40 Hadisi Şerif 2

40 Hadisi Şerif 2
 ١) عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِىَ اللهُ عَنْهُمَا عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ: اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ وَالْمُهَاجِرُ مَنْ هَجَرَ مَا نَهَى اللَّهُ عَنْهُ
1. Abdullah b. Amr Radiyallahü Anh'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Müslüman dilinden ve elinden (diğer) Müslümanların selamette kaldığı kimsedir. Muhacir de Allah'ın yasakladıklarını terk edendir.” (Buharî, İman, 4.)

٢) عَنْ أَنَسٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: ثُلاثٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ وَجَدَ بِهِنَّ حَلاَوَةَ الْإيْمَانِ مَنْ كَانَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أحَبَّ إلَيْهِ مِمَّا سِوَاهُمَا وَأنْ يُحِبَّ الْمَرْءَ لاَ يُحِبُّهُ إلاَّ لِلَّهِ وَأنْ يَكْرَهَ أَنْ يَعُودَ فِي الْكُفْرِ بَعْدَ أنْ أنْقَذَهُ اللَّهُ مِنْهُ كَمَا يَكْرَهُ أنْ يُقْذَفَ فِي النَّارِ
2. Enes İbn Mâlik Radiyallahü Anh'ten rivayet edildiğine göre Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar: Allah ve Rasulünü, (bu ikisinden başka) herkesten fazla sevmek. Sevdiğini Allah için sevmek. Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek." (Müslim, İman, 67.)

٣) عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا اَنَّ رَجُلاً سَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَيُّ اْلإِسْلاَمَ خَيْرٌ؟ قَالَ: تُطْعِمُ الطَّعَامَ وَتَقْرَأُ السَّلاَمَ عَلَى مَنْ عَرَفـْتَ وَمَنْ لَمْ تَعْرِفْ.»
3. Abdullah b. Amr Radiyallahü Anh'dan rivayet edildiğine göre; Rasulullah’a biri, İslam'ın en hayırlısı hangisidir?” diye sorunca o şöyle buyurmuştur: (İnsanlara) yemek yedirmen ve tanıdığına tanımadığına selam vermendir.” (Buharî, İman, 6.)

٤) عَنْ اَبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ اْلَآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ اْلَآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ اْلَآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا اَوْ لِيَسْكُتْ.»
4. Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusunu rahatsız etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!” (Müslim, İman, 75.)
٥) عَنْ آنَسٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: لاَ يؤْمِنُ
أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لِأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ.»
5. Enes Radiyallahü Anh 'ten rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: Hiçbiriniz, kendiniz için istediğini kardeşi için de istemedikçe (tam) iman etmiş olmaz.” (Buharı, İman, 7.)

٦) عَنْ اَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهُ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ مَنْ رَأي مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِلِسَانِهِ فَإنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإيمَانِ»
6. Ebu Saîd el.Hııdrî Radiyallahü Anh, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellemı şِyle buyururken işittim dedi: Kim bir kِtülük gِrürse onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, İman, 78.)

٧) عَنْ عُمَرَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: إنَّمَا الأعْمَالُ بِالنِّيَاتِ وَإنَّمَا لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى فَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ اِلىَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ فَهِجْرَتُهُ اِلىَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ لِدُنْيَا يُصِيبُهَا أوْ اِمْرَأةٍ يَنْكِحُهَا فَهِجْرَتُهُ اِلَى مَا هَاجَرَ اِلَيْهِ.»
7. Hz. Ömer Radiyallahü Anh'den rivayet edilmiştir. O, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'ın şöyle buyurduğunu işittim, dedi: Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır.. Öyleyse kimin hicreti Allah'a ve Rasulüne ise onun hicreti Allah ve Rasulünedir.. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya nikâhlanacağı bir kadına ise onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir.”. (Buharî, Bed'ü'1.Vahy, 1; Müslim, İmaret, 155.)

٨) عَنْ ابْنِ عُمَرَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمَا أنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: بُنِيَ الْإسْلاَمُ عَلَى خَمْسٍ: شَهَادَةِ أنْ لاَ اِلَهَ الَّا اللَّهُ وَأنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ، وَإِقَامِ الصَّلَاةِ، وإِيْتَاءِ الزَّكَاةِ، وَحَجِّ الْبَيْتِ، وَصَوْمِ رَمَضَانَ
8. İbn Ömer Radiyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: İslam dini beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve Rasulü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve ramazan orucunu tutmak.” (Buharî, İman 2; Müslim, İmân, 21.)

٩) عَنْ اَبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقوُلُ: أَرَأَيْتُمْ لَوْ أَنَّ نَهْرًا بِبَابِ أَحَدِكُمْ يَغْتَسِلُ مِنْهُ كُلَّ يَوْمٍ خَمْسَ مَرَّاتٍ هَلْ يَبْقَى مِنْ دَرَنِهِ شَيْءٌ؟» قَالُوا: لاَ يَبْقَى مِنْ دَرَنِهِ شَيْءٌ.» قَالَ: فَذَلِكَ مَثَلُ الصَّلَوَاتِ الْخَمْسِ يَمْحُو اللَّهُ بِهِنَّ الْخَطَايَا
9. Ebu Hureyre Radiyallahü Anh'den rivayet edilmiştir. O, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'ın şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa kirinden bir şey kalır mı?" Sahabeler: "O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz." dediler. Rasuli Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem: "Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder." Buyurdular. (Müslim, Mesâcid, 283.)

 ١٠) عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَفَّان رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقوُلُ مَن صَلَّى الْعِشَاءَ فِى جمَاعَةٍ فَكَأنَّمَا قَامَ نِصْفَ اَللَّيْلِ وَمَنْ صَلَّى الصُّبْحَ فِى جَمَاعَةٍ فَكَأنَّمَا صَلَّى اللَّيْلَ كُلَّهُ.»
10. Hz. Osman Radiyallahü Anh'dan rivayet edilmiştir. O, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim, dedi: Kim yatsıyı cemaatle kılarsa sanki gecenin yarısını ihya etmiş gibi olur, kim de sabah namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin tamamını namazla geçirmiş gibi olur.” (Müslim, Mesâcid, 260.)

١١) عَنْ جَابِرٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كُلُّ مَعْرُفٍ صَدَقَةٌ.»
11. Câbir Radiyallahü Anh'den rivayet edilmiştir. O, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'in şöyle buyurduğunu söylemiştir; Her (meşru ve) güzel iş sadakadır.” (Buharî, Edep, 33.)

١٢) عَنْ اَبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ اِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أيُّ الصَّدَقَةِ أَعْظَمُ أجْرًا؟ قَالَ اَنْ تَصَدَّقَ وَاَنْـتَ صَحِيحٌ شَحِيحٌ تَخْشَى الْفَقْرَ وَتَأمَّلُ الغَنِىَّ وَلاَ تُمْهِلْ حَتَّى اِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُمَ قُلْتُ لِفُلَانٍ كَذَا وَلِفُلَانٍ كَذَا وَقَدْ كَانَ لِفُلَانٍ.»
12. Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'e bir adam gelerek şöyle dedi: Ey Allah'ın elçisi! Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür? Hz. Peygamber de şöyle buyurdu:. "Sağlığın yerinde olup malına düşkün olduğun, fakirlikten korkup zenginliğe tamah ettiğin halde verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de falana şu kadar”, filana bu kadar” demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.” (Buharî, Zekât, 11; Müslim, Zekât, 92.)

١٣) عَنْ ابْنِ عُمَرَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمَا عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لاَ حَسَدَ الاَّ فِى اثْنَتَيْنِ رَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ الْقُرْآنَ فَهُوَيَتْلُوهُ آنَاءَ الْلّيْلِ وَآنَاءَ النَّهَارِ وَرَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ مَالاً فَهُوَيُنْفِقُهُ آنَاءَ اللَّيلِ وَآنَاءَ النَّهَارِ
13. İbni Ömer Radiyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: Sadece şu iki kimseye gıpta edilir: Biri Allah'ın kendisine Kur'an verdiği ve gece gündüz onunla meşgul olan kimse, diğeri Allah'ın kendisine mal verdiği ve bu malı gece gündüz onun yolunda harcayan kimse.” (Buharî, Tevhid, 45; Müslim, Müsafırîn, 266.) 45

 ١٤) عَنْ مَالِكٍ أنَّهُ قَدْ بَلَغَـهُ اَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: "بُعِثْتُ
لِاُتَمِّمَ حُسْنَ الْاَخْلَاقِ"
14. Malik'e ulaşan habere göre Allah Rasulü Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim." (Muvatta, Husnü'1. Hulk, 1.)
١٥) عَنْ عَبْدِاللَّهِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ سَلَّمَ: "عَلَيْكُمْ بِالصِّدْقِ. فَإنَّ
الصِّدْقَ يَهْدِي اِلَى الْبِرِّ. وَإنَّ الْبِرَّ يَهْدِي اِلَي الْجَنَّةِ. وَمَا يَزَالُ الرَّجُلُ يَصْدُقُ وَيَتَحَرَّى الصِّدْقَ حَتَّى يُكْتَبُ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا. وَاِيَّاكُمْ وَالْكِذْبَ. فَإنَّ الْكِذْبَ يَهْدِي اِلَى الْفُجُورِ. وَإنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي اِلَى النَّارِ. وَمَا يَزَالُ الرَّجُلُ يَكْذِبُ وَيَتَحَرَّى الْكِذْبَ حَتَّى يُكْتَبُ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا
15. Abdullah Radiyallahü Anh'tan rivayet edildiğine göre Allah'ın Elçisi Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Doğruluğu elden bırakmayınız.. Çünkü doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söylemeye ve doğruluğu araştırmaya devam ederse Allah katında en doğru kişi olarak yazılır. Yalandan sakınınız. Çünkü yalan kötülüğe götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söylemeye ve yalanı araştırmaya devam ederse Allah katında en yalancı olarak yazılır.". (Müslim, Birr, 105.)

١٦) عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: "لَيْسَ الشَّدِيدُ بِالصُّرْعَةِ إنَّمَا الشَّدِيدُ الَّذِي يَمْلِكُ نَفْسَهُ عِنْدَ الْغَضَبِ."
16. Ebu Hureyre Radiyallahü Anh'den nakledildiğine göre Allah Rasulü Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Güçlü kimse, güreşte güçlü olan değil, kızgınlık anında kendisine hâkim olandır." (Buharî, Edep, 76; Müslim, Birr, 107.)

١٧) عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ أنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: "إنَّ اللَّهَ رَفِيقٌ يُحِبُّ الرِّفْقَ وَيُعْطِي عَلَيْهِ مَا لَا يَعْطِي عَلَى الْعِنَفِ."

17. Abdullah b. Muğaffel Radiyallahü Anh'den naklen Allah Rasulü Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Muhakkak ki Allah nezaketle muamele eder, nezaket ve ağırbaşlılığı sever, şiddet ve kabalık karşılığında vermediğini nezaket ve ağırbaşlılık karşılığında verir." (Ebu Davut, Edep, 10.)

١٨) عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ أنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: "إيَّاكُمْ الْحَسَدَ فَإنَّ الْحَسَدَ يَأْكُلُ الْحَسَنَاتِ كَمَا تَأْكُلُ النَّارُ الْحَطَبَ."
18. Ebu Hureyre Radiyallahü Anh'den naklen Nebi Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Hasetten (kıskançlıktan) sakınınız. Çünkü ateşin odunu yediği gibi kıskançlık da iyi amelleri yer bitirir." (Ebu Davut, Edep, 44.)

١٩) عَنْ أبِي ذَرٍّ رَضَىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "اِتَّقِ اللَّهَ حَيْثُمَا كُنْتَ وَاتْبِعِ السَّيِّئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ."
19. Ebu Zer Radiyallahü Anh'den naklen şöyle demiştir. Allah Rasulü Sallallahü Aleyhi Vesellem bana şöyle dedi: "Nerede olursan ol, Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşa! Kötülüğün peşine hemen onu yok edecek bir iyilik yap! İnsanlara güzel ahlakla muamele et!" (Tirmizî, Birr, 55.)

٢٠) عَنْ أبِي ذَرٍّ رَضَىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ لِي النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ " لَا تَحْقِرَنَّ مِنَ الْمَعْرُوفِ شَيْئًا وَلَوْ أنْ تَلْقَى أخَاكَ بِوَجْهٍ طَلِيقٍ."
20. Ebu Zer Radiyallahü Anh şöyle dedi: Nebi Sallallahü Aleyhi Vesellem bana (hitaben) buyurdu ki: "Din kardeşini güler yüzle karşılamak gibi (tabii) bir iyiliği bile sakın küçük görme!" (Müslim, Birr, 144.)

٢١) عَنِ النَّوَّاسِ بْنِ سَمْعَانِ الْأنْصَارِيِّ قَالَ: سَألْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ عَنِ الْبِرِّ وَالْإثْمِ؟ فَقَالَ: "الْبِرُّ حُسْنُ الْخُلْقِ وَالْإثْمُ مَا حَاكَ فِي صَدْرِكَ، وَكَرِهْتَ أنْ "يَطَّلِعَ عَلَيْهِ النَّاسُ
21. Nevvas b. Sem'an el.Ensârî Radiyallahü Anh'den naklen, şöyle demiştir: Allah Rasulü Sallallahü Aleyhi Vesellem'ne iyilik ve günah hakkında soru sordum. O da şöyle buyurdu: "İyilik, güzel ahlaktır. Günah (kötülük) ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmelerini istemediğin şeydir." (Müslim, Birr, 14.)

٢٢) عَنْ نُعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ رَضَى اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى َاللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى"
22. Nu’inân ibni Beşir Radiyallahü Anh' den rivayet edildiğine göre, Rasululiah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar." (Buharî, Edep, 27; Müslim, Birr, 66.)

 ٢٣) عَنْ أبِي مُوسَى رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسَولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "الْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا " وَشَبَّكَ بَيْنَ اَصَابِعِهِ.
23…. Ebu Musa el.Eş'ari Radiyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre Rasululiah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Müminin mümine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir." Hz. Peygamber bunu açıklamak için iki elinin parmaklarını birbiri arasına geçirerek kenetledi.” (Buharî, Salat 88, Mezâlim, 5; Müslim, Birr, 65.)

٢٤) عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: "إذَا نَظَرَ اَحَدُكُمْ إلَى مَنْ فُضِّلَ عَلَيْهِ فِى الْمَالِ وَالْخَلْقِ فَلْيَنْظُرْ إلَى مَنْ هُوَأَسْفَلَ مِنْهُ."
24. Ebu Hureyre Radiyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Sizden biriniz mal ve yaratılış bakımından kendinden daha üstün birine bakarsa ardından kendinden daha düşük derecede olana baksın." (Buharî, Rikak, 30.)

٢٥) عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ رَضِى اللَّهُ عَنْهُمَا أنَّ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: "الْمُسْلِمُ أخُ الْمُسْلِمِ لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوِمَ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ"
25. Abdullah îbni Ömer Radiyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu yalnız bırakmaz. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah’ü Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah’ü Teâla da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter." (Buharî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.)

٢٦) عَنْ أنَسٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ أنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:" لَا تَبَاغَضُوا وَلَا تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللهِ إخْوَانًا وَلَا يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلآثٍ
26. Enes Radiyallah’ü Anh'dan rivayet edildiğine göre Nebi Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu; "Birbirinize karşı kötü duygular beslemeyiniz. Birbirinizi çekememezlik yapmayınız. Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz. Bir Müslümanın diğer Müslüman kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir." (Buharî, Edep, 62; Müslim, Birr, 23.)

٢٧) عَنْ أبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
كُلُّ سُلاَمَى مِنَ النَّاسِ عَلَيْهِ صَدَقَةٌ كُلَّ يَوْمٍ تَطْلُعُ فِيهِ الشَّمْسُ تَعْدِلُ بَيْنَ الْإثْنَيْنِ صَدَقَةٌ وَتُعِينُ الرَّجُلَ فِى دَابَّتِهِ فَتَحْمِلُهُ عَلَيْهَا أوْ تَرْفَعُ لَهُ عَلَيْهَا مَتَاعَهُ صَدَقَةٌ وَالْكَلْمَةُ الطَّيِّبَةُ صَدَقَةٌ وَبِكُلِّ خَطْوَةٍ تَمْشِيهَا إلَى الصَّلآةِ صَدَقَةٌ وَتُمِيطُ الْأذَى عَنِ الطَّرِيقِ صَدَقَةٌ
27. Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh’den rivayet edildiğine göre; Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adaletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır. Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermen de sadakadır.". (Buharı, Sulh, 11, Cihâd, 72, 128; Müslim, Zekât, 56.)

٢٨) عَنْ سَلَمَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ سَمِعْتُ النِّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ:" مَنْ يَقُلْ عَلَيَّ مَا لَمْ أقُلْ فَلْيَتَبَـوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ."
28. Seleme Radiyallahü Anh'den; Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellemin şöyle buyurduğunu işittim: 'Benim söylemediklerimi her kim bana isnâd ederse cehennemdeki yerine hazırlansın." (Buharî, İlim, 38.)

٢٩) عَنْ اِبْنِ عَبَّاسٍ رَضَى اللَّهُ عَنْهُمَا أنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:
"مَنْ يُريِدِ اللَّهُ بِهِ خَيْرًا يُفَقِّهْهُ فِى الدِّينِ."
29. İbn Abbas Radiyallahü Anh'dan; Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Allah, hakkmda hayır dilediği kimseye din hususunda büyük bir anlayış (kabiliyeti) verir." (Buharî, İ'tisam, 10, İlim, 13; Müslim, İmaret, 175; Tirmizî, İlim, 1.)

٣٠) عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ " لآ حَسَدَ إلَّا فِى اثْنَتَيْنِ رَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ الْمَالَ فَسُلِّطَ عَلَى هَلَكَتِهِ فِى الْحَقِّ وَرَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ الْحِكْمَةَ فَهُوَيَقْضِى بِهَا وَيُعَلِّمُهَا."
30. Abdullah b. Mes'ûd Radiyallahü Anh'dan; Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "İki kişiden başkasına gıpta edilmez; Allah tarafından kendisine mal verilip de hak yolunda o malı harcayan kimse ile Allah tarafından kendisine hikmet (ilim) verilip de onunla (yerli yerince) hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse.” (Buharî, İlim, 15.)

٣١) عَنْ أبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
"مَنْ سَلَكَ طَرِيقًا يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْمًا سَهَّلَ اللَّهُ لَهُ طَرِيقًا إلَى الْجَنَّةِ."
31. Ebu Hureyre Radiyallahü Anh'den; Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Kim ilim öğrenmek için yola çıkarsa Allah onu cennete giden yolu kolaylaştırır." (Tirmizî, îlim, 2.)

٣٢) عَنْ أبِى هُرَيْرَةَ رَضِى اللَّهُ عَنْهُ أنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:
" إذَا مَاتَ الْإنْسَانُ اِنْقَطَعَ عَنْهُ عَمَلُهُ إلَّا مِنْ ثَلآثَةٍ إِلَّا مِنْ صَدَقَةٍ جَارِيَةٍ أوْ عِلْمٍ يُنْتَفَعُ بِهِ أوْ وَلَدٍ صَالِحٍ يَدْعُو لَهُ."
32. Ebu Hureyre Radiyallahü Anh'den; Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: 'İnsanoğlu öldüğü zaman üç şey dışında bütün amellerinin sevabı sona erer. Sadaka.i cariye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı bir evlat.". (Müslim, Vasiyet, 14.)

٣٣) عَنْ أنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
" مَنْ خَرَجَ فِى طَلَبِ الْعِلْمِ كَانَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ حَتَّى يَرْجِعَ."
33. Enes b. Malik Radiyallahü Anh'ten; Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine
dönünceye kadar Allah yolundadır." (Tirmizî, İlim, 2.)

٣٤) عَنْ أنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:
" يَسِّرُوا وَلَا تَعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلَا تُنَفِّرُوا."
34. Enes b. Malik Radiyallahü Anh'ten; Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin nefret ettirmeyin." (Buharî, İlim, 11.)

عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمَا أنَّ رَجُلًا ذَكَرَ لِلنَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ (٣٥
وَسَلَّمَ أنَّهُ يُخْدَعُ فِى الْبُيُوعِ فَقَالَ " إذَا بَايَعْتَ فَقُلْ لَا خِلَابَةَ."
35. Abdullah İbn Ömer Radiyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre bir adam Hz, Peygamber (s,a,v,) e gelerek alışverişte aldatıldığını şikâyet etti. Bunun üzerine Hz, Peygamber: "Bundan böyle alışveriş yaparken (dinde) kandırmak yoktur de." buyurdu. (Buharî, Buyu',48; Müslim, Buyu', 48.)

٣٦) عَنْ أبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ عِنِ النَّبِىِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ " الْحَلِفُ مَنْفَقَةٌ
لِلسِّلْعَةِ مَمْحَقَةٌ لِلْبَرَكَةِ."
36. Ebu Hureyre Radiyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre Hz, Peygamber (s,a,v,) "Alışverişte yemin etmek ticaret malının bereketini giderir." Buyurmuştur.” (Buharî, Buyu', 26; Müslim, Musakât, 31.)

٣٧) عَنْ أبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ أنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَرَّ بِرَجُلٍ يَبِيعُ طَعَامًا فَسَألَهُ كَيْفَ تَبِيعُ؟ فَأخْبَرَهُ فَأُوحِيَ إلَيْهِ أنْ اَدْخِلْ يَدَكَ فِيهِ فَأدْخَلَ يَدَهُ فِيهِ فَإذَا هُوَمَبْلُولٌ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ " لَيْسَ مِنَّا مَنْ غَشَّ
37.Ebu Hureyre Radiyallahü Anh' den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav) bir gün yiyecek satan bir kişiye uğradı. Adama, Bunu nasıl satıyorsun?" diye sorunca o da anlattı. Derken Hz. Peygamber elini satılan yiyeceğin içine soktu ve ıslak olduğunu gördü. Bunun üzerine Hile yapan bizden değildir.” Buyurdu. (Ebu Davut, Buyu', 52.)

٣٨) عَنْ عَبْدِ اللّهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ:" لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الرَّاشِى وَالْمُرْتَشِى."
38. Abdullah b. Amr Radiyallahü Anh'dan rivayet edildiğine göre, "Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem rüşvet alana da verene de lanet okudu." (Tirmizî, Ahkâm, 9; Ebu Davut, Akdiye, 4.)

٣٩) عَنْ أبِى سَعِيدٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:" التَّاجِرُ الصَّدُوقُ الْأمِينُ مَعَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاءِ."
39. Ebu Said el.Hudrî Radiyallahü Anh Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellemin, "Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddikler ve şehitlerle beraberdir." buyurduğunu rivayet etmiştir. (Tirmizî, Buyu', 4.)

٤۰) عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ رَضِىَ اللَّهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: "رَحِمَ اللَّهُ رَجُلًا سَمْحًا إذَا بَاعَ وَإذَا اشْتَرَى وَاِذَا اقْتَضَى."
40. Cabîr (r.a,) Hz, Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sattığında, satın aldığında ve hakkını aradığında kolaylık gösterene Allah rahmet etsin." (Buharî, Büyü', 16; İbn Mace Ticarât, 28.)


Yorumlar

  1. السلام علیکم و رحمت الله و برکاته

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis