Yüce Kitabımızı Okuyamamanın Vebali
Yüce Kitabımızı Okuyamamanın Vebali
Bir Müslümanın, bir Müslüman çocuğunun, yüzünden
tecvide uygun olarak kitabımız Kur’an-ı kerimi okuyamaması, namaz surelerini ve
dualarını ezberlememesi, imanın, İslâm’ın şartları, namaz, abdest gibi zaruri
ilmihal bilgilerini bilmemesi kadar yanlış, affedilemez ihmal olamaz. Bu,
yapılamayacak, altından kalkılamayacak bir yük de değil. Fakat bir iş, ne kadar
kolay olursa olsun, onu yapmakta kararlılık gösterilmezse, ciddi bir şekilde
üzerine eğilinilmezse netice almak mümkün olmaz.
Çok şükür 40’lı yıllarda olduğu gibi bir yasak da yok. Yasak olmadığı gibi bütün cami görevlileri yaz tatilinde çocuklarımıza yüce kitabımız Kur’an-ı kerimi öğretebilmek için seferber olmuş haldeler. Ancak bu yetmiyor, yoğun talep karşısında çocuklarla görevliler yeteri kadar ilgilenemiyorlar. Bunun için anne - baba, camiye göndermekle kalmamalı, bunun takibini de yapmalı; biliyorsa akşamları öğrendiklerini kendisi tekrar ettirmeli, bilmiyorsa tanıdığı birine bunu yaptırmalı.
Hatta imkânı olanlar üç beş kuruş verip, özel ders aldırmalı. Camide bir hocanın, 25-30 çocukla uğraşması, bir - iki çocuk ile ilgilenmesi bir değildir. İmkânı olan da olmayan da, Anadolu Liselerine, Fen Liselerine, üniversiteye hazırlık için milyarlarca parayı çekinmeden verirken, çocuğunun dini için 150-200 milyon gibi cüz’i bir parayı çok görmesini anlamak mümkün değil. Çocuğun ahiretine yatırım yapmayıp, sadece dünyası için yatırıp yapmak ona yapılacak en büyük kötülüktür. Bunun vebali büyük olur. Çocuklarına dinlerini öğretmedikleri için onların mürted, dinsiz olmalarına sebep olmuş olur. Bir Müslümana vebal olarak bu yeter!
Öğrendikten sonra, unutulmamasını da sağlamak öğretmek kadar önemlidir. Çocuklarımızın çoğu öğreniyor daha sonra tekrar unutuyor. Unutmamanın yolu da tekrardan geçer. Bunun için, yaz tatilinden sonra da, az da olsa her gün bir miktar Kur’an-ı kerim okunmasını sağlamak ve takibini yapmak gerekir. En az yılda bir kere hatim indirmeyi prensip edinmeliyiz. Bu o kadar zor bir iş değildir; günde 5-10 dakika ayırıp iki sayfa Kur’an-ı kerim okunduğu takdirde yılda bir hatim yapılmış olur.
Güzellikle, tatlılıkla çocuklara namaz kılmaları teşvik edilip bu sağlanırsa, namaz surelerini ve dualarını devamlı tekrar edeceğinden bunların da unutulmaması sağlanmış olunur. Bundan daha da önemlisi, dinin direği dikilmiş olur. Çünkü hadis-i şerifte, “Namaz dinin direğidir!” buyurulmuştur.
Eğer bizden sonra da, çocuklarımızın, torunlarımızın Müslüman kalmalarını istiyorsak ki istemek zorundayız, istemeyen dinden çıkar çocuklarımızla sadece yaz tatilinde değil, yılın 365 gününde ilgilenmemiz, her akşam en azından 15-20 dakikamızı buna ayırmamız şarttır. Bunun mazereti, bahanesi olmaz. Çünkü bundan daha önemli bir iş, vazife olamaz.
Bu ilgisizlik, şuursuzluk devam ettiği takdirde, özellikle yurt dışında olan Müslümanların, iki - üç nesil sonra, çocuklarının adlarının, Hans, Corc, Jozef... olması kaçınılmaz olacaktır. Türkiye’de de, belki isimleri âdet olarak Ahmet, Mehmet, Ali olarak kalacak ancak inançları, yaşayışları bunlardan farklı olmayacaktır.
İçeride ve dışarıda İslam düşmanları İslamiyet’i yok etmek için, özellikle gençlerin dinden bihaber yetişmeleri için yoğun bir çalışma içindeler. Eğer bizler onlardan daha yoğun bir şekilde, çocuklarımızla ilgilenmez, dinimizi en güzel şekilde öğretmezsek onların çalışmalarına destek olmuş, yani farkında olmadan İslam dinin yıkılmasına yardım etmiş oluruz!
Mehmet Oruc
Çok şükür 40’lı yıllarda olduğu gibi bir yasak da yok. Yasak olmadığı gibi bütün cami görevlileri yaz tatilinde çocuklarımıza yüce kitabımız Kur’an-ı kerimi öğretebilmek için seferber olmuş haldeler. Ancak bu yetmiyor, yoğun talep karşısında çocuklarla görevliler yeteri kadar ilgilenemiyorlar. Bunun için anne - baba, camiye göndermekle kalmamalı, bunun takibini de yapmalı; biliyorsa akşamları öğrendiklerini kendisi tekrar ettirmeli, bilmiyorsa tanıdığı birine bunu yaptırmalı.
Hatta imkânı olanlar üç beş kuruş verip, özel ders aldırmalı. Camide bir hocanın, 25-30 çocukla uğraşması, bir - iki çocuk ile ilgilenmesi bir değildir. İmkânı olan da olmayan da, Anadolu Liselerine, Fen Liselerine, üniversiteye hazırlık için milyarlarca parayı çekinmeden verirken, çocuğunun dini için 150-200 milyon gibi cüz’i bir parayı çok görmesini anlamak mümkün değil. Çocuğun ahiretine yatırım yapmayıp, sadece dünyası için yatırıp yapmak ona yapılacak en büyük kötülüktür. Bunun vebali büyük olur. Çocuklarına dinlerini öğretmedikleri için onların mürted, dinsiz olmalarına sebep olmuş olur. Bir Müslümana vebal olarak bu yeter!
Öğrendikten sonra, unutulmamasını da sağlamak öğretmek kadar önemlidir. Çocuklarımızın çoğu öğreniyor daha sonra tekrar unutuyor. Unutmamanın yolu da tekrardan geçer. Bunun için, yaz tatilinden sonra da, az da olsa her gün bir miktar Kur’an-ı kerim okunmasını sağlamak ve takibini yapmak gerekir. En az yılda bir kere hatim indirmeyi prensip edinmeliyiz. Bu o kadar zor bir iş değildir; günde 5-10 dakika ayırıp iki sayfa Kur’an-ı kerim okunduğu takdirde yılda bir hatim yapılmış olur.
Güzellikle, tatlılıkla çocuklara namaz kılmaları teşvik edilip bu sağlanırsa, namaz surelerini ve dualarını devamlı tekrar edeceğinden bunların da unutulmaması sağlanmış olunur. Bundan daha da önemlisi, dinin direği dikilmiş olur. Çünkü hadis-i şerifte, “Namaz dinin direğidir!” buyurulmuştur.
Eğer bizden sonra da, çocuklarımızın, torunlarımızın Müslüman kalmalarını istiyorsak ki istemek zorundayız, istemeyen dinden çıkar çocuklarımızla sadece yaz tatilinde değil, yılın 365 gününde ilgilenmemiz, her akşam en azından 15-20 dakikamızı buna ayırmamız şarttır. Bunun mazereti, bahanesi olmaz. Çünkü bundan daha önemli bir iş, vazife olamaz.
Bu ilgisizlik, şuursuzluk devam ettiği takdirde, özellikle yurt dışında olan Müslümanların, iki - üç nesil sonra, çocuklarının adlarının, Hans, Corc, Jozef... olması kaçınılmaz olacaktır. Türkiye’de de, belki isimleri âdet olarak Ahmet, Mehmet, Ali olarak kalacak ancak inançları, yaşayışları bunlardan farklı olmayacaktır.
İçeride ve dışarıda İslam düşmanları İslamiyet’i yok etmek için, özellikle gençlerin dinden bihaber yetişmeleri için yoğun bir çalışma içindeler. Eğer bizler onlardan daha yoğun bir şekilde, çocuklarımızla ilgilenmez, dinimizi en güzel şekilde öğretmezsek onların çalışmalarına destek olmuş, yani farkında olmadan İslam dinin yıkılmasına yardım etmiş oluruz!
Mehmet Oruc
Yorumlar
Yorum Gönder