Kayıtlar

Haziran, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Cennete Girdiren 30 Sebep

Cennete Girdiren 30 Sebep   Bismillahirrahmanirrahim   “Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"   01- İman Kâmil iman sahibi olmak. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.” (Bakara Sûresi, 3) “Rablerinin âyetlerine inananlar; Rablerine ortak tanımayanlar; Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar…”(Bakara Sûresi, 82) “İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır.” (Mu’minun Sûresi, 58,60) “İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.” (Fetih Sûresi, 4)   02- Salih Ameller İşlemek Kur’an’ı Kerim’de iman, Allah Teâlâ’nın izniyle cennete ulaştıran sebeplerin en mühimi olarak gelmiştir. Bununla beraber o daima salih amele bi

Son Bahar

  Son Bahar   Ne çabuk geçti o güzelim yıllar. Daha yolun başındayız dediğimiz yaşlar. Kısacıkmış uzun sandığımız o yollar. Kışa yakın bir bahardayız, Kim bilir belki de bu son BAHAR.   (Alıntı)

Kardeş

  Kardeş   Bu dünyaya geldin madem, Kabul ettin oldun Âdem, Ansızın dolacak vâden, Hazır ol, o güne kardeş…   Ömür kısa ecel yakın, Şöyle etrafına bakın, Gafil olmayasın sakın, Sahip ol, ömrüne kardeş…   Azrail'i gördüğünde, Şehadet olsun dilinde, Dağlar gibi amelinle, Teslim et, ruhunu kardeş…   Dar kabire girdiğinde, Münker Nekir geldiğinde, “Rabbin kimdir?” dendiğinde, Versen cevabını kardeş…   Kardeş ömür çabuk geçer, Ansızın bu hayat biter, Yolun sonunda bir zafer, Nasip olsun sana kardeş…   Adem AKARSU

Kurban Bayramı Tebriği

Kurban Bayramı Tebriği Receb, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, mübarek aylar rüya gibi geldi geçti. Derken Zilhicce ayı geldi… Arefe ve Mübarek Kurban Bayramı’na kavuştuk… Ne mutlu bu bayrama kavuşan ve kıymetini bilenlere… Ömrünüz Ramazan, ahiretiniz bayram olsun efendim! Allah’ü Teâlâ’ya hamdü senalar, iki cihan güneşi efendimiz Muhammed Aleyhisselâm’a salâtü selâm olsun! Hoşça kalınız, dostça kalınız… Allah Teâlâ’ya emanet olunuz…

Bir Cuma Hikâyesi...

Bir Cuma Hikâyesi...   Fakih Rahmetullahi Aleyh anlatıyor: Babam bana şöyle anlattı: “- Salih Meri Rahmetullahi Aleyh, cuma gecesi, cuma namazını kılmak üzere mescide gitmek için yola çıkıyor. Kabristana uğruyor. Kendi kendine şöyle diyor:” “- Tan yeri ağarıncaya kadar kalayım.” Kabristanın içine giriyor. İki rekât namaz kılıyor. Bir kabre dayanıyor. Gözlerine uyku geliyor. Şöyle bir rüya görüyor: Kabirde yatanlar kabirlerinden çıkmışlar, halka halka olup oturmuş, konuşuyorlar. Bir de bakıyor ki, onlardan ayrı, kirli elbiseli bir genç, bir köşede, üzüntülü bir halde oturuyor. Onu yanlarına oturtmuyorlar. Oradakilerin hepsine tepsi tepsi, üzeri mendillerle örtülü hediyeler gelip dağılıyor. Herkes kendi tabağını alıyor; sonra kabrine giriyor. En sonuna bu genç kalıyor. O da üzüntülü bir halde, kalkıyor; kabre girmek istiyor. Hemen ona soruyor: “- Hey Allah'ın kulu, sende gördüğüm bu üzüntü neden? Sonra gördüğüm bu hâl nedir?” O da şöyle diyor: “-  Ey Salih Meri, sen o tepsileri gördü

Bir Varmış Bir Yokmuş

Resim
Bir   Varmış   Bir   Yokmuş   Yerdik peynirli dürümü.sallardık tırpanı. Öğlenin sıcağında çıkardı kafanın dumanı. Harmana getirip sürerdik sapı samanı. Ama yinede mutluyduk o zaman...   Güneş altında su gibi akardı terimiz. Yılan derisi gibi gavlardı sıcaktan derimiz. Akşam yatakta sır sır sızlardı her bir yerimiz. Yinede mutlu yaşardık o zaman...   Horoz ötümünde gider akşama dönerdik. Akşam öğünü için patetesi ateşe gömerdik. Gözümüz yatakta kalır mum gibi sönerdik. Yinede mutluyduk o zaman...   Bir yanda bostan,ırğatlık,harmanı yaylası. Azzik götürenin elinde helke.sırtında balası. İmece ile iş yapadı komşusu dayısı halası. Yorgunduk ama mutluyduk o zaman...   Go sabunla çıkarırdık sırtımızın kirini. Bir yerimiz ağrısa alıp getirirdik birini. Doktor yerine kullanırdık aspirini gırıpini. Yinede mutluyduk o zaman   Her dağ’da vardı yayla denen obamız. Akşam olunca meşeyle dolardı sobamız. Baş köşede otururdu ana babamız. Yine