Kayıtlar

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın İlâhî Ölçülere Riâyeti

  Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın İlâhî Ölçülere Riâyeti   "Allah'a yemin ederim ki ben sizin Allah'tan en çok korkanınız ve O'na en saygılı olanınızım." (Buhârî, Nikâh, 1) İlâhî ölçüler, Cenâb-ı Hakk'ın Sevgili Peygamberi'ne vahiy yoluyla bildirdiği dünyâ ve âhirete âit hükümlerdir. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem 'in peygamber olarak gönderilmesinin hikmeti, Allah Teâlâ'nın emir ve yasakları çerçevesinde örnek bir hayât yaşamak ve böylece ilâhî emirlerin insanlar arasında tatbikini sağlamaktır. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem, bütün hayâtını ilâhî murâkabe altında ve en yüce bir ihsan şuuru içinde geçirmiştir. Onun bu özelliği, hem şahsı hem de diğer insanlarla alâkalı her husûsta, ilâhî ölçülere riâyetinde tezâhür eder. Efendimiz'in bu husustaki muvaffakiyeti, Allah'a muhabbet ve teslîmiyetin kendisinde derin ve köklü bir şekilde yer etmiş olmasından kaynaklanmaktadır. İnsanların Allah'ı en çok bileni ve O...

Dilin hep Allah'ü Teâlâ’yı Zikretsin!

  Dilin hep Allah'ü Teâlâ’yı Zikretsin!   Abdullah ibni Büşr Radıyallahu Anh şöyle diyor: Bir bedevî Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi Vesellem'in huzuruna gelerek: “- Ey Allah'ın elçisi! İslâmiyet'in emirleri çoğaldı. Bana dört elle sarılacağım az bir şey söyle!” dedi. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “- Dilin hep Allah'ü Teâlâ’yı zikretsin!” (Tirmizi)

Kemal-i Zatının

  Kemal-i Zatının   Kemâl-i zâtının na’tı anılmaz yâ Rasûlallah! Kalır levh ü kalem mislin yazılmaz yâ Rasûlallah!   Senin medhinde şirket eylesem Mevlâ’ya ma’dûmum Bu babda cürm ü isyâna bakılmaz yâ Rasûlallah!   Ne hâkim ben ki nâ-şüste kalam deryâyı cûdunda Habâb-ı Nün felak hîçe sayılmaz yâ Rasûlallah!   Şafâk-veş her ki dâğ-ı âteşîn’i aşkını açmaz Gül-i maksûd billâhî açılmaz yâ Rasûlallah!   Gabâr-ı âsitânın pertevinden âb olan hâtır Fürüğ-i pençe-i mihre kapılmaz yâ Rasûlallah!   Ümîd oldur ki Galib çâker-i evlâd ü âlindir Gürûh-i ehl-i hüsrâna katılmaz yâ Rasûlallah!   Şeyh Galib

Sana Hayrandır Efendim

  Rûhum sana âşık, sana hayrandır Efendim, Bir ben değil, âlem sana kurbandır Efendim.   Ecrâm ü felek, Levh u Kalem, mest-i nigâhın, Dîdârına âşık Ulu Yezdân’dır Efendim.   Mahşerde nebîler bile senden medet ister, Rahmet, diyen âlemlere, Rahman’dır Efendim.   Kıtmîrinim ey Şâh-ı Rusül, koğma kapından, Asilere lütfun, yüce fermândır Efendim..   Ta Arşa çıkar her gece âşıkların âhı, Medheyleyen ahlâkın, Kur’ân’dır Efendim.   Aşkınla buhurdan gibi tütmekde bu kalbim, Sensiz bana cennet bile hicrandır Efendim...   Doğ kalbime bir lâhzacık ey Nur-i dilârâ, Nûrun ki; gönül derdime dermandır Efendim...   Ulvî de senin bağrı yanık âşık-ı zârın, Feryâdı bütün âteş-i sûzandır Efendim...   Ali Ulvi Kurucu Rahmetullahi Aleyh

Evlâdına; Batının Kokuşmuş, Pis Değerlerini Öğretme!

Evlâdına; Batının Kokuşmuş, Pis Değerlerini Öğretme!   ·      Evlâdına; batının kokuşmuş, pis değerlerini değil; Allah’ü Teâlâ’nın nuru Kur’an-ı Kerim’i öğret! ·      Evlâdına; popu, cazı, dansı, baleyi, yogayı, dövmeyi değil; abdest almayı, namaz kılmayı, oruç tutmayı saygıyı ve sevgiyi öğret! ·      Evlâdına; Ramazan ve Kurban bayramını, imanlı yaşamayı, Cemalûllah bayramına hazırlanmayı öğret! ·      Evlâdına; kadını ticaret metaı, seks kölesi kabul eden batının materyalist ölçülerini değil; Allah’ü Teâlâ’nı sevgilisi Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sünnetlerini, Veda Hutbesini öğret! ·      Evlâdına; onun bunun desteğiyle ayakta durmayı değil; kendi bilek gücüyle ayağa kalkmayı öğret! ·      Evlâdına; içkinin, zinanın, hırsızlığın, tüm haramların Cehennem ateşi oluğunu; alın terinin ise kutsal olduğunu öğret! ·    ...

Bulduk Dünyayı, Unuttuk Mevlâ’yı!

  Bulduk Dünyayı, Unuttuk Mevlâ’yı!   Aşırı dünya sevgisi ahireti unutturmakta, iyilikseverlik ve yardımseverlik duygularını öldürmekte; bencillik, açgözlülük, gösteriş, kibir, gurur, şöhret tutkunluğu, başkasının malına göz dikme gibi karakter eksikliklerine sebep olmaktadır. Dünyanın parlak cazibesine kapılan ve kendini tamamen dünyaya veren kişi, önce hayat standardını yükseltmek için bütün çarelere başvurmakta, ardından bu yüksek hayat standardını düşürmemek için daha çok kazanmaya, kendini daha fazla dünyaya vermeye mecbur hissetmekte; tek amacı dünya malı, mevki ve makam, şöhret ve itibar kazanmak olduğu için, çoğu kere -farkında bile olmadan- sahip olduğu ulvî hedef ve gayelerden uzaklaşmaktadır.   https://kultursarayi.wordpress.com

Güvenme

  Güvenme   Yalandır güvenme dünya yalandır, Uyan arık vakit âhir zamandır. Son nefeste lazım olan imandır, Fanidir bu dünya sakın güvenme! Güvenme güvenme yalan dünyaya. Bir an önce sığın yüce Mevlâ’ya…   Güvenme güvenme dünya yalandır! Ancak yüce Mevlâ baki kalandır…   Sevdirir kendini sakın imrenme , Malına mülküne fazla özenme! El açıp dünyadan bir şey dilenme! Fanidir bu dünya sakın güvenme! Güvenme güvenme yalan dünyaya, Bir an önce sığın yüce Mevlâ’ya…   Güvenme güvenme dünya yalandır! Ancak yüce Mevlâ baki kalandır…   Kimine baş tacı kimine acı, Kimisine olur gönül ilacı, Kimisine deva kimine sancı, Fanidir bu dünya sakın güvenme! Güvenme güvenme yalan dünyaya, Bir an önce sığın yüce Mevlâ’ya…   Güvenme güvenme dünya yalandır! Ancak yüce Mevlâ baki kalandır…   Kardeşi kardeşe düşman ediyor, Bilmem döne döne nere gidiyor, Yapraklar soluyor ömür bitiyor, Fanidir bu dünya s...

Yeşil Âlem İle Gelir Muhammed

Yeşil Âlem İle Gelir Muhammed   Uyurken seyrimde kalktım ağlayu, Hakkın divanına elim bağlayu, Rasûle varsam ağlayu ağlayu…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Sancağın aldı da arşa yürüdü, Muhammed'in nuru arşı bürüdü, Yüreğimde yağ kalmadı eridi…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Hurmadan nâlini var ayağında, Taze güller açmış al yanağında, Rasûlü Allah’ım göster düşümde   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Yeşildir sancağı nurdan âlemi, Delilsiz varılmaz yollar harami, Delilim Kur’ân’dır Hakk’ın kelâmı…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Yunus Emre der ki dünya yalandır, Güvenme malına malın talandır, Seherde âşıka uyku haramdır…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Âlemlere Rahmet Olarak Geldin

Âlemlere Rahmet Olarak Geldin   Âlemlere rahmet olarak geldin, Ümmetine şefaat vaad eyledin, Güzel ahlâkı sen itmam eyledin, Salât selâm sana ya Rasülallah.   Güzel ahlâkı sen itmam eyledin, Salât selâm sana ya Rasülallah, Ne büyük şeref sana ümmet olmak, Gösterdiğin doğru yola koyulmak.   Kur'an'a sarılmak, namaza durmak, Senin öğüdündür ya Rasülallah, Kur'an'a sarılmak, namaza durmak, Senin öğüdündür ya Rasülallah.   Allah'ın birliğine iman ettik, Dilimizle bunu ikrar eyledik, Seni kendimize rehber eyledik, Bizlere şâhid ol ya Rasülallah.   Seni kendimize rehber eyledik, Bizlere şâhid ol ya Rasülallah, Dinimiz İslâm'dır elhamdülillah, Canımız fedâdır fî sebîlillah.   Günahlarımız çoktur bî iştibâh, Bizlere şefaat ya Rasülallah, Günahlarımız çoktur bî iştibâh, Bizlere şefaat ya Rasülallah.   Sami ÖZER

Yürü Dünya Yürü Sonun Virandır

  Yürü Dünya Yürü Sonun Virandır   Dünya geçicidir, burda kalınmaz, Ne kadar mal olsa, murat alınmaz, Gâfil olma sakın, geri dönülmez,   Yürü dünya yürü, sonun virandır, Bin yılından sonra, âhir zamandır!   Hâlıkın dururken, mahlûka tapma! Şeytana uyup da, yolundan sapma! Haramlara dalıp, dinini yıkma!   Yürü dünya yürü, sonun virandır, Bin yılından sonra, âhir zamandır!   Azık topladın mı yola çıkmaya? Işık edindin mi aydınlanmaya? İki melek gelir sual sormaya,   Yürü dünya yürü, sonun virandır, Bin yılından sonra, âhir zamandır!   Ölünce, çözerler belin, kuşağın, Gözüne görünmez, oğlun, uşağın, Yakasız kefendir, örtün, döşeğin,   Yürü dünya yürü, sonun virandır, Bin yılından sonra, âhir zamandır!   Paran, apartmanın arkada kalır, Ummadığın gelir, hepsini alır, Gayrılar yer, içer, senden sorulur,   Yürü dünya yürü, sonun virandır, Bin yılından sonra, âhir zamandı...

Bana Kulum Desin Bir Şey İstemem

  Bana Kulum Desin Bir Şey İstemem   Götür ilticamı şahlar şahına Bana kulum desin bir şey istemem Merhamet eyleyip bu ahvalıma Bize iman versin bir şey istemem   Ruhtaki bu hicran sanma ki yeni Naçar kalmış, yoktur gelip gideni Nefis bu dünyaya bağladı beni Zincirleri kırsın bir şey istemem   Görenler âlemde gizli cevheri Düşüne düşüne oldur serseri Muhammed elinden Havz-ı Kevser’i Bize layık görsün bir şey istemem   Yardım eyleyince hasbeten lillah Yanmazmış odlara ol Halilullah Çağırdığım zaman "Meta Nesrullah" Gelip halim sorsun bir şey istemem   Belli ki cahiliz, yok şuurumuz Bizi yerdan etti bu gururumuz Günaha bulanmış aciz ruhumuz Cennetine girsin bir şey istemem   Ondaki ihtişam ondaki kudret Dünya gözü'ile görülmez elbet Ezelden verdiği aşkı muhabbet Kalbimizde dursun birşey istemem   Çiledir dünyanın bugünü dünü Bilmeyiz ki nedir arkası önü Kalender mahşerde Kıyamet gün...

Ya İlâhi Senden Bir Dileğim Var

  Ya İlâhi Senden Bir Dileğim Var   Ya ilâhi senden bir dileğim var, Kapından sürüp de, dara düşürme. Öter bülbüllerin, ahu can kuşu, Maksudu giryana, hara düşürme.   Cemalin nurudur, aşıkın canı, Âşık feda etmiş, ezelde kanı Ey bu can mülkünde ruhun sultanı, Aşkından başka bir, hara düşürme.   Kadir Mevla’m, ateş atma özüme, Dünya malı, görünmüyor gözüme   Ya ilâhi sen bak, benim yüzüme, Cehennem ateşi ile dağlama.   Sen sinemdeki ben, ben gibi duran, Sinemin üstünde hatsız oturan, Ey gönlümü yakıp, kalbimi bilen. Derdimi dermansız hale düşürme.   Malumundur halim Ey Yüce Rahman Gizli saklı neyim var, hep sana ayan, Ey rahmeti sonsuz, lütfu bir pâyan, Gönlümü yüzde bir dara düşürme,

Beni Götürsün İnanmış Dört Adam

  Beni Götürsün İnanmış Dört Adam   Ben güzel bir günde ölmek isterim, Üşümesin cenazeme gelenler Ne ağıt isterim ne de gözyaşı Yasin okusun Yasin bilenler Olmasın ne çelenk ne top arabam Beni götürsün inanmış dört adam   Kısa olsun konuşmanız imamlar Temiz yıkayın cesedimi yuyanlar Uzak da olmasın benim mezarım Yorulmasın omuzuna alanlar Olmasın ne çelenk ne top arabam Beni götürsün inanmış dört adam   Bu sözlerimi sakın unutmayın Aldatıcı bu dünyaya tapmayan Günahları da olsa ölen insanlar Arkasından dedikodu yapmayın Olmasın ne çelenk ne top arabam Beni götürsün inanmış dört adam   Bu dünyadan bir şey anlamadım ki Hakka yarar bir iş yapamadım ki Nefisle kör şeytan aldattı beni Yaşımı da sormayın yaşamadım ki Olmasın ne çelenk ne top arabam Beni götürsün inanmış dört adam   Ağlamak gerekken güldüm halıma Günahtan başka ne geçti elime Muhammed ümmetin af eyle Ya rab bekletmeyin çabuk koyun k...

Ey Gönül Tefekkür Eyle

  Ey Gönül Tefekkür Eyle   Ey gönül tefekkür eyle Esrârı Hakk'ı fehmeyle Ol beyt-i kalbe ver cilâ Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Zikrullah nefsin öldürür Hem seni sana bildirir İrfanla seni doldurur Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Esrâr-ı Tevhîd'i bilmek Eyledi da'vet Muhammed Çünkü eyledin icâbet Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Gir sen irfân-ı cennete Gark ol safa-yı izzete Ermek dilersen devlete Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Sivâdan kalbin eyle pâk Tecellî etsin hubb-i Hak Sücûd-ı kalb odur mutlak Her nefeste zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Tevhîd et Hakk'ı Hak ile Ef'âl sıfatu zat ile Gir ol vücûd-ı vâhide Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle   Mahvet vücûdun kıl fena Fenâ-yı tamda bul beka Yetmez mi sana bu safâ? Her nefes zikrullah eyle Kalb ile fikrullah eyle ...

Ayasofya

  Ayasofya   Gökyüzünün yerdeki zarif bir timsâlisin Kubbenle seyyârenin cevlân eden hâlisin   Fatih’in genç ruhunun bezm-i elest ikrârı Çocukluk günlerinin en büyük hayâlisin   İslâm’ın kılıç remzi, Feth’in Kızılelma’sı Fatih’in kudretinde Bizans’ın zevâlisin   Doldurmuş derûnunu nice asır zikr-i Hû Fatih’in heybetinin yıkılmaz zılâlisin   Kubben Nûr-i Muhammed alemin Hak remzidir İslâm’ın hiç batmayan arzdaki hilâlisin   Hangi hain el verdi seni hain ellere Asır var ki sükûtun en hazin misâlisin   Hâk ile yeksân olsan bunca elem duymazdık Sen ki cümle ümmetin en büyük vebâlisin   Yeni bir Fatih gerek seni kurtarmak için Bu zavallı devletin esîr ü ihmâlisin   Kâfî nâçâr ağlayıp dua ve niyaz eder Türk’ün hâlâ cihanda görünen celâlisin   Kâfî

Namaz Kılmak, Allah’ü Teâlâ’nın Huzurunda Durmak Demektir

  Namaz Kılmak, Allah’ü Teâlâ’nın Huzurunda Durmak Demektir   Namaz kılmak, Allah’ü Teâlâ’nın huzurunda durmak demektir. Namazda kalbin kötülüklerden temizleneceği, Kur’an-ı kerimde bildirilmektedir. Zira kötülüklerden temizlenmemiş bir kalb ile, Allah’ü Teâlâ’nın huzuruna çıkılamaz. Namazın büyük ve önemli bir ibadet olduğu, şartlarının çokluğundan anlaşılmaktadır. Ayrıca, vacibleri, sünnetleri, müstehabları, mekruhları, müfsidleri de bunlara eklenirse, kulun Rabbinin huzurunda nasıl bulunması lazım geldiği daha iyi anlaşılır.   İnsan, aciz, güçsüz, zavallı bir mahlûktur. Her nefeste, kendisini yaratan Allah’ü Teâlâ’ya muhtaçtır. Bunun için namaz kılmak, kul ile Rabbini ayıran ve kula haddini bildiren bir ibadettir. İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: “Nice abdest alanlar vardır ki, abdesti güzel almaz ve nice namaz kılanlar vardır ki, hudu ve huşu ile kılmazlar. Eğer kendini karınca ısırmış olsa, namazı bırakıp o karınca ile meşgul olurlar. Hâlbuki Allah’ü ...