Daha Kur'ân Ne Desin?

 Daha Kur'ân Ne Desin?

 

Ey insan! Yaşıyorken, hem de Kur’ân çağında;

Çırpınıp duruyorsun, cehâlet batağında.

Kalbin katı, gözün kör, başın kibir dağında

Kur’ân sana gel diyor, bak bendedir adresin,

Ey eşref-i mahlûkat! Daha Kur’ân ne desin!

 

Özgürce seçmen için, iki yoldan birini;

Apaçık bildiriyor, bütün âyetlerini.

Ya Peygamber, ya şeytan... Seç diyor rehberini;

Öyle seç ki; sırattan rüzgar gibi geçesin,

İlle şeytan diyorsan... Daha Kur’ân ne desin!

 

Ya Cennet bahçesidir, ya ateştir o mezar,

Mekân var mı dünyada, öyle derin, öyle dar?

Hiçbir şey yakın değil, insana ölüm kadar.

Diyor ki; hesabı var, aldığın her nefesin;

Mezarlar konuşurken..Daha Kur’ân ne desin!

 

Malın, mülkün, şöhretin, dünyada herşeyin var;

Ya dünyadan Rabb’ine, götürecek neyin var?

Bana yeter diyorsan, şu üç günlük îtibar;

Bir dördüncü gün var ki; çok çetindir bilesin,

Bunlar masal diyorsan... Daha Kur’ân ne desin!

 

Âyet diyor ki; eğer, dağa inseydi Kur’ân;

Paramparça olurdu... Dağ Allah korkusundan.

Hangi insan durup da, ibret almaz ki bundan?

Sen ki, bir dağ yanında, ne kadar da cücesin,

Haddini bilmen için... Daha Kur’ân ne desin!

 

O münezzeh ruhundan, ruh vermekle insana;

Erişilmez bir şeref, bahşetti Allah sana,

Ne kadar sevdiğini, buradan anlasana!

Sen ki; taparcasına, kendine kul kölesin,

Nefsini put yapana... Daha Kur’ân ne desin!

 

Bir gün var ki; çok yakın, dağların yürüdüğü,

Göklerin, güneşleri önünde sürüdüğü,

Kâinatı toz duman, dehşetin bürüdüğü;

Kıyâmet senaryosu, oyun değil bilesin;

Hâlâ ürpermiyorsan... Daha Kur’ân ne desin!

 

O büyük mahkemede, bütün diller susacak;

Konuşacak bu defa, göz, kulak, el, kol, bacak.

Uzuvlar birer birer, haramları kusacak;

Açılacak önünde, defterleri herkesin;

Kendine gelmen için... Daha Kur’ân ne desin!

 

O gün, buyruk verenler, buyruğa baş eğecek,

Cehennem öfkesinden, köpürüp kükreyecek,

Ve doldun mu dedikçe, daha yok mu diyecek;

Yandıkça o deriler, değişecek bilesin;

Hâlâ secde yok ise... Daha Kur’ân ne desin!

 

Gör ki, dünya sırtında, nice insan taşıyor;

Kimi yaşarken ölmüş, kimi ölmüş yaşıyor.

Kimi Arş-ı Âlâ’ya dolu dizgin koşuyor;

İşte Cennet... İşte sen... Gayret et ki giresin;

Ey Eşref-i mahlûkat! Daha Kur’ân ne desin!

 

Cengiz NUMANOĞLU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis