Günahtan Sakınmanın Fazileti
Günahtan Sakınmanın
Fazileti
Bilesin ki, günah işlemekten insanı
meneden en büyük engel Allah Celle Celâlühü korkusu. O'nun adalet ve
intikamından çekinmek. O'nun cezasından gazap ve azabından sakınmaktır.
Nitekim Allah Celle
Celâlühü buyuruyor ki:
"Allah’ın emrine aykırı davrananlar
bir fitneye yakalanmaktan veya acı bir azaba çarpılmaktan
korunuversinler."
Anlatıldığına göre
Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün ölüm döşeğinde yatan bir
delikanlıyı ziyaret ederek ona:
“Kendini nasıl hissediyorsun” diye
sorar. Delikanlı Peygamber'imize: “Yâ RasûlAllah Telâlâ Sallallahü Aleyhi
Vesellem, hem Allah Celle Celâlühü'ya umut bağlıyorum, hem de günahlarımdan
ötürü korkuyorum” diye cevap verir. Bunun üzerine Peygamber'imiz Sallallahü
Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
“— Böyle bir anda bu
iki duygu kulun kalbinde bir araya gelince Ulu Allah Celle Celâlühü mutlaka onu
umduğuna kavuşturur ve korktuğundan korur.”
Veheb İbni Verde
(rahimehullah) der ki, “Hz. İsa Aleyhisselâm söyle diyordu:
"Cennet sevgisi ile cehennem
korkusu belâlara katlanmayı sağlar, kulu dünyanın nazlarından, azgın
isteklerinden ve kötülüklerinden uzak tutar."
Hasan-ül Basrî (rahimehullah) dan
rivayet olunduğuna göre, “Vallahi, sizden önce öyleleri gelip geçti ki, onlar
günahı gözlerinde büyük gördükleri için çakıl taşları sayısınca fakirlere altın
dağıtsalar yine de kurtulamayacaklarından korkarlardı” demiştir.
Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem bir gün sah abilere:
"Benim işittiğimi siz de işitiyor
musunuz? “Gökyüzü hâkli olarak üzerindeki yükün altında sıkıntıdan büzülüp
zangırdıyor Nefsimi kudret elinde tutan Allah Celle Celâlühü'a yemin ederek
söylüyorum ki, gökyüzünün her dört parmaklık yerinde Allah Celle Celâlühü'a ya
secde eden, ya O'nun için ayakta dikilen veya rükua varan bir melek
vardır."
"Benim bildiklerimi bilseniz, az
güler, çok ağlar ve Allah Celle Celâlühü ‘nün yakaya yapışmasının
çetinliğinden, intikamının acılığından dolay yüksek dağlara çıkar, O'na
yakarırdınız. Üstelik hiç biriniz kurtulacak mısınız, yoksa kurtulamayacak
mısınız, bilmezsiniz."
Bekr İbni Abdullah El'Muzinî
(rahimehullah) der ki:
“Gülerek günah isleyen kimse, ağlayarak
cehenneme girer.”
Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem buyuruyor ki:
“— Kul, Allah Celle Celâlühü ‘nün
katındaki azabın tamamını bilse, cehennem korkusu hiç bir an kalbinden çıkmaz.”
Buhari ve Müslim'in rivayetine göre:
“Sen (önce) en yakın hısımlarını ikaz
et.”
(Şuara Sûre-i Celilesi: 214) meâlindaki
âyet inince Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem'imiz ayağa kalkarak Küreyiş
kabilesi mensuplarına şöyle seslendi:
"Ey Kureyşliler! Kendinizi Allah Celle
Celâlühü'dan satın alın. Ben sizi Allah Celle Celâlühü ‘nün hiç bir hükmünden
kurtaramam."
Ey Abdülmenaf oğulları, sizi Allah Celle
Celâlühü ‘nün hiç bir hükmünden kurtaramam. Ey Allah Celle Celâlühü Rasül'ünün
amcası İbni Abbas, seni Allah Celle Celâlühü'nün hiç bir hükmünden kurtaramam.
Ey Allah Telâlâ Rasül'ünün halası Safiye, seni Allah Celle Celâlühü'nün hiç bir
hükmünden kurtaramam. Ey Muhammed'in kızı Fatımâ, benden dilediğin mali iste,
fakat seni Allah Celle Celâlühü'nün hiç bir hükmünden kurtaramam.”
Bir gün Hz. Ayşe Radiyallahü Anha:
“O kimseler ki, Allah'a dönecekler diye
kalpleri ürpererek kendilerine verilenden verirler. İşte onlar iyiliklere
kosanlar ve bu alanda birbirleri ile yarışanlardır.” (Mû'minun Sûre-i Celilesi;
60-61) Mealindeki âyet hakkında Peygamber'imize Sallallahü Aleyhi Vesellem:
“Ayetin kastettiği kimseler zina eden,
çalan, şarap içen ve bunlar ile birlikte Allah Celle Celâlühü'dan korkan
kimseler midir” diye sorar. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’imiz ona su
cevabi verir:
“— Hayir Ebû Bekr'in kızı, hayir
Siddik'in kızı! Âyet namaz kilan, oruç tutan, sadaka veren ve bunlara ragmen,
“islediği iyilikler, kabul edildi mi, yoksa edilmedi mi” diye Allah Celle
Celâlühü'dan korkan kimseleri kasdetmektedir.”
Adamin biri Hasan-ül Basrî'ye
(rahimehullah): “Yâ Said, kalbimi nerede ise sevincinden uçuracak sekilde bana
ümid telkin edenlere karsi nasıl davranmami tavsiye edersin?” diye sorar.
Hasan-ül Basrî adama söyle cevap verir:
“Vallahi, sonradan güvene kavusmana
ragmen, seni korkutanlar ile düsüp kalkacagina, bastan sana güven telkin ederek
korkunç durumlar ile karsilasmana yol açanlar ile düsüp kalkman senin için daha
hayirlidir.
Hz. Ömer Radiyallahü Anh sûikaste
ugrayip sirtindan hançerlendigi zaman ölmek üzere iken ogluna der ki
“Vay basima gelenlere! Çabuk yanagimi
yere degdir. Anasi olmiyan! Eger O (Allah Celle Celâlühü) bana rahmet etmezse
yazik bana. vay halime!”
İbni Abbas (R. Anhuma) ona der ki: “Yâ
Emirülmü'minin, bu ne korku! Oysa ki Allah Celle Celâlühü sana nice fetihler
nasip etmiş, nice sehirler ele geçirmeye seni vasita kilmis, sana nice nice
basarilar göstermistir.”
Hz Ömer ona: “Kimseye zulmetmeden ve
kimsenin zulmüne ugramadan kurtulmak isterdim” der.
Hz. Ali'nin (Kerremallahü vechehü)
torunu Zeynelabidin'i (rahimehul-lah) her abdestten sonra titreme nöbeti
tutardi, kendisine sebebini soranlara derdi ki:
“Yazik size, kimin huzuruna dikilip
yakarmak üzere oldugunu biliyor musunuz?”
Ahmed İbni Hambel (rahimehuüah) der ki:
“Allah Celle Celâlühü korkusu beni yemekten, içmekten alikoyuyor. Bunlari
istahim cekmiyor.”
Buhari ile Müslim'in rivayetlerine göre
Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem:
"Başka hiç bir gölgenin kalmayacağı
Kıyamet Günü Allah Celle Celâlühü'nün Arş’ının gölgesi altına alacağı yedi
kimseden biri olarak “Tenhada Allah Celle Celâlühü'yü hatırlayıp (yani O'nun
azabını anıp islediği emre aykırı günahların korkusu ile) göz pınarları yaşaran
kimseyi zikretmiştir."
İbni Abbas'ın (R. Anhuma) rivayet
ettiğine göre Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
“— Şu iki göz cehennem yüzü görmez:
1) Gece yarısı Allah Celle Celâlühü korkusu
He ağlayan göz.
2) Allah Celle Celâlühü yolunda geceyi
nöbet tutarak geçiren göz.”
Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh'ın bir
hadisinde, Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
"Kıyamet Günü şu üçü hariç, bütün
gözler ağlayacaktır:
1) Allah Celle Celâlühü’nün haramlarına
bakmaktan sakınan göz.
2) Allah Celle Celâlühü yolunda nöbet
tutarak uykusuz sabahlayan göz.
3) Allah Celle Celâlühü korkusu ile
sinek başı iriliğinde yaşlar akıtan göz."
Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem buyuruyor ki:
“— Sağılan süt nasıl memeye geri
dönmezse Allah Celle Celâlühü korkusu ile ağlayan göz de cehenneme düşmez. Allah
Celle Celâlühü yolunda savaşanın vücuduna konan toz ile cehennem ateşinin
dumanı da bir araya gelmez.”
Amr Ibn-ül As Radiyallahü Anh der ki:
“Allah Celle Celâlühü korkusu ile bir
damla yas akıtmak, benim için bir dinar sadaka vermekten daha sevimlidir.”
Avn İbni Abdullah (rahimehullah) der ki:
“Öğrendiğime göre Allah Celle Celâlühü
için ağlayan kimsenin gözyaşı vücudunun neresine değse, ulu Allah Celle
Celâlühü orayı cehennem ateşine haram kılar.”
Peygamber Sallallahü Aleyhi
Vesellem'imiz Allah Celle Celâlühü korkusu ile ağlarken göğsünden kaynayan
kazan gibi bir ses duyulurdu.
Kindi (rahimehullah) der ki:
“Allah Celle Celâlühü korkusu ile
ağlarken dökülen gözyaşlarının bir damlası, denizler büyüklüğündeki cehennem
ateşini söndürür.”
İbni Simak (rahimehullah) nefsini
azarlayarak der ki:
"Zâhidler gibi konuşuyor, fakat
münafıklar gibi davranıyorsun. Sonra da cennete girmek istiyorsun. Heyhat,
heyhat. Cennet başkaları içindir. Onların Amelleri bizim islediklerimiz gibi
değildir."
Süfyan-üs Sevrî (rahimehullah) der ki:
“Cafer-us Sadık'ın yanına vardım ve ona dedim ki; “Ey Allah Celle Celâlühü'nün
Rasülü Sallallahü Aleyhi Vesellem'in torunu, bana bir tavsiyede bulun.” Bunun
üzerine o bana dedi ki;
“Ya Sufyan! Yalancıda mertlik, kıskançta
huzur, tembelde dostluk ve kötü huyluda efendilik olmaz.”
Ona: “Ey RasûlAllah Telâlâ Sallallahü
Aleyhi Vesellem'in torunu, devam et” dedim. Söyle dedi.
“Yâ Sufyan! Allah Celle Celâlühü'nün
haram kıldıklarından kaçınırsan ibadet etmiş olursun, Allah Celle Celâlühü'nün
sana ayırdığı paya azı olursan Müslüman olursun. İnsanlardan seninle neler
konuşmalarını isliyorsan, sen de insanlara onları söylersen, mümin olursun.
Günahkâr ile dostluk kurma ki, sana kötülüklerini öğretmesin.
Yani: “Kişi arkadaşının dinindendir, o
yüzden herkes kimi arkadaş edineceğine dikkat etsin” seklindeki hadise
uymalısın. Bir is yapmak isteyince Allah Celle Celâlühü'dan korkanlara danış.”
Ben ona yine “Devam et, ey Allah Celle
Celâlühü Rasül Sallallahü Aleyhi Vesellem'in torunu” dedim. O da sözlerine
söyle devam etti:
“Ya
Sufyan kim soya dayanmayan asalet ve mevkie dayanmayan nüfuz istiyorsa. Allah Celle
Celâlühü'nün emrini kılmasın, günaha girmeksizin Allah Celle Celâlühü'a ibadet
etmeye yücelsin.”
Ona yine: “Devam et” deyince şunları
söyledi:
“Babam bana su üç noktayı titizlikle
telkin ederdi. Bana derdi ki; “Yavrum, kötü arkadaşı olanın başı dertten
kurtulmaz. Kötü yerlere girip çıkan kınanır. Diline hâkim olmayan kimse, pişman
olur.”
İbni Mübarek Radiyallahü Anh der ki:
“— Vübeyb İbni Verd'e sordum: “Allah Celle
Celâlühü'nün emrine zıt hareket edenler ibadetten tat alabilirler mi?” Bana:
“Hayır. Allah Celle Celâlühü'nün emrine zıt hareket etmeyi kafasına koyanlar da
ibadetten tat bulamaz” diye cevap verdi.
İmam Ebû Ferec Ibn-ül Cevzi
(Rehimehullahu) der ki:
"Allah Celle Celâlühü korkusu azgın
nefsi arzulan yakan bir ateştir. Buna göre onun fazileti, yaktığı azgın nefsi
arzular ile günahtan uzaklaştırma ve ibadete teşvik etme derecesi ile
ölçülür."
Allah Celle Celâlühü korkusu nasıl
fazilet olmaz ki, âyet ve hadislerden öğrendiğimize göre iffet; vera; takva,
cihad ve benzeri olan Allah Celle Celâlühü'a yaklaştırıcı faziletli ameller
onun sayesinde kazanılabilir.”
Nitekim ulu Allah Celle Celâlühü
buyuruyor ki:
“— Rablerinden çekinen için hidayet ve
rahmet vardır.” (A´raf Sûre-i Celilesi; 154)
Yine ulu Allah Celle Celâlühü buyuruyor
ki:
"Allah Telâlâ onlardan, onlar da
Allah’tan razı oldular. İşte bu, Rabbinden korkan içindir." (Beyyine
Sûre-i Celilesi; 8)
“— Allah’ın huzuruna çıkmaktan
çekinenlere iki kere cennet vardır. Gerçek mü'minseniz benden korkun.” (Rahman
Sûre-i Celilesi; 209)
"Allah’tan korkanlar, yapılan
nasihatten ders alacaklardır." (A´la Sûre-i Celilesi; 10)
“— Kullari arasinda Allah’tan yalnız
âlimler korkar.” (Fâtir Sûre-i Celilesi; 28)
İlmin faziletini bildiren âyet ve
hadisler, ayni zamanda Allah Celle Celâlühü korkusunun da faziletini
belirtmektedirler, çünkü Allah Celle Celâlühü korkusu ilmin ürünüdür.
Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem buyuruyor ki:
“— Kulun vücudu Allah Celle Celâlühü
korkusu ile ürperince kuru ağacın yaprak dökmesi gibi günahlarından sıyrılır.”
Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem diyor ki:
"Allah Telâlâ söyle buyurur:
"İzzetim hakki için kulumda iki
güveni, iki korku ile yanana getirmem; buna göre, dünyada benden yana emin
olanları Ahirette korku ile karşılaştırırım. Dünyada benden korkan kimseleri
ahirette güvene kavuştururum."
Ebu Süleyman-ud Darani (Rahimehullahi) der
ki:
Allah Celle Celâlühü korkusu taşımayan
kalb, harabedir.
Çünkü Ulu Allah Celle Celâlühü:
"Gerçekten Allah’ın imtihanından
ancak ağır zarara uğrayanlar endişeye düşmezler." buyurmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder