Büyüklerdeki Büyük Ahlâk
Büyüklerdeki Büyük Ahlâk
Adamın biri Ahnef b. Kays'a Radiyallahü Anh, "Ahnef senin şaşı olduğunu görüyorum, buna rağmen kavmin seni kendilerine nasıl başkan yaptı?" diye sorunca, Ahnef b. Kays adama şu hikmetli cevabı vermiştir:
"Sen, senin üstüne vazife olmayan şeylerle uğraştığın gibi, ben de tam tersine sadece beni ilgilendiren işlerle uğraştığımdan dolayı böyle oldu."
Ebü'd-Derdâ kendisine dil uzatan bir kimseye, "Yahu, beni kötülemekte o kadar ileriye gitme. Biraz da anlaşmaya meydan bırak. Çünkü biz hakkımızda kötü harekette bulunanlara Allah'a itaatten başka bir şeyle mukabele etmeyiz" demiştir.152
Hz. Muâviye fakirlere kumaş dağıttığı esnada fakir bir ihtiyar hissesine düşen kumaşı beğenmeyip, "Ben bunu Muâviye'nin başına vuracağım" diye yemin etmişti. Bunu duyan Muâviye, "İşte başım, yeminini yerine getir. Fakat ben de senin gibi ihtiyarım, yavaş vur" demiştir.153
Yine rivayete göre (sâlihlerden bir zat olan) terzi Ebû Abdullah'a Mecûsî bir komşusu dikiş diktirir ve ücretini kalp para olarak verirdi. Ebû Abdullah, bildiği halde kasten bu parayı kabul eder ve bir şey demezdi. Bir gün, bir iş için bir yere gidip dükkânda bulunmadığı bir sırada, Mecûsî dikiş için verdiği elbiseyi almak için dükkânına gelir ve çırağa yine kalp para vererek elbiseyi almak ister. Çırak, kalp paranın farkına vardığında parayı kabul etmez. Ebû Abdullah dönünce, meseleyi anlatır. Ebû Abdullah, "Yanlış yaptın; o, öteden beri bana hep kalp paraları (geçmez akçeleri) verir, ben de başkasını aldatmasın, diye bu parayı alır imha ederdim. Fakat kendisine bir şey söylemezdim" dedi.
Yorumlar
Yorum Gönder