Hayat, Ahiret Hayatıdır
Hayat, Ahiret
Hayatıdır
Sahabeden
Sehl bin Sa'd Radiyallahü Anh, Uhud savaşı sırasında yaşı küçük olduğu için bu
savaşa katılamamıştı. Diğer yaşı küçük sahabiler gibi Medine'de kalmıştı. Ancak
Allah Resulü'nün yaralandığı haberi Medine'ye ulaştığı zaman, herkes gibi O da
çok üzülmüştü.
Bu
sıralarda Allah Resulü'nün mübarek kızları Hz. Fatıma Radiyallahü Anha'nın,
babasının yaralanma haberini duyar duymaz hemen O'nun yanına koştuğunu ve
yardım etmeye başladığını, Sehl bin Sa'd Radiyallahü Anh, şöyle bildirmektedir:
Resûlullah
Sallallahu Aleyhi Vesellem, Uhud savaşında yaralandığı haberini duyduğumuz
zaman çok üzüldük. Kızı Hz. Fatıma Radiyallahü Anha'nın bir kalkan içinde su
getirerek Peygamberimizin yaralarından akan kanları temizlediğini, bir hasır
parçasını yakarak küllerini Peygamber'in yaralarının üzerine sürdüğünü bizzat
gördüm.
Sehl
bin Sa'd Radiyallahü Anh Hendek'te...
Sehl
bin Sa'd Radiyallahü Anh, Hendek savaşına da yaşı küçük olduğu için katılamadı.
Çünkü bu sırada on ya da on bir yaşlarında idi. Fakat Sehl bin Sa'd, hendeğin
kazılmasında sahabilere çok yardımcı oldu. Bütün sahabilerin hizmetlerinin
hepsine koşardı. Ayrıca hendek kazımı sırasında da yardımcı olmuş, Allah
Resulü'nün yanından hiç ayrılmamıştı. Her an O'nun hizmetinde bulunmuştu.
Sehl
bin Sa'd Radiyallahü Anh, Hendek'te gördüklerini şöyle anlatmıştır:
"Hendek'te
Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem ile hep beraber idim. Onlar hendek
kazıyor, biz küçük yaştakiler omuzlarımız üzerinde toprak taşıyorduk. Bu sırada
Resûlullah'ın şöyle dua ettiğini işittim:
"Ya
Rabbi! Bütün hayat, âhiret hayatıdır. Muhacir ile Ensârı mağfiretine (afvına)
nail eyle."
Sehl
bin Sa'd Radiyallahü Anh, Peygamberimizin bir emir ve isteği olduğu zaman hemen
yerine getirir, hiç bir zaman geciktirmezdi. Peygamberimiz hutbe okuyacağı
zaman hurma ağacından bir direğe yaslanır öyle okurdu.
Bir
gün Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştu: "Artık cemaat
çoğaldı, bir şey yapılsa da üzerine otursam." Bunu duyan Sehl bin Sa'd
hemen, okun yaydan fırladığı gibi kalkıp gitmiş ve arzu edilen minberi
getirmiştir.
Sehl
bin Sa'd Radiyallahü Anh diyor ki: Bir gün birisi Peygamberimize gelerek dedi
ki:
"Ey
Allahın Resulü! Allah telânın ve insanların, beni sevecekleri bir işi bana
öğretir misin?"
Bunun
üzerine, Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
"Dünyadan
yüz çevir ki, Allah Teâlâ da seni sevsin. İnsanların eline bakma ki, onlar da
seni sevsin."
Kendilerini
ve mallarını feda edenler...
Sahabeden
Süheyb Radiyallahü Anh, Mekke'de kendi gayretleriyle büyük bir servet elde edip
hayli zengin olmuştu. Medine'ye hicret edeceği müşrikler tarafından haber
alınınca yolu kesip, "Sen Mekke'ye fakir olarak geldin. Çok mal ve servete
kavuştun. Şimdi hem kendin gideceksin, hem bunca malı götüreceksin buna izin
vermeyiz" dediler.
Süheyb
Radiyallahü Anh'nın, Peygamber efendimize olan muhabbeti, bağlılığı ve O'na
kavuşmak arzusu ve Medine'ye, İslam devletine, gidebilmek isteği o kadar çoktu
ki, yanında bulunan bütün mallarının ve alacaklarının, Peygamber efendimizin
sevgisi yanında hiç kıymeti yoktu. Bu sebeple hiç vakit kaybetmemek, bunlarla
oyalanmamak için onlara,
"Yanımdaki
ve Mekke'de bulunan mallarımı size verirsem önümden çekilir misiniz, yolumu
açar mısınız? Dedi.
Hak
ve hakikatlerden nasibi olmayan müşriklerin de arzusu buydu. Hemen kabul
ettiler. Hz. Süheyb Radiyallahü Anh, yanında bulunan bütün mallarını verdi,
Mekke'deki mallarının da yerini tarif edip müşriklerin elinden kurtuldu ve hiç
parasız olarak yoluna devam etti.
Süheyb
kazandı, Süheyb kazandı!
Mekke
ile Medine arasındaki yolda bin bir zahmet, tahammülü mümkün olmayan
güçlüklerle karşılaştı. Fakat Allah'ın Resulüne ve İslam beldesine kavuşmanın
heyecanı ile bütün sıkıntılardan zevk alarak yoluna devam etti.
Süheyb Radiyallahü Anh Peygamber
efendimizin huzuruna geldiğinde gözü ağrıyordu. Yolda çok acıkmış ve susamıştı.
Bu sebeple Resulullah'ın önünde hazır bulunan taze hurmalardan yemeye başladı.
Resulullah da Hz. Süheyb'e lâtife ile buyurdu ki:
"Gözlerinde
rahatsızlık var, yine de hurma yiyorsun."
Hz.
Süheyb Radiyallahü Anh de cevaben:
"Ya
Resûlullah! Gözümün birisi sağlamdır. Onun hakkını yiyorum" dedi.
Hem
Allah Resulü, hem de orada bulunanlar, bu cevap hoşlarına gittiğinden tebessüm
ettiler.
Sonra
Süheyb Radiyallahü Anh başından geçenleri anlattı:
Peygamber
efendimiz buyurdu ki:
"Süheyb
kazandı, Süheyb kazandı. Satış kârlı çıktı. Satış kârlı çıktı."
Sonra
Hz. Süheyb hakkında nazil olan:
"İnsanlardan
bir kısmı, Allah telânın rızasını isteyerek O'na ibadet yolunda kendini ve
malını feda ederler." [Bakara 207] mealindeki âyet-i kerimeyi okudular.
Yorumlar
Yorum Gönder