Yolumuzun Esâsı Nefsi Terbiye Etmektir
Yolumuzun Esâsı Nefsi Terbiye
Etmektir.
Kendilerine “Silsile-i
aliyye” denilen büyük âlim ve velîlerin beşincisi olan Sultân-ül-Ârifîn
Bâyezîd-i Bistâmî (rahmetullahi Teâlâ’ aleyh) hazretlerine bir gün bir kimse
gelip;
“Efendim! Ben otuz senedir, gündüzleri
oruç tutup, geceleri namaz kılıyorum. Ama kendimde hiç bir ilerleme göremiyorum.
Hâlbuki îtikâdım da düzgündür.” dedi.
Sultân-ül-Ârifîn;
“Sen bu hâlde üç yüz sene daha
devâm etsen bir şeye kavuşamazsın. Çünkü nefs engelin var.” buyurdu.
O kimse; “Efendim! Bunun bir
çâresi yok mu?” diye sordu.
Bâyezîd-i Bistâmî:
“Var ama sen kabûl etmezsin.”
buyurdu.
O kimse ısrâr edip;
“Aman efendim, lütfen
bildiriniz ve beni talebeliğe kabûl ediniz. Ne emrederseniz yaparım.” dedi.
Sultân-ül-Ârifîn buyurdular ki:
“Öyle ise şimdi evine git. Bu
kıymetli elbiseleri çıkarıp, âdî ve eski bir elbise giy. Boynuna bir torba asıp
içine ceviz doldur. Seni en iyi tanıyanların bulundukları sokağa git. Çocukları
başına topla;
“Bana bir tokat vurana bir
ceviz, iki tokat vurana iki ceviz veriyorum” de.
O kimse bunları duyunca;
“Sübhânallah, Lâ ilâhe illallah. Ben bunları yapamayacağım. Bana başka bir şey
emretseniz.” dedi.
Bâyezîd-i Bistâmî; “Senin
ilâcın ancak budur ve biz de baştan; “Sen bunları kabûl etmezsin!” diye
söylemiştik. Yolumuzun esâsı nefsi terbiye etmektir.” Buyurdular.
Yorumlar
Yorum Gönder