Hırs Ve Şehvet
Hırs Ve Şehvet
Bir
arı, bir karıncanın bin bir güçlükle taneyi yuvasına götürdüğünü görünce, ona
şöyle seslendi:
“- Ey karınca, bu kendine yüklediğin nasıl bir meşakkat,
seçtiğin nasıl bir yüktür? Gel de benim yediğim içtiğim yeri bir gör. En güzel
ve en hoş yiyecekler benden artmadıkça padişahlara ulaşmaz. İstediğim yere
konar, istediğimi seçer ve istediğimden yerim.”
Bu sözleri söylerken uçtu ve kasap dükkânında bir etin
üzerine kondu.
Kasap
elindeki bıçağı o mağrur arının üzerine öyle bir vurdu ki onu iki parçaya böldü
ve yere attı.
Karınca
gelip onu ayağından çekti ve şöyle dedi:
“- Nice bir anlık şehvet vardır ki, sahibini uzun zaman
üzüntüde bırakır.”
Arı
ise:
“- Beni
istemediğim yere götürme!” dedi.
Karınca
da:
“- Kim
hırs ve şehveti sebebiyle dilediği, arzu ettiği yere konarsa, onu istemediği
yere götürürler!” diye karşılık verdi.
İsmail
Hakkı Bursevi’nin Ruhul Beyan kitabında geçen arı ile karıncanın ibretlik
hikayesi...
Cenâb-ı
Hak Azze ve Celle buyuruyor:
“O kâfirler ki, dinlerini bir eğlence ve oyun edindiler de
dünya hayatı onları aldattı. Onlar, bu günleri ile karşılaşacaklarını
unuttukları ve âyetlerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi biz de bugün onları
unuturuz.” (A’râf, 51)
Resûlullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:
“Cennet
nefsin hoşuna gitmeyen şeylere; Cehennem ise şehevî şeylerle kuşatılmıştır.”
(Müslim, Cennet, 1; Ebû Dâvûd, Sünnet, 22; Tirmizî, Cennet, 21)
Kaynak: İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân,
16.Cilt, Erkam Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder