Merhametsiz İnsan Kalmadı Demeyesiniz!
Merhametsiz İnsan Kalmadı Demeyesiniz!
Hz. Ömer Radiyallahü Anh arkadaşlarıyla sohbet
ederken, huzura üç genç girerler, derler ki
- Ey halife bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı
öldürdü ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.
Bu söz üzerine Hz. Ömer Radiyallahü Anh suçlanan
gence dönerek:
- Söyledikleri doğrumu diye sorar.
Suçlanan genç der ki:
- Evet, doğru bu söz üzerine Hz. Ömer Radiyallahü
Anh:
- Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar.
Bunun üzerine genç anlatmaya başlar, der ki:
- Ben bulunduğum kasaba hali vakti yerinde olan bir
insanım ailemle beraber gezmeye çıktık. Kader bizi arkadaşların bulunduğu yere
getirdi. Hayvanlarımın arasında bir güzel atım var ki dönen bir defa daha
bakıyor hayvana… Ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve koparmasına
engel olamadım. Arkadaşların babası içerden hışımla çıktı. Atıma bir taş attı. Atım
oracıkta öldü. Nefsime bu durum ağır geldi. Ben de bir taş attım babası öldü. Kaçmak
istedim, fakat arkadaşlar beni yakaladı. Durum bundan ibaret, dedi.
Bu söz üzerine Hz. Ömer Radiyallahü Anh söyleyecek
bir şey yok. Bu suçun cezası idam, madem suçunu da kabul ettin...
Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:
- Efendim bir özrüm var, ben memleketinde zengin bir
insanım! Babam rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı. Gelirken kardeşim
küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım. Şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz,
yetimin hakkını zayi ettiğiniz için Allah indinde sorumlu olursunuz. Bana üç
gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim. Bu üç gün için
de yerime birini bulurum!” der.
Hz. Ömer Radiyallahü Anh dayanamaz derki:
- Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim
kalır ki? Der!
Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar der ki,
- Bu zat benim yerime kalır! O zat Hz. peygamber Sallallahü
Aleyhi Vesellem efendimizin en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle
müjdelen Amr ibni As Radiyallahü Anh'dan başkası değildir. Hz. Ömer Radiyallahü
Anh Amr'a dönerek
- Ey Amr delikanlıyı duydun, der.
O yüce sahabi:
- Evet, ben kefilim, der. Ve genç adam serbest
bırakılır.
Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten
bir haber yoktur. Medine’nin ileri gelenleri Hz. Ömer’ Radiyallahü Anh’a
çıkarak gencin gelmeyeceğini, dolayısıyla Amr ibni As'a verilecek idamın
yerine, maktulün diyetinin verilmesini teklif ederler. Fakat gençler razı olmaz
ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz! Derler.
Hz. Ömer Radiyallahü Anh kendinden beklenen cevabı
verir, der ki:
- Bu kefil babam olsa fark etmez, cezayı infaz
ederim.
Hz. Amr İbni As Radiyallahü Anh ise tam bir
teslimiyet içerisinde der ki:
- Biz de sözümüzün arkasındayız.
Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve
insanların arasından genç görünür.
Hz. Ömer Radiyallahü Anh gence dönerek der ki:
- Evladım gelmeme gibi önemli bir fırsatın vardı
neden geldin?
Genç vakurla başını kaldırır ve:
- “Ahde vefasızlık etti demeyesiniz, diye geldim!”
der.
Hz. Ömer Radiyallahü Anh başını bu defa çevirir ve
Amr ibni As'a der ki,
- Ey Amr sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu
da onun yerine kefil oldun?
Amr ibni As Radiyallahü Anh:
- Bu kadar insanın içerisinden beni seçti, insanlık
öldü dedirtmemek için kabul ettim der.
Sıra gençlere gelir derler ki,
- Biz bu davadan vazgeçiyoruz, bu sözün üzerine Hz. Ömer
Radiyallahü Anh:
- Ne oldu biraz evvel babamızın kanı yerde kalmasın
diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz?
Gençlerin cevabı dehşetlidir:
- Merhametsiz insan kalmadı demeyesiniz! Diye…
Bu muhteşem tablo, herkesi
son derece duygulandırmıştı. Herkes üzüntüden kurtulmuş hüzün, yerini tarifi
imkânsız bir sevince bırakmıştı. Helâllaştılar, kucaklaştılar.
Böylece arkalarında
insanlığa bir ibret levhası bıraktılar.
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder