Onlar Artık Candan Birer Dosttu
Onlar Artık Candan Birer Dosttu
Seyyar
bir şemsiye tamircisi, yol kenarında küçük bir kutu üzerine oturmuş, şemsiye
tamir ediyordu. Tamirci, tamir edilecek yerleri dikkatle ölçüyor, yamayı itina
ile yerleştiriyor, telleri tek tek deneyerek güçlendiriyordu. Adamı hayranlıkla
seyreden bir genç yanına yaklaştı:
-
İşinizi çok dikkatli yapıyorsunuz, dedi. Şemsiye tamircisi elindeki İşi
bırakmadan:
- Evet,
ben, her zaman işimi İyi yapmaya çalışırım, diye cevap verdi.
-
Müşterileriniz, işinizi iyi veya kötü yaptığınızı ancak siz gittikten sonra
anlayacaklar.
- Evet,
haklısınız.
- Bu
tarafa tekrar mı geleceksiniz?
-
Hayır.
Genç
artan bir hayranlık ve merakla sordu:
- O
halde niçin bu kadar titizsiniz? Tamirci:
- O
zaman, benden sonra buradan geçecek tamircinin İşi kolaylaşacak. Ben, eğer kötü
malzeme kullanır, işimi baştan savma yaparsam, halk bunu er geç anlayacak ve
ondan sonra buradan geçen tamirciye kimse iş vermeyecek. Hem aldığım para haram
olacak. Allah’ü Teâlâ başıma ya bir kaza ya bir belâ verecek. Esas büyük belâ ahirette
verilecek. Aldığım haram paralar beni Cehennem ’de yakacak!
- Keşke
herkes sizin gibi düşünse de sizin gibi olsa!
- Önce
biz kendimizi kurtarırsak başkaları da bizi örnek alarak kurtulabilir. Hem
sözümüz herkese kolay tesir eder. Bak siz etkilendiniz bile…
- Evet,
çok etkilendim!
- Peki,
sen ne iş yapıyorsun?
- Tıpta
okuyorum. İnşallah doktor olacağım efendim!
-
İnşallah iyi bir doktor olursunuz!
-
İnşallah! İnşallah!
- Sakın
insanları baştan savma tedavi ederek, hayatlarıyla oynama! Senin iş benim işe
benzemez ha! Ben bir şemsiyeyi çürük yaparsam vatandaş onu çöpe atar. Üç beş
kuruş zarar eder. Ama sen yanlış yaparsan…
- Dua
edin efendim! Tekrar tekrar söz veriyorum! Siz bana öyle güzel bir ders
verdiniz ki… Bundan sonra Rabbim’e söz veriyorum. Kendi hayatımla oynar
kimsenin hayatıyla oynamam!
- İnşallah! İnşallah! Kardeş senin için söylemiyorum.
Herkes söz veriyor ama kimse sözünde durmuyor.
- Biliyor musunuz? Ben dünyanın en şanslı kişisiyim!
- Neden?
- Çünkü sizinle karşılaştım. Kalp gözüm açıldı. Eğer
sizinle karşılaşmasaydım sıradan bir doktor olur; gelsin şöhret, gelsin paralar
der sonu karanlık bir yola girerdim.
- Tanıdığım takva ehli doktorlar çok…
- İnşallah ben de onlardan olurum.
- İnşallah!
İnşallah!
Birbirlerinin
telefonun numaralarını aldılar. Genç doktor adayı Şemsiyeciye “Üstadım!”
diyordu. Tekrar buluşmak için sözleşip, helalleşerek ayrıldılar. "Onlar artık
candan birer dosttu."
Yorumlar
Yorum Gönder