Ehl-İ Beyt İle İçiçe
Ehl-İ Beyt İle İçiçe
İşte tam o sırada İbn-i Semmak Hazretleri susar. Ortalıkta uzunca sayılacak bir sessizlik olur. Mübarek birden etrafına bakınır ve “İran’dan gelen genç de kim?” diye sorar. Cemaat dönüp Ma’ruf’a bakar. Ma’ruf ayağa kalkar. İbn-i Semmak “Merhaba” der, “Merhaba ey Rabbini arayan. Merhaba ey Allahın muhabbetine mazhar olan” kucaklaşmaları o kadar hislidir ki Ma’ruf da büyük veli de ağlar. İbn-i Semmak çocuğu bağrına basar ve sen “Rahibe ve babana aldırma” der, “dua et, onlar da kurtulsunlar!” Ma’ruf hayretler içindedir, çünkü başından geçenleri kimseye söylememiştir. İbn-i Semmak onu elinden tutar Ehl-i beytin büyüklerinden İmam-ı Ali Rıza’nın yanına götürür. Efendimiz’in (sallallahü aleyhi ve sellem) nurlu torununu görünce zerre kadar acabası kalmaz. Bütün tereddütleri eriyip gider, büyük bir teslimiyet ve tarifsiz bir aşkla kelimeyi şehadet söyler. (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder