Tek bir ayetten etkilendi, Müslüman oldu
Tek bir
ayetten etkilendi, Müslüman oldu
Japonya’da bulunan Keio Üniversitesi Siyasal Sistemler Profesörü Dr.
Atsushi Kamal, okuduğu bir ayetten etkilenerek Müslüman olmuş. Dr. Kamal,
''Bazı öğrencilerim de inşallah Müslüman olacak'' diyor.
Elhamdülillah Japonya’da da Kur’ân’ın hidayetine şahit
olduk. Şu an Fujisawa / Japonya’da bulunan Keio Üniversitesi Siyasal Sistemler
Profesörü Dr. Atsushi Kamal Okuda ile birlikteyiz.
Adım Atsushi Okuda. Keio Üniversitesi Shonan Fujisawa
Kampüsü’nde öğretim görevlisiyim.
(Spiker izleyiciye sesleniyor) Japon toplumunda önemli
bir konuma gelene kadar kariyer merdivenlerini hızla tırmandı. Prof. Kamal
Okuda’nın yönlendirmesiyle birlikte Müslüman bir nesil yetişmeye başladı. Güzel
tavırları ve ilmî yetkinliğiyle pek çok kişi için rol model hükmünde olan
Okuda’yı şimdi hep birlikte tanıyalım. Profesör Okuda’nın hayatı İslâm’dan önce
nasıldı?
Hayatın İslâm’dan önce nasıldı? Hayatını nasıl geçiriyordun? Hayattaki
amacın neydi?
İslâmiyet’ten önceki hayatım adeta Cahiliyye Devri
gibiydi. Gerçekten. Tam bir cehalet içindeydim. Hakikati bilmiyordum.
İslâm’la nasıl tanıştın peki?
Üniversitedeki altı yılım boyunca İslâm üzerine
çalışmalar yaptım. Üniversitede şeriat üzerine düzenlenen bir konferans vardı.
Bu konferansa katıldım. O zamanlar İslâm hakkında çok az bilgi sahibiydim.
İnsanlarla güzel ilişkiler ve dostluklar kuramıyordum ve bu beni rahatsız
ediyordu. Ta ki masanın üzerinde bir araştırmaya rastgelene kadar. Rastgeldiğim
bu dokümana hızlı bir şekilde bakarken gözüm bir âyete takıldı. Âyet bütün
insanların topraktan yaratılmasıyla ilgiliydi: “Ve O’nun âyetlerindendir ki,
sizi topraktan yaratmıştır.”1
Bu âyeti okuduğunuzda ne hissettiniz?
İnsanlarla ilişkim pek de iyi değildi. Ve kendi
kendime sordum: Neden hepimiz topraktan olmamıza rağmen insanlarla iyi
geçinemiyorum? Bunun sebebi kendimle mağrur olmamdı. Bu âyeti okuduktan sonra
kalbim mutmain oldu, huzurla doldu. Elhamdülillah.
Hepimiz Adem’den geliyoruz. Ve Hz. Adem ise topraktan
yaratılmıştır. “Ve O’nun âyetlerindendir ki, sizi topraktan yaratmıştır, sonra
siz şimdi insansınız. (Yeryüzüne) yayılmaktasınız.” (Rûm Sûresi, 20) O
halde neden birbirimize karşı kibirleniyoruz değil mi?
Bu âyeti okumadan önce dünyada kendimden başkasına
değer vermiyordum. Âyeti okuduktan sonraysa kendime, insanlara ve dünyaya bakış
açım değişti ve tam bir huzura erdim. Bu değişim benim Kur’ân ve âyetleriyle
ilk karşılaşmamdı. O zamanlar kesinlikle İslâm’ı düşünmüyordum. Sadece bilgiyle
ve İslâmî yasamayla diğer yasamaların karşılaştırmalı çalışmalarıyla
ilgileniyordum.
(Spiker izleyiciye sesleniyor) Profesör Okuda İslâm şeriatı ve onun insana
verdiği değerden çok etkilenerek çalışmalarını sürdürmek ve Arapça öğrenmek
için Aleppo/Suriye’ye gidiyor. Ve orada hocasından olumlu yönde etkileniyor.
Hocam daima İslâm’ın bir bütün olduğunu söylerdi. Bu
hocamla beraber otururken İslâmî yaşayışın cisimleşmiş halini gördüm ve İslâm’ı
düşünmeye başladım. Fakat içimden bir ses “Sen Japonsun. Neden Müslüman olmak
istiyorsun ki? Bu garip bir şey” deyip duruyordu. İslâm’a girmeden önce
düşünmeye başladım: Aynı anda hem Müslüman hem de Japon olabilir miyim?
(Spiker izleyiciye anlatıyor) İslâm hakkında nitelikli bilginin az olması
ve Japonlarla Müslümanlar arasında bir iletişimin olmaması Japonya’da İslâm’ın
yavaş yayılmasının temel sebeplerinden.
Dr. Okuda için şehadet vakti yaklaşıyordu. Ve bir gün,
Halep’te çalışma yaptığı sıralarda akademik çalışmasını tamamlayabilmek için
bir adamla mescitte buluşmaya karar vermişlerdi.
Konuşmaya başladığımızda birden namaz vakti geldi,
ezan okunuyordu. Kendi kendime camiden çıkmam gerekiyor diye düşündüm, çünkü
Müslüman değildim.
(Spiker izleyiciye anlatıyor) Ezan okunuyor ve Dr. Okuda kendini mahcup hissederek
camiden dışarı çıkıyor. O sırada ise hava gerçekten çok sıcak ve bir taraftan
ter dökerken Okuda kendi kendine soruyor: “Neden Müslüman değilim?”
Gerçekten çok garip. İslâm’ı seviyorum, İslâm üzerine
çalışıyorum ve buradayım. Ama Müslüman değilim. Gerçekten çok çok garipti. O an
tekrardan düşündüm ve Müslüman oldum. O an. Bence bu, Allah’ın bütün hayatım
boyunca bana verdiği en büyük hediye.
Sizin derslerinize girmeden önce Japon öğrencilerin İslâm hakkındaki
düşüncelerinden bahseder misiniz?
Tahmin edebileceğiniz üzere öğrencilerin İslâm
hakkındaki düşünceleri iyi değil. Ama derslerden sonra çoğu öğrenci bana
İslâm’ı ne kadar sevdiğini söylüyor. Ve bazıları inşaallah Müslüman olacak.
(Spiker izleyiciye sesleniyor) Sadece Keio Üniversitesi’nde görevli olduğu
süre boyunca onun sayesinde ondan (10’dan) fazla öğrenci İslâmiyet’e girdi.
İslâmiyet’le ilgili onu ilk cezbeden şey Kur’ân’dı, hidayetinin temel
sebebiydi. Bu yüzden Dr. Okuda tefsir dersleri veriyor ve Kur’ân âyetlerini
anlamaya çalışıyor.
Senin için Kur’ân neyi temsil ediyor?
Bunun için öncelikle Kur’ân’dan çok sevdiğim bir
kelimeyi söylemem gerekir: Sırat-ı müstakim2 (dosdoğru yol). Bu ibare gerçekten
çok önemli. Sadece Müslümanlar için değil, bütün insanlık için. Sırat-ı
müstakimde yürüdüğümüz zaman dünya hayatımızda da, ahiret hayatımızda da
inşaallah saadete ulaşırız. Kur’ân-ı Kerîm bize emr-i bi’l maruf’u ve
âyetlerini anlamamızı emrediyor ve bizi bunun için teşvik ediyor. Kur’ân bizim
rehberimizdir. Kur’ân bize hareket edeceğimiz temel noktaları ders veriyor,
bundan sonra ise bizim araştırıp çabalayarak âyetlerini anlamamız gerekiyor.
(Spiker izleyiciye sesleniyor) İslâmiyet Japonya’da henüz 100 yıllık yeni
bir din olmasına rağmen İslâm’ı kabul edenler ve Arapça öğrenenler günden güne
artıyor.
Arapça gerçekten çok zor bir dil. Ana dilleri Arapça
olduğundan Araplara çok imreniyorum. Arapçanın ayrıcalığı bu dili kullanarak
Allah’la konuşabilmektir. Ama sizden istediğim Kur’ân’ı farklı şekilde
okumanızdır. Kur’ân’ı Allah’ın razı olacağı şekilde mi okuyoruz bilmiyoruz.
Kur’ân benim hidayetimin asıl sebebi. Kur’ân aynı zamanda bütün dünya için bir
hidayet kaynağı.
Kaynak: https://youtu.be/R7nLeaF4YFE
Dipnotlar:
1- Rûm Sûresi, 20. âyet.
2- Fatiha Sûresi, 6. âyet.
ÇEVİREN: EMİNE SULTAN ÇAKIR
Yorumlar
Yorum Gönder