Kayıtlar

Mîraç Mucizesi

Mîraç Mucizesi   Resûlullah Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, Hicret’ten bir buçuk sene evvel Receb ayının 27. gecesi, Burak ismindeki binek ile Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya götürüldü. Sonra mîraç (bir nevi asansör) ile Sahre’den (Mescid-i Aksâ’daki mübârek kayadan) dünya semâsına çıkarıldı. Semâ katlarının her birinde peygamberlerden biriyle görüştü. Onlarla selamlaşıp konuştuktan sonra Sidre-i Müntehâ’ya ulaştı. Oradan da Refref’e bindi ve huzur-ı İlâhî’ye vardı. Kendisine, Allâhü Teâlâ’nın melekûtünden birçok acâyibât gösterildi. Huzûr-ı İlâhî’ye varınca “Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü ve’t-tayyibât” diyerek Cenâb-ı Hakk’ı övdü. Allâhü Teâlâ tarafından kendisine ikrâmla “Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtühû” diye hitâb olundu. Ve bu selâmın şerefine Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, ümmetini de dâhil edip “Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhi’s-sâlihîn” buyurdu. Ümmetine bir gece ve gündüzde elli vakit namaz emr olunmuşken Res...

Günahlarımızı Affettiren Şeyler

  Günahlarımızı Affettiren Şeyler   Bütün insanlar topraktan yaratılmıştır, tekrar toprağa döneceğiz. Bize tahsis edilen ömrümüzü yaşadıktan, bize sayılı olarak verilen nefeslerimizin sonuncusunu verdikten sonra artık dünya ile alâkamız kalmaz, aslımıza rücu edeceğiz.   Dünyaya gelirken günahsızdık, o zamanlar mükellef değildik, bize herhangi bir emir de verilmemişti. Toprağa girerken de günahsız girmeye gayret etmeliyiz. Denebilir ki; biz masum değiliz. Günah işlemeyen yalnız Peygamberlerdir, hepimiz bilerek veya bilmeyerek yüzlerce hata yapıyor ve günah işliyoruz. Doğrusu, önemli olan hata ve günahlarımızı affettirmek ve günahlardan arınmış olarak ölüm döşeğine uzanmaktır. Rabbimiz, bizi çok sevdiği için günahlarımızı affetmek için bazı imkânlar yaratmıştır. Bunları değerlendirirsek hiç günah işlememiş oluruz.   01-            Bunların birincisi: Tövbe etmektir. Tövbe etmek için birine müracaat etmek...

Cennet Eyle!

  Kurtul fitne fesattan, hadde tecavüz etme; Yeme kulun hakkını, zalimliği terk eyle!   Kendini dindar sanıp, gurura kibre düşme; Vazgeç gurur kibirden, kibrinle cihat eyle!   Benlik içine düşüp, kendini yüce görme; Kul dediğin acizdir, aczini idrak eyle!   Eksik noksan arayıp, kimseyi kâfir görme; Kendi günahını gör, divan dur tövbe eyle!   Doğan bir gün ölüyor, kimse kalıcı değil; Aslın nedir sen kimsin, düşün tefekkür eyle!   Kâmil bir kimse bul, onun sözünü dinle; Tut dilini konuşma, sükût et edep eyle!   Gönlünü Hakk’a çevir, Dünyaya gönül verme; Her şeyinle teslim ol, Hakk’a teveccüh eyle!   Aşkın hep Hakk’a olsun, sadık ol Hakk’tan dönme Sâlih kimselerden ol, hâlini cennet eyle!   (Alıntı)

Aç Karnına Su İçmek

Aç Karnına Su İçmek   Bir ay boyunca uyanır uyanmaz bir bardak su içmeye başladık. Dilerseniz bunun faydalarına hep birlikte göz atalım… 1. Daha enerjik hissettik ve metabolizmamız hızlandı. Uzmanlar sabahları içilen suyun metabolizma hızımızı %24 artırdığını söylüyor. Su aynı zamanda vücudun besinleri emmesini kolaylaştırıyor. Bununla bağlantılı olarak biz de kendimizde enerji artışı hissettik. Metabolizmamızın hızlandığını ve sindirim problemlerimizin azaldığını gördük. Ayrıca uykulu ve yorgun halimizin geçtiğini ve daha aktif hissettiğimizi fark ettik. Çünkü aç karnına içilen bir bardak su, alyuvarların büyümesini uyarıyor ve daha fazla oksijen taşımalarını sağlıyor. Böylelikle enerji seviyemiz de artıyor. 2. Kilo vermeye başladık. Su, metabolizmayı hızlandırdığı için yağ ve kalori yakımını da kolaylaştırıyor. Sabah içtiğimiz su midede doluluğa neden olduğu için fazla yeme isteğimizin azaldığını gözlemledik. Böylelikle iştahımız azaldı ve sağlıklı bir şekilde kilo verm...

Sabır ve Merhamet!

Sabır ve Merhamet!   Bir gün Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz, bir müşriki karşısına almış, ona İslamiyet’i anlatıyordu.             Her anlatışta o müşrik, Rasûlullah efendimizle alay ediyor, inkâr ediyordu. Bu, bir müddet devam etti. Hazret-i Ömer Radiyallahü Anh, dayanamayıp, kılıcını alıp geldi: “- Yâ Rasûlallah, dayanamıyorum, izin ver!”, dedi. “- Hayır, yâ Ömer, git yerine otur!” Hazret-i Ömer Radiyallahü Anh gitti, yerine oturdu. Rasûlullah yine nasihat etmeye devam etti, müşrik yine inkâr etti, alay etti. Bu durum epey bir müddet sürdü… En sonunda o müşrik: “- Tamam yâ Rasûlallah!” diyerek Müslüman oldu. Peygamber efendimiz Hazret-i Ömer’e buyurdu ki: “- Eğer sana peki deseydim, bu kişi müşrik olarak Cehenneme giderdi. Ben bu dini iki şeyle yaydım!” “- Sabır ve merhamet!” “Allah Teâlâ, onlardan razı olsun; şefaatlerine nail eylesin!”

Hangisi Çok Seviyor?

Hangisi Çok Seviyor?   Kayınvalide ve Üç Damadı, tatile denize gitmişler. Kayınvalide: “- Bakayım damatlarım ben ne kadar seviyor?” deyip denize atlamış. Ve boğulma taklidi yapmaya başlamış. “- Büyük damadım boğuluyorum, ne olur kurtar beni!” demiş. Büyük damat da hemen kurtarmış. Ertesi sabah büyük damadın kapısında bir “Reno Laguna” üzerinde de bir not: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden.” Ertesi gün ortanca damadı denemiş aynı şekilde o da hayatını kurtarmış onunda kapısında bir “Reno Safrane” ve üzerinde bir not: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden.”             Sıra küçük damadı denemeye gelmiş. Ertesi gün yine denize girmiş. “- Damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni!” demiş. Küçük damat: “Boğulursan, boğul!” demiş. Kadın da oracıkta boğulup can vermiş. Ertesi gün küçük damadın kapısının önünde de bir “Ferrari” üzerinde de bir not: “Sevgili damadım hayatımı...

Gaziantepli Helvacı Ökkeş Ustanın Hikâyesi

Gaziantepli Helvacı Ökkeş Ustanın Hikâyesi   Bundan 30 yıl kadar önce, Gaziantep’te helvacılık yapan Ökkeş usta iflas eder. Elinde avucunda ne varsa yitirir. Alacaklarını tahsil edemez, işçilerini çıkarır, işyerini kapatmak zorunda kalır. Ama bir yerlerden de tekrar başlaması gerekmektedir. Helvacı Ökkeş ustanın cebinde beş parası yoktur. Kalkar, hiç tanımadığı toptan şeker satan bir dükkâna gider. Kendisini tanıtır, helvacılık yaptığını, iflas ettiğini anlatır. Parasının olmadığını, iş yerinin tekrar üretme geçebilmesi için acil bir torba şekere ihtiyaç duyduğunu, ancak şeker parasını helvayı yapıp sattıktan sonra ödeyebileceğini söyler. Şeker satıcısı Bahaddin usta, Ökkeş ustayı dikkatlice dinler, yerinden kalkar, yanında çalışanını çağırır; “- Oğlum bir at arabası çağır, 20 torba şeker yükleyin, Ökkeş ustamın dükkânına indirin!” der. Şekerci Bahattin usta küçük bir kâğıda da, isim, adres belirtmeden, sadece “20 torba şeker” yazar, kâğıdı Ökkeş ustaya uzatır… Ardınd...

Ey Oğul!

  Ey Oğul!   Ey oğul, artık Bey’sin! Bundan sonra; öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize, hoş görmek sana. Anlaşmazlıklar bize, adalet sana. Haksızlık bize, bağışlamak sana...   Ey oğul, sabretmesini bil, Vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma; İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.   Ey oğul, işin ağır, İşin çetin, gücün kula bağlı. Allah yardımcın olsun... Güçlüsün, kuvvetlisin, Akıllısın, kelâmlısın! Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen! Sabah rüzgârında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve İradene sahip olasın!   Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi değildir. Bütün bilinmeyenler, feth edilmeyenler, görünmeyenler, Ancak sen faziletli ve ahlâklı olursan Gün ışığına çıkacaktır.   Ey oğul! Ananı, atanı say! Bereket büyüklerle beraberdir. İnancını kaybedersen, yeşilken ...

Hz. Peygamber Aleyhisselâm’ın Ümmetine Düşkünlüğü:

  Hz. Peygamber Aleyhisselâm’ın Ümmetine Düşkünlüğü:   Ümmetim! Ümmetim!   Rahmet Elçisi’nin Sallallahü Aleyhi Vesellem ümmetine olan düşkünlüğünü Yüce Rabbimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle ifade eder: "Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı raûf (çok şefkatli) ve rahîm (çok merhametli)dir." (Tevbe, 9/128)   Hz. Peygamber'in Ümmetine Düşkünlüğü: Ümmetim! Ümmetim! Ebû Hüreyre'nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:   “Benimle ümmetimin durumu (geceleyin) ateş yakan kimsenin hâline benzer. Böcekler ve kelebekler o ateşe düşmeye başlar. İşte ben de sizler ateşe girerken kuşaklarınızdan tutup engellemeye çalışıyorum.”   عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) : “إِنَّمَا مَثَلِى وَمَثَلُ أُمَّتِى كَمَثَلِ رَجُلٍ اسْتَوْقَدَ نَارًا، فَجَعَلَتِ ا...