Kayıtlar

Abdülkadir Geylani Kuddise Sirrûh Hazretlerinden On Kıymetli Nasihat

Abdülkadir Geylani Kuddise Sirrûh Hazretlerinden On Kıymetli Nasihat   Abdülkadir Geylani Kuddise Sirrûh Hazretleri buyuruyor ki: “Şu on haslet nefsin üzerine hâkim kılınmadıkça ve nefse farz edilmedikçe zühd ve takva tamam olmaz:   01- Lisanı gıybetten, müminlerin arkasından konuşmaktan men etmek gerekir. Zira Cenâb-ı Hakk, Kuran-ı Kerim’de buyurur ki: “Ey iman edenler! Çokça zan etmekten kaçınınız. Şüphe yok ki, zannın bazısı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın; biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin, gıybet etmesin. Sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemeği sever mi? Bilakis onu kerih görmüş olursunuz. Artık Allah’tan korkunuz. Şüphe yok ki, Allah tevbeleri kabul edicidir, çok esirgeyendir.” (Hucurat Suresi, ayet 12)   02- Su-i zandan, başkaları hakkında kötü düşünmekten kaçmaktır. Nitekim Hz. Allah Celle Celâlüh, yukarıdaki ayet-i kerimede zandan şiddetle kaçınmayı emretmektedir.   03- İnsanları alaya almaktan sakınmaktır: ...

Neden Rahat Değilsin?

Neden Rahat Değilsin?   ·      Şoförü tanımıyorsun ama otobüste rahatsın! ·      Pilotu tanımıyorsun ama uçakta rahatsın! ·      Kaptanı tanımıyorsun ama gemide rahatsın… ·      Hayat yolculuğunda ise; ·      Allah Teâlâ’nın kontrolündesin! ·      Neden rahatlamıyorsun? ·      Kâinatı yoktan yaratan ve ayakta tutan; ·      Hayy ve Kayyûm olan Allah Teâlâ’ya tevekkül et; ·      O’na dayan! ·      O’na güven! ·      Huzur bul!!!

Bizim Memleket

Bizim Memleket   İçinden tanırım ben o elleri, Onlar ki zahirde viran olurlar; Ardıçlı dağları, çamlı belleri Aşanlar şi'rine hayran oldular.   Dökülür köpüklü sular yarından, Baharlar yaratır kışın karından; İçenler sihirli pınarlarından Şöyle bir silkinir, ceylan olurlar!   Orada yaşayan erlerin içi Bir tasta yoğurur derdi, sevinci; Onlar ki sabansız, tarlasız çiftçi, Davarsız, kavalsız çoban olurlar.   Başıboş, kırlara salar tayını, Elinden düşürmez okla yayını; Ellere bırakın aslan payını, Memleket yolunda kurban olurlar!   (Faruk Nafiz Çamlıbel Han Duvarları)

Mumla Ararsın

  Mumla Ararsın   Yeter artık yerden yere vurduğun, Gün gelir sen beni mumla ararsın! Yan gelip yatıp da her gün yorduğun, Gün gelir sen beni mumla ararsın!   İşine gelince hep canım dersin, Oturduğun yerden sitem edersin, Bazen de sırtını döner gidersin, Gün gelir sen beni mumla ararsın!   Mutluluk günleri mazide kaldı, Neşenin yerini üzüntü aldı, Hep aşkım diyordun şimdi ne oldu? Gün gelir sen beni mumla ararsın!   Nerede verdiğin o güzel sözler, Artık aşık gibi bakmıyor gözler, Zaman geçse bile yine de özler, Gün gelir sen beni mumla ararsın!   Şair Ferhat söyler bu böyle olmaz, İnsan kokladığı gülleri yolmaz, Gidenin yeri de asla hiç dolmaz, Gün gelir sen beni mumla ararsın!   Ferhat GÜNAYDIN

Bir İnsanın Malını Haksız Yere Almak

Bir İnsanın Malını Haksız Yere Almak   عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: «مَنْ ظَلَم قِيدَ شِبْرٍ مِن الأرْضِ؛ طُوِّقَهُ مِن سَبْعِ أَرَضِين   [ صحيح] - [متفق عليه ]   Âişe Radıyallahu Anha’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurmuştur: “Kim bir karış mikdarı bir yere haksız olarak zulümle sahip olursa, o yerin yedi katı boynuna geçirilir.” (Sahih Hadis - Muttefekun Aleyh)   Hadisi Şerifin Açıklaması: Bir insanın malını haksız yere almak haramdır. Bir kimsenin başka bir kimseye ait olan malı alması helal değildir. Ancak gönül rızası ile veriyor ise bu müstesnadır. Bunların arasında bir arazinin zulümle alınması çok şiddetlidir. Çünkü uzun zaman zulümle istila edilmesi söz konusudur. Bundan dolayı Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- kim az yada çok aradiden dolayı zulmederse kıyamet gününde şiddetli bir azaba çarptırılacağını haber vermiştir. Öyle ki boynu kalınlaştırılarak uzatılır son...

Kur’ân-ı Kerim’i Kendi Görüş Ve Arzusuna Uydurmaya Çalışan

Kur’ân-ı Kerim’i Kendi Görüş Ve Arzusuna Uydurmaya Çalışan   İbn Abbâs Radiyallahü Anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:  “Kim bilgisiz veya kasıtlı olarak Kur’ân ayetleri hakkında konuşur ve hüküm verirse Cehennem’deki yerine hazır olsun.”  (Müsned: 1965) Tirmizî:  Bu hadis hasen sahihtir.   İbn Abbâs Radiyallahü Anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:  “Benden yalan yere hadis aktarmaktan sakınınız. Bildiğiniz ve benim söylediklerimi aktarabilirsiniz. Her kim benim adıma bile bile bir söz uydurur, söyler ve naklederse Cehennem’deki yerine hazırlansın. Kim de Kur’ân’ın tefsiri hakkında kendi görüş ve arzusuna uydurarak hüküm verirse o da Cehennem’deki yerine hazırlansın.”  (Müsned: 1965) Tirmizî:  Bu hadis hasendir.   Cündüp b. Abdullah Radiyallahü Anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:  “Her kim Kur’â...

Vaktinize Hazır Olun

Vaktinize Hazır Olun   Vaktinize hazır olun, Ecel vardır, gelir bir gün. Emanettir kuşça canın, Sahibi var, alır bir gün.   Nice bin kere kaçarsan, Yedi deryalar geçersen, Kanat çırparak uçarsan, Ecel seni bulur bir gün.   İşbu meclise gelmeyen, Anıp nasihat almayan. Elif'ten be'yi bilmeyen, Okur kişi olur bir gün.   Tutmaz olur tutan eller, Çürür şu söyleyen diller. Sevip kazandığın mallar, Varislere kalır bir gün.   Yunus Emre'm bunu söyler, Aşkın deryasını boylar. Şu yüce köşkler, saraylar, Viran olur kalır bir gün.   (Yunus Emre Kuddise Sirrûh)

Namazda Huşû

Namazda Huşû   Şâh-ı Nakşibend Kuddise Sirrûh Hazretleri buyurur ki; bir kul, namazda ancak şu dört şeyle huşû hâline erebilir: 1.   Daima helâl yemek, yerken kalben uyanık olmak ve huzur ile yemek. 2.   Abdest sırasında gafletten uzak durmak. 3.   İlk tekbiri alırken kendini huzur-u ilâhîde bilmek. 4.   Namaz dışında da Hakk Teâlâ’yı asla unutmamak.   Biri Îmâm-ı A’zâm (Rahmetûllâhi Aleyh) Hazretlerine gelerek: “Yâ Îmâm, ben namazlarımı huşû’ içerisinde kılamıyorum. Namazda iken develerimi otlatıyor onlarla ilgileniyorum. Oysa siz benden daha zenginsiniz. Peki, siz ibadet zevkine nasıl erişiyor, ibadetlerinizi huşû’ içerisinde nasıl yapıyorsunuz?” Diye sormuş. Îmâm-ı A’zâm Ebû Hânîfe Rahmetûllâhi Aleyh, şöyle cevap vermişler: “Ben develerimi kalbime bağlamam ki, ahıra bağlarım...” Ebû Derdâ Radiyallâhû Anh’dan Rivâyet olunmuştur. Peygamber Sallallâhû Aleyhi Vesellem buyurdular: “Bu ümmetten ilk kaldırılacak olan şey huşû’dur. Ha...

Onları Öldürmek Caiz mi?

Onları Öldürmek Caiz mi?   Merhum Mısırlı meşhur âlim Şaravî Rahmetullahi Aleyh anlatıyor: Heyecanlı aşırı gençlerden biriyle tartışıyordum. Sordum; “- İslam ülkelerinden birinde bir gece kulübünü havaya uçurmak, helâl mi yoksa haram mı? Genç: “- Elbette ki helâl, onları öldürmek caizdir. Şaravi Rahmetullahi Aleyh; “- Onlar Allah Teâlâ'ya karşı günah işlerken siz onları öldürürseniz, Cennet’e mi yoksa Cehenneme mi giderler? Genç; “- Tabi ki Cehennem’e... Şaravi Rahmetullahi Aleyh; “- Peki, Şeytan onları nereye götürmek istiyor? Genç; “- Tabi ki Cehennem’e. Şaravi Rahmetullahi Aleyh; “- Öyleyse siz Şeytan’la aynı hedefi paylaşıyorsunuz. Onun da amacı insanları Cehenneme sokmak! Şaravi Rahmetullahi Aleyh o gence şu hadisi hatırlatır: Bir Yahudi cenazesi geçerken Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ağlamaya başlar. Derler ki; “- Seni ağlatan nedir, Yâ Rasûlallah Sallallahü Aleyhi Vesellem? Buyurdu ki; “- Fırsatı kaçırdı, ateşe gidiyor.” ...

İşte Dünyanın Hali…

İşte Dünyanın Hali…   Bir adam İsa Aleyhisselâm ile yol arkadaşı olmak ister. Büyük nebi kırmaz, birlikte yola çıkarlar... Bir miktar yürüdükten sonra subaşında yemek molası verirler. Yanlarında üç ekmek vardır. Ekmeğin ikisini yerler. İsa Aleyhisselâm gidip su içer, döndüğünde üçüncü ekmeği göremeyince sorar: “- Ekmeğe ne oldu?” “- Bilmiyorum, cevabını alır... Hazret-i İsa Aleyhisselâm arkadaşı ile yola devam eder. Hayli acıkırlar. İki geyik yavrusuna rastlarlar. İsa Aleyhisselâm yavrulardan birini çağırır, koşa koşa gelir. Keser, pişirir ve yerler. Daha sonra İsa Aleyhisselâm: "- Allahın izni ile kalk!" der. Geyik yavrusu dirilip annesinin yanına gider. İsa Aleyhisselâm arkadaşına dönüp yine sorar: “- Sana bu mucizeyi gösteren Allah Teâlâ’nın adına yemin veriyorum! Söyle o ekmeği kim aldı?” “- Bilmiyorum!” Yola devam eder, bir nehirle karşılaşırlar. Köprü yok, sandal yok. Karşıya geçmeleri lâzım. İsa Aleyhisselâm adamın elini tutar, burula burul...

Tecellî-i Cemâl İster Gönül Eğlenmez Eğlenmez

Tecellî-i Cemâl İster Gönül Eğlenmez Eğlenmez   Tecellî-i cemâl ister gönül eğlenmez eğlenmez... Tesellî-i visâl ister gönül eğlenmez eğlenmez...   Sivâ savmını kim dutdu visâlin 'ıydına yetdi; Cemâlin vasfın işitdi gönül eğlenmez eğlenmez...   Cihânı gezse sertâser görünmez ana bahr ü berr; Meğer yâ Rab seni ister gönül eğlenmez eğlenmez...   Şu cân kim buldu cânânı n'ider mülk-i Süleymân'ı; Kodu hayretde aşk anı gönül eğlenmez eğlenmez...   Ne halvetde ne celvetde ne kesretde ne vahdetde; Ne Tûbâ'da ne Cennet'de gönül eğlenmez eğlenmez...   Ne dünyâda ne ukbâda gönül bir özge sevdâda; Demâdem fikr-i Mevlâ'da gönül eğlenmez eğlenmez...   Cemâlin nûrunu gözler ana kâr eylemez sözler; Meğer Mevlâ seni özler gönül eğlenmez eğlenmez...   Gönül vîrânesin yâ Rab kemâl-i fazlın ile yap; Edelden zâtını matlab gönül eğlenmez eğlenmez...   Eğer dünyâ eğer ukbâ visâlinsiz kuru sevdâ; Hüdâî n'itsin e...

İslâmiyet’te Hiçbir Eksiklik Yoktur

İslâmiyet’te Hiçbir Eksiklik Yoktur   Dinimiz yeni inmedi. Dinimizde eksiklik fazlalık yoktur. Bu bakımdan asla reforma ihtiyacı yoktur. Reforma ihtiyaç olan, din olamaz. Hâşâ Allah noksan göndermiş demektir. Bu bakımdan dine yeni bir şey ilave etmek veya çıkarmak dini bozmak olur.   İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Bazıları yapacağı değişiklikle, dini düzelteceğini zannediyorlar, dinin noksanlığını tamamlayacaklarını iddia ediyorlar. Hâlbuki din noksan değildir. Kur’an-ı Kerim’de, “Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum.”. buyuruldu. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [reform yapmaya] çalışmak, bu âyeti inkâr olur. (m. 260) Bugün etiketlisi etiketsizi her reformcu, din yeni inmiş gibi, üstelik hâşâ bunlara inmiş gibi ahkâm kesiyorlar. “Yalnız Kur’an…” diyerek, herkesi Kur’andan anladığı ile amel etmeye teşvik ediyorlar. Peygamberimizi kabul etmeyen “Kur’andan başka şey, hadi...