Kevser Havuzu
Kevser Havuzu
Havz büyük bir ikramdır. Allah Teâlâ bu
ikramı peygamberimize tahsis etmiştir. Hadîsler havzın vasfını belirtmiştir.
Allah Teâlâ'dan ümidimiz dünyada havz hakkındaki bilgiyi, âhirette de onun
tadını bize nasip etmesidir; zira havzumun sıfatlarından biri şudur: Havzdan
içen bir kimse hiçbir zaman susamaz.
Enes Radiyallahü Anh şöyle anlatıyor:
Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem
bir ara uyukladıktan sonra tebessüm ederek başını kaldırdı.
Ashâb
-Ey Allah'ın Rasûlü! Neden güldün? Diye
sordu.
Hz. Peygamber
-Bana şimdi bir ayet indi dedikten sonra
Kevser sûresini okuyup şöyle dedi:
- Kevser'in ne olduğunu biliyor musunuz?
-Allah ve Rasülü daha iyi bilir.
- Kevser, bir nehirdir. Rabbim cennette
onu bana va'detti. O nehrin üzerinde çok hayır vardır. Onun yanında bir havuz
var. Kıyamet gününde ümmetim o havuzun başında toplanacaklar. O havuzun kapları
gökteki yıldızlar kadardır. (1)
Enes, Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu
rivayet eder:
Cennette yürüdüğüm bir anda gözüme bir
nehir ilişti. Nehrin iki kıyısına içi delikli inciden mâmûl kubbeler serpilmişti.
Cebrail'e dedim ki:
- Ey Cebrâil bu nedir?
- Bu, rabbinin sana verdiği kevserdir.
Melek elini havuzun altına vurdu. Çamurunun halis misk olduğunu gördüm. (2)
Yine Enes, Hz. Peygamberin şöyle
buyurduğunu rivayet eder:
Havzumun iki tarafının arasındaki
mesafe, Medine ile San'a (veya Medine ile Amman) arasındaki mesafe kadardır.
(3)
İbn Ömer Kevser Sûresi inince Hz.
Peygamberin Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle
buyurduğunu rivayet ediyor:
Kevser cennette bir nehirdir. İki tarafı
altından yapılmıştır. Suyu sütten daha beyaz, baldan daha tatlı ve miskten daha
güzel kokuludur. O su inci ve mercan kayaları üzerinde akar. (4)
Hz. Peygamberin âzadlısı Sevban b.
Bücded, Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu rivayet eder:
Muhakkak ki benim havuzumun mesafesi
Aden ile Belka arası kadardır. Havuzumun suyu sütten daha beyaz, baldan daha
tatlıdır. Havuzumun testileri gökteki yıldızlar kadardır. Kim ondan bir yudum
içerse, artık ebediyyen susamaz. Havza ilk varan muhacirlerin fakirleridir. (5)
Bunun üzerine Hz. Ömer sordu:
- Ey Allah'ın Rasûlü! Onlar kimlerdir!
- Başları (yoksulluktan ötürü) tozlu
toprakla elbiseleri pejmürde, nimetler içerisinde olan kadınlarla evlenmeyen ve
kendilerine baş olma kapıları açılmayan kimselerdir.
Bu hadîsi işitince Ömer b. Abdülazîz
şunları söyledi: 'Yemin ederim, ben nimetler içerisinde beslenen kadınlarla
evlendim. Abdülmelik'in kızı Fâtıma ile evlendim. Bana riyaset kapıları açıldı,
(Öyleyse ben o havuza ilk varanlardan olamam). Ancak rabbim bana rahmet ederse
o başka! Bundan sonra başım kirlenmedikçe ona yağ sürmem. Elbisem kirlenmedikçe
yıkamam.
Ebû Zer diyor ki:
-Hz. Peygambere 'Havuzun kabı nedir diye
sordum, dedi ki:
-Muhammed'in nefsini kudret elinde
tutana yemin olsun! Havzun kapları, bulutsuz ve kapkaranlık gecede parlayan
gökteki yıldızların sayısından daha fazladır. O havuzdan içen bir kimse,
ebediyyen susamaz. Havuzun üzerinde son bulan, cennetten oraya iki musluk akar.
Havuzun eni, uzunluğu gibidir. Amman ile ile arasındaki mesafe kadardır. Suyu
sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. (6)
Semûre, Hz. Peygamberin şöyle
buyurduğunu rivayet eder:
Her peygamberin bir havuzu vardır. Her
peygamber havuzuna gelen insanların fazlalığıyla iftihar eder. Ben, benim
havuzumun onların en kalabalığı olmasını umuyorum. (7)
İşte bu, Hz. Peygamber'in ümididir. Her
kul havuza gidenlerin arasında olacağını ümit etmelidir. Mağrur olup da ümit
etmesin. Çünkü hasadı uman, tohumu eker, yeri temizler, sular, sonra oturup
Allah'tan ekini bitirmesini, kasırganın, dolunun ekine dokunmamasını niyaz
eder. Nadas etmeyi veya tarlayı temizleyip sulamayı terkedip de Allah'tan ekin
ve meyve bitirmesini uman bir kimseye gelince, bu kimse aldanmış ve kuruntuya
kapılmış bir kimsedir. Bu kimse, Allah'ın fazlını ümit edenlerden değildir.
İşte halkın çoğunun ümidi böyledir. Bu, ahmakların aldanışıdır. Aldanmak ve
gafletten Allah'a sığınıyoruz; zira tedbir almadan Allah'ın fazlına aldanmak,
dünya ile aldanmaktan daha tehlikelidir.
Ey insanlar! Allah'ın va'di gerçektir;
sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (şeytan) Allah ile sizi
aldatmasın!
(Fâtır/5)
Kaynak: İhya-ı Ulumiddin, İmam-ı Gazali,
4.Cilt1
--------------------------------------------------------------
1) Müslim
2) Tirmizî, (hasen olarak)
3) Müslim
4) Tirmizî, (hasen sahih olarak)
5) Tirmizî, (garîb olarak). Belka Şam
diyarında bir beldenin adıdır.
6) Müslim
7) Tirmizî, (garîb olarak)
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder