Bir Korku Hikâyesi
Bir
Korku Hikâyesi
Vanlı'yım. 24 yaşındayım. Geçimini ziraat ve hayvancılıkla yapan bir ailenin oğluyum. Her
yıl yaz mevsiminde köye gider hayvancılık ve daha çok buğday ve yonca ekimi
yapardık. Bir gün ektiğimiz bir tarlanın suyunu kontrol etmek için tarlaya
gitmiştim. Gittiğim tarla büyük ve düz bir dağın üzerindeydi köye yaklaşık 2 Km
uzakta. Tarlaya vardığımda suyun gelmediğini gördüm gidip bakayım dedim. Tarlaya
gelen su ise köyümüzde bulunan en büyük dağın dibinden kaynak suyu gibi gelir.
Suyun
en başından tarlaya gelen su patlak vermişti onardıktan sonra suyun akışı ile
beraber tarlaya doğru yavaş yavaş yürüyerek bir sigara yakmak istedim. Hava
rüzgârlı olmamasına rağmen yaktığım her kibrit sönüyor. Ya bir gariplik vardı
ya da bana öyle gelmişti kibriti bitirmeme rağmen ateş yanmıyor ve arkamdan
gerçekten bir enerji hissediyordum. Ben suyun gittiğini düşünürken bir baktım
su kesilmiş bir daha patlak verdi diye geçirdim içimden. Geri döndüm bir daha,
bir adım atayım derken bana çok çok yakın bir ses adımı telaffuz etti. Etrafıma
baktım ıssız dağlardan başka bir şey yok. Bir daha aynı ses ve aynı bu 5 defa
tekrarlandı.
Korkmuştum
aldırmamaya çalışıyor şarkı mırıldanıyordum. Su kaynağına ulaştım su aynı
yerden patlak vermiş yine onarıp suyun akışı ile beraber gitmeye başladım. Sanıyorsam
10 adım atmadan su yine patlak verdi. Bir gariplik olduğunu biliyordum. Kibrit
yanmıyor, su gelmiyor, birileri adımı telaffuz ediyordu, bizim arkadaşların
oyunudur diye söylenirken içimden. Tekrar arkamı döndüm suyun kaynağına uzun boylu
yabancı kirli sakallı biri oturmuş eliyle su içiyor gözlerini dikmiş bana
bakıyor. Acayip ürkmüştüm! Bu da kim dedim kendi kendime… Gerçekten adamda
alışagelmişin dışında garip bir tip vardı.
Herhalde
halüsinasyon görüyorum sandım. Çünkü suyun kaynağındaki dağda zehirli otlar
olduğu için kimse koyun otlatmaya gelmez ve o dağda yol varken kimse başka köye
yaya yürümez dedim. Ben suyla ilgileniyor gibi yapıp korkuyla düşünüyorken
kafamı kaldırdım ki yok! Nereye gitti acaba?
Biraz
öteye baktım dağın diğer ucundan aşağı iniyordu. Ama yürümesi bile çok garip
sanki koşuyordu. Ama her bakışımda başka his uyandırıyor inanın tarif
edemiyorum. Ne yapacağını izledim, aşağıya vardığında yere eğilip eline tırpan
aldığını gördüm.
Ohh! Dedim
bizim köydekilerden biri tutmuş bunu, ot biçmesi için! Dedim kendi kendime!
Eee ama
daha ot biçilecek sezonda değil yaklaşık 25 güne yakın bir zaman var. Peki, kim
bu o tırpan ne Allah’ım yardım et. Tabanlara kuvvet köye kadar koştum. Korkuyla
eve gittim. Korkum geçmişti, bir sigara içtim, köyün gençleriyle. 15 dakika
falan geçmişti aradan… Az önce söz ettiğim ot tarlasının sahibi geldi.
Metin amca
dedim, sen ne ara amele getirdin daha erken değil mi?
Ne amelesi?
dedi.
Valla
dedim demin ben tarla suyu için kaynağa gittim. Bir adam senin otunu biçiyordu.
Yok,
öyle bir şey dedi. İstersen git bak dedim.
Bana
sende gel! Dedi. Tamam dedim. Atına bindi bende arkasına bindim gittik. Baktı
ot falan biçilmemiş her şey normal hatta benim tarlanın suyu bile tarlaya
ulaşmış. Hâlbuki en son patlak verdiğinde yapmadan köye kaçmıştım.
Metin
amca bana baktı hani nerde dalgamı geçiyorsun? Dedi,
Şimdi anlatsam
inanmaz.
Kusura bakma
ben öyle gördüm!
Neyse, deyip
köye gittik. Akşam dışarı çıktım. Elektrikler kesik… Gene sigara yaktım! Arkamdan
bir ses;
La! Dedi,
arkama baksam da karanlıktan başka bir şey yok! Dondum kaldım yerimde. İnanın
bedenimde hissediyordum bir şeylerin bana dokunduğunu.
Döndüm
kapı kapanmış kibrit yakıyorum sönene kadar. Aydınlığa bakıyorum kimse yok.
La, diyor
anlamını bilmiyorum Arapçada hayır demekmiş. O kadar korktum ki gözlerimi
açtığımda korkudan ağzımın yamulduğunu tüm köyün başımda olduğunu gördüm.
Metin
yanıma geldi bana doğru söyle bugün tarlada ne gördün? Hatırlamak bile
istemiyorum, korkuyorum geçiştirdim.
Bir şey
görmedim boş ver falan dedim.
Ben de
gördüm, anlat ne gördün? Dedi. Kafaya mı alıyor bilmiyorum ama rahat bırak beni
deyip yatağıma gittim uyudum. Sabah olmuş kalktım dışarı çıktım çeşmede su
akıntısı…
Oh,
yüzümü yıkayayım dedim. Elimi suyun akışına bırakıyorum elim ıslanmıyor. Anlatılamaz
kadar korkunç ve garipti. Kafamı kaldırmamla o şeyi görmem bir oldu! Çığlık attım,
uyandım. Meğer rüyaymış.
Dışarı
çıktım reenkarnasyon gibi rüyanın aynısı sabah olmuş aynı suyun akıntısı ve
suya doğru gidiyorum elimi suya attım merakla ellerim ıslandı. Güldüm kendi kendime…
Rüyayı unutup yüzümü yıkadım. Su içtim.
Başımı bir
kaldırdım ki… Ah, o gün o anı keşke yaşamasaydım. Aynı rüyadaki adam elleri
arkaya doğru uzanmış siyah tenli gözlerine bakmak istemedim. Sanki dudağı
patlamış. Bağırdım ama sesim çıkmıyor. Bedenime bir kere vurduğunu gördüm. Yere
düştüğümde ayaklarının sanki ağaç kökü gibi olduklarını gördüm.
Ben en
son gözümü açtığımda Van’da hastanedeyim ortopedi doktoru yanıma geldi alınan
yara izlerinde sana vuran at çok kuvvetliymiş şansın var dedi doktor.
Ne atı
dedim. Sabah görenler olmuş sana bir atın vurduğunu ama ben gördüklerimden
emindim at değildi ve halen vurduğu yerde 3 yıldır iz var isteyen olursa
fotoğrafını bile gönderebilirim ve 3 yıldır köye gitmiyorum. O olaydan kısa
süre sonra deprem oldu.
Pazar
günü saat 2 suları müthiş bir sarsıntı camdan baktığımda tüm binalar sanki oyun
oynuyormuş gibi sallanıyordu. Deprem durdu, bizler kaçmaya başladık en son tüm
kardeşlerimden emin olmak için odalara bakıyordum. Girdiğim en son odada yine
onu gördüm ama sadece gözlerimi açıp kapayana kadar sonra kayboldu. Daha sonra
Diyarbakır’daki dayımlara gittik ailecek. Oradan dayımın yardımıyla çok dindar
bir hocaya gittim yalnız başıma olayları anlattım.
Sana
neden böyle bir şey yaptıklarını bilemem ama at konusuna gelince fiziksel
dokunuşları olduğu zaman insan gözüyle bile herkes tarafından görülebilirler ve
insanlar o garip şeyin sana vurması at vuruyor gibi görmeleri sağlanmış. Senin
gördüğünü ise Allah kimseye göstermesin dedi Kuran-ı Kerim’den bir ayet yazıp
muska yaptı.
O günden
bugüne hiç görmedim. Ayrıca isteyenlere vurduğu yerin fotoğrafını
gösterebilirim. 3 yıldır geçmeyen izin fotoğrafını aslında hatırlamamak için
çok uğraştım. Paylaşmam bile bana o anları hatırlattı.
Ama anlatmamın sebebi
hayat bu… Her an insanın başına her şey gelebilir. Bizi koruyan tek olan
Allah’ı Celle Celâlüh’üdür. Unutmamamızı hatırlamak için. Şu an Kur’an-ı Kerim
okuyup tüm namazlarımı kılıyorum. Ve içimden bir his eğer dinden ayrı kalırsam
bana o kötülüklerin tekrar geleceğini söylüyor.
Dikkat edelim: Biz bunu bir yerden alıntıladık. Bu
kimse korktuğunda Eûzü Besmele çekip bildiği sure ve duaları okusaydı, bir daha
korkmazdı. Allah’ü Tealâ kimseyi korkutmasın!
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder