Sana Yöneldim
Sana Yöneldim
Kuluna göz verdin, “Gör Beni’’
dedin,
Dil verdin, “Bilene sor Beni’’
dedin,
Gönül verdin, “Hayra yor Beni’’
dedin,
Gördüm, sordum, yordum, Sana
yöneldim.
Nice dervişlerle, uzun
söyleştim,
Kör kör bakan, kullarınla eğleştim,
İyi, kötü, ne verdiysen
paylaştım,
Aldığım hisseyle, Sana yöneldim.
Bolca bolca verdin, gönül aşımı,
Müjdelere yordun, şu gözyaşımı,
Hiç kimseye, eğmediğim başımı,
Yalnız Sana eğdim, Sana
yöneldim.
Beşer, kazanında, piştim pişeli,
Kimi üzgün gördüm, kimi neşeli,
Kimi döner durur, aşka düşeli,
Pervaneler gibi, Sana yöneldim.
Kimi uykulara, derince dalmış,
Kimisi kararsız, ortada kalmış,
Kimi, Seni arar, kimi de bulmuş,
Bulanlardan oldum, Sana
yöneldim.
Kimi der ki; “varsa görünsün,
bize’’.
Kimi, görmüş, gelmiş önünde dize.
Nasıl göstermeli, görmeyen göze?
Görenlerden oldum, Sana
yöneldim.
Bir ana serçenin, içgüdüsünde,
Tavus kuşlarının ince süsünde,
Nice örümceğin, ak örtüsünde,
Hep, Seni gördüm de, Sana
yöneldim.
Bir lokma, bir hırka hâllere
düştüm,
Herkesi dost bildim, dillere
düştüm,
İncecik, dikenli yollara düştüm,
Kan revan içinde, Sana yöneldim.
Bir Kitap gönderdin, cümle
âleme,
Tek hecesi bile, gelmez kaleme.
Dedin: “Benden, başka bir şey
dileme’’
Satır satır çözüp, Sana
yöneldim.
Toprak verdin, tohum verdin
ekmeye,
Çile verdin, dergâhında çekmeye,
O zengin sofranda, kuru ekmeğe,
Razı ola ola, Sana yöneldim.
Hak verdin, bâtılı yanında
kıldın,
Şeytanı, insanın kanında kıldın,
Akıl verip; nefsin, önünde
kıldın,
Nefsime hükmedip, Sana yöneldim.
Sana inanmayan, hâkimler varmış,
Seni tanımayan, hekimler varmış,
Demek ki, cehalet, bacayı
sarmış;
Hayretler içinde, Sana yöneldim.
Âlimin ilmini, zalim bilir mi?
Yol sokak bilmeyen, Seni bulur
mu?
Bilenle bilmeyen, eşit olur mu?
Bilenlerden oldum, Sana
yöneldim.
Kâbe’de şahlanan, elleri gördüm,
Yalvarıp, yakaran, dilleri
gördüm,
Önünde durulmaz, selleri gördüm,
Kapıldım sellere, Sana yöneldim.
Gördüm; dolup taşan mabetlerini,
Dinledim; çınlayan ayetlerini,
Hele; o kulların niyetlerini,
Duydum, duya duya, Sana yöneldim.
Saray dedikleri, yapılar gördüm,
Arkası karanlık, kapılar gördüm,
Mezar taşlarında, tapular
gördüm,
Bu gafletten kaçtım, Sana
yöneldim.
Duydum; kul hakkını, yiyenler
varmış,
“Mahşer günü yoktur”, diyenler
varmış,
Kürkten kefen dikip, giyenler
varmış,
Buna şaşıp kaldım, Sana
yöneldim.
Yürüdüm; sağı da, solu da
gördüm,
Kavşakta yıllarca, düşünüp
durdum,
Verdiğin vicdana, elimi vurdum,
“Başka yol yok” dedi, Sana
yöneldim.
Câmi kubbeleri, güya büyüktü,
Kubbeni görünce, bir korku
çöktü,
Bu nasıl mimari, bu nasıl yüktü?
Aczimi bildim de, Sana yöneldim.
Bir köprü kurmuşsun, derler
incedir,
Sordum; düşenlerin hâli nicedir?
Dediler; bağışlar, O çok
yücedir,
Nice ümitlerle, Sana yöneldim.
Kulda kusur gördüm, kuldan
sakladım,
Nice lekeleri, silip pakladım,
Sır verdiler, sır üstüne
ekledim,
Doldum, dola dola, Sana
yöneldim.
Akrabaya koştum dedim; “yaram
var”,
“Biraz derincedir, incitmeden
sar”
Ne yeminler etti, dedi; “elim
dar”
Asıl, bu yarayla, Sana yöneldim.
Kul gördüm, kuluna haset
çekmede,
Kin tohumun, nesil nesil ekmede,
Bir yudum su verse, başa
kakmada,
“Muhtaç etme” dedim, Sana
yöneldim.
Kimdir, dedim, bunca kitap
indiren?
Bunca kula, acı verip dindiren?
Cehennemler tutuşturup söndüren?
Hep, Seni dediler, Sana
yöneldim.
Kimdir, dedim, kalp gözüme nur
veren?
Bana, bunca güzellikler
gösteren?
Bütün, şek ve şüpheleri
susturan?
Hep, Seni dediler, Sana
yöneldim.
Kimdir, dedim, o şeytanı nâr
eden?
“Ol” deyip de, âlemleri var
eden?
Melekleri, kullarına yâr eden?
Hep, Seni dediler, Sana
yöneldim.
Ölümsüz kim? dedim, aradım
durdum,
Bilgelere vardım, kapılar
vurdum,
Nice âlimlere, danışıp sordum,
Hep, Seni dediler, Sana
yöneldim.
Ölümsüz kim? dedim; güneş ve
aya,
Dört milyar yaşında, fâni
dünyaya,
Ölümsüz kim? dedim; ateş ve suya,
Hep, Seni dediler, Sana
yöneldim.
Nice ahu gözler, samur saçlara,
Zümrüt saraylara, yakut taçlara,
Krallara, kılıçlara, meçlere,
Hep, Seni dediler, Sana
yöneldim.
Sahip kimdir? Dedim yüce
dağlara,
Engin denizlere, sonsuz çağlara,
Göçüp gidenlere, kalan sağlara,
Hep, Seni dediler, Sana
yöneldim.
Sahip kimdir? Dedim kurda
kuşlara,
Ağaçlara, topraklara, taşlara,
Nice sultanlara, mağrur başlara,
Hep, Seni dediler, Sana
yöneldim.
Sahip kimdir? Dedim, ıssız
çöllere,
Şimşeklere, tayfunlara, sellere,
Yedi kat semaya, bakan ellere,
Hep, Seni dediler, Sana
yöneldim.
Hikmetinden, sorgu-sual olunmaz,
Bir sel var içimde, karşı
durulmaz,
Yazdıkça yazar da, elim
yorulmaz,
İçim döküp döküp, Sana yöneldim.
Günah denizine, boyumca daldım,
Çırpına çırpına, kumsala geldim.
Gör ki; bir kum tanesi de, ben
oldum,
Yerimi buldum da, Sana yöneldim.
Bin kez tövbelerden, şaşırıp
döndüm,
Bin kere nurlandım, bin kere
söndüm,
Gel gör ki; bu defa, bir başka
yandım,
Küllere döndüm de, Sana
yöneldim.
Kendi gafletimden, düştüm kedere,
Yıllarca suçladım, küstüm
kadere,
Ne fayda ki; geçen geçti bir
kere,
Zararlardan döndüm, Sana
yöneldim.
Dünya nimetleri, başım döndürdü,
Gönül gözlerime, perde indirdi,
Yüreğimde, ne fenerler söndürdü,
Birer birer yakıp, Sana
yöneldim.
Haram pazarında, tacirlik ettim,
Sermayeden oldum, kârı tükettim,
İtibarım vardı Sende, yok ettim,
Bin bir “Eyvah!” ile Sana
yöneldim.
Hazlar, zevkler verdin, çoğu
yasaklı,
İçinde, bin vebal, bin günah
saklı,
Yalnız, kullarına verdiğin aklı,
Sabırla yoğurup, Sana yöneldim.
Şarap; nice derde, sandım ki
değer,
Bunca içer miydim, bilseydim
eğer,
Beni sarhoş eden, adınmış meğer
Kırdım kadehleri, Sana yöneldim.
Bilmedim, verdiğin, can
kıymetini,
Yüklendim dünyanın, bin
zahmetini,
Gerçi yüzüm yok ya; o rahmetini,
Yine de ver, diye, Sana
yöneldim.
Nankör oldum; buldum Sana bahane,
Kibirlendim; oldum deli divane,
En sonunda, harmanında bir tane,
Savrula, savrula, Sana yöneldim.
Dediler; “Hani, sen böyle
değildin,
Gaflet lekelerin, neyledin
sildin?
Adresi kim verdi, yolu ne
bildin?”
Anlata anlata, Sana yöneldim.
“Yıllarca durmadan, meyhane
sordun,
Kumarhanelere tezgâhı kurdun,
Dörtnala koşarken, nasıl da
durdun?”
Dedim; “Durduran var”, Sana
yöneldim.
Yön bilmez kullara, yollar
neylesin?
Bağlanmış kollara, eller
neylesin?
Mızrap, sarhoş vurur, teller
neylesin?
Tel tel inledim de, Sana
yöneldim.
Katı yürek gördüm, kurşunlar
delmez,
Yüz adım giderim, bir adım
gelmez,
Dediler; “nankördür, teşekkür
bilmez,”
Dedim; bilen bilir, Sana
yöneldim.
Zavallı bir zümre, gördüm ki hele,
Müşrikle münafık, vermiş elele,
Hasetten çatlatır, şeytanı bile,
Hâlime şükredip, Sana yöneldim.
Gördüm, daha nice, yoldan
sapanlar,
Dünya malın, putlaştırıp
tapanlar,
Haram harmanında, hasat
yapanlar,
Binlerce “ vah !” ile Sana
yöneldim.
Sabahın geceyi, kovduğu yerde,
İlmin cehâleti, boğduğu yerde,
İmanın kalbime, doğduğu yerde,
Hep, Seni gördüm de, Sana
yöneldim.
Ağaçlar, çiçekler, çimler,
fidanlar,
Akrepler, böcekler, kuşlar,
yılanlar,
Bütün emirleri, Senden alanlar,
Gördüm, göre göre, Sana yöneldim.
Fakir, fukaranın, dik başlarını,
Seyrettim onurlu savaşlarını,
Bir yetim yavrunun, göz
yaşlarını,
Mendil mendil sildim, Sana
yöneldim.
Sahipsiz, kimsesiz, felçli
düşkünler,
Yaşları yetmişi, çoktan
aşkınlar,
Bir el bekliyorlar, öyle
şaşkınlar,
El verdim.. Verdikçe, Sana
yöneldim.
Veren el, alandan üstün
buyurdun,
Bunu bütün kullarına duyurdun,
Sonra da, onların seyrine
durdun,
Verdim.. Vere vere, Sana
yöneldim.
Komşu kapısını, usulca vurdum.
Aç mıdır, tok mudur, gizlice
sordum,
İki lokmam vardı, birini verdim,
Rızanı almaya, Sana yöneldim.
“Dünya bir sınavdır, biliniz”
dedin,
“Kısadır, sabırlı olunuz” dedin,
“Karnede, zayıfsız geliniz”
dedin,
Bunca zayıflarla, Sana yöneldim.
İlim kandilini, içimde yaktım,
Mikrodan makroya, her şeye
baktım,
Bin bir kördüğüme, aklımı
taktım,
Çözdüm.. Çöze çöze, Sana
yöneldim.
Kendim için, nice akıllar
yordum,
Neden geldim? Diye, binlerce
sordum,
Sebepler, hikmetler, aradım
durdum,
Gör ki; buldum Yâ Rabb, Sana
yöneldim.
Ölüm, bir karanlık geceyse eğer,
Bunca korkulara, dedim ki;
değer.
Oysa; uyanmakmış, sabahmış
meğer,
Seherin gördüm de, Sana
yöneldim.
Anam, atam, çoktan sana
varmışlar,
Huzurunda, huzur ile durmuşlar,
Fatiha gönderen evlât sormuşlar,
“Vâsıl eyle” diye, Sana
yöneldim.
Hak yolunda, zincirlere vuruldum,
Ne fırtınalardan, durdum
duruldum,
Seni, serap serap, sordum
yoruldum,
Şimdi, pınar pınar, Sana
yöneldim.
Zengin, fakir demez, bakmazsın
yaşa,
Sevdiğin kulunu, çalarsın taşa,
Senden ne gelirse, râzıyım başa,
Affına sığındım, Sana yöneldim.
Dedim; vâdettiğin, o Cennet
nerde?
Dedin; “kâlp gözüyle baktığın
yerde.”
Belki, bir fakirde, belki
hakirde”
Kâlbim göz eyleyip, Sana
yöneldim.
Oruç mükâfatı, yalnız Sendeymiş,
Açlığın böylesi, ne güzel
şeymiş,
Sabrın lezzetine, vardım ki;
neymiş !
Onu, tada tada, Sana yöneldim.
Kul gördüm; yoksundur, elden
ayaktan,
Dedim; yürüyemez, kalkıp
yataktan,
Meğerse o Sana, yürümüş çoktan,
Koştum, nefes nefes, Sana
yöneldim.
Gördüm, kadın hakkı, bilmez er
kişi,
Zulmeder aklınca, çünkü; o dişi.
En kutsal emânet, verdin ki;
eşi,
Başıma tâc edip, Sana yöneldim.
Kötürüm anaya, dertler yükledin,
Oğlunda kızında, sabır yokladın,
Ayağı altına, Cennet sakladın,
Öptüm o Cenneti, Sana yöneldim.
Gördüm ki; kullara hudut
çizilmiş,
Gurur, kibir; kullar için
değilmiş,
En gururlu başlar bile eğilmiş,
Yerle yeksân olup, Sana
yöneldim.
Mahşerde çözülür, diller
konuşur,
Diller inkâr etse, eller
konuşur,
Göz, kulak, parmaklar, kollar
konuşur,
Nice utancımla, Sana yöneldim.
Bir damladan yaptın, insan
denizi,
Ne huyları benzer, ne parmak
izi,
Daha neler gördü, şu gönül gözü,
Kudretine hayrân, Sana yöneldim.
Vermekle bitse de, dünya nîmeti,
Verdikçe artıyor, gönül serveti,
Bu nasıl ticâret, nedir hikmeti?
Bunca servet ile, Sana yöneldim.
Falcılar var, avuçtaki izlere,
Bakıp, yazı yazar, mumlu
bezlere,
O bezlerden, medet uman gözlere,
Seni gösterdim de, Sana
yöneldim.
Milyarlarca galaksiler,
yıldızlar,
Akıllar durduran, ulu sonsuzlar,
Kim bilir ötede, daha neler var,
Bir sorup, bin kere, Sana
yöneldim.
Cepli kefen dikip, giyen görmedim,
Mezarda para pul, sayan
görmedim,
Dünya sofrasında, doyan
görmedim,
Aç kalktım sofradan, Sana
yöneldim.
Rızkına, bilerek, haram
katmadım,
Para pul verdiler, inanç
satmadım,
Kul elini, minnet ile tutmadım,
Minnet, diye diye, Sana
yöneldim.
Nefsimle savaştım, yendim,
yenildim,
Dostum oldu; iyi günde anıldım,
Dünya makâmına, kandım yanıldım,
Makâm istemeye, Sana yöneldim.
Yıllar geçer, ömür geçer âheste,
İstemem, gözüm yok, altın
kafeste,
Bana, bir servet ver, o son
nefeste;
Îmân, diye diye, Sana yöneldim.
Serveti verirsin, her isteyene,
İlmi, ancak, onu servet bilene,
Ne mutlu ki; o serveti bulana,
Gör ki; bulmak için, Sana
yöneldim.
Sevgim öyle çok ki; verdim
bitmedi,
Bitirmeye, binlerce kul yetmedi,
Çoğu, bir teşekkür bile etmedi,
Nice hoşgörüyle, Sana yöneldim.
Dedin: “bir düşkünü, kim ki,
dost seçer,
O ince köprüden, kolayca geçer,
Merhamet ekenler, merhamet
biçer,
Ektim de, biçmeye, Sana
yöneldim.
Rızân için, karşılıksız
verenler,
Rızân için, gönüllere girenler,
Müjdelenmiş, kâlp gözünden görenler,
Müjdemi almaya, Sana yöneldim.
‘Tasavvuf’ dedim de, düşündüm
derin,
Aşk ile kalbimi kapladı yerin,
Şaşırıp kaldığım, bunca eserin,
Ustasını görüp, Sana yöneldim.
Her kula katında, bir yer
vermişsin,
“Onu ancak, Ben bilirim”
dermişsin,
Hüküm verenlere, kahredermişsin,
Haddimi bildim de, Sana
yöneldim.
Nefesleri sayıp, verirsin bize,
Gün be gün, tükenir, görünmez
göze,
Şehâdet denilen, o güzel söze,
Nefes ihsân eyle, Sana yöneldim.
Bunu anlatması, zor gelir dile,
Nedir ki, dünyada çekilen çile,
Kabir azâbını, düşünmek bile,
Kuluna yetti de, Sana yöneldim.
Ne yaralar gördüm, ilâç kâr
etmez,
Ne hastalar gördüm, gecesi
bitmez,
Yine de; sabreder, isyâna
gitmez,
Hayrân, hayrân bakıp, Sana
yöneldim.
Kin ve intikamda, uyardın bizi,
Dedin; “Yumuşatın kâlplerinizi,
Sonra; boğar sizi, öfke denizi.”
Kıyılardan döndüm, Sana
yöneldim.
Bu dünya; üç günlük bir
saltanatmış,
Hani, var mı onu, bir gün
uzatmış?
Ölüm; bazen azat, bazen azapmış,
Azat ! Diye diye, Sana yöneldim.
Geceler sultanı, Kadir Gecesi,
Yedi kat göklerde, kulların
sesi,
Duydum ki; yerini, bulmuş
nicesi,
Bir yer ver demeye, Sana
yöneldim.
“O gece” hâcetler, bol
tutulurmuş;
“O gece” arayan, Dost’u
bulurmuş,
Gönüller, Muhammed tahtı
olurmuş,
Gönlümü taht edip, Sana
yöneldim.
“O gece” nefesler, yel yel
olurmuş,
Bulutlar nûr döker, sel sel
olurmuş,
Bedenler semâda, el el olurmuş,
Yel yel, sel sel, el el, Sana
yöneldim.
“O gece” melekler, saf saf
inermiş,
“O gece” acılar, dertler
dinermiş,
“O gece” cehennem bile sönermiş,
Ben aşk ateşiyle, Sana yöneldim.
Aylar döner, mevsim döner, yıl
döner,
Dünya döner, devrân döner, yol
döner,
Bir gün gelir; tövbe eder, kul
döner.
Döndüm.. Döne döne, Sana
yöneldim.
Îmân ettim, birliğine, adına,
Erdim, Sana inanmanın tadına,
Bütün mü’minleri, Cennet katına,
Kabul eyle diye, Sana yöneldim.
Mânâyı, maddeyi, önüme serdin,
Defteri kalemi, elime verdin,
Beni tanıyorsun, yaz artık
dedin,
Ne mümkün dedim de, Sana
yöneldim.
Bu naçiz kuluna, ömür verdikçe,
Hayrına binlerce, hayır kat YÂ
RABB,
Dünya var oldukça, mahşere
kadar,
Amel defterini, açık tut YÂ RABB!
Allahümme ÂMİN!
Yorumlar
Yorum Gönder