Ne Verirsen Elinle O da Gider Seninle…


Ne Verirsen Elinle O da Gider Seninle…

Sık sık evinin kapısını çalıp:
“- Ne verirsen elinle, o da gider seninle!” diye bir şeyler isteyen dilenciden bıkıp, oldukça rahatsız olan evin hanımı, bir gün yine aynı dilenci kapısını çaldığında ondan kurtulmaya karar verir.
Dilenciye biraz beklemesini söyleyip mutfaktan bir ekmek alır ve ortasından yararak arasına peynir, zeytin yerleştirir. Tabii bu arada arasına haşarat öldürmede kullandığı kuvvetli zehirden dökmeyi de ihmal etmez.
Dışarıya çıkıp ekmeği dilenciye uzattığında:
Dilenci:
“- Ne verirsen elinle, o da gider seninle!” deyip evden ayrılır.
Artık dilenciden kurtulacağını sanan kadın:
“- Bakalım bundan sonra o saçma sözlerle kimseyi rahatsız edebilecek misin?” diyerek söylenir.
İyice acıkan dilenci, ileride bir caminin şadırvanında biraz önce kendisine verilen ekmeği çıkarıp tam yiyeceği esnada elini yüzünü yıkamakta olan bir askerin kendisine baktığını görür. Askerin halinden, yoldan geldiği ve yorgunluğu anlaşılmaktadır. Dilenci, askerin bakışlarından onun aç olduğunu anlar. Askerin:
“- Biraz da bana verir misiniz?” demesine dayanamaz ve:
Gencin haline acıyan dilenci ekmeğin hepsini askere teslim eder ve oradan uzaklaşır.
Dilencinin verdiği ekmeği iştahla yiyen asker, çok geçmeden acıyla kıvranmaya başlar.
Bir müddet sonra camiye gelen cemaat yerde kıvranan gencin kimin nesi olduğunu sorup öğrendikten sonra alıp evine götürürler.
Evin hanımı, aylardır bin bir ümitle terhisini beklediği yeni terhis olmuş oğlunu perişan vaziyette karşısında görünce çırpınmaya, dövünmeye başlar.
Biraz zaman geçip de sakinleşen kadın, oğluna ne olduğunu, niçin kıvrandığını sorup öğrenmeye çalışır.
Delikanlı biraz önce cami şadırvanında bir dilencinin kendisine ekmek verdiğini, onu yedikten sonra bu hale geldiğini söyleyince kadın ona verdiği ekmeği hatırlar ve başından aşağıya kaynar sular dökülür.
"- Ben ne yaptım?" diye dövünmeye ve saçını başını yolmaya başlar… Ama iş işten geçmiştir.
Aslan gibi delikanlı oracıkta hayata gözlerini yumar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis