Hazret-İ Ebû Bekir’in Kefeni
Hazret-İ Ebû Bekir’in Kefeni
Bilâl-i
Habeşî Radıyallahü Anh Hazretleri, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in
vefâtından sonra, mü’minlerin annesi Âişe-i Sıddıka Radıyallahü Anhanın evinin
önüne gidip kapısını çalar.
Âişe-i
Sıddıka Radıyallahü Anha vâlidemizin içerden ağlayarak şöyle dediğini işitir:
“- Ayrılık
ateşiyle yanan kalbin kapısını çalan kim?”
“- Resûlullahın
hizmetçisi Bilâl Radıyallahü Anh... Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in
ayrılığı ile nasılsınız?”
“- Ey
Bilâl! Sudan uzakta kalan balığın hâli nasıl olur? Bu gece rüyada gördüm ki,
Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem gökyüzünde meleklerle dolaşıyordu. Nereye
gittiğini sordum. Babam Ebû Bekr-i Sıddık’ın rûhunu karşılamaya gittiğini
buyurdu!”.
Hazret-i
Bilâl Radıyallahü Anh, Ebû Bekr-i Sıddık Radıyallahü Anh’ın yanına giderek,
Âişe Radıyallahü Anha vâlidemizin rüyâsını anlatır.
Hazret-i
Ebû Bekir Radıyallahü Anh buyurur ki:
“- Allahü
Teâlâ’ya yemin ederim ki, dün gece ben de aynı rüyayı gördüm. Git kızım Âişe Radıyallahü
Anh’ayi bana çağır, son bir defa daha beni görsün!”
Bu
konuşma devam ederken Âişe Radıyallahü Anh vâlidemiz içeri girerek der ki:
“- Babacığım,
işte temiz bir kefen getirdim!”.
“- Yavrum
o kefeni bırak! Müslüman olduğum gün üzerimde bulunan elbisemi bana kefen
yapın! Çünkü çok zamanlar, Allahü Teâlâ sevgisinin verdiği korku ile ağlar,
gözyaşımı o elbiseye sürerdim. Allah’ü Teâlâ, o gözyaşlarımın hürmetine belki
bana rahmet eder!”.
Yorumlar
Yorum Gönder