Kayıtlar

Ordumuzun Muzaffer Olması İçin Okunacak Dua

Ordumuzun Muzaffer Olması İçin Okunacak Dua Allah dostları başta Fetih Sûresi olmak üzere aşağıdaki duaları okumayı tavsiye etmişlerdir. Mehmetçiğimizin düşmana galip gelmesi için bu duaları mutlaka okuyun. Namazlardan sonra Bakara Suresinin 250. ayet-i kerimesinde geçen dua okumalıdır. رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ Okunuşu: “Rabbenâ efrig aleynâ sabren ve sebbit ekdâmenâ vensurnâ alel kavmil kâfirîn.” Anlamı: “…Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.” اَللّٰهُمَّ يَا مُفَتِّحَ الْاَبْوابِ اِفْتَحْ لَنَا خَيْرَ الْبَابِ Okunuşu: “Allahümme yâ müfettihal ebvâb. İftah lenâ hayral bâb,” Anlamı: “Ey kapıları açan Allah’ım! Bize en hayırlı kapıyı aç!” diye duâ etmelidir.

Sükût Allah Celle Celâlühü’ye Havale Etmektir

Sükût Allah Celle Celâlühü’ye Havale Etmektir Diller sustu diye yürek konuşmaz sanma! Bir seccade, bir tesbih , göz yaşı yeter… Mazlumun yanında kimse yok sanma Kemsesizlerin kimsesi, Allah yeter… Zalime hiç hesap sorulmaz sanma! Bir ecel, bir sırat, bir mizan yeter… İmtihandır, karşlılığı hiç yoktur sanma! Teslimiyyet, bir dua , tevekkül yeter… Çığlık atmazsa ses duyulmaz sanma! Bih hıçkırık, boyun büküş bir sukût yeter… (Yazarı bilinmiyor…)

En Önemli Ve En Güzel Sünnet

En Önemli Ve En Güzel Sünnet En önemli ve en güzel sünnetlerden biri: "Allah, kul bir iş yapınca onu en güzel şekilde yapmasını ister.” Kaynak: (İbn Sa’d, Tabakat,   1/142) "İnsanlar işlerini ihsanla yapmalarına göre değer kazanır." Hz. Ali Radiyallahü Anh Dünyadaki bütün sorunların kaynağı insanların görevlerini eksik ve yanlış yapmalarından kaynaklanıyor. Eğer herkes yaptığı işi en sağlam ve kaliteli yapsa dünyada hiçbir sorun kalmaz.  Çünkü eksik ve yanlış yapılan işler para, mal, zaman ve kaynak israfına sebep oluyor. Çok zaman büyük zararlara mal ve can kayıplarına sebep oluyor.  Kalitesiz malı kimse almıyor, ihracat düşüyor. Fabrikalar kapanıyor, işçiler işsiz kalıyor, evlerine ekmek parası götüremiyor. İnsanların, aile ve devletlerin geri kalmasına sebep oluyor. 

Büyük Bir Şeyhin Namaz Kılışı

Büyük Bir Şeyhin Namaz Kılışı Diyanet Gazetesi, sy. 207 (15 Şubat 1979), s. 4. İslâm dini kendisine aklı muhatap edinmiştir. Bütün mükellefiyetler, kulluk vazifeleri akıllı kimselere terettüp eder. Mesela çocuklar aklî tekâmülleri tamamlanmamış olduğundan sorumlu sayılmazlar. Hatta akıl ve irade sahibi bir kişinin, gafillik ve cehaletle yapacağı kusurlar, günahlar bağışlanmış, kasıt ve taammüd ile sehv ve hatanın arası tefrik edilmiştir. Daha da ilerisini söyleyelim, bir kimse aklı yerindeyken hür iradesiyle sonu zarara varan bir hareket yapsa, doğru olduğuna inanmış ve iyi bir niyetle yapmışsa, yine suçlu sayılmaz. Çünkü amellere mükâfât ve ceza vermede esasen niyetin iyiliği veya kötülüğüne bakılır. Demek ki hareketlerimizi iyi niyet ve duygularla akıl ve irademizi kullanarak yapmalıyız. İyi niyet olmayınca netice ne olursa olsun kişi günahkâr sayılıyor. Akıl ve irade hâkimiyeti olmadan ihtiyarsız, şuursuz, duymadan hissetmeden yaptığımız mihaniki fiillerin neticesi ise b...

Cennetlik Bir Eş…

Resim
Cennetlik Bir Eş… Kocası vefat ettikten sonra, eşinin adı evde anılmaya devam etsin diye şöyle bir yöntem uygular. Vefat eden kocasının ceketini askıya asar. Her ay bir miktar parayı ceketin cebine koyar. Çocukları kendisinden para istediklerinde; "- Yavrum! Gidin babanızın cebinden alın!" der. Çocuklar parayı oradan alırlarmış. Anne der: "- Haydi şimdide babanıza bir Fatiha okuyalım!” Çocuklar: "- Fatiha” okurlar analarına sarılırlarmış. Rabbim tüm Müslümanlara böyle hayırlı eşler nasip etsin! "Suphanallah! Ne düşünceli ve vefakâr bir eş!”   Öyle Mushaf-ı Şerif’i koltuklarına alıp, Kur’an kurslarına gidip te ben Kur’an okuyorum demekle olmuyor haaa!!! Böyle saliha eşler galiba çok azlar. Çünkü ev kadınlığı, ev hanımlığı para ve statü kazandıran bir meslek olarak kabul edilmez.

Peygamber Efendimizin Tüm İnsanlığa Verdiği Öğütler

Peygamber Efendimizin Tüm İnsanlığa Verdiği Öğütler 01-   Akılca en mükemmeliniz, Allah'tan en çok korkanınızdır. 02-   Sabah namazına çok dikkat ederek geçirmemen gerekir. Çünkü sabah namazında çok büyük faziletler vardır. 03-   Çok gülmeyin, çünkü çok gülmek kalbi öldürür. 04-   Kıyamet günü Cennete ilk çağırılacak, varlıkta da darlıkta da Allah'a çok hamd edenlerdir. 05-   Kıyâmet gününde ilk hesaplaşacak kimseler, komşulardır. 06-   Bütün insanlar günah işler, fakat günah işleyenlerin en hayırlısı, tövbe edenlerdir. 07-   Müslümanların derdini dert edinmeyen onlardan değildir. 08-   Kişi haksız olarak bir şeye lânet ederse, o lânet kendine döner. 09-   Dünyânın belâ ve fitneden başka hiçbir şeyi kalmadı. 10-   Sana her ne iyilik erişirse Allah'tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir. 11-   Hiçbir farz namazı kasten terk etme. Kim namazı kasten terk ederse, İlâhı koruma ve te...

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Cebrail Aleyhisselâm'a Sordu

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Cebrail Aleyhisselâm'a Sordu   “- Ey Cebrail Aleyhisselâm! Hiç 7 kat semadan yeryüzüne korku ve dehşet içinde hızlıca indin mi?” Cebrail Aleyhisselâm: “Evet, Ya Muhammed 3 kez dediğin şekilde indiğim oldu.” Bunun üzerine Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem sordu: “- Nasıl oldu anlat?” “- Birincisi dedi Cebrail Aleyhisselâm; Hz. İbrahim Aleyhisselâm Aleyhisselâm ateşe atılırken Allah Celle Celâlüh bana dedi ki: “- Sor bakalım İbrahim'in bizden bir dileği var mıdır?” O sırada İbrahim ateşe atılmış şekilde havada ilerliyordu. (o zaman mancınık yöntemiyle ateşe atmışlardı İbrahim Peygamberi) Cebrail: “- Hemen süratle indim yeryüzüne ve İbrahim'e sordum:” “- Var mıdır Rabbinden istediğin bir şey?” İbrahim peygamber cevapladı: “- Çekil çekil! Rabbim'den geldiyse başım üstüne.” Bunun üzerine Yaradan emretti. “- Ateşe serin ol! Yere yumuşak ol!” Dedi. Peygamber Efendimiz Sallal...

Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değildir

Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değildir İki gezgin melek, geceyi geçirmek için oldukça varlıklı bir Ailenin evinin kapısını çalmışlar. Aile, pek kaba bir üslupla, meleklere yatacak yer olarak koca malikânenin konuk odalarından birini vermek yerine, soğuk bodrumundaki küçük bir köşeyi göstermiş. Melekler buz gibi odanın soğuk ve sert zemininde kendilerine yatacak bir yer hazırlamaya çalışırken, Yaşlı melek duvarda bir delik görmüş ve kalkıp deliği onarmaya girişmiş. Genç melek, yaşlı meleğe bu hareketinin nedenini sorunca, yaşlı melek hafifçe gülümsemiş: Her şey, her zaman, göründüğü gibi değildir… Sabah malikâneden ayrılan melekler, gece bastırınca bir kez daha kalacak yer bulmak umuduyla, bu defa çok fakir Bir çiftçi Ailesinin kapısını çalmışlar. Son derece misafirperver olan fakir karı koca, sofralarında ne var ne yoksa meleklerle paylaştıktan sonra, onlara rahatça uyumaları için kendi yataklarını vererek yanlarından ayrılmışlar. Sabah güneş doğduğunda, melekler zavall...

Acele Karar Vermeyin!

Acele Karar Vermeyin! Bir köyde ihtiyar bir adam varmış… Çok fakirmiş ama dillere destan bir beyaz atı yüzünden kral bile onu kıskanırmış… Kral at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış… “- Bu at, sadece at değil benim için, bir dost... İnsan dostunu satar mı?” Dermiş hep... Bir sabah kalkmışlar ki, at yok… Köylü ihtiyarın başına toplanmış: “- Seni ihtiyar bunak... Bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın...” İhtiyar: “- Karar vermek için acele etmeyin. Sadece “at kayıp” deyin. Çünkü gerçek olan bu… Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karardır. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç! Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez!” demiş. Köylüler ihtiyar adama kahkahalarla gülmüşler. Ama aradan 15 gün geçmeden, at bir gece ansızın dönmüş. At ...

Şehadet Duası

Şehadet Duası Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şehâdet getirirken şu duayı okurdu: اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ نَسْتَعِينُهُ وَ نَسْتَغْفِرُهُ، وَ نَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنْ شُرُورِ أَنْفُسِنَا، مَنْ يَهدِ   اللّٰهُ فَلَا مُضِلَّ لَهُ، وَ مَنْ يُضْلِلْ فَلَا هَادِيَ لَهُ، وَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ، وَ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ، أَرْسَلَهُ بْالْحًقِّ بَشِيراً وَ نَذِيراً بَيْنَ يَدَيَ السَّاعةِ، مَنْ يُطِعععِ اللّٰهَ وَ رَسُولَهُ فَقَدْ رَشَدَ، وَ مَنْ يَعْصِهِمَا، فَإِنَّهُ لَا يَضُرُّ إِلاَّ نَفْسَهُ، وَلاَ . يَضُرُّ اللّٰهَ شَيْأً . Okunuşu: Elhamdülillahi neste’înuhu ve nestegfiruhu, ve ne’ûzübillahi min şurûri enfüsinâ, men yehdillahu felâ mudille lehu, ve men yudlil felâ hâdiye lehu, ve Eşhedü en lâ ilâhe illallah, ve enne Muhammeden abdühü ve rasûlehu, erselehu bi’l-hakki beşîren ve nezîren beyne yedeye’s-sâati, men yutıllâhe ve rasûlehu fekad raşede, ve men ya’sıhimâ, feinnehu lâ yadurru illâ nefsehu, velâ yadurrullahe şe’en: ...

Öğretmen Bayan Thompson’un Acı Hatırası

Öğretmen Bayan Thompson’un Acı Hatırası Öğretmenin adı Bayan Thompson’du ve 5. sınıf öğrencilerinin önünde ayakta durduğu ilk gün onlara bir yalan söyledi. Çoğu öğretmen gibi, onlara baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Bu mümkün değildi, çünkü orada en önde, sırasına adeta çökmüş gibi oturan küçük bir öğrenci vardı. Adı Teddy Stoddard. Bir önceki yıl, Bayan Thompson, Teddy’i gözlemiş, onun diğer çocuklarla oynayamadığını; giysilerinin kirli ve kendinin de hep banyo yapması gereken bir halde olduğunu görmüştü ve Teddy mutsuz da olabilirdi. Çalıştığı okulda Bayan Thompson, her öğrencinin geçmişteki kayıtlarını incelemekle de görevlendirilmişti ve Teddy’nin bilgilerini en sona bırakmıştı. Onun dosyasını incelediğinde şaşırdı. Çünkü birinci sınıf öğretmeni: “Teddy zeki bir çocuk ve her an gülmeye hazır. Ödevlerini düzenli olarak yapıyor ve çok iyi huylu… Ve arkadaşları onunla olmaktan mutlu… ” diye yazmıştı. İkinci sınıf öğretmeni: “Mükemmel bir öğrenci, arkad...

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın Oğlu Hz. İbrahim Radiyallahü Anh’ın Vefatı

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın Oğlu Hz. İbrahim Radiyallahü Anh’ın Vefatı      Hicretin 10. senesi, Rebiülevvel ayının onuncu günü, Salı.   Efendimizin mübârek kalbi, bütün insanlara karşı bir şefkat ve merhamet kaynağını andırıyordu. Mini mini yavrulara, şipşirin çocuklara karşı ise bambaşka bir muhabbet, apayrı bir şefkat besliyordu. Hele kendi çocuklarına karşı âdeta bir şefkat ve sevgi deryâsıydı. Hz. Hatice Radiyallahü Anha’dan dünyaya gelen iki oğlu Kasım ve Abdullah'ı henüz Mekke'de iken ve bebek yaşta ebedî âleme uğurlamıştı. Abdullah isimli çocuğuna Peygamberimizin "Tayyib" ve "Tahir" lakapları verdiği nakledilir. Bazı kaynaklarda Tahir ve Tayyib isimleri Peygamberimizin diğer erkek çocuklarına ait olduğu söyleniyorsa da kabul edilmemiştir. Onların ebedî âleme göçü ile mübarek kalbleri oldukça teessür duymuştu. Fakat Hz. Mâriye Radiyallahü Anha'dan sevgili oğlu İbrahim Radiyallahü Anh'ın dünyaya gelişi onu bir derece tesel...

Allah’ü Teâlâ Güzeldir, Güzeli Sever

Allah’ü Teâlâ Güzeldir, Güzeli Sever Ömer b. Hattab Radiyallahü Anh’dan rivayet edildi: “Bir gün Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in yanında bulunduğumuz sırada elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, üzerinde yolculuk izi bulunmayan fakat hiç birimizin tanımadığı bir adam çıkageldi. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’in önüne oturdu, dizlerini onun dizlerine dayadı ve: ‘Ey Muhammed! Bana İslâm’ı anlat.’ dedi. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem: ‘İslâm; Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şahitlik etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyaret (hac) etmendir.’ dedi. Adam: ‘Doğru söyledin.’ dedi. O’nun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam: ‘Şimdi de imanı anlat bana.’ dedi. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem: ‘Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerre inanmandır.’ dedi. ...

6 Madde ile Müttakîler Kimlerdir?

6 Madde ile Müttakîler Kimlerdir? Bismillah. Takva kavramının kökü olan vikâye mastarından türeyen çeşitli kelimeler, mesela, ittika, takî, etkâ, müttakî ve daha nice hali ile Kur’ân-ı Kerîm’de 285 yerde geçmektedir. Takva, sözlükte “korumak, korunmak, sakınmak, saygı göstermek, dindar olmak, itaat etmek, korkmak, çekinmek” anlamlarındaki vikâye mastarından türeyen bir kelimedir. Müttakî ise, dînin emir ve yasaklarına tam olarak uyan, günah ve haramdan sakınan, Allah’ü Teâlâ’nıntan korkan (kimse) demektir. Yine müttakî, takva üzere yaşayan mümin demektir. 1- Müttaki: Allah’ü Teâlâ’nın kelamı olan Kur'an'dan en fazla istifade edendir. “Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’ü Teâlâ’ya karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.” (Bakara Suresi, 2. Ayeti Meali) 2- Müttaki: Allah’ü Teâlâ’nın sevgisini kazanandır. “Ancak Allah’ü Teâlâ’ya ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir ek...