Neler Orucu Bozmaz?
Neler Orucu Bozmaz?
813 Resûl-i Ekrem (sav)'in unutarak yiyen ve içen
bir Sahâbe-i Kiram'a hitaben "- Orucunu tamamla!.. Sana ancak Allahû Teâla
(cc) yedirdi ve içirdi (ziyafet verdi)" buyurduğu bilinmektedir.(47)
Hanefi fûkahası: "Oruç tutan bir mükellef; unutarak yer, içer veya cim'a
ederse orucu bozulmaz. Bu hususta orucun farz veya nafile olması arasında fark
yoktur"(48) hükmünde ittifak etmiştir.
814 Oruca
niyyet etmiş olan bir mü'min uyur ve uykuda iken ihtilâm olursa orucu bozulmaz.
Zira Resûl-i Ekrem (sav): "Üç şey vardır ki bunlarla oruç tutan kimse
iftar etmiş olmaz: Kan aldırmak, kusmak ve ihtilâm"(49) hükmünü beyan
buyurmuştur. Esasen ihtilâmda; cinsi münasebetin ne sûreti, ne de mahiyeti
mevcut değildir. Herhangi bir kadına baktığı ve menisi geldiği zaman da durum
aynıdır. Bu da; düşünerek menisi gelen kimse gibidir.(50) Hz. Şeddad (ra)'dan
rivayet edilen: "Kan alan da, aldıran da iftar etmiştir" hadisi,
Hicri 8'nci yılda beyan buyurulmuştur. Daha sonra Hicri 10'ncu yılda, Hz. Abbas
(ra)'dan rivayet edilen Hadis-i Şerif'te ise "kan aldırmanın orucu
bozmayacağı" kat'i olarak zikredilmiştir. Dolayısıyla birinci hüküm
neshedilmiştir.(51) Ancak kan aldıran bir mü'min; bir âlimin fetvasını veya
nesh olunmuş olan "Kan alan da, aldıran da iftar etmiştir" hadisini
duyarak, "Orucum bozuldu" zannı ile yer-içerse, gününe gün kaza eder.
815 Resûl-i
Ekrem (sav)'in: "Kime kusmak galebe ederse, ona kaza yoktur. Her kim de
kasden kusarsa kaza etsin"(52) buyurduğu bilinmektedir. Hanefi fûkahası:
"Kusma ile oruç bozulmaz. Fakat isteyerek kusması halinde ağız dolusu ise
kaza etmesi gerekir"(53) hükmünde müttefiktir. Oruç tutan bir mükellef
kustuğu için; "Orucum bozuldu" zannı ile, yer-içerse durum ne olur?
İmam-ı Kasani: "Mükellef; elinde olmayarak kusar ve "Orucum
bozuldu" zannı ile yer-içerse, sadece gününe gün kaza eder. Ancak
bozulmadığını bildiği halde; birşey yer ve içerse hem kaza, hem keffaret
gerekir"(54) hükmünü beyan etmektedir.
816 Bunların
dışında; "Göze sürme çekmek, krem ve zeytinyağlı gibi yağlı maddeleri
vücûda sürmek, dedi-kodu ve gıybet yapmak, kendi arzusu ve fiili olmaksızın
mükellefin; boğazına duman, un, toprak tozu veya sinek kaçması, cünüb olarak
sabahlamak, iftar etmeye niyet edib de iftar etmemek, yutmaksızın herhangi bir
maddenin tadını boğazında hissetmek, mesaneye geçmemek şartı ile; erkeğin
tenasül uzvuna su veya yağ gibi maddelerin akıtılması, yara üzerine konan kuru
ilâç, burunda birikmiş olan sümüğü boğaza çekip yutmak, nohut tanesinden daha
küçük olan ve dişlerin arasında kalmış bulunan yiyeceği yutmak"(55) orucu
bozmaz. Ancak başta dedi-kodu ve gıybet olmak üzere, bu fiilerin tamamından
kaçınmak gerekir. Nitekim Resûl-i Ekrem (sav): "Kim ki yalan söylemeyi ve
yalan ile amel etmeyi bırakmazsa, Cenab-ı Hak (cc) o kimsenin yemesini, içmesini
bırakmasına hiç kıymet vermez, iltifat buyurmaz"(56) hükmünü beyan
buyurmuştur. Bu hadis-i Şerif; oruçlunun hangi hususlarda titizlik göstermesi
gerektiğini izah etmektedir. Yalan, gıybet ve dedi-kodu gibi fiiller oruca
zarar verir. Hatta İmam-ı Evzai ve Süfyan-ı Sevri'nin: "Gıybet ve yalan
orucu bozan hallerdendir. Oruçlu iken gıybet eden ve yalan söyleyenlerin kaza
etmesi gerekir"(57) buyurduğu bilinmektedir. Bu iki büyük imamın; ehl-i
sünnet mezheplerden olan "Evzai"lik ve "Sevrilik"
mezheplerinin kurucuları olduğu dikkate alınırsa, meselenin ciddiyeti daha iyi
kavranır. Bu gün bu iki mezhebin salikleri yoktur. Ancak yalan, dedi-kodu ve
gıybetin bütün Ehli-i Sünnet'in müctehid imamlarınca "Haram" kabul
edildiği bilinmektedir. Dolayısıyla oruç tutan bir mü'min her çeşit haramdan
uzak durmak için gayret sarf etmelidir.
Yorumlar
Yorum Gönder