Fudayl bİn İyad Rahmetullah Aleyh’in Öğüdü
Bir gece Harun Reşid, veziri Fudayl-i Bermeki’ye, “Beni bir kimsenin yanına götür. Kalbim, bu göz kamaştırıcı, şaşalı hayattan sıkıldı. Rahatlık ve gönül huzuru arıyorum” dedi. Veziri onu Süfyan bin Uyeyne’nin evine götürdü. Süfyan kapıyı açıp,
- Kim o
dedi.
-
Emir-ül-müminin geldi dediler.
- Niçin bana
haber vermediniz? Bilseydim ben onun huzuruna gelirdim.
Harun Reşid
bunu duyunca,
- Benim
aradığım kimse bu değildir dedi.
Süfyan bin
Uyeyne bu söz üzerine,
- Sizin
aradığınız kimse, Fudayl bin Iyad’dır dedi.
Fudayl bin
Iyada gittiler. Kapının önüne geldiklerinde, Hz. Fudayl (Günah işleyenler,
kendilerini iman edenlerle bir tutacağımızı mı sanıyorlar) mealindeki, Casiye
suresi 25. Âyetini okuyordu. Harun Reşid; “Nasihat istesek bu bize yeter” dedi. Kapıyı çaldılar. Hz. Fudayl
- Kim o?
dedi.
-
Emir-ül-mümininin dediler.
Bunun
üzerine Fudayl bin Iyad;
- Emir-ül
mümininin benim yanımda ne işi var ve benim onunla ne işim var? Beni lütfen
meşgul etmeyiniz dedi.
Vezir;
- Ulul-emre
[halifeye] itaat vacibdir dedi.
- Lütfen
beni meşgul etmeyin dedim ya...
Vezir;
- Müsaadenle
mi girelim, yoksa zorla mı dedi.
- Müsaadem
yok, ama zorla gireceksiniz ona karışmam.
İzinsiz
içeri girdiler. Fudayl bin Iyad, kimsenin yüzünü görmemek için kandili
söndürdü. Karanlıkta Harun Reşidin eli, Fudayl bin Iyadın eline değdi. Bunun
üzerine Fudayl bin Iyad;
“- Bu el ne
yumuşak, Cehennemde yanması çok yazık olur” buyurunca:
Harun Reşid
ağladı ve ondan nasihat olacak bir söz daha söylemesini istedi.
Fudayl bin
Iyad buyurdu ki:
- Senin
büyük baban Hz. Abbas, Peygamber efendimizin amcası idi. Bir kavme emir
yapılmasını istemişti. Peygamber efendimiz de, (Ey amca, seni nefsin üzerine
emir ettim.) buyurdu. Ve yine buyurdu ki: (Emirlik kıyamette pişmanlıktır) buyurmuştur.
Harun Reşid;
“Biraz daha söyle” deyince, Fudayl bin Iyad;
- Ömer bin
Abdülazizi halife yaptıkları zaman, Sâlim bin Abdullah, Reca bin Hayve ve
Muhammed bin Kaba, “Ben, bu işe düştüm. Kurtuluş çarem nedir” diye sorduğu
zaman onlar; “Yarın kıyamet gününde azaptan kurtulmak istiyorsan,
Müslümanlardan yaşlılarını baban yerine koy, gençlerini kardeş kabul eyle,
çocukları kendi çocukların gibi düşün! Kadınları ise kız kadeşin ve annen gibi
kabul eyle. Onlara; anna, babana, kardeşine ve çocuklarına yaptığın gibi
muamele eyle” dediler.
Harun Reşid;
- Biraz daha
söyler misin dedi.
Fudayl bin
Iyad;
- İslam
ülkesi, senin evin gibidir. İnsanları ev halkın gibidir. Babalarına,
kardeşlerine ve çocuklarına iyilikle muamele eyle. Korkarım şu güzel yüzün
ateşle yanar ve çirkinleşir. Güzel yüzlerden niceleri Cehennemde çirkinleşir ve
emirlerden niceleri orada esir olur.
Harun Reşid;
“Biraz daha söyle” diyerek hüngür hüngür ağladı.
Fudayl bin
Iyad hazretleri;
- Allahü
teâlâdan kork ve Ona ne cevap vereceğini düşün. Cevaplarını şimdiden hazırla!
Çünkü Kıyamet günü, Allahü teâlâ sana Müslümanların hepsinden tek tek
soracaktır. Hepsi için adalet isteyecektir. Eğer bir gece bir ihtiyar kadın,
evinde bir şey yemeden yatarsa, yarın senin eteğine yapışır ve sana hasım
[düşman] olur.
Bunun
üzerine Harun Reşid, ağlaya ağlaya kendinden geçti. Vezir Fudayl-i Bermeki;
- Ey Fudayl
yetişir! Emir-ül-müminini öldüreceksin dedi.
Fudayl bin
Iyad hazretleri;
- Sus, ey
Haman! Onu sen ve kavmin helak eylediniz, ben değil.
Bu söz Harun
Reşidin ağlamasını arttırdı ve vezirine,
- Sana Haman
demesi, beni Firavun yerine koyduğundandır dedi.
Sonra Harun
Reşid, Fudayl bin Iyada sordu:
- Birisine
borcun var mı?
Hz. Fudayl;
- Evet,
Allahü teâlâya borcum var o da itaattir. Huzuruna borçlu çıkarsam vay hâlime
dedi.
Halife,
- İnsanlara
borcun var mı dedi.
- Allahü
teâlâya şükür olsun ki, bana çok nimetler verdi, hiç şikayetim yoktur.
Halife, onun
önüne bin altın koyup;
- Bunlar
helaldir. Annemin mirasındandır dedi.
- Bütün bu
nasihatlerimin sana hiç faydası olmamış.
Harun
Reşidin yanından kalktı. Harun Reşid de çıkıp gitti. Fudaylin ismi
anıldığında; “Ah! Ne insandır o!
Hakikaten mert biridir” derdi.
Yâ Rabbi!
Fudayl ve diğer dostlarına gani gani rahmet eyle!
Yorumlar
Yorum Gönder