Hz. Muhammed Aleyhisselâm’dan Çevre ve Hayvan Hakları Hakkında Örnek Davranışlar

Hz. Muhammed Aleyhisselâm’dan Çevre ve Hayvan Hakları Hakkında Örnek Davranışlar

 

·       Çevre ve ekolojik problem aynı zamanda ahlâk sorunudur ve merkezinde insan unsuru yer almaktadır. Ayeti Kerime’de yüce Rabbimiz: “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu…” (Rûm, 41) Buyuruyor.

·       Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) O koydu. Sakın bu dengeyi bozmayın.” (Rahman, 6-7)

·       Gökten de bereketli bir su indirip onunla kullar için rızık olarak bahçeler ve biçilecek taneler (ekinler), birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları bitirdik ve böylece onunla ölü bir beldeye hayat verdik…. (Kaf, 9-11)

·       İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu... (Rûm, 41)

 

İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm:

 

·       İnsanlara değer verirdi güvenilir bir insandı bilgiye önem verirdi,

·       Danışarak iş yapardı,

·       Merhametli, hoşgörülü ve affediciydi,

·       Çalışmayı sever ve zamanı iyi değerlendirirdi,

·       Sabırlı ve cesaretliydi hakkı gözetirdi,

·       Ahlakî yozlaşma ve doğal dengenin bozulması arasında sıkı bir ilişki vardır.

 

Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm Doğayı ve Hayvanları Severdi; Birkaç Hadis-i Şerif:

 

Ø “Bir kimse ağaç diker de bunun meyvesinden insan, hayvan veya kuş yerse, yenen şey onun için bir sadaka yerine geçer.”

Ø “Her can taşıyan varlığa yapılan iyilikte sevap vardır.”

Ø “Acıkan her hayvan hususunda dikkatli olun, kıyamet günü Allah’a şikâyet edilirsiniz.”

Ø “Haksız yere bir kuş veya daha küçük bir hayvan öldüren insana Allah onun hesabını mutlaka soracaktır.”

Ø “Merhametlilere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler (Allah ve melekler) de size merhamet etsin!”

Ø “Yolları ve gölgelikleri kirletmekten sakının.”

Ø “Elinizde bir fidan varken kıyamet kopmaya başlasa dahi, onu dikecek kadar vaktiniz varsa mutlaka dikin!”

Ø Hz. Muhammed, doğayı korumak içi, su havzalarını, nehir ve gölleri kirletmeyi yasaklamıştır. Bunun için, su kuyularının etrafında geniş bir alanın boş bırakılmasını, hayvan ağıllarının da kuyuların uzağına yapılmasını emretmiştir.

Ø Ayrıca, “Yolları ve gölgelikleri kirletmekten sakının.” buyurmuştur.

Ø Peygamber Efendimiz, savaş esnasında “Sivillere, din adamlarına, ibadet yerlerine, ağaçlara, hayvanlara ve servete zarar verilmemesini” emretmiştir.

Ø İslâm dininde, mecbur kalmadıkça savaşta bile ağaçlara zarar verilmesine müsaade edilmemiştir.

Ø İslâm, insan haklarını korumada ne kadar hassas ve evrensel bir çizgi takip etmişse, ekolojik dengeyi korumada da o kadar hassastır. Kur’an’da, “Allah’ın koyduğu ölçü ve düzene” dikkat çekilerek “…Sakın bu dengeyi bozmayın.” uyarısı yapılmaktadır.

Ø “Kim ağaç dikerse, onun için ağaçtan elde edilen ürün miktarınca Allah sevap yazar.”

Ø "Her kim boş, kuru ve çorak bir yeri ihyâ edecek olursa, bundan dolayı Allah tarafından mükâfatlandırılır.”

Ø Peygamberimiz, ağaç dikmeyi teşvik etmiş ve kendisi de birçok ağaç dikmiştir.

Ø Onun kendi elleriyle diktiği, günümüzde “acve” adıyla bilinen hurma çeşidinin Müslümanlar açısından ayrı bir yeri vardır.

Ø “Akmakta olan bir nehirden abdest alsan bile israf etme!” buyurarak israf ve doğal dengenin bozulması arasındaki ilişkiye dikkatimizi çekmiştir.

Ø Çevre kirliliği ve insan ruhunun kirlenmesi arsında iki taraflı bir ilişki vardır.

Ø Ruhumuz kirlenince çevremiz, çevremiz kirlendikçe de ruhumuz kirlenecektir. Her iki tarafta da denge bozulduğunda, dünya yaşanılması zor bir yer olacaktır.

Ø Peygamberimiz, Medine’yi “sit alanı” (koruma altına alınmış yer) ilân etmiş ve burada boş bir araziyi ormanlaştırmıştır. Bu ormandan “Bir ağaç kesilecek olursa mutlaka yerine bir başka ağacın dikilmesini” emretmişlerdir.

Ø Hz. Peygamber ordusuyla ilerlerken bir vadide, yolun kenarında yeni doğmuş yavrularını emziren bir köpek gördü. Bir sahabeyi çağırıp köpeğin ve yavrularının rahatsız edilmemesini sağlamak üzere ordu geçinceye kadar orada nöbet tutmasını istedi.

Ø Abdullah b. Mes'ud şöyle Radiyallahü Anh anlatıyor: “Bir sefer esnasında yanında iki yavrusu bulunan bir kuşa rastladık. Yavruları yakalayıverdik. Bunun üzerine anneleri, feryat ederek kanatlarını çırpmaya başladı. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem yaptıklarımızı görünce: ‘Bunu yavrusundan kim ayırdı? Yavrularını ona iade edin!’ buyurdular. Biz de onları serbest bıraktık.”

Ø Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, hayvanları korur ve severdi. “Allah, hayvanlara iyi davranmanızı emretmiştir. Yük hayvanlarınıza güçlerinin yetmeyeceği ağırlık yüklemeyin!” buyurarak bu konuda açıkça uyarılarda bulunmuştur.

Ø Ensar’dan birisinin devesinin inlediğini duyan Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, deveye yaklaştı ve onu dinledi. Sonra da devenin sahibine, “Allah’ın sana lütfettiği bu deve hakkında Allah’tan korkmuyor musun? O senin kendisini aç bıraktığını ve çok çalıştırarak yorduğunu bana şikâyet ediyor!” buyurdu.

Ø Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, “Hapsederek bile bile bir kedinin ölümüne sebep olan bir kişinin cehennemlik olduğunu, susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe yardım eden bir kişinin de günahının affedildiğini” haber vermiş ve “Haksız yere hayvan öldüren insana, Allah mutlaka onun hesabını soracaktır!” buyurmuştur.

Ø Bir defasında açlıktan karnı sırtına yapışmış, yorgun ve bitkin duruma düşürülmüş bir deve görünce; “Konuşamayan bu hayvanlar hakkında Allah’tan korkun!” buyurarak deve sahiplerini ikaz etmiştir.

Ø İslâm, “Hayvanları kızıştırmayı, birbirine kışkırtmayı, dövüştürmeyi”

yasaklamıştır. Dinimizde, horoz, deve, boğa, köpek vb. hayvanları dövüştürerek bunlar üzerinden kumar oynamak, zevk için avlanmak hoş karşılanmamıştır.

Ø Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber’e Sallâllâhu Aleyhi Vesellem nispet ederek şunu nakletmiştir: “Merhametlilere Rahmân olan Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki Yüce Allah da size merhamet etsin.”. (Ebû Dâvûd, Edeb, 58; Tirmizî, Birr, 16)

 

Memduh ÇELMELİ 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Yuşa Aleyhisselam’ın Okuduğu İsm-i Azam Duası