Benjamin Netanyahu’yu Bu Kadar Korkutan Neydi?

Benjamin Netanyahu’yu Bu Kadar Korkutan Neydi?

 

Benjamin Netanyahu hahamlarla toplanmış, kahve içerken bir taraftan da Gazze’yi tamamen nasıl boşaltacağını, o kadar insanın nasıl katledeceğini, kalan insanların nereye gönderileceğini; Mescid-i Aksa’nın nasıl Süleyman Tapınağı yapılacağını, diğer İslâm ülkelerinin nasıl işgal edileceğini, Arz-ı Mevûd’un ve Dünya Hâkimiyetinin nasıl gerçekleştirileceğinin planlarını yapıyormuş.

Kapı çalınmış. Gelen istihbarat subayı, saygıyla:

“- Efendim bütün Müslüman ülkeler İsrail’i kınıyor!”. Demiş.

Benjamin Netanyahu kahvesinden; bir yudum daha çekerek:

“- Ondan hiçbir şey çıkmaz, onlar kendi kamuoylarını sakinleştirmek için yapıyorlar!” demiş.

İstihbarat subayı çıkmış. Ama çok geçmeden, tekrar gelmiş:

“- Efendim Müslümanlar tekrar toplanmış, İsrail’i nasıl durduracağını, BM’i toplantıya çağıracağını” konuşuyor.

Benjamin Netanyahu kahvesinden keyifli keyifli bir yudum daha çekerek:

“- Ondan da hiçbir şey çıkmaz çünkü durduramazlar, BM zaten bizden, veto hakkı bulunan ABD, İngiltere, Fransa sözümüzden asla çıkmaz…” demiş.

İstihbarat subayı tekrar çıkmış. Biraz sonra aşırı telâşlı tekrar gelerek:

“- Efendim 2-3 Müslüman ülke; ‘Dünya İslâm Birliği Teşkilâtı’nı kurmaya karar vermişler!”

Benjamin Netanyahu korkuyla panikleyip, koltuğundan fırlamış. Durmadan kafasını yumrukluyor, bir taraftan da:

“- Keşke her gün Mescid-i Aksa’ya baskınlar düzenleyerek, her gün sivil katliamlar yaparak onları bu kadar tahrik etmeseydik! Keşke Hamas’ı bahane ederek; bunca Hastane, cami, okul, sivil yerleşim yerlerini bombalayarak bu kadar çoluk çocuk kanı dökmeseydik, bu kadar soykırım yapmasaydık, keşke sivilleri Gazze’yi boşaltmaya zorlamasaydık, ‘Hastane katliamın Hamas’ın attığı füze yaptı!’ yalanlarıyla kendimizi kandırmasaydık…” diyormuş.

Sonra İstihbarat subayını kendisi çağırarak;

“- Derhal savaş kabinesini toplantıya çağır. Katliamları durduralım. Hatta savaş tazminatı bile ödemeyi kabul edelim. Mescid-i Aksa tahriklerine son verelim. Yeter ki ‘İslâm Birliği’ kurulmasın!”

Kafasını, tekrar yumruklamaya devam ederek:

“- Ya gerçekten ‘İslâm Birliği’ kurarlarsa, ya günden güne büyürlerse, ya İsrail’e cihad ilân ederlerse, ya halifelerini seçerlerse, o zaman 3 milyar insanla nasıl baş ederiz? Müslüman dünyasıyla işlerinin bozulmasını istemeyen Haçlılar da bize destek veremez, yok olur gideriz…”

Sesi titreyerek konuşmasına devam etmiş.

“- Hatta Osmanlı Devleti’ni nasıl yıktığımızın, 2. Abulhamit’e neler çektirdiğimizin, kurduğumuz yüzlerce terör örgütlerinin döktükleri kanın; yaptığımız darbelerin, iflâs ettirip, kapattırdığımız fabrikaların hesabını bile sorarlar. Hatta ve hatta Gezi olayları, Mısır, Libya, Suriye, Irak ve Afganistan gibi tüm ülkelerde yaptıklarımızın faturasını bile bize çıkarırlar…”

O zamana kadar sessizce dinleyen hahambaşı söz alarak; Benjamin Netanyahu’ya dönmüş:

“- Efendim her ülkede sayısız yerli Siyonist yetiştirdik, terör örgütleri kurduk, sahte din adamlarını, sanatçıları biz meşhur ettik. Basılı ve görsel medya, haber kanalları, ekonomileri, eğitimleri çoğunun askeriyeleri bizim elimizde… Onları harekete geçirelim. Faaliyetlerini arttırarak, iç karışıklıkları ve terör faaliyetlerini artırsınlar, her zaman yaptığımız gibi mezhep çatışmalarını körükleyelim! Ayaklanmalar çıksın, daha çok kan dökülsün. Darbeler yaparak yönetimleri değiştirelim. Yapılacak seçimlerde bize yakın olanlara daha çok destek verelim. Ekonomilerini bozalım, silâh fabrikalarını kapattıralım. Bizden olan o kadar sanatçı, gazeteci muhalefet ve devlet adamları ve terör örgütleri var. Onlara milyarlarca dolarlık ödeme yapıyoruz. Başarılı olamayanları cezalandıralım ve değiştirelim. ‘Arz-ı Mevûd’u kurmaya; ‘Mecid-i Aksa’yı yıkmaya, ‘Süleyman Tapınağı’nı yeniden inşa etmeye, ‘Dünya hâkimiyeti’ni kurmaya bu kadar yaklaşmışken geri adım atmayalım.”

Benjamin Netanyahu son olarak:

“- Hayır, hayır ‘Dünya İslâm Birliği’ kurulursa bir anda büyür, 3 iken 5 olur, 5 iken 15 olur; halifelerini bile seçerler… Kimse 3 milyar Müslümanla baş edemez. Osmanlı Döneminden bile güçlü hale gelirler… Hatta Müslümanlar’ı örnek alan Hristiyanlar da ‘Dünya Hristiyan Birliği’ kurar. Bizim en sadık hizmetçimiz olan Hristiyanlar’ı da kaybederiz. ‘Siyonist Haçlı İttifakı’ bile bozulur. Bir de onlarla uğraşmayalım! Tüm gizli planlarımızı erteliyoruz.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis