Din Kardeşliği İle İlgili Ayet-i Kerime Ve Hadis-i Şerifler
Din Kardeşliği İle İlgili Ayet-i
Kerime Ve Hadis-i Şerifler
Ayet-i Kerimeler
·
Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse
kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah'tan korkun ki size merhamet
edilsin. (Hucurât, 10)
·
Ey iman edenler! Zannın çoğundan
kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın.
Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini
yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun.
Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir. (Hucurât, 12)
·
Ey iman edenler! Sizden kim dininden
dönerse bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki Allah onları sever,
onlar da Allah’ı severler; müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı
vakarlıdırlar; Allah yolunda cihad ederler ve hiç kimsenin kınamasından
korkmazlar. İşte bu Allah’ın dilediğine verdiği bir lütfudur. Allah’ın lütfu
geniştir; O, her şeyi bilir. (Mâide, 54)
·
Mü’minler, sakın mü’minleri bırakıp da
kâfirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa, artık onun Allah ile irtibatı
tamâmen kopmuş olur. Ancak kâfirlerden gelebilecek tehlikelerden korkarsanız
ölçülü bir şekilde onlara dostluk gösterebilirsiniz. Yine de Allah sizi
azabından sakındırıyor. Çünkü sonunda dönüş, yalnız Allah’adır. (Âl-i İmrân,
28)
·
Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a)
sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın.
Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de o, kalplerinizi birleştirmişti.
İşte onun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş
çukurunun tam kenarında idiniz de o sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size
ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.” (Âl-i İmrân, 103)
·
Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih
ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim
onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir. (Tevbe Suresi,
23)
·
Allah’a ve ahiret gününe iman eden
hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları
olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini
göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından
bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedi
kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da
Allah’tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi
bilin ki, Allah’ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
(Mücâdele, 22)
·
Onlardan önce Medine’yi yurt edinmiş ve
gönüllerine imanı yerleştirmiş bulunan ensârın da bu ganimet mallarında hakları
vardır. Onlar beldelerine göç eden muhâcirleri kendi canları gibi severler ve
onlara fazladan verilen ganimetlerden ötürü gönüllerinde en küçük bir
kıskançlık ve burukluk duymazlar. Hatta onlar ihtiyaç içinde kıvransalar bile,
daha muhtaç durumda olan mü’min kardeşlerini kendilerine tercih ederler. Şunu
bilin ki, kim nefsinin cimriliğinden ve mala düşkünlüğünden kendini kurtarırsa,
dünyada da âhirette de kurtuluşa erecek olanlar, işte bunlardır. (Haşr 9)
Hadis-i Şerifler
·
Sizden biriniz kendisi için sevdiğini
mü’min kardeşi için de sevmedikçe gerçek mü’min olamaz. (Tirmizî,
Sıfatü’l-Kıyâme, 59)
·
Mü’minler birbirlerini sevmede,
birbirlerine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O
bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve
yüksek ateş çekerler. (Müslim, Birr, 66)
·
Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona
zulmetmez, onu (zalimlere de) teslim etmez. Kim din kardeşinin bir ihtiyacını
giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın bir sıkıntısını
giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir. Kim bir
Müslümanın (kusurunu) örterse Allah da kıyamet günü onu örter. (Müslim, Birr,
58; Tirmizî, Hudud, 3)
·
Dikkat edin! Müslüman, Müslümanın
kardeşidir. Müslüman’a, gönül rızası olmadan kardeşinin malı helal değildir.
(Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 9)
·
Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Bir
Müslümanın din kardeşine maldaki kusuru açıklamaksızın satması helal değildir.
(İbn Mâce, Ticaret, 45)
·
Bir Müslümanın din kardeşine karşı şu
beş görevi vardır: Selâmı almak, aksırana ‘Yerhamukellâh’ (Allah sana merhamet
etsin) diye dua etmek, davete katılmak, hastayı ziyaret etmek ve cenazelere
katılmak. (Müslim, Selâm, 4)
·
Sadakanın en faziletlisi; Müslüman
kişinin ilim öğrenmesi, sonra da onu din kardeşine öğretmesidir. (İbn Mâce,
Sunne, 20)
·
Kim, gıyabında bir din kardeşi için dua
ederse, onun yanındaki görevli melek: “Âmin! Senin için de bir benzeri
verilsin” der. (Müslim, Zikir, 87)
·
Allah Resûlü: “Zalim olsun, mazlum olsun
din kardeşine, yardım et!” buyurdu. Bir adam: “Yâ Resûlallah! Mazlum olduğunda
ona yardım ederim, fakat zalim olduğunda nasıl yardım ederim?” dedi.
Resûlullah: “Onu zulümden alıkoyarsın, işte bu da ona yardımdır.” buyurdu.
(Buhârî, İkrah, 7; Buhârî, Mezâlim, 4)
·
Biriniz kardeşine sevgi duyduğunda bu
sevgisini ona bildirsin. (Tirmizî, Zühd, 53)
·
Müslüman, hasta kardeşini ziyaret
ettiğinde dönünceye dek cennet bahçelerinde demektir. (Müslim, Birr, 41;
Tirmizî, Cenâiz, 2)
·
Müslüman’ın, din kardeşine üç günden
fazla dargın durması helal değildir. Onlar birbirleriyle karşılaştıklarında birisi
yüzünü şu tarafa, diğeri ise öte tarafa çevirir. Onların en hayırlısı önce
selam verendir. (Tirmizî, Birr ve Sıla, 21)
·
Zandan sakının. Zira zan sözün en yalan
olanıdır. İnsanların özel hallerini araştırmayın, konuşmalarını dinlemeye
çalışmayın, birbirinizin alışverişini kızıştırmayın, birbirinize haset etmeyin,
birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları
kardeşler olun. (Buhârî, Edeb 58; Buhârî, Nikah, 46)
·
Kimin kardeşine karşı yaptığı bir
haksızlık varsa, (ahirette) iyiliklerinden alınıp ona verilmeden önce (dünyada
iken) onunla helâlleşsin. Çünkü kıyamette ne bir dinar ne de dirhem vardır.
Şayet o hakkı karşılayacak iyiliklerinden bulunmazsa, kardeşinin
kötülüklerinden alınır ve o haksızın üzerine atılır. (Buhârî, Rikâk, 48)
·
Biriniz din kardeşine danıştığı zaman,
danışılan kişi ona görüşünü belirtsin. (İbn Mâce, Edeb, 37)
·
Kul, din kardeşine yardımcı olduğu
sürece Allah da onun yardımcısı olur. (Ahmed b. Hanbel, II. 252)
·
Hizmetçileriniz sizin kardeşlerinizdir.
Allah onları sizin emrinize vermiştir. Her kimin emrinde din kardeşi varsa, ona
yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara güçleri yetmeyecek işler
yüklemeyiniz. Şayet yüklerseniz, bari onlara yardım ediniz. (Buhârî, İman, 22)
·
Selamı yayın, yemek yedirin ve Allah’ın
(c.c.) size emrettiği gibi kardeşler olun. (İbn Mâce, “Et’ime” 1)
·
Müslüman kardeşini hakir görmesi kişiye
kötülük olarak yeter. Her Müslümanın kanı, malı ve onuru Müslüman’a haramdır.
(Müslim, Bir, 32)
·
Kardeşinle (gereksiz) tartışmaya girme,
onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme.
(Tirmizî, Birr, 58)
·
Her iyilik, bir sadakadır. Kardeşini
güler yüzle karşılaman, kovandan ihtiyacı olan bir şeyi kardeşinin kovasına boşaltman
da bu tür iyiliklerdendir. (Tirmizî, Birr, 45)
·
Din kardeşini güler yüzle karşılaman
bile olsa hiçbir iyiliği küçük görme! (Müslim, Birr, 144)
·
Beni yaşatan (Allah)’a yemin ederim ki,
iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş
olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi?
Aranızda selamı yayın. (Ahmed b. Hanbel, II, 478)
·
Biriniz kardeşinde beğendiği bir şey
gördüğünde, ona bereketli olması için dua etsin. (İbn Mâce, Tıb, 32)
·
Kişi yerine getirme niyetiyle kardeşine
söz verir de yerine getiremez ve zamanında sözünü tutamazsa günahkâr olmaz.
(Ebû Dâvûd, Edeb, 82)
·
Kardeşi özür dilediği halde özrünü kabul
etmeyen kişiye onun hatası gibi hata yazılır. (İbn Mâce, Edeb, 23)
·
“Kim bir din kardeşinin arkasından şeref
ve haysiyetini savunursa; Allah da Kıyamet günü Onun yüzünü ateşe karşı korur.“
(Tirmizî, Birr 20)
·
Bir konuda seni tasdik ettiği hâlde
kardeşine yalan söylemen, ne kadar büyük bir ihanettir! (Ebû Dâvûd, Edeb, 71)
·
“Yâ Resûlullah! Gıybet nedir?” denildi.
Resûlullah: “Kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır.” buyurdu. “Ya
kardeşimde o söylediğim durum varsa ne dersin?” denilince Resûlullah:
“Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir. Şayet yoksa ona iftira
etmiş olursun.” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Edeb, 35)
·
Kardeşinin başına gelen bir şeye sevinip
gülme. Sonra Allah ona merhamet edip seni (o şeyle) imtihan eder. (Tirmizî,
Sıfatü’l-Kıyâme, 54)
·
Kim Müslüman kardeşini bir günahtan
dolayı ayıplarsa, kendisi de o günahı işlemeden ölmez. (Tirmizî,
Sıfatü’l-Kıyâme, 53)
·
Her kim kardeşine bile bile doğru
olmayan bir görüş bildirirse ona ihanet etmiş olur. (Ebû Dâvûd, İlim, 8)
·
Sizler, kardeşlerinizin yanına
gidiyorsunuz. Bineklerinize iyi bakın, kıyafetlerinizi de düzeltin ve böylece
insanların gözdesi olun! Allah çirkin görünümü ve çirkinleşmeyi sevmez. (Ebû
Dâvûd, Libâs, 25)
·
Her kimin tarlası varsa onu eksin;
kendisi ekmezse onu din kardeşine (karşılıksız) ektirsin! (Müslim, Buyû, 88)
·
Davalarınızla bana başvuruyorsunuz. Ben
de bir insanım. Belki biriniz delilini diğerinden daha güzel ifade eder ve ben
ondan duyduğuma göre (onun lehine) hüküm veririm. Bu şekilde kime (yanlışlıkla)
kardeşinin hakkından bir şey vermişsem, asla onu almasın. Zira böyle bir
durumda ona ben ancak bir ateş parçası vermiş olurum. (Buhârî, Ahkâm, 20;
Nesâî, Âdâbu’l-Kudât, 13)
·
Bir kimse din kardeşine: ‘Ey kâfir!’
derse bundan dolayı ikisinden biri küfre düşer. Eğer o kimse onun dediği gibi
değilse o söz kendi aleyhine döner. (Müslim, İman, 111; Ebû Dâvûd, Sünnet, 15)
Yorumlar
Yorum Gönder