Beytullah'ta Ben
Beytullah'ta Ben
Ey! Beytullah
yolcusu, Ey! Fazilet zengini;
Meleklere
vermedi, Rabb'im senin dengini.
Ah! Bir görsen
yüzünün, o nûrâni rengini;
Ne mutlu ki,
en kârlı ticaret şimdi senin;
Karşılığı
yüzbindir, Kâbe'de bir secdenin.
Ey! Beytullah
yolcusu, Ey! Davetli misâfir;
Nebîler sana
yoldaş, Peygamberler müzâhir.
Darlık yüzü
yok artık, sana dünya ve âhir;
Arafat
müjdesinden, şüpheye düşme sakın;
Yeniden doğmuş
gibi, olacağın gün yakın.
Bekliyor şimdi
seni, bir sabır imtihanı;
Önce kendi
içinde gizlenen nefsi tanı.
Öfke ve isyan
ile sevindirme şeytanı;
Kazanmak
istiyorsan, Mina'daki savaşı;
İbrahim gibi
fırlat, elindeki her taşı.
Yakında
giyeceksin, beyaz ihramlarını;
Çözeceksin
ölümün, ölümsüz sırlarını.
Bıraktın...
Gidiyorsun, işte bütün varını;
Sana hüzün
vermesin, çoluk çocuk ve eşin,
Beytullah'ta
bekliyor, milyonlarca kardeşin.
Kâbe'yi ilk
gördüğün, o muhteşem anda sen;
Nasıl bir vecd
içinde, ürpereceksin bilsen.
Ne tende can
kalacak, ne dünyada bir hissen;
Unutma ki
makbûldur, o anda tüm dilekler,
Etrafında,
pervane misâlidir melekler.
Kalkınca
gözlerinden, asırların perdesi;
Bir yanda
çınlayacak, Bilâl' in yanık sesi,
Bir yanda
sahâbenin, meleklerle secdesi,
Resûl'ü
göreceksin, mihrâbında Kâbe'nin;
Şâhidi
olacaksın, daha nice sahnenin.
Hâcer'i
göreceksin, koştururken Merve'de,
İbrahim,
insanlara haccı haber vermede,
Âdem'i
göreceksin, o Cebel-i Rahme'de;
Açtıkça
göreceksin, o gönül gözlerini;
Arafat
kumlarında, Peygamber izlerini.
Ey! Beytullah
yolcusu, tevekkül âbidesi;
Söküp attın
içinden, artık hevâ hevesi.
Şimdi
''zikrullah' diyor, bedenin her zerresi;
Var git artık
rehberin, İlâhi Kelâm olsun
Gurbet elden
sılaya, binlerce selâm olsun.
Cengiz
Numanoğlu (2000)
Yorumlar
Yorum Gönder