Aldı, Bağrına Bastı, Ağladı
Aldı, Bağrına Bastı, Ağladı
Bir Saliha kadın vardı. Bir gün ekmek pişirmek için tandır yaktı.
Tandır, tamam yandı ve kızgın hale geldi ki, öğle namazı vakti oldu.
O kadıncağızın, henüz emzikte bir çocuğu vardı. Yavrusunu bir kenara
koydu, gitti abdest aldı ve namaza durdu.
Kadın, namaz kılarken, oğlan sürtüne sürtüne tandırın kenarına
vardı. Kadın, gözünün ucuyla çocuğunun tandırın kenarına kadar geldiğini fark
etti amma, namazda olduğu için ilgilenmedi, namazını bozarak yavrusunun
yardımına koşmadı.
Namazı kılıp bitirdiği zaman gördü ki, yavrusu tandıra düşmüş ve
o kızgın tandırda ateşin tam orta yerinde kendi kendine oynayıp duruyor, bir
kılına bile zeval gelmemiş. Aldı, bağrına bastı, ağladı ve Allah’ü Teâlâ’ya
şükrederek evinin işleriyle uğraşmağa devam etti.
Gördünüz mü? O kadıncağızın sabrı ve tevekkül ü teslimiyetiyle
Hak Teâlâ yavrusunu nasıl esirgedi ve ateşte yakmadı.
Şu halde, Allah’ü Teâlâ’nın kazasına sabredeceğiz ki rızasına ve
nimetine erişebilelim. Zira sabır kişiyi ferahlığa kavuşturur, ahiret için de
bir sermayedir
Yorumlar
Yorum Gönder