Hakaretlere Tek Kelime Dahi Cevap Vermedi

Hakaretlere Tek Kelime Dahi Cevap Vermedi

Muhammed Hâşim-i Kişmî şöyle anlatmıştır: "Bir gün camilerden birinin yanında talebelere ayrılmış bir odada oturuyordum. Bir talebe diğer bir talebe ile evliyanın halleri üzerine konuşuyordu. Bir ara bu talebelerden biri, Muhammed Bâkibillâh Kuddise Sirruh hazretlerinden bahsedip,
"Bugüne kadar çok yerler gezdim. Bu zamanda onun gibi nefsini terketmiş, cefalar çekmiş kimse yoktur" diyerek şöyle anlattı:
"Hâce Kutbüddin hazretlerinin mübarek mezarlarının basındaydım. Aniden, 'Muhammed Bâkibillâh hazretleri geliyor' dediler. Mezara hizmet eden hizmetçi, mezara yakın bir yere, onlar için bir sandalye ve üzerine minder, örtü koydu. Orayı Muhammed Bâkibillâh Kuddise Sirruh hazretleri için hazırladı. Muhammed Bâkibillâh hazretleri daha teşrif etmeden önce, kendinden habersiz biri içeriye girdi. Gözü sandalyeyi ve üzerindeki örtüyü görünce, "Bu nedir ve kimin içindir?" dedi. Hizmetçi, Muhammed Bâkibillâh hazretlerini göstererek, "Gelen şu aziz içindir" dedi. O kendinden habersiz adam kızarak, kötü söyleyerek, Muhammed Bâkibillâh hazretleri için bağırmaya, sövüp saymaya başladı. Bu sırada Hâce hazretleri içeri girdi. Söven kimse, onu görünce huzurunda, yüzüne karşı daha kötü sözler söyledi ve, "Ey filan! Sen buna lâyık mısın ki senin için buraya minder koysunlar?" dedi. Adam bağırıp çağırmaktan ter içinde kalmıştı. Muhammed Bâkibillâh hazretlerinin orada bulunan talebelerinden birçoğu, onu ikaz etmek istediler. Hazret hepsini göz işaretiyle bu işten vazgeçirip kötü sözler söyleyen o kızgın adamın yanına gidip, yumuşak ve tatlı bir ifadeyle, "Evet, senin dediğin gibidir, ben öyleyim, ben ona nasıl lâyık olurum, benim haberim olmadan bu işi yaptılar. Affediniz efendim ve kalbinizi, bana karşı kötü düşünceden boşaltınız" deyip, kaftanlarının kolu ile o bağıran adamın alnının terlerini sildi. Sonra ona bir miktar da para verdi. Böylece adamın öfkesi yatıştı. Bu hadiseyi nakleden kimse sonra şöyle dedi:
"Ben o adamın bağırıp çağırmaları karşısında Muhammed Bâkibillâh Kuddise Sirruh hazretlerinin halinde ve konuşmasında en ufak bir değişme görmedim. İşte o zaman yeryüzünde, melek sıfatı ile kimsenin bulunduğunu yakînen anladım."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)