Eski Yugoslavya diktatörü Tito Ölmeye Yakın Söyledi
Eski Yugoslavya diktatörü Tito Ölmeye Yakın Söyledi
Eski Yugoslavya diktatörü Tito'nun son günlerinde söylediği bazı
sözler bu açıdan oldukça manidardır.
Tito öleceğini anladığı günlerde şu sözleri sarf ediyor:
"Yoldaş! Ben ölüyorum artık... Ölümün ne derece korkunç bir
şey olduğunu size anlatamam. Anlatsam bile sıhhatli ve genç olan sizler bu
yaşta bunu anlayamazsınız. Düşünün, ölmek, yok olmak... Toprağa karışmak ve
dönmemek üzere gidiş... İşte bu çıldırtıyor beni... Dostlarımızdan,
sevdiklerimizden, unvan ve makamlardan ayrılmak... Dünyanın güzelliklerini bir
daha görememek... Ne korkunç bir şey anlıyor musunuz? Yoldaşlarım! Sizlere açık
bir kalple itirafta bulunmak istiyorum. Ben öldükten sonra toprak olacaksam,
diriliş, ceza ve mükâfat yoksa benim yaptığım mücadelenin değeri nedir?
Söyleyin bana! Yoldaşlarımın kalplerine gömülecekmişim veya unutulmayacakmışım
yahut alkışlanacakmışım, neye yarar? Ben mahvolduktan sonra beni
alkışlayanların takdir sesleri, kabirde vücudumu parçalayan yılan ve çıyanları
insafa getirir mi? Söyleyin bu gidiş nereye? Bunun izahını Marks, Engels, Lenin
yapamıyor.
İtiraf etmek zorundayım: Ben Allah'a, Peygambere ve ahirete
inanıyorum artık.
Dinsizlik bir çare değil. Düşünün şu kâinatın bir yaratıcısı, şu
muhteşem sistemin bir kanun koyucusu olmalıdır...
Bence ölüm de son olmamalıdır...
Mazlumca gidenlerle zalimce ölenlerin bir hesaplaşma yeri
olmalıdır. Haklarını almadan cezalarını görmeden gidiyorlar. Böyle keşmekeş
olamaz.
Ben bunu vicdanen hissediyorum. Öyle ki, milyonlarca suçsuz
insana yaptığımız eza ve zulümler şu anda boğazıma düğümlenmiş bir vaziyette...
Onların ahlarına kulak verecek bir merci olmalı...
Yoksa insan teselliyi nereden bulacak? Bunların bir açıklaması
olmalı... Marks bu mevzuda halt işlemiş. Uyuşturmuş beynimizi. Nedense ölüm
kapıya dayanmadan bunu idrak edemiyoruz. Belki de göz kamaştırıcı makamlar buna
engel oluyor.
Ben bu inançtayım yoldaşlarım, sizler ne derseniz deyin."
Bunları ömrünün elli yılını komünist olarak geçiren ve sonra
İslam'ı seçen Salih Gökkaya aktarıyor. Bu sözleri kendisinin Türkiye Komünist
Talebe Teşkilatı'nın başkanı sıfatıyla Tito'yu ziyaret ettiği sırada duyduğunu
söylüyor.
Aslında Tito'nun bu sözleriyle ortaya koyduğu duyguları ölüm
anlarında bütün zalimlerin hissettiklerini sanıyoruz.
Firavun da ölüm anında:
"İsrailoğullarının kendisine iman ettiğinden başka ilah
olmadığına iman ettim ve ben de Müslümanlardanım" dememiş miydi? (Bkz.
Yunus, 10/90)
Arapça'da zulüm ile karanlık anlamındaki zalam kelimesi aynı
kökten gelir. Yani zulüm karanlığı temsil eder. Zulüm dönemleri de genellikle
karanlık dönemlerdir.
Zulüm ve haksızlığın çok fena bir şey olması sebebiyle Kur'an-ı
Kerim'de zulüm hakkında pek çok ayeti kerime bulunmaktadır. Yukarıda
verdiklerimiz bunların sadece az bir kısmını oluşturmaktadır.
Zulmedenler çoğu zaman zulümlerine kılıf da uydurmaktadırlar. Ne
yazık ki son dönemde teknolojinin geliştirilmesine paralel olarak zulme
uydurulan kılıfların çeşitleri de artırılmıştır. Bu yüzden insanlar
yanıltılmakta, onların yapılan zulümlere yerinde uygulamalar olarak bakmaları
sağlanmaktadır. Bu ise haksızlığın ikiye katlanmasına sebep olmaktadır. Çünkü
mazlum hem fiilen haksızlığa uğramakta, hem de maruz kaldığı uygulamalar haklı
kendisi ise haksız konumuna sokulmaktadır. Bu manipülasyonda sorumsuz medyadan
da sonuna kadar istifade edilmektedir.
Zulmü benimsemek ona ortak olmaktır. Bundan dolayı yukarıda
sözünü ettiğimiz manipülasyona karşı çok dikkatli olmak gerekir. Aksi takdirde
insan yanılarak normalde reddedilmesi gereken birtakım uygulamaları
benimseyerek zulme ortak olabilir.
Ayrıca zulüm karşısında hakkını arayanları kınamak da yanlıştır.
Çünkü Yüce Allah yukarıda da verdiğimiz ayeti kerimesinde: "Kim zulme
uğradıktan sonra hakkını alırsa artık onların aleyhlerine bir yol yoktur"
diye buyuruyor.
Hatta bunun da ötesinde haklarını arayanların yanında yer almak,
zulüm karşısında sessiz kalmamak gerekir. Çünkü hepimizin de bildiği üzere
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem; “Haksızlık karşısında susanın dilsiz
şeytan olduğunu” bildirmiştir.
Alıntı: http://www.vahdet.info.tr
Yorumlar
Yorum Gönder