Kayıtlar

Ezan’ı Muhammediye’ye icabet etmek

  Ezan’ı Muhammediye’ye icabet etmek, insan için kuruluşun ilk basamağı olup, bu davete kulak vermemek, ebedi bir hüsranın, korkunç bir akıbetin alâmetidir.

Kıyamet Gününde Sana…

“Kimin oğlusun?” diye sorulmaz! Kıyamet gününde, Allah'u Zülcelal hiç kimseye, dünyada bu padişahtı, ağa idi, seyyid idi diye bakmaz. Allah-u Zülcelal, yalnızca kullarının ameline bakar. Bir defasında, Bedevinin biri oğluna şöyle dedi: “Oğlum! Kıyamet gününde kimse sana, ‘Kimin oğlusun’ diye sormaz. Sana ne amel yaptığını sorarlar.” Seyda Muhammed Konyevi Kuddise Sirrûh

Neydi Hayatı Yaşamak?

Yaş olmuş 30, 40, 50 ... ne fark eder ki   ... Allah’ü Teâlâ’dan uzak bir ömür geçiyorsa... bedbaht olmuş bir yaşamdır… Demiştik… Bulunduğumuz ortamda hemen yanı başımızda kalabalık bir grup sohbet ediyor Rahatsız edercesine sesli… İçlerinden birisi… Ben diyor;   sanki rüya aleminde yaşıyordum. Yıllarca çocuk bak büyüt, okut... neyse ki rüyadan uyandım Artık bundan sonra hayatımı yaşayacağım. Neydi hayatı yaşamak? Günü gün etmek, emekliliğin tadını çıkarmak mıydı? Çocukları   büyütünce   yaşam bize ait mi oluyordu.. İnsanın kendine zaman ayırmaya başlaması her gün bir yerde gezip yemek yemesi... rüyadan uyanmak değil... tam manası ile rüyada olmaktır.. Okumuyoruz dostlar... İlmimiz yok… İlim sahibi olsak bilmez miyiz Peygamber efendimiz as 'ın “İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar “ sözünü.. Düşünmez miyiz? akletmez miyiz Yarın ahiret var... Bütün gün televizyon izlesek, değişik mekanlarda gezsek eğlensek... Allah’ü Teâlâ adına bir...

Allah’ü Teâlâ’yı Aklından Çıkarma

  Allah’ü Teâlâ’yı Aklından Çıkarma Sa'd bin Ebî Vakkas Radiyallahü Anh, Selman-ı Farisi Radiyallahü Anh’a, "Bize tavsiyelerde bulunsan da biz de ona göre hareket etsek!" Dedi. Selman Radiyallahü Anh ise şu tavsiyelerde bulundu: "Bir şey yapmak istediğinde, iki kişi arasında hüküm verdiğinde ve mal taksim ettiğinde Allah’ü Teâlâ’yı aklından çıkarma."

''Allah’ım Ona Lânet Et!' Gibi Şeyler Demeyiniz…

"Kardeşinizin bir günah işlediğini gördüğünüzde: 'Rabb'imiz! Onu rezil et! Allah’ım ona lânet et!' gibi şeyler söyleyerek onun aleyhinde şeytana yardımcı olmayınız.” Aksine: “Rabb'imiz! Onu affet ve kendisini doğru yola ilet' deyiniz." Seyda Muhammed El Konyevi Kuddise Sirrûh

Gördüğü Halde Kör Olanlar…

  “Kul, gözleri gördüğü hâlde Allah’ın kendisini âmâ olarak diriltmesinden korksun! Hikmetten anlayana manalı bir söz kâfidir. Manen sağır olanlar, zaten hakkı duyamazlar…” Hz. Osman Radiyallahü Anh

En Akıllı İnsan

“En akıllı insan; nefsini hesaba çeken, onu iyi idare eden, ölümden sonrası için amel işleyen ve kabir karanlığı için Allah’ın nurundan istifade edendir.” Hz. Osman Radiyallahü Anh

Dünya Hayatını, Ebedi Ahiret Hayatına Değişmek

  “Bir külçe altını, bir avuç şekere değişen çocuk gibi dünya hayatını ebedi ahiret hayatına değişmeyelim! Allah’ü Teâlâ’nın rızası her daim niyetimizde olsun.”  Seyda Muhammed El Konyevi Kuddise Sirrûh

Kişi yaşadığı Hâl Üzere Ölür

  İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” (Müslim, Cennet, 83; Münâvî, V, 663) Nitekim Hazret-i Osman Radiyallahü Anh Kur’an-ı Kerim ile yaşadı, Kur’an-ı Kerim’i infak etti ve Kur’an-ı Kerim okurken şehit edilerek rahmet-i Rahman’a kavuştu.

El Hamra Sarayı’na İşlenen “La Galibe illallah!” Mucizesi

Resim
El Hamra Sarayı’nın Temeli İber yarımadasında kurulan en uzun ömürlü İslam devleti olan Endülüs İslam mimarisinin ulaşabileceği yüksek noktalardan biri olan El Hamra Sarayı'nın temeli 1232 yılında, Gırnata Emirliği yani Beni Ahmer (Nasiriler) devletini kuran 1.Muhammed zamanında atıldı. Saray, aynı sülaleden gelen çeşitli hükümdarlar (3. Ebu Abdullah Muhammed, 1. Ebul Haccac Yusuf, 5. Muhammed) tarafından yapılan ilavelerle de genişletildi. El hamra Adını Nereden Aldı? Muhteşem saray adını Arapça "Kırmızı Kızıl" anlamına gelen El hamra sıfatından aldı. İnşaatında kullanılan kil harcının kızıla çalan renginden ve güneşin batışı esnasında üzerine düşen kızıl ışınların saray duvarlarına yansımasından dolayı bu ismi almıştır. El Hamra Sarayı’na işlenen ‘La Galibe illallah’ Mucizesi Yusuf Sûresi’nin 21’inci Ayet-i Kerime’sinde geçen “Allah’ü Teâlâ’dan başka galip yoktur; Fakat insanların çoğu bunu bilmezler!” Ayet-i Kerime’sinden ilham alınarak: İspanya El Hamra S...

Hadis-i Şerifler (Hadis-i Şerif Paylaşma)

  Hadis-i Şerifler (Hadis-i Şerif Paylaşma)   ·      “Allah, bizden bir söz işitip onu muhafaza edenin ve sonrada bir başkasına onu ulaştıranın yüzünü ak etsin.” (Tirmizi, İlm,7) ·      “Allah, benim sözümü işitip, onu iyice anladıktan sonra, başkalarına tebliğ edenin yüzünü ak etsin.” (İbn Mace, Mukaddime, 18) ·      “Benden bir söz işitip, onu tebliğ etmek için (başkalarına ulaştırmak için) ezberleyen kişinin Allah yüzünü ak etsin. Zira kendisine ulaştırılan öyleleri vardır ki bizzat işitenden daha iyi anlarlar.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 6/96) ·      Enes b. Malik de şöyle diyor: “Bizler, Resulullah’ın yanında bulunur, ondan hadisler dinler; O’nun yanından ayrıldıktan sonra da o hadisleri kendi aramızda ezberleyinceye kadar müzakere ederdik.” (el-Cami’u li-Ahlaki’-r-Ravi ve Adabi’s-Sami, s. 12) ·      “Bir kimseye bildiği ilimden sorulur da, o da ilmini gizler,...

Azrail Aleyhisselâm Neden Ölüm Meleği Oldu?

  Hepimiz biliyoruz ki, ilk insan olan Adem Aleyhisselâm topraktan yaratılmıştır. Adem Aleyhisselâm babamız yaratılmadan önce, Hz. Allah Celle Celâlüh Cebrail Aleyhisselâm’ı göndererek dünyadan toprak getirmesini istedi. Hz. Cebrail, Adem Aleyhisselâm’ınyaratılacağı toprağı alacağı zaman toprak ona yalvardı: – Ne olur benden alma! Çünkü benden yaratılacak olan insandan çoğalacak olanlardan bir kısmı, Allah’ü Teâlâ’ya isyan edip cehenneme gidecekler. Bir parçamın Cehennem’e gitmesini istemem. Ne olur benden bir şey alma! Bunun üzerine Cebrail Aleyhisselâm toprak almadan geri döndü. Hz. Allah bu sefer Hz. Mikail Aleyhisselâm’ı gönderdi. Toprak Mikail Aleyhisselâm’a da yalvardı, o da almadan geri döndü. Üçüncü olarak Allah’ü Teâlâ İsrafil Aleyhisselâm’ı gönderdi. Toprak ona da yalvardı. O da almadan geri dönmek mecburiyetinde kaldı. Allah Teâlâ Hazretleri son olarak Azrail Aleyhisselâm’ı gönderdi. Toprak ona da yalvardıysa da, Azrail Aleyhisselâm dinlemedi ve toprağı ald...

Türkiye Korkunç Bir Ateş Çemberi İle Kuşatılmış Durumda…

Rusya’nın bütün politikaları yalan ve kalleşlik üzerine kurulmuştur. Bir çok Osmanlı Rus Savaşı’nda Osmanlılar Ruslar’ı yenmiş; antlaşma imzalanmıştır. Ruslar Osmanlı Ordusu çekilir çekilmez sözünde durmamış antlaşmaları bozmuştur. Rusya’ya hiçbir zaman güvenilmez. ABD ve AB ülkeleri Nato üyesidir. Türkiye de bir Nato üyesidir.   Türk ordusu da bir Nato ordusudur. Fakat ABD ve AB ülkeleri Türkiye’yi yıkmak ve yok etmek için içimizdeki hainleri kullanarak sürekli terör örgütleri kurup destekleyerek Türkiye’nin altını oydu. Pkk’ya ve diğer terör örgütlerine binlerce tır ve uçak dolusu silah ve eğitim desteği verdi. Halân de destekliyor. Ey Batı! Sen Nato askerine silah sıkan teröriste silah ve destek veriyorsun. Peki, ortaklık bunun neresinde? Hani bir Nato üyesine saldırı olunca hepsine yapılmış sayılacak; hep beraber karşı konulacaktı. Türk askerleri şehit edilince diğer Nato ülkeeleri sadece kınamakla yetiniyor. O halde Nato’ya asla güvenilmez. Son zamanlarda Rusya Türkiye...

Ay, Ne Kadar Güzel Bir Adet!

Ay, Ne Kadar Güzel Bir Adet!   Zamanın birinde bir hanım bütün sene boyunca hazırlanır, Rebiülevvel ayı geldiğinde:  “Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’in doğduğu aydır!”  diyerek bu ayda Mevlitler ve Kur’an-ı Kerim’ler okutur ve ziyafetler verirmiş. Onun da Yahudi bir komşusu varmış. Yahudi kadın merak ediyor, eşine soruyor… “- Bu Hanım, her sene neden bu ay da böyle ikramlar veriyor?” diye. Eşi daha bilgiliymiş, diyor ki: “- Onların, inandıkları peygamberlerinin doğduğu aydır bu ay... Bu aya hürmeten teşekkür için; bu ay da Kur’an-ı Kerim’ler okutur, ziyafetler verir…” Deyince: Yahudi hanımının çok hoşuna gitmiş…  “- Ay ne kadar güzel!"  diye geçirmiş içinden… Yahudi Hanım, o gece rüyasında komşusunun ziyafetine gittiğini görür. Kapıdan girer, görür ki Kur’an-ı Kerim’ler okunuyor, yemekler  yeniliyor… Çok hoşuna gidiyor. Hayran hayran bakarken; o anda kapı açılır. İçeriye yüzü güneş gibi parlayan, arkasında da yüzü ay gibi parlayan bir t...

Yürek Yakan Ateş: “Hutame”

  Yürek Yakan Ateş: “Hutame”   Dünyadakyen insanlar ile alay eden, onları küçük gören, gönül incitip kalb kıranların atılacağı; “kıran, parçalayan” anlamında “Hutame” isimli özel bir ateşten bahseder Allah’ü Teâlâ, Humeze Sûresi’nde.   Bu öyle sıradan, basit bir ateş değildir. Rabbimizin Kur'ân-ı Kerim'de yalnızca bu surede ‘Nârullah’ (Allah'ın tutuşturulmuş ateşi) diye bahsettiği, kendisine nispet ederek vehametine dikkat çektiği bir ateştir. En dikkat çeken özelliği ise, kalplere, gönüllere işleyen bir ateş olmasıdır.   Bunun sebebi şöyle geçer tefsir kitaplarında:   O günahkarlar nasıl ki dünyada zayıf, çaresiz mâsumların kalplerini kırmış, yüreklerini yakmışlardı, ahirette de o ateş, onların kalplerini yakacak, yaptıklarının pişmanlığını ta yüreklerinde hissedecekler.   Ayrıca, her kötülük önce kalptedir, oradan başlar ve inkâr, hakaret, küfür, alay, aşağılama, çekiştirme, saldırı gibi eylemler olarak dışa aşar. Onun için âyette azab...

Nefislerini İlâh Edinenler

  Alemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ Buyuruyor ki: Bismillâhirrahmanirrâhîm! اَرَاَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ اِلٰهَهُ هَوٰيهُۜ اَفَاَنْتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَك۪يلًاۙ Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilâh edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın? (Furkân Sûresi 43) Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Buyuruyor ki: “Allâh’a göre gök kubbe altında ibadet edilen sahte ilâhlar arasında, peşine düşülen hevâdan (nefsânî arzulardan) daha ağırı ve daha kötüsü yoktur.” (Heysemî, I, 188) “(Esas) mücâhid, nefsine karşı cihâd eden kimsedir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 2/1621; Ahmed, VI, 20) Abdülkâdir Geylânî Kuddise Sirrûh buyurur: “İsyanınız nefsinize, itaatiniz Rabbinize olsun.” Yâ Rabbi biz aciz ve fakir kullarını hevâi nefsini tezkiye eden; kontrol altında tutan, bahtiyar kullarından eyle!

Gerçek Şampiyon!

Resim
"Bu hayat sanaldır. Dünyayı dize getirdim bana huzur vermedi. Allah Celle Celâlüh bana bir hastalık vererek; ‘Şampiyon'un kim olduğunu hatırlattı." (This life is not real. I conquered the world and it did not bring me satisfaction. God gave me this illness to remind me that I'm not number one, he is.) Muhammed Ali Rahmetullahi Aleyh (Eski Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu)

Edep İlimden Önce Gelir

Müslüman, edepli, görgülü, nazik, kibar, güler yüzlü olmalı, efendim demeden konuşmamalıdır! Edep; güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlâk, hayâ, nezaket, zarafet demektir. Edep, hiçbir hırsızın çalamadığı güzel bir ziynettir. Edep, insanla hayvanı ayıran farktır. Hz. Ömer, “Edep, ilimden önce gelir!” buyurdu. İbni Mübarek hazretleri ise, “Her ilmi bilen bir âlimin, edebinde noksanlık varsa, onunla görüşmemek kayıp sayılmaz. Fakat edepli biri ile görüşemezsem üzülürüm!” buyurdu. Edepli kimselerin görgülerinden bazıları şöyledir: Sokakta: Sokağa tükürmek, çöp atmak, geliş geçişe mâni olmak, tiksindirici çirkin şeyler bırakmak, görgüsüzlüktür. İhtiyar, kadın ve hastalara her zaman öncelik verilir. İhtiyaçları varsa yardımcı olunur. Taşıma araçlarında: İnip binerken itişmek, sıra olan yerlerde sırasını beklememek çirkin davranıştır. Gençler; yaşlılara ve hastalara yer verir. Peygamber efendimiz, “Büyüklerini saymayan bizden değildir!” buyuruyor. Günümüzde bazı gençler, yer vermemek...

İyi ki Varsın; Eren Bülbül…

Resim
  Eren Bülbül’de Siyonist Haçlı ittifakının ve içimizdeki uzantıları işbirlikçi hain ve alçakların kurbanı oldu, şehit düştü, Cennetlere uçtu…   Eren sen Allah’ü Teâlâ’nın nasıl sevgili bir kulusun ki… Issız dağların başından mahzun gönlünle: “Kimse iyi ki varsın Eren demiyor!” diye bir dua ettin!   Duan kabul oldu.   Bütün Türkiye: “İyi ki varsın, Eren!” diye ağladı.   Allah’ü Teâlâ, bütün çocuklarımızı Eren Bülbül gibi şuurlu vatan ve milletine hizmet edenlerden eylesin!

Önemli Olan Gülü Dikeniyle...

“Güzel bir gülü, güzel bir geceyi, güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan gülü dikeniyle, geceyi gizemiyle, dostu tüm derdiyle sevebilmektir.” Şems-i Tebrizi Kuddise Sirrûh