Sadi’nin Gülistan’ından Öğütler


Sadi’nin Gülistan’ından Öğütler

01- Konuşmadan bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, dilini tutamayan kimseden daha üstündür.

02- Ağızda dil nedir, a akıl sahibi Hünerli kimsenin hazine anahtarı değil mi İçerdeki cevahirci midir, çerçi midir, kapı kapalı iken kim ne bilecek

03- Akıllının önünde susmak terbiye gereği ise de, sen yeri gelince söylemeğe bak. İki şey insanı çileden çıkarır: söylenecek yerde ağız açmamak, susacak yerde lakırdı etmek.

04- Eğer cenk eri isen, öyle bir kimseyle savaş ki, ya ona ihtiyacın olmasın, ya da kaçıp ondan kurtulabilesin.

05- Bahçenin gülünde beka ve gül mevsiminde vefa yoktur. Zaten bilgeler kalıcı olmayan şey gönül bağlamağa değmez demişler...

06- Düşün, sesini ondan sonra çıkar ve kes dedirtmeden önce sözü kes.

07- İnsan hayvandan konuşmakla üstündür. Ama doğru konuşmazsan hayvanlar senden üstün olurlar...

08- Fareyi tutarken kedi aslandır; kaplanla savaşırsa fareye döner...

09- İyilik için söylenen yalan, fitne koparan doğrudan iyidir...

10- Her sözü padişaha geçen kimse iyilik dışında bir şey söylerse yazık olur.

11- Yeryüzünün en küçük dağı Tur’dur. Ama Allah katında değeri en yüce olan da odur...

12- On tane derviş bir kilimde uyur da iki padişah bir iklime sığmaz.

13- Allah adamı ekmeğin bir yarısını yerse öbür yarısını yoksullara verir. Padişah, yedi ülkeyi alsa bile, bir başka ülkenin sevdasındadır...

14- Tıyneti kötü olan kişi iyilerin nurunu kabul etmez. Kabiliyetsizi terbiye etmek, kubbede ceviz durdurmak gibidir...

15- İnsanla birlikte büyüse bile, kurdun eniği yine enik olur...

16- Çorak toprak sümbül bitirmez. Kötülere iyilikte bulunmak, iyilere kötülük etmek gibidir...

17- Ben kimsenin gönlünü kırmayabilirim. Ama hasetçiye ne yapayım, O kendiliğinden azap içinde...

18- Âdemoğulları aynı vücudun uzuvlarıdır. Çünkü aynı cevherden yaratılmışlardır. Felek bir uzva elem getirirse, öbürlerinin huzuru kalmaz. Ey başkalarının acısıyla kaygılanmayan, sana insan demek yakışık almaz...

19- Nimet içinde iken dostluktan söz açıp, kardeşim! Diyeni dost sayma. Dost, dostunun elini onun perişanlığında, çaresizliğinde tutan kimsedir...

20- Mazlumun gönül dumanının zalime ettiğini, kızgın ateş üzerliğe yapamaz...

21- Aslan hayvanların başında gelir. En adi hayvansa eşektir. Oysaki akıllıların hepsi, yük çeken eşeği, adam paralayan aslandan üstün görürler.

22- Her an sana lütufkâr olan kişi bu uzun zamanda bir defa sana sitem ettiyse onu hoş gör.

23- Dostuna sana düşmanlık edebilecek kadar kuvvet verme.

24- Âlemde zaten vefa yok imiş yahut şu zamanda herkes vefasız. Kimse yoktur ki; ok atma ilmini benden öğrensin de sonunda beni nişan almasın.

25- Koyun çoban için değildir. Belki çoban onun hizmeti içindir.

26- Dünya dirliği çöl gibi rüzgârı gibi geçti. Acılık da, tatlılık da, güzel de, çirkin de geldi gitti. Zalim sandı ki bize zulmediyor; ettikleri kendi boyunda kaldı, bizden geçip gitti.

27- Kükremiş fille savaşa kalkışan kişi, akıllı kimsenin nazarında adam değildir. Gerçek adam odur ki; öfkelense dahi saçma söylemez.

28- Kendi ekmeğini yiyip oturmak, altın kemer takıp el pençe divan durmaktan hoştur.

29- İnsan iyilik de etse, kötülük de etse kendisi içindir.

30- Başkalarının ayıbını senin önünde sayıp döken, senin ayıbını da mutlak başkalarına söyleyecektir.

31- Allah’ü Teâlâ’nın kapısından kovulan kimse her yana koşar. O’nun çağırdığı, kimsenin kapısına koşmaz.

32- Pas yeniği demirin küfünü cila vurup gideremezsin. Kara yürekliye öğüt vermenin ne faydası var. Demir çivi taşa girmez ki...

33- Esenlik günlerinde düşkünleri bırakma. Yoksul gönlü almak belayı savar. Dilenci yalvara yakara bir şey isteyince ver. Yoksa zalim zorla alır.

34- İçini yemekle doldurma ki orada marifet nuru göresin. Burnuna kadar tıkındığın için hikmetçe boşsun.

35- Dünyalığımız yok mu, derde düşeriz; olunca da gönlümüz ona takılır.

36- Yoksulun sabrı zenginin ihsanından üstündür.

37- Onu bunu yoklamak ayıp değildir, elverir ki; artık yeter dedirtmeyesin. Eğer sen kendini kınayabilirsen, başkaları seni ayıplayamaz.

38- Yaptığı sözüne uymasa bile, bilginin sözünü sen candan dinle. İddiacının lafları boştur. Uyuyan uyuyanı nasıl uyandırır.

39- Engin deniz taş atmakla bulanmaz. Gücenen bir arif henüz sığ sudur.

40- Kendine zarar gelince katlan. Çünkü affetmekle günahtan arınırsın. Mademki her şeyin sonu topraktır, sen, toprak olmadan önce toprak ol.

41- Acele yürüyen yol arkadaşı senin yoldaşın değildir. Gönlü sana bağlı olmayan kimseye gönül bağlama.

42- Hısımın dindarlığı, takvası yoksa hısımlık bağlarını kesmek, akraba sevgisi taşımaktan daha iyidir.

43- Allah ı tanıyan bir yabancı için, O’na yabancı olan bin hısım feda.

44- Bilge, söylenmemesinden zarar geleceği zaman söze başlar ve yememekten canına doyduğu zaman lokmaya uzanır. Şüphesiz sözü hikmet olur, yemesi de sağlık getirir.

45- Kişi az yemeği adet edince, gelen sıkıntıyı kolay karşılar. Eğer bolluk içinde can beslemişse, bir darlık görünce mihnetten ölür.

46- Asık suratlıdan bir şey isteme, onun kötü huyundan elem duyarsın. Gönlünün gamını anlatacaksan bir kimseye anlat ki, yüzünü görünce ferahlayasın.

47- Âcizin eline kudret geçince, tutar, acizlerin kolunu büker.

48- Hırs azgınlığı akıllı adamın gözünü bağlar; tamah, kuşu da balığı da tuzağa düşürür.

49- Birinin gönlünü bir kere kırdın mı, sonradan yüz türlü iyilik etsen de, O bir tek kırgınlığın öcünden sakın. Temren yaradan çıkar, acısı gönülde kalır.

50- Eğer bir gönül kırdınsa senin gönlün de mutlaka kırılacaktır. Kale duvarına taş atma, çünkü kaleden de taş gelebilir.

51- Dostların sohbetinden ıstırap duyarım. Çünkü çirkin huylarımı güzel gösterirler. Kusurumu hüner ve olgunluk sayarlar, dikenimi gül ve yasemin yaparlar. Nerde O pervasız, küstah düşmanlar ki, bana benim ayıbımı göstersinler...

52- Gönle giren her şey göze hoş gelir.

53- Can kaygısıyla sevgilinin muhabbetinden gönlü ayırmak dostluğa sığmaz.

54- Dost kapısında ölene değil, canını sağ salim kurtarana şaşılır.

55- Kişi nefsinin kötülüklerinden kurtulabilir. İftiracının zannından kurtulamaz.

56- Sen işinle gücünle kalsan da el âlemin dilini zapt edemezsin.

57- Bir şeye, bir kimseye gönül bağlama. Çünkü gönül ayırmak müşkül bir iştir.

58- Hepiniz kendi ayıplarınızın hamalısınız. Başkalarının kusurlarını kınamayınız.

59- Her işte kendinden üstününü ara, bunu fırsat bil; kendin gibilerle vaktini heder edersin.

60- Bir yoksul yüz türlü uygunsuz iş görse, bunun yüzde birini dostları bilmezler. Ama sultan bir tek kötülük etse, ülkeden ülkeye ulaştırırlar.

61- Tam manası ile doğru olduğunu bilmediğin bir sözü söyleme. Karşılığının iyi olmadığını bildiğin sözü de söyleme.

www.haznevi.net

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)