahların gönlü bundan mustarip olur. ”
Mutlu
olmak isteyen irfan sahibi kimseye Sadi’nin şu sözü yetişir. Dinlersen sana da öğüt
vereyim;
“Diken
ekersen, gül biçemezsin!”
(Gülistan ve Bostan)
Yorumlar
Yorum Gönder