Efsanevi boksör Muhammed Ali Hayatını Kaybetti
Efsanevi
boksör Muhammed Ali Hayatını Kaybetti
Uzun süredir Parkinson
rahatsızlığı bulunan ve solunum yollarındaki rahatsızlık nedeniyle dün
hastaneye kaldırılan Muhammed Ali'nin tedavi gördüğü hastanede yaşamını
yitirdiği açıklandı. NBC News kanalına konuşan aile sözcüsü Bob Gunnell,
efsanevi boksörün öldüğünü doğruladı.
Hayatı boyunca birçok
önemli maça çıkan, spor yaşantısının yanı sıra Müslümanlara ve ABD'deki siyahi
hareketlere desteğiyle de bilinen Muhammed Ali, 2014 yılından bu yana sağlık sorunları
nedeniyle zaman zaman hastanede tedavi görüyordu.
Aralık 2014'te ve Ocak
2015'te hastaneye kaldırılan Muhammed Ali'nin, geçen yılki rahatsızlığının
idrar yolları enfeksiyonu olduğu belirtilmişti. Ünlü boksör, son olarak 8
Nisan'da Arizona'nın Phoenix kentindeki Celebrity Fight Night adlı yardım
etkinliğine katılmıştı.
1964'te İslamı Seçti, Muhammed Ali Adını Aldı
Boks kariyerini
sonlandırmasının ardından Parkinson hastalığına yakalanan ve asıl adı Cassius
Marcellus Clay Jr. olan efsanevi boksör, 1964'te İslam dinini seçerek Muhammed
Ali adını almıştı.
1964, 1974, 1978
yıllarında olmak üzere dünya ağır sıklet boks şampiyonluğunu 3 kez kazanan
Muhammed Ali, bu ünvanı rakipleri karşısında 19 kez korumayı başardı. Kariyeri
boyunca çıktığı 61 maçın 56'sından galibiyetle ayrılan Ali, profesyonel boksa
geçmeden önce 1960 Roma Olimpiyatları'nda hafif ağır sıklet kategorisinde altın
madalya kazanmıştı.
Muhammed Ali, 17 Ocak
1942'de Kentucky Louisville'de doğdu. Afro-Amerikan ve İrlanda kökenlidir. 12
yaşındayken boksla tanıştı ve kısa zaman içinde National AAU ve Altın Eldiven
Şampiyonası'nda amatör kayıtlara girdi. Yine 1960'ta Roma'da ağır hafif
sıklette altın madalyayı alarak profesyonel lige döndü. 18 yaşındayken
katıldığı Roma Olimpiyatları'nda altın madalya aldıktan sonra ünü giderek
artmaya başladı.
22 Yaşında Dünya Şampiyonu
1964 yılında 22
yaşındayken, S. Liston'u yenip Dünya Şampiyonu oldu. Bu zaferden sonra dinini
değiştirdiğini ve İslam'a geçtiğini açıkladı. Muhammed Ali ismini aldı ve çok
sevdiği boks'a 1967'den 1970'e kadar ara vermek zorunda kaldı.
"Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım."
diyerek Vietnam savaşına gitmediği için 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para
cezasına çarptırıldı. Lisansı ve pasaportu elinden alınınca dava süresince
maddi sıkıntılar yaşadı ve iflas ettiğini açıkladı. Ailesinin yardımı ve
üniversitelerde para karşılığı yaptığı konuşmalarla geçimini sağladı. 1970'te
temyiz davasını kazanıp tekrar boksa döndü. 1971'de Joe Frazier ile 'Asrın maçı'na
çıktı ve profesyonel boks kariyerinde ilk defa kaybetti. Uzmanlar üç buçuk sene
aradan sonra sadece 2 maç yapan Muhammed Ali'nin bu kadar zor bir maça hazır
olmadığı görüşünde hemfikirdi. Fakat o en kısa zamanda tekrar şampiyon olmak
istiyordu. Ardından çenesinin kırıldığı maçta Ken Norton'a sayı ile yenilince,
kendi ve yakınları dışında birçok kişi kariyerinin bittiğini sandı. Fakat o
azmedip art arda unvan için rakip olan boksörleri bir bir yendi. Ken Norton'i
yenip rövanşı aldı.
1973'te Joe Frazier ile
unvan maçı için anlaştı. Arada sadece Joe Frazier-George Foreman maçı kalmıştı.
Frazier sürpriz bir şekilde iki raund'da nakavt oldu. Ali böylece önce Fraizer
ile maç yapıp arkasından da Foreman'la maç ayarladı ve iki maçı da nakavt'la
kazandı. Böylece hem kaybettiği unvanını alacak hem de daha bitmediğini
gösterecekti. 1974'te Foreman’ın bahisçilerde 7'ye 1 favori olduğu maçta
rakibini hiç beklenmedik bir taktik ile sekizinci raundda nakavt edip hak
ettiği unvanı Floyd Patterson'den sonra tekrar elde eden ikinci boksör oldu.
1978'de L. Spinks'e yenilip ardından aynı yıl rakibini yenince Dünya
Şampiyonluğunu 3 kez elde eden ilk boksör oldu. O zamanlar sadece 2 Dünya Boks
Federasyonu olması değerini daha da farklı kılıyordu. 2008 yılı itibari ile 8
Dünya Boks Federasyonu bulunuyordu. Muhammad Ali'nin etkin döneminde en iyi
boksörler, unvanı elde edebilmek için, mutlaka karşı karşıya gelirlerdi. George
Foreman'in 1994 yılında 20 sene aradan sonra tekrar Dünya Şampiyonu olması ve
unvanını çok kez savunması, o dönemin boksunun birçok ülkede neden "Altın
70'li yıllar" diye anıldığını bize anlatıyor.
Şampiyon Olarak Bıraktı
1978'de boksu Şampiyon
olarak bıraktı. Sonra 1984'te Parkinson hastalığına yakalanmasına rağmen bunu
gizleyip büyük para karşılığı iki maç daha yapıp kaybetti. İkisi de o vaktin
veya sonrasının Dünya Şampiyonları idi. (eski sparring partneri Larry Holmes ve
Trevor Berbick). Profesyonel döneminde sadece 5 kez yenilen, Olimpiyat ve Dünya
Şampiyonu olan Muhammed Ali, 36 yaşına kadar bütün şampiyonlar için tek isim
olmayı başardı ve 37'si nakavt olmak üzere 56 maç kazandı.
Ona sadece bir boksör
olarak bakmamak gerekir. Çünkü o gücüyle olduğu kadar kişiliğiyle de hep daha
iyisini yapmaya çalışmıştır. 1960 Roma Olimpiyatları'ndan döndükten iki gün
sonra bir lokantada sadece beyazlara servis yapıldığını öğrenince, altın
madalyasını Ohio Nehri'ne atmıştır. 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda bu
madalyanın yerine başka bir altın madalya kendisine verilmiştir.
Din olarak İslamiyet'i
seçmiştir ve Vietnam Savaşı'na gitmemiştir. Bu durumu şöyle dile getirmiştir:
"Benim onlarla sorunum yok." (I'I ain't got no quarrel with them
Vietcong'). Bu nedenle unvanlarına el konuldu ve bokstan uzaklaştırıldı. Fakat
o yılmadı. Bu süre içerisinde üniversiteleri dolaşarak İslamiyet'i anlattı.
Malcolm X ile yakın ilişkileri oldu. Verimli işlerle uğraştı.
Muhammed Ali'nin zamanının
en iyisi olduğu kabul edilir. 2001 yılında Hollywood tarafından hayatı filme
alındı. Ali adlı filmde Muhammed Ali'yi Will Smith canlandırdı.
Parkinson hastalığı
yüzünden uzun süre Michigan'daki çiftliğinde gözlerden uzak yaşamayı tercih
eden ünlü boksör, ringlerde 20 yıldır ağzından düşürmediği "Bütün
zamanların en iyisiyim" lafını ispatlayarak bir efsane olmuştur.
Buna rağmen, 2001 yılındaki
11 Eylül saldırıları üzerine Muhammed Ali, başında New York İtfaiye Müdürlüğü
şapkası ile Sıfır Noktasına giderek destek ve dayanışmasını göstermek gereği
duymuş ve şöyle demiştir:
“Beni asıl inciten,
'İslam' adının bulaştırılması ve 'Müslüman' adının bulaştırılması ve sorun
çıkarılıp nefret ve şiddete yol açılması. İslam, katil dini değildir. İslam,
barış demektir. Evde öylece oturup insanların sorunun kaynağı olarak
Müslümanları yaftalamalarına seyirci kalamazdım.”
Hayatını anlatan biyografik
roman, 2002 yılında Kaknüs Yayınları tarafından yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder