Acayip Hallerimiz!

Acayip Hallerimiz!

Saatlerce boncuk dizer, oya yapar, dantel örer; boş yere lak lak eder; gıybet ve dedikodu yapar, dizi-reklam-maç-konser izler… Namaz kılmaya, Kur’an’ı Kerim- Hadis-i Şerif okumaya, sure ezberlemeye, faydalı ilimler öğrenmeye, hayır işler yapmaya, eşine ve çocuklarına yardım etmeye, ders çalıştırmaya… Sıra gelince; “Zaten yorgunum, vaktim yok!” der geçer!!!
Dinini sağlam kaynaklardan öğrenmez, güzel İslâmiyet’i yaşam biçimi haline getirmez, çoluk çocuğuna dini eğitim aldırıp, dini yaşantıyı öğretmez… Toplumda Kesikbaş cinayetleri, soygunculuk, bozgunculuk, vurgunculuk, üç kâğıtçılık çoğalıp yaşanmaz bir ortam oluşunca; “Allah kahretsin, ne hale geldik!” der geçer!!!
Kumar oynar; piyango bileti alır; maç, konser, tv izler; sigara, içki içer; hayır yapmaya gelince, çocuğu bir kitap parası isteyince; “Param yok!” der geçer!!!
Haram yer, harama bakar; hak yer, haksızlık yapar, her türlü fırıldağı çevirir, kimseye zerre kadar güven vermez… Kendisi de en ufak bir haksızlığa uğrarsa; “Bu memlekette zaten adalet yok, kime güveneceğiz!” der geçer…
Allah korkusu taşımadan, yüzü kızarmadan, her türlü günahı işler, kendisine birisi küçük bir yanlışlık yaparsa; “Yukarıda Allah var, Allah sana soracak!” der geçer…
Çalışansa görevini aksatır, rüşvet yer, adam kayırır… Esnaf veya tüccarsa hile yapar, çürük mal üretir… Mesleğinde dümenler çevirir, alavere- dalavere yapar, rüşvet verir, torpil yapar... Eğer işler istediği gibi gitmez ters teperse; “Bu memlekette herkes bozulmuş!” der geçer!!!
Yan gelir yatar, aval aval bakar, hiçbir gayret ve çaba sarf etmez, üstelik yaptığı işi kalitesiz ve dandik yapar… Kaliteli bir yabancı mal görünce de “Arkadaş elin gâvuru yapıyor, helâl olsun!” der geçer!!!
Savaşlarda, terörde binlerce masumun kanı akar, kılı bile kıpırdamaz, cihat etmez, kapasitesini ortaya koymaz; hiç değilse “Ümmeti Muhammed bilinci oluşsun, Ümmeti Muhammed ayağa kalksın!” diye dua etmez... Kendi yakınlarından birinin terörden veya savaşlardan canı yanarsa; verir veriştirir… “Bu devletten, bu milletten, Müslümanlardan hayır çıkmaz!” der geçer!!!
Maç, TV, kumar başlarında; kahvehane köşelerinde saatlerce memleket kurtarır; onu suçlar, bunu suçlar… Oy vermeye gelince; “Kimler Allah, vatan ve millet hesabına çalışıyor; kimler cebine çalışıyor; kimler yabancı ülke hesabına çalışıyor???” Araştırmaz, bazen oy vermeye bile gitmez. Takım tutar gibi parti tutar… Seçilenlerden tokat yemeye başlayınca, hizmet alamayınca, ülke geri kalınca da “Allah kahretsin! Bu milletten, bu memleketten, bu devlet adamlarından hayır çıkmaz!” der geçer!!!
“İnsanlar çok bozuldu, vicdan, din, iman, Müslümanlık, ahlâk, namus kalmadı…” sohbetleri yapar… Hiçbir şekilde kendi sorumluluklarını sorgulamaz… “Ben nerede yanlış yaptım?” deyip özeleştiri yapmaz… “Zaman bozuldu, gençlik bozuldu, zamane gençliği!” der; suçu zamana atar geçer…

Ele verir talkını, kendi yutar salkımı!

Bizden hayır çıkar mı çıkmaz mı?

Bütün temennimiz; yaptığı işin en kalitelisi ve en iyisini yapan, dürüst, güvenilir, çalışkan vatandaşlarımızın çoğalması hatta hepimizin öyle olmasıdır.
Ne iş yaparsa yapsın, görevini en iyi yapan; dürüst vatandaşlara asla ve asla sözümüz yok. Zaten onlar olmasa dünya bir günde batar.
Önce kendini düzeltmeyen ailesini düzeltemez! Ailesini düzeltmeyen içinde bulunduğu toplumu düzeltemez! İçinde bulunduğu toplumu düzeltemeyen milletini ve ülkesini düzeltemez. Ülkesini düzeltemeyen insanlığı düzeltemez.
Nasıl ki herkes evinin önünü temizleyince şehir tertemiz olursa herkes kendini ve yakınlarını düzeltince de tüm memleket ve insanlık tertemiz olur!
Hepimizin nefis muhasebesi yapmamıza, kendimizi yenilememize ihtiyacı var.
Hoşça kalın, dostça kalın, Allah’ü Teâlâ’ya emanet olunuz efendim!

Yaşar AKKAŞ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)