Meczubun Biri Cenazeler Geçerken


Meczubun Biri Cenazeler Geçerken

Meczubun biri cenazeler geçerken caminin köşesinde bekliyor ve bazı cenazelere:
"Yuh! Yuh!" diye adeta hakaret ediyormuş.
Cenaze sahibi olan insanlar da bu duruma üzülüyorlarmış.
Bazı cenazelerde de boyun büküp ağlıyor, avucunu açıp dua ediyormuş. Bir gün yine böyle bir cenaze zuhur etmiş. Meczup yine köşeden:
"Yuh!" diye bağırmış.
Astığı astık, kestiği kestik külhanbeyi bir oğlu varmış ölen zatın.
Babasına yuh denilmesini hazmedememiş.
Meczubun üzerine yürümeye başlamış,
"Ben seni şimdi mahvedeceğim!" falan diye.
"Aman yapma, meczup o!" demişler.
"Neyse" demiş adam parmağını sallayarak…
"Elbet sen de bir gün öleceksin, gebereceksin, ben de senin arkandan yuh demezsem şöyle olayım, böyle olayım!" diye atmış tutmuş.
Gel zaman git zaman, birkaç ay sonra belki, meczup ölmüş. Hemen çocuk bunu duymuş, çıkmış kahveden caminin köşesinde bekliyor, tam cenazeyi götürürlerken o da köşeden bağırmaya başlamış,
"Yuh! Yuh!"
Kendince babasının intikamını alıyor. O vakit öyle teşkilatlı tabut yok, hele ki ölen meczup ise üzerine bir örtü örtüp taşıyorlar tabutta. İşte bunu getirirlerken, tabutun içerisinde - arkasından da yuh diye bağırılınca- bizim meczup doğrulmuş, üzerinden örtüyü kaldırmış, yüzünü açmış, yuh diye bağıran çocuğa dönerek,
"Oğlum, baban gibi gidiyorsam bana da yuh, ama hiç merak etme ben baban gibi gitmiyorum vesselam!" Demiş…
Tekrar dönmüş yatmış…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)