40 Hadis-i Şerif 10
40 Hadis-i Şerif 10
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمَانِ الرَّحِيم
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ
وَالسَّلاَمُ عَلٰي سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰي اٰلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ
Besmele – Hamdele – Salvele
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمَانِ الرَّحِيمِ مِفْتَاحُ كُلِّ
كِتَابٍ
“Bütün semâvî
kitâbların anahtarı, Besmele-i Şerîfe’dir.”
(Câmi’u’s-sağîr)
اَلْحَمْدُ عَلٰي النِّعْمَةِ أَمَانٌ لِزَوَالِهِ
“Cenâb-ı
Hakk’ın ni’metlerine şükür, o ni’metin zevâline (yok olmasına) emândır.”
(Deylemî)
اِنَّ اَوْلَي النَّاسِ بِي اَكْثَرُهُمْ عَلَيَّ صَلاَةً
“Sizden bana
en yakın olan kimse, bana çokça salevât getirendir.”
(Câmi’u’s-sağîr)
ÎMÂN VE İHLÂS
لاَيَقْبَلُ اللّٰهُ اِيمَانًا بِلاَعَمَلٍ وَلاَعَمَلاً
بِلاَاِيمَانٍ
“Cenâb-ı
Allah amelsiz îmânı ve îmânsız da ameli kabûl buyurmaz.”
(Menâvî)
اِنَّمَا الْأَعْمَالُ بِالنِّيّٰاتِ
“Ameller
niyetlere göredir.”
(Menâvi)
اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ اَحَبَّ
“Kişi sevdiği
ile beraberdir.”
(Buhârî, Müslim)
اِنَّ اللّٰهَ تَعَالٰي يُعْطِي الدُّنْيَا عَلٰي نِيَّةِ الْاٰخِرَةِ
“Âhiret
saâdeti için çalışanlara Cenâb-ı Hakk dünya saâdetini de ihsân buyurur.”
(Deylemî)
اَلنِّيَّةُ الْحَسَنَةُ تُدْخِلُ صَاحِبَهَا الْجَنَّةَ
“Cenâb-ı
Hakk’ın rızâsını kazanmak için beslenen güzel niyet, sâhibini cennete dâhil
eder.”
(Deylemî)
أَخْلَصْ دِينَكَ يَكْفِيكَ الْعَمَلُ الْقَلِيلُ
“İbâdetini
riyâ (gösteriş), garaz (bozuk niyet) ve ivazdan (karşılık beklemekten) hâlis et
(temizle). Bu halde az bir amel senin için kâfîdir (yeterlidir).”
(Münâvî)
لاَيُؤْمِنُ عَبْدٌ حَتّٰي يَكُونَ قَلْبُهُ وَلِسَانُهُ
سَوَاءً
10. “Lisan ile kalb bir olmadıkça hiçbir kul,
mü’min-i kâmil olmaz.”
(Kenzü’l İrfân)
GÜZEL AHLÂK VE SÜNNETLER
تَزَوَّجُوا فَاِنِّي اُبَاهِي بِكُمُ الْاُمَمَ
11. “Evlenin çünkü ben diğer ümmetlere karşı sizin
çokluğunuzla iftihar edeceğim.”
(Buhârî, Müslim)
أَنَا وَكَافِلُ الْيَتِيمِ فِي الْجَنَّةِ هٰكَذَا
12. “Yetimi himâye eden cennette şöylece benimle
beraberdir.” (Resûlullâh (s.a.v.) ‘hâkezâ’ derken şahâdet parmağıyla orta
parmağını aralıklı açarak göstermiştir.)
(Buhârî)
طَلَبُ الْحَلاَلِ جِهَادٌ
13. “Helâlinden kazanmak hak yolunda yapılan
muhârebe kadar ecirlidir.” (Deylemî)
أَفْضَلُ الْمُؤْمِنِينَ اَحْسَنُهُمْ خُلُقًا
14. “Mü’minin en fazîletlisi, ahlâkı en güzel
olanıdır.”
(Buhârî)
قَيِّدُوا الْعِلْمَ بِالْكِتَابَةِ
15. “İlmi kitâbetle; yani yazarak bağlayın.”
(Tirmizî)
مَنْ دَلَّ عَلٰي خَيْرٍ فَلَهُ أَجْرُ فَاعِلِهِ
16. “Kim bir hayra delâlet ederse onu işleyen gibi
ecir alır.”
(Beyhakî)
قَيِّدْ وَتَوَكَّلْ
17. “Deveni bağla, ondan sonra Allah’a tevekkül et.”
(Tirmizî)
بُعِثْتُ لِاُتَمِّمَ مَكَارِمَ الْاَخْلاَقِ
18. “Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere peygamber
ba’s olundum (gönderildim).”
(Buhârî, Müslim)
لَيْسَ الْغِنٰي عَنْ كَثْرَةِ الْعَرَضِ وَلٰكِنَّ الْغِنٰي
غَنِيَ النَّفْسِ
19. “Zenginlik arâzî ve mal çokluğundan ibâret
değildir. Asıl zenginlik kalp zenginliği yani kanaattir.”
(Müslim)
خَيْرُ الْأُمُورِ اَوْسَاطُهَا
20. “İşlerin hayırlısı ortalarıdır. Yani ifrat ve
tefritten âzâde (aşırılıktan uzak), mu’tedil (orta) olandır.”
(Beyhakî)
اِنَّ مِنَ السَّرَفِ اَنْ تَأْكُلَ كُلَّ مَآاِشْتَحَيْتَ
21. “Canın her istediğini yemek de israf
cümlesindendir.”
(Ebû Dâvud)
طُوبٰي لِمَنْ طَالَ عُمْرُهُ وَحَسُنَ عَمَلُهُ
22. “Ömrü uzun ve ameli hareketi, işi ve ibâdeti
güzel olan kimseye ne mutlu!” (Taberânî)
أَحَبُّ الْاَعْمَالِ اِلٰي اللّٰهِ اَدْوَمُهَا وَاِنْ قَلَّ
23. “Amellerin Allah’a en sevgilisi, az da olsa
devamlı olanıdır.”
(Buhârî)
TEMİZLİK VE ABDEST
اِذَا جَاءَ اَحَدَكُمْ اَلْجُمْعَةَ فَلْيَغْتَسِلْ
24. “Sizden herhangi biriniz Cumâ namazına gideceği
zaman gusletsin.”
(Buhârî, Müslim)
عَامَّةُ عَذَابِ الْقَبْرِ مِنَ الْبَوْلِ
25. “Kabir azâbının çoğu idrardan temizlenmeye
ehemmiyet vermemektendir.” (İbn Mâce, Nesaî)
اَلسِّوَاكُ شِفٰاءُ مِنْ كُلِّ دَاءٍ اِلاَّ السَّامُ
اَلسَّامُ الْمَوْتُ
26. “Dişleri misvak ile temizlemek ölümden başka
bütün hastalıkların mühim bir kısmına şifâdır.”
(Keşfü’l hafâ, Deylemî)
اَلنَّظَافَةُ تَدْعُوا اِلٰي الْاِيمَانِ
27. “Temizliğe itinâ ve devamlılık, insanı tam bir
îmâna da’vet eder.”
(Taberânî)
اِذَا تَوَضَّأَ اَحَدُكُمْ فَهُوَ فِي صَلاَةٍ مَالَمْ
يُحْدِثْ
28. “Sizden birisi abdestli bulunmak niyetiyle
abdest alırsa, abdesti bozulmadıkça namazda bulunmuş gibi ecir alır.”
(Münâvî)
NAMAZ
اَحْسِنُوا اِقَامَةَ الصُّفُوفِ فِي الصَّلاَةِ
29. “Namazda safları iyi doğrultunuz, yani bir
hizâda ve muntazam tutunuz.” (Müslim)
اِذَا دَخَلَ اَحَدُكُمْ اَلْمَسْجِدَ فَلاَ يَجْلِسْ حَتّٰي
يُصَلِّيَ رَكْعَتَيْنِ
30. “Sizden biriniz mescide girdiği zaman iki rek’at
namaz kılmadıkça oturmasın.”
(Müslim)
اَوَّلُ تُحْفَةُ الْمُؤْمِنِ اَنْ يُغْفَرَ لِمَنْ صَلّٰي
عَلَيْهِ
31. “Mü’minin öldükten sonra verilmesine sebeb
olduğu ilk hediyesi, cenâze namazını kılan kimsenin Allah katından mağfiret
dilemesidir.”
(Deylemî)
ZEKÂT, SADAKA VE ORUÇ
لِكُلِّ شَيْءٍ زَكَاةٌ وَزَكَاةُ الْجَسَدِ الصَّوْمُ
32. “Her şeyin bir zekâtı vardır. Cesedin zekâtı da
oruçtur.”
(İbn-i Mâce)
مَنْ اِعْتَكَفَ عَشْرًا فِي رَمَضَانَ كَانَ كَحَجَّتَيْنِ وَ
عُمْرَتَيْنِ
33. “Kim ramazanın son on gününde itikâf ederse iki
hac ve iki umre sevabı alır.”
(Suyûtî, Dürru’l Mensûr, 1/486)
اِذَا أَدَّيْتَ زَكَاةَ مَالِكَ فَقَدْ قَضَيْتَ مَا عَلَيْكَ
34. “Malının zekâtını ödediğin zaman artık üzerinde
olan borcunu yerine getirmiş olursun.”
(Buhârî)
اِذَا تَصَدَّقْتَ فَأَمْضِهَا
35. “Sadaka vereceğin zaman geciktirme.”
(Müsned)
أَفْضَلُ الصَّدَقَةِ سَقْيُ الْمَاءِ
36. “Sadakaların en fazîletlisi su içirmek ve su
hayrı yapmaktır.”
(Ahmed bin Hanbel)
CİHÂD
وَفْدُ اللّٰهِ ثَلاَثَةٌ: اَلْغَازِي وَالْحَاجُّ
وَالْمُعْتَمِرُ
37. “Allah’ın elçisi üçtür: 1. Gazâ eden (Düşmanla
savaşan) 2. Hacceden 3. Umre
yapan”
(Sünen-i Nesâî)
اَلْجَنَّةُ تَحْتَ ظِلاَلِ السُّيُوفِ
38. “Cennet gâzîlerin kullandığı kılıçların gölgesi
altındadır.”
(Buhârî)
أَفْضَلُ اَعْمَالِ الْمُؤْمِنِينَ جِهَادٌ فِي سَبِيلِ اللّٰهِ
39. “Mü’minlerin amellerinin en fazîletlisi Allah
yolunda savaşmaktır.”
(İbn Asâkir)
اَلْحَرْبُ خُدْعَةٌ
40. “Harb bir hud’adır (hiledir).”
(Müslim)
وَصَلّٰي اللّٰهُ عَلٰي سَيِّدِنَا وَنَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ
صَلّٰي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Muhterem Ömer Muhammed Öztürk Tarafından Derlenmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder