İç Ve Dış Düşmanlar
İç Ve Dış Düşmanlar
Sonradan gelen İslâm düşmanları da;
“din adamları fen bilmez, din adamları câhildir, gericidir.” diyerek Müslüman
yavrularını İslâmiyetten uzaklaştırmaya çalıştılar. İslâmiyete ve Müslümanlara
zararlı olan şeylere asrîlik, ilericilik dediler.
Bu vatan hâinleri ile en büyük
mücadeleyi yapan Cennet mekân Sultân ll. Abdülhamîd Hân oldu. Bunun için “Kızıl
Sultan” ilân edildi. Abdülhamîd Hân, Avrupalı profesörler ve fen adamlarını,
çok yüksek maaş vererek İstanbul'a getirtti. Vatanına, milletine, dinine bağlı
ilim ve fen adamları yetiştirdi. Kıymetli subaylar yetiştirdi. Fakat Balkan,
Çanakkale, Rus ve Filistin cephelerinde, sinsice hazırlanmış İngiliz plânları
ile, Abdülhamîd Hân'ın yetiştirmiş olduğu, dünyanın birinci kara ordusu yok
edildi. Yüz binlerce vatan evlâdı şehîd edildi. Osmanlıyı arkadan vuranlar, hiç
rahat yüzü görmediler. İşte Orta Doğu'nun hâli meydandadır...
Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri
buyurdu ki:
“İslâm’ın
en büyük düşmanı İngilizlerdir. İslâmiyet’i bir ağaca benzetirsek, başka
kâfirler, fırsat bulunca, bu ağacı dibinden keser. Müslümanlar da, bunlara
düşman olur. Fakat, bu ağaç bir gün filiz verebilir.
İngiliz böyle değildir. Bu ağaca
hizmet eder; besler. Müslümanlar da, onu sever. Fakat gece kimse anlamadan
köküne zehir döker. Ağaç kurur. 'Vah vah çok üzüldüm.' diyerek Müslümanları
aldatır... İngiliz’in, İslâm’a böyle zehir salması demek, para, mevki ve kadın
gibi, nefsani arzular karşılığında satın aldığı yerli münâfıkların, soysuzların
elleri ile İslâm âlimlerini, İslâm kitaplarını, bilgilerini ortadan
kaldırmasıdır...”
(Türkiye
Takvimi)
Yorumlar
Yorum Gönder