Tesettür İle İlgili Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerifler 97
Tesettür İle İlgili Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerifler 97
Tesettür İle İlgili Ayet-i Kerimeler
01-
"Ey Peygamber!
Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken
üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı
incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir." (Ahzab Sûresi, 59)
02-
"Mümin kadınlara
da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini
açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Başörtülerini
yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından,
kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek
kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin
oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan
hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan
çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye
ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece
korktuğunuzdan emin umduğunuza nail olasınız." (Nûr Sûresi, 31)
03-
"Ay halinden
kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini
erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir
günah yoktur. Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha
hayırlıdır." (Nûr Sûresi, 60)
04-
“Mü’min kadınlara da
söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini
esirgesinler. Görünen kısımları müstesnâ olmak üzere, ziynetlerini teşhir
etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler…” (en-Nûr Sûresi,
31)
05- “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (el-Ahzâb Sûresi, 59)
Tesettür ile İlgili Hadis-i Şerifler
06-
Şüphe yok ki Allah,
Âdemoğluna zinadan payını yazdı (yani onun kendi iradesini kullanarak işleyeceği
zina türünü levh-i mahfuz’da belirtti, diğer bir yoruma göre şehvet sevgisini
onun fıtratına yerleştirdi). Artık Ademoğlu yazılan payına kesinlikle ulaşır.
Gözlerin zinası (şehvetle) bakmak, dilin zinası (haramı) konuşmaktır. Nefis de
(zinayı) temenni edip şehvetlenir ve nihayet ilgili organ bunların ortak
isteklerini yerine getirmek suretiyle onları tasdik eder ve arzularını
gerçekleştirmekten imtina etmekle onları tekzib eder, buyurur. (Buhâri
Kitabü’l-Kader, 8. Bab, Müslim aynı kitab, 5. bab, Ebû Dâvûd, Nikâh, 4. babta,
Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh’den)
07-
Ashabdan Cerir bin
Abdullah el-Becelî Radiyallahü Anh’den: Şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah
Sallallahü Aleyhi Vesellem’e (harama) ani bakışın hükmünü sordum. O, bana,
gözümü başka yöne çevirmemi emretti. (Müslim Kitabü’l-âdâb, 10 bab, Tirmizi,
İsti’z’ân 61. bab, Ebû Dâvûd, Nikah Kitabı 44. bab, Ahmed 4/358, Beyhâki 7/90…
Dârimî 2/278, İsti’zân 15)
08-
Ey Ali! Harama
(tesadüfen) bakışın ardından (kasıtlı) olarak tekrar bakma; çünkü, şüphesiz
(tesadüfen olan) birincisi sana (muaf)tır ve (kasıtlı olan) sonuncusu sana muaf
değildir . (Tirmizi İsti’zân 61. bab, Ebû Dâvûd, Nikâh 44. bab, Ahmed
5/531-532; Dârimî, rikak 3, Beyhâki, 7/90)
09-
Hz. û’işe Radiyallahü
Anh Allah ilk muhacir kadınlara rahmet eyleye! Allah Mü’min kadınlar
başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar! ayetini indirince onlar
eteklerinden (bir rivayette en kalın olanı) kesip onunla başlarını örttüler.
der. (Buhari Nûr Suresinin tefsiri 13. bab, Ebû Dâvûd, Libas Kitabı 32. bab,
Beyhâki 88)
010- Hz. û’işe Radiyallahü Anh bir gün ensar kadınlarından sitayişle
bahsederken buna benzer bir ifade ile başörtüsü emrine nasıl uyduklarını
anlatır. (Ebû Dâvûd, Libas Kitabı, 31. bab)
011- Hz. û’işe Radiyallahü Anh şöyle demiştir: Ebû Bekr Radiyallahü
Anh’ın kızı Esmâ (ki û’işe validemizin ablasıdır) ince bir elbise ile örtülü
olarak Rasûlüllah (s.a.v’in) huzuruna girdi. Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi
Vesellem ondan yüzünü çevirdi ve kendi mübarek yüzünü ve ellerini işaret
ederek; Ey Esmâ! Kadın erginlik çağına ulaşınca vücudunun şurası ve burası
dışında kalan yerlerinin görülmesi (gösterilmesi) caiz değildir. buyurdu. (Ebû
Dâvûd Libas kitabı, 33. bab)
012- Yine Hz. û’işe Radiyallahü Anh’den: Şöyle demiştir: Rasûlüllah
Sallallahü Aleyhi Vesellem bileklerinin dört parmak yukarısını işaret ederek
Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kadın ergenlik çağına varınca yüzü ve
şuraya kadar elleri dışında herhangi bir yerini açması helâl değildir! buyurdu.
(Buhari, Kitabü’l-Kader, 8. bab, Müslim, aynı kitab 5. bab, Ebû Davud, Nikâh,
4. babta, Ebû Hüreyre, Radiyallahü Anh’den)
013- Ebû Hureyre Radiyallahü Anh’den: Şöyle demiştir: Rasûlüllah
Sallallahü Aleyhi Vesellem Ateş ehlinden olup, görmediğim iki sınıf insan var:
(Birisi) yanlarında bulunan sığır kuyruklarına benzer kamçılarla insanları
döğen (işkence yapan) bir kavimdir. (Diğeri) giyinik, çıplak birtakım
kadınlardır… (Müslim, Kitabü’l-Adab, 10. bab, Tirmizi İsti’zân, 61. bab, Ebû
Dâvûd, Nikah kitabı 44. bab, Ahmed 4/358, Beyhakî, 7/90… Dârimî 2/278, İsti’zân
15)
014- “Cehennemliklerden kendilerini dünyada henüz görmediğim iki grup
vardır: Biri, sığır kuyrukları gibi kırbaçlarla insanları döven bir topluluk.
Diğeri, giyinmiş oldukları hâlde çıplak görünen ve öteki kadınları kendileri
gibi giyinmeye zorlayan ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu
kadınlar Cennetʼe giremedikleri gibi, şu kadar uzak mesafeden hissedilen
kokusunu bile alamazlar.” (Müslim, Cennet, 52)
015- Hazret-i Âişe -radıyallâhu Anhâ-’nın yanına, Şamlı kadınlardan
bir grup gelmişti. Hazret-i Âişe:
“–Sizler herhâlde, hanımları hamamlara giren (orada tesettüre
dikkat etmeyen) bölgedensiniz!” dedi.
Kadınlar;
“‒Evet!” diye cevap verdiler.
Hazret-i Âişe:
“–Ama ben, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in;
“Elbisesini evinin hâricinde bir yerde çıkaran (yani tesettüre dikkat etmeyen)
her kadın, mutlakâ Allah ile kendi arasındaki perdeyi yırtmış olur.”
buyurduğunu işittim.” dedi. (Ebû Dâvûd, Hammâm, 1/4010; Tirmizî, Edeb, 43/2804)
016- Umeys’in kızı Esma’dan nakledildi. Dedi ki:
Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün Hz. Aişe
Radiyallahü Anha’nın evine girdi. Kızkardeşi Esma yanında idi. Üzerinde
vücudunun hertarafını örten ve yenleri geniş bir elbise vardı. Resulüllah
Sallallahü Aleyhi Vesellem onu görünce kalkıp dışarı çıktı. Hz. Aişe
Radiyallahü Anha kızkardeşine “buradan uzaklaş Resulüllah Sallallahü Aleyhi
Vesellem sende hoşlanmadığı bir şey gördü” dedi. Hz. Esma uzaklaştı arkasından
Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem içeriye girdi. Hz. Aişe Radiyallahü Anha
niçin kalkıp gittiğini sordu. Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem de
elbisesinin yenini sadece parmakları görünecek şekilde ellerinin üzerine
çekerek şöyle cevap verdi:
“Kızkardeşini görmedin mi? Müslüman bir kadın şurasından
başkasını gösteremez." (Mecmeu’zzevâid nr: 4168)
Bu hadis-i şerif’ten Hz. Esma’nın giydiği elbisenin bedenini
örttüğünü, fakat kollarında açıklık olduğunu bunun üzerine Resulüllah
Sallallahü Aleyhi Vesellem bu kıyafetinden hoşlanmadığını, ellerinin üstünün
parmaklara kadarda örtünmesi gerektiğini islam alimleri anlamışlardır ve de
böyle ifade etmişlerdir.
017- Usame b. Zeyd Radiyallahü Anh nakletti. Dedi ki:
“Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Dihye’tül- Kelbi’nin
kendisine hediye ettiği mısır kumaşlarından sık dokunmuş bir elbiseyi bana
giydirdi, ben de onu hanımıma giydirdim. Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem
daha sonra bana sordu: ne oldu Mısırdan gelen elbiseyi giymiyorsun? Dedim ki,
ey Allah’ın Resulü ben onu hanımıma giydirdim. Resulüllah Sallallahü Aleyhi
Vesellem buyurdu ki, altına pijama türünden bir şey giymesini ona emreyle.
Çünkü ben o elbisenin kemiklerinin hacmini belli etmesinden korkuyorum.” (Ahmet
b. Hambel)
018- Ibn-i Abbas (r.anhuma)’dan dediki:
“Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem kadınlardan erkeklere benzeyenlere,
erkeklereden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.” (Buhari nr:5751, ebu Davut
nr:4098, Ahmet b.Hambel nr:3149, Nesei nr:9161)
019- “Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır.
Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına
ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları
üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onlara lanet edin. Zira onlar lanet
olunmuşlardır.” (Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih
nr:5655-7347)
020- Hz. Âişe'den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir'in kızı Esmâ
ince bir elbise ile Allah Resulunun huzuruna girmişti. Resulullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu:
"Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca, onun şu
ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." Hz. Peygamber bunu
söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti." (Ebu Davûd, Libâs, 31).
021- "Allah Teâlâ ergin kadının namazını başörtüsüz kabul
etmez" (İbn Mâce, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b. Hanbel, IV,
151, 218, 259).
022- "Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır."
(Ahmed b. Hanbel, II/187). "Diz kapağı avret yerindendir." (Zeylai,
Nasbu'r-Raye, I, 297).
023- Sahih-i Müslim'de Ebû Hüreyre (r.a.} tarafından bir rivayette
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, giyindiği halde açık olan, yani ince
ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin
kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler. (Müslim, Libas.-125.)
024- Harbın oğlu Züheyr bana anlattı: Bize Cerir Sehl’den o da
babasından o da Ebu Hureyre Radiyallahü Anh’den nakletti. Ebu Hureyre Radiyallahü
Anh dedi ki:Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
"Ateşlik iki sınıf insan ki ben onları henüz görmedim.
Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamçılar olup insanları onlarla döven topluluk ve
biri de bir takım kadınlar topluluğudur ki bunlar giyinik, çıplaktırlar.
Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir
tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremiyecekler.
Kokusu şu kadar, şu kadar yürüme mesafesinden alındığı halde, bunlar cennetin
kokusunu da bulup alamayacaklardır." (Müslim - sahih bab: libas ve’l-
zineh hadis nr.3971)
025- Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:
"Abdurrahman'ın kızı Hafsa'nın başında, saçını gösterecek
şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe'nin huzuruna girdi. Hz. Âişe
başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı." (Muvatta',
Libas:4)
026- Hz. Ömer Radiyallahü Anh ise, cam gibi şeffaf olmasa da, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda mü'minlere ikazda bulunmuştur. (Beyhakî. Sünen, 2:235)
027- İmam Serahsî bu nakilden sonra, kadının giydiği elbise çok ince
de olsa yine aynı hükmü taşır, şeklinde bir açıklama getirir. Daha sonra da,
"Giyindiği halde açık" olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der:
"Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez. Bunun
için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helâl
olmaz." (el-Mebsût, 10:155)
028- Hz. Âişe Radiyallahü Anha ilk başörtüsü uygulamasını şöyle
anlatır:
"Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin onlar; "Baş
örtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." (en-Nûr, 24/31) ayeti inince,
etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar."
029- İbn-i Abbas (r.anhuma) dediki:
“Resulüllah (s.a.v) kadınlardan erkeklere benzeyenlere,
erkeklereden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.” (Buhari nr:5751, ebu Davut
nr:4098, Ahmet b.Hambel nr:3149, Nesei nr:9161)
030- “Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır.
Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına
ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları
üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onalara lanet edin. Zira onlar lanet
olunmuşlardır.” (Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347)
031- Hz. Âişe'den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir'in kızı Esmâ
ince bir elbise ile Allah Resulunun huzuruna girmişti. Resulullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu:
"Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca, onun şu
ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." Hz. Peygamber bunu
söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti." (Ebu Davûd, Libâs, 31).
032- "Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır."
(Ahmed b. Hanbel, II/187). "Diz kapağı avret yerindendir." (Zeylai,
Nasbu'r-Raye, I, 297).
033- Sahih-i Müslim'de Ebû Hüreyre (r.a.} tarafından bir rivayette
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, giyindiği halde açık olan, yani ince
ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin
kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler. (Müslim, Libas.-125.)
034- Harbın oğlu Züheyr bana anlattı: Bize Cerir Sehl’den o da
babasından o da Ebu Hureyre Radiyallahü Anh’den nakletti. Ebu Hureyre Radiyallahü
Anh dedi ki:Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu:
Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:
"Abdurrahman'ın kızı Hafsa'nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe'nin huzuruna girdi. Hz. Âişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı." (Muvatta', Libas:4)
035- Hz. Ömer Radiyallahü Anh ise, cam gibi şeffaf olmasa da,
giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi
hususunda mü'minlere ikazda bulunmuştur. (Beyhakî. Sünen, 2:235)
036- İmam Serahsî bu nakilden sonra, kadının giydiği elbise çok ince
de olsa yine aynı hükmü taşır, şeklinde bir açıklama getirir. Daha sonra da,
"Giyindiği halde açık" olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der:
"Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez. Bunun
için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helâl
olmaz."(el-Mebsût, 10:155)
037- "Kadın örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman
şeytan ona gözünü diker." (Tirmizî, Radâ, 18).
038- Hz. Âişe Radiyallahü Anha ilk başörtüsü uygulamasını şöyle
anlatır:
"Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin onlar; "Başörtülerini
yakalarının üstüne taksınlar..." (en-Nûr, 24/31) ayeti inince,
etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar."
039- Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır: "Biz Âişe ile
birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik. Hz.
Âîşe dedi ki:
"Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah'a yemin olsun ki, Allah'ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde "Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah'ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı." (Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II/600).
Kaynaklar:
1- Sorularla İslamiyet
2- İslâm ve İhsan
https://dua-ogren.blogspot.com
Yorumlar
Yorum Gönder