Roger Garaudy

Roger Garaudy

 

8.04.1983 tarihinde Libya’da Bingazi’nin Karyünes Üniversitesinin konferans salonunda meşhur bir ilim adamı, meşhur bir yazar Roger Garaudy;

“Evet, bugün ben Müslümanım. Niçin İslâm’ı seçtiniz, diyorsunuz. İslâm’ı seçmekle çağı seçtim!” diyordu.

70 yaşındaki Roger Garaudy ki, yıllarca Fransa’da komünist sistemin ateşli savunucusu olmuştu. Üniversiteden siyaset kürsülerine kadar Fransızlara ve Batı dünyasına hep Marksizm’i anlatmış, insanların kurtuluşunu yalnız bu sistemde bulmuştu. Çağımızda Fransız komünistlerinin en büyük ‘Ruh mimarı’ durumunda idi. Hıristiyanlığa karşı, düşüncesiyle, kalemiyle, hitabetiyle büyük bir mücadele veriyordu...

Bir gün, Batı’nın sanat, edebiyat ve siyaset çevrelerinde bir bomba patladı:

“Roger Garaudy İslâmı seçti!”

Haber ajanslarının telekslerinde dünyaya ulaşan bu haberle, o zamanki Sovyetler Birliği müthiş sarsıldı. Çünkü Kremlin, Fransa’daki komünistlerin en büyük akıl hocasını kaybetmişti!

Roger Garaudy, bütün dünyaya şunları söyledi:

“İslâm, çağları arkasında sürükleyen bir dindir. Diğer dinler ise, çağların arkasında sürüklendi. Yâni, İslâm dışındaki bütün dinler zamana uyduruldu. Reforma tâbi tutuldu. Mukaddes kitaplar zamana göre tahrif edildi. Kur’ân-ı Kerîm ise, indirildiği günden beri hep zamana hükmetti. O, zamanı değil, zaman onu izledi. Zaman yaşlandıkça o gençleşti. Bu, çağlarüstü bir olaydır. Bugüne kadar, bunca savaşların bıraktığı korkunç, sosyal, siyasî ve ekonomik sarsıntılardan daha büyük bir olaydır.”

“İslâm, materyalizme de, pozitivistlerin görüşüne de, egzistansiyalistlere de hâkimdir. Fakat hiçbir şey İslâm’a hâkim değildir. O büyük Peygamber [Muhammed aleyhisselâm]; “Yarın ölecekmiş gibi âhırete, hiç ölmeyecekmiş gibi, dünyaya çalışın!” derken, her şeyi anlatmıştır...”

“İslâm hem maddeye, hem de mânâya hükmetmiştir. Öyle ise, bunların ikisi birbirinden koparılamaz. Nasıl koparılabilir ki, İslâm;”

“İlim Çin’de de olsa gidip bulunuz. İlim ve fen mü’minin kaybolmuş malıdır, ara ve bul!” diyor. İlmin ve çalışmanın burada sınırı yoktur. İnsanı, mahlûkların en şereflisi olarak bildirirken, onun sömürülemeyeceğini anlatmıştır...”

Türkiye Gazetesi 01.11.2020


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis