Kur’an-ı Kerim’de Tevhid ve Vahdet İle İlgili Ayetler
Kur’an-ı Kerim’de Tevhid ve Vahdet İle İlgili Ayetler
Bismillahirrahmanirrahim
Kur’an-ı
Kerim’de Tevhid ve Vahdet İle İlgili Birçok Ayet Bulunmaktadır.
1-
Bakara Suresi – Ayet 128
(Mushaf Sırası: 2 – Nüzul Sırası: 87 – Alfabetik: 11)
رَبَّنَا
وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِنْ ذُرِّيَّتِنَا اُمَّةً مُسْلِمَةً لَكَ
وَاَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَا اِنَّكَ اَنْتَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
(Diyanet
Meali – 2.128) “Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da
sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster.
Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli
olansın.”
2-
Bakara Suresi – Ayet 131
(Mushaf Sırası: 2 – Nüzul Sırası: 87 – Alfabetik: 11)
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُ اَسْلِمْ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ
(Diyanet
Meali – 2.131) Rabbi ona “Teslim ol” dediğinde, “Âlemlerin Rabbine teslim
oldum” demişti.
3-
Bakara Suresi – Ayet 132 (Mushaf Sırası: 2 –
Nüzul Sırası: 87 – Alfabetik: 11)
وَوَصّٰى بِهَا اِبْرٰهِيمُ بَنِيهِ وَيَعْقُوبُ يَا بَنِىَّ اِنَّ
اللّٰهَ اصْطَفٰى لَكُمُ الدِّينَ فَلَا تَمُوتُنَّ اِلَّا وَاَنْتُمْ مُسْلِمُونَ
(Diyanet
Meali – 2.132) İbrahim, bunu kendi oğullarına da vasiyet etti, Yakub da öyle:
“Oğullarım! Allah, sizin için bu dini (İslâm’ı) seçti. Siz de ancak Müslümanlar
olarak ölün” dedi.
4-
Nisa Suresi – Ayet 171
(Mushaf Sırası: 4 – Nüzul Sırası: 92 – Alfabetik: 82)
يَا اَهْلَ الْكِتَابِ لَا تَغْلُوا فِى دِينِكُمْ وَلَا تَقُولُوا
عَلَى اللّٰهِ اِلَّا الْحَقَّ اِنَّمَا الْمَسِيحُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ رَسُولُ
اللّٰهِ وَكَلِمَتُهُ اَلْقٰيهَا اِلٰى مَرْيَمَ وَرُوحٌ مِنْهُ فَاٰمِنُوا
بِاللّٰهِ وَرُسُلِهِ وَلَا تَقُولُوا ثَلٰثَةٌ اِنْتَهُوا خَيْرًا لَكُمْ
اِنَّمَا اللّٰهُ اِلٰهٌ وَاحِدٌ سُبْحَانَهُ اَنْ يَكُونَ لَهُ وَلَدٌ لَهُ مَا
فِى السَّمٰوَاتِ وَمَا فِى الْاَرْضِ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَكِيلًا
(Diyanet
Meali – 4.171) Ey Kitap ehli! Dininizde sınırları aşmayın ve Allah hakkında
ancak hakkı söyleyin. Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın peygamberi,
Meryem’e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve kendisinden bir
ruhtur. Öyleyse Allah’a ve peygamberlerine iman edin, “(Allah) üçtür”
demeyin. Kendi iyiliğiniz için buna son
verin. Allah, ancak bir tek ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan uzaktır.
Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.
5-
Enam Suresi – Ayet 19
(Mushaf Sırası: 6 – Nüzul Sırası: 55 – Alfabetik: 20)
قُلْ اَيُّ شَیْءٍ اَكْبَرُ شَهَادَةً قُلِ اللّٰهُ شَهِيدٌ بَيْنِى
وَبَيْنَكُمْ وَاُوحِىَ اِلَیَّ هٰذَا الْقُرْاٰنُ لِاُنْذِرَكُمْ بِهِ وَمَنْ
بَلَغَ اَئِنَّكُمْ لَتَشْهَدُونَ اَنَّ مَعَ اللّٰهِ اٰلِهَةً اُخْرٰى قُلْ لَا
اَشْهَدُ قُلْ اِنَّمَا هُوَ اِلٰهٌ وَاحِدٌ وَاِنَّنِى بَرِیءٌ مِمَّا
تُشْرِكُونَ
(Diyanet
Meali – 6.19) De ki: “Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki:
“Allah benimle sizin aranızda şahittir.
İşte bu Kur’an bana, onunla sizi ve eriştiği herkesi uyarayım diye
vahyolundu. Gerçekten siz mi Allah ile beraber başka ilâhlar olduğuna şahitlik
ediyorsunuz?” De ki: “Ben şahitlik etmem.” De ki: “O, ancak tek bir ilâhtır ve
şüphesiz ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.”
6-
Enam Suresi – Ayet 90
(Mushaf Sırası: 6 – Nüzul Sırası: 55 – Alfabetik: 20)
اُولٰئِكَ الَّذِينَ هَدَى اللّٰهُ فَبِهُدٰیهُمُ اقْتَدِهْ قُلْ
لَا اَسْپَلُكُمْ عَلَيْهِ اَجْرًا اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٰى لِلْعَالَمِينَ
(Diyanet
Meali – 6.90) İşte, o peygamberler, Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerdir.
(Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy. De ki: “Bu tebliğe karşı sizden
bir ücret istemiyorum. O (Kur’an), bütün âlemler için ancak bir uyarıdır.”
7-
Enam Suresi – Ayet 153
(Mushaf Sırası: 6 – Nüzul Sırası: 55 – Alfabetik: 20)
وَاَنَّ هٰذَا صِرَاطِى مُسْتَقِيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلَا
تَتَّبِعُوا السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَنْ سَبِيلِهِ ذٰلِكُمْ وَصّٰیكُمْ بِهِ
لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
(Diyanet
Meali – 6.153) İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara
uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size
bunları Allah sakınasınız diye emretti.
8-
Enam Suresi – Ayet 161
(Mushaf Sırası: 6 – Nüzul Sırası: 55 – Alfabetik: 20)
قُلْ اِنَّنِى هَدٰینِى رَبِّى اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ دِينًا
قِيَمًا مِلَّةَ اِبْرٰهِيمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
(Diyanet
Meali – 6.161) De ki: “Şüphesiz Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine,
Hakk’a yönelen İbrahim’in dinine iletti. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.”
9-
Tevbe Suresi – Ayet 40
(Mushaf Sırası: 9 – Nüzul Sırası: 113 – Alfabetik: 104)
اِلَّا تَنْصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّٰهُ اِذْ اَخْرَجَهُ الَّذِينَ
كَفَرُوا ثَانِىَ اثْنَيْنِ اِذْ هُمَا فِى الْغَارِ اِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهِ لَا
تَحْزَنْ اِنَّ اللّٰهَ مَعَنَا فَاَنْزَلَ اللّٰهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ
وَاَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذِينَ كَفَرُوا
السُّفْلٰى وَكَلِمَةُ اللّٰهِ هِىَ الْعُلْيَا وَاللّٰهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
(Diyanet
Meali – 9.40) Eğer siz ona (Peygamber’e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki)
inkâr edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke’den) çıkardıkları zaman, ona
bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o
arkadaşına, “Üzülme, çünkü Allah bizimle beraber” diyordu. Allah da onun
üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz
birtakım ordularla onu desteklemiş, böylece inkâr edenlerin sözünü alçaltmıştı.
Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
sahibidir.
10-
Yunus Suresi – Ayet 32
(Mushaf Sırası: 10 – Nüzul Sırası: 51 – Alfabetik: 109)
فَذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمُ الْحَقُّ فَمَاذَا بَعْدَ الْحَقِّ اِلَّا
الضَّلَالُ فَاَنّٰى تُصْرَفُونَ
(Diyanet
Meali – 10.32) İşte O, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Hak’tan sonra
sadece sapıklık vardır. O hâlde, nasıl oluyor da (Hak’tan) döndürülüyorsunuz?
11-
Yunus Suresi – Ayet 105
(Mushaf Sırası: 10 – Nüzul Sırası: 51 – Alfabetik: 109)
وَاَنْ اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفًا وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ
الْمُشْرِكِينَ
(Diyanet
Meali – 10.105) (105-106) Yine bana şöyle emredildi: “Hakka yönelen bir kimse
olarak yüzünü dine çevir. Sakın Allah’a ortak koşanlardan olma. Allah’ı bırakıp
da sana ne fayda ve ne de zarar verebilecek olan şeylere yalvarma. Eğer böyle
yaparsan, şüphesiz ki sen zalimlerden olursun.”
12-
İbrahim Suresi – Ayet 24
(Mushaf Sırası: 14 – Nüzul Sırası: 72 – Alfabetik: 40)
اَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً
كَشَجَرةٍ طَيِّبَةٍ اَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِى السَّمَاءِ
(Diyanet
Meali – 14.24) Görmedin mi, Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (Güzel
bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir.
13-
İbrahim Suresi – Ayet 25
(Mushaf Sırası: 14 – Nüzul Sırası: 72 – Alfabetik: 40)
تُؤْتِى اُكُلَهَا كُلَّ حِينٍ بِاِذْنِ رَبِّهَا وَيَضْرِبُ
اللّٰهُ الْاَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ
(Diyanet
Meali – 14.25) Bu ağaç, Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt
alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir.
14-
Nahl Suresi – Ayet 2
(Mushaf Sırası: 16 – Nüzul Sırası: 70 – Alfabetik: 75)
يُنَزِّلُ الْمَلٰئِكَةَ بِالرُّوحِ مِنْ اَمْرِهِ عَلٰى مَنْ
يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ اَنْ اَنْذِرُوا اَنَّهُ لَا اِلٰهَ اِلَّا اَنَا
فَاتَّقُونِ
(Diyanet
Meali – 16.2) Allah, “Benden başka ilâh yoktur. Öyle ise bana karşı gelmekten
sakının” diye (insanları) uyarmaları için emrini içeren vahiy ile melekleri
kullarından dilediğine indirir.
15-
Nahl Suresi – Ayet 22
(Mushaf Sırası: 16 – Nüzul Sırası: 70 – Alfabetik: 75)
اِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌ فَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ
بِالْاٰخِرَةِ قُلُوبُهُمْ مُنْكِرَةٌ وَهُمْ مُسْتَكْبِرُونَ
(Diyanet
Meali – 16.22) Sizin ilâhınız tek bir ilâhtır. Ahirete inanmayanların kalpleri
bunu inkâr etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar.
16-
Nahl Suresi – Ayet 51
(Mushaf Sırası: 16 – Nüzul Sırası: 70 – Alfabetik: 75)
وَقَالَ اللّٰهُ لَا تَتَّخِذُوا اِلٰهَيْنِ اثْنَيْنِ اِنَّمَا
هُوَ اِلٰهٌ وَاحِدٌ فَاِيَّایَ فَارْهَبُونِ
(Diyanet
Meali – 16.51) Allah, şöyle dedi: “İki ilâh edinmeyin. O, ancak tek ilâhtır. O
hâlde, yalnız benden korkun.”
17-
Nahl Suresi – Ayet 120
(Mushaf Sırası: 16 – Nüzul Sırası: 70 – Alfabetik: 75)
اِنَّ اِبْرٰهِيمَ كَانَ اُمَّةً قَانِتًا لِلّٰهِ حَنِيفًا وَلَمْ
يَكُ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
(Diyanet
Meali – 16.120) Şüphesiz İbrahim, Allah’a itaat eden, hakka yönelen bir önder
idi. Allah’a ortak koşanlardan değildi.
18-
Meryem Suresi – Ayet 41
(Mushaf Sırası: 19 – Nüzul Sırası: 44 – Alfabetik: 63)
وَاذْكُرْ فِى الْكِتَابِ اِبْرٰهِيمَ اِنَّهُ كَانَ صِدِّيقًا
نَبِيًّا
(Diyanet
Meali – 19.41) Kitap’ta İbrahim’i de an. Gerçekten o, son derece dürüst bir
kimse, bir peygamber idi.
19-
Enbiya Suresi – Ayet 92
(Mushaf Sırası: 21 – Nüzul Sırası: 73 – Alfabetik: 21)
اِنَّ هٰذِهِ اُمَّتُكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَاَنَا رَبُّكُمْ
فَاعْبُدُونِ
(Diyanet
Meali – 21.92) Şüphesiz bu (İslâm), tek ümmet (din) olarak sizin ümmetiniz
(dininiz)dir. Ben de rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin.
20-
Hac Suresi – Ayet 31
(Mushaf Sırası: 22 – Nüzul Sırası: 103 – Alfabetik: 32)
حُنَفَاءَ لِلّٰهِ غَيْرَ مُشْرِكِينَ بِهِ وَمَنْ يُشْرِكْ
بِاللّٰهِ فَكَاَنَّمَا خَرَّ مِنَ السَّمَاءِ فَتَخْطَفُهُ الطَّيْرُ اَوْ تَهْوِى
بِهِ الرِّيحُ فِى مَكَانٍ سَحِيقٍ
(Diyanet
Meali – 22.31) Allah’a yönelen, O’na ortak koşmayan kimseler (olun). Kim
Allah’a ortak koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya
rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir.
21-
Hac Suresi – Ayet 34
(Mushaf Sırası: 22 – Nüzul Sırası: 103 – Alfabetik: 32)
وَلِكُلِّ اُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنْسَكًا لِيَذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ
عَلٰى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَهِيمَةِ الْاَنْعَامِ فَاِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌ
فَلَهُ اَسْلِمُوا وَبَشِّرِ الْمُخْبِتِينَ
(Diyanet
Meali – 22.34) Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği
hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin
ilâhınız bir tek ilâhtır. Şu hâlde yalnız O’na teslim olun. Alçak gönüllüleri
müjdele!
22-
Muminun Suresi – Ayet 51
(Mushaf Sırası: 23 – Nüzul Sırası: 74 – Alfabetik: 69)
يَا اَيُّهَا الرُّسُلُ كُلُوا مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَاعْمَلُوا
صَالِحًا اِنِّى بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ
(Diyanet
Meali – 23.51) Ey peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller
işleyiniz. Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen bilirim.
23-
Muminun Suresi – Ayet 52
(Mushaf Sırası: 23 – Nüzul Sırası: 74 – Alfabetik: 69)
وَاِنَّ هٰذِهِ اُمَّتُكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَاَنَا رَبُّكُمْ
فَاتَّقُونِ
(Diyanet
Meali – 23.52) Şüphesiz bu (İslâm), tek bir din olarak sizin dininizdir. Ben de
rabbinizim. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının.
24-
Rum Suresi – Ayet 30
(Mushaf Sırası: 30 – Nüzul Sırası: 84 – Alfabetik: 87)
فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفًا فِطْرَتَ اللّٰهِ الَّتِى
فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللّٰهِ ذٰلِكَ الدِّينُ
الْقَيِّمُ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
(Diyanet
Meali – 30.30) Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın
insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında
hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu
dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
25-
Zumer Suresi – Ayet 3
(Mushaf Sırası: 39 – Nüzul Sırası: 59 – Alfabetik: 114)
اَلَا لِلّٰهِ الدِّينُ الْخَالِصُ وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ
دُونِهِ اَوْلِيَاءَ مَا نَعْبُدُهُمْ اِلَّا لِيُقَرِّبُونَا اِلَى اللّٰهِ
زُلْفٰى اِنَّ اللّٰهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فِى مَا هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ
اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِى مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ
(Diyanet
Meali – 39. 3) İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da
başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar
diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler
konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör
olanları doğru yola iletmez.
26-
Zumer Suresi – Ayet 11
(Mushaf Sırası: 39 – Nüzul Sırası: 59 – Alfabetik: 114)
قُلْ اِنِّى اُمِرْتُ اَنْ اَعْبُدَ اللّٰهَ مُخْلِصًا لَهُ الدِّينَ
(Diyanet
Meali – 39. 11) De ki: “Şüphesiz bana, dini Allah’a has kılarak O’na ibadet
etmem emredildi.”
27-
Zumer Suresi – Ayet 17
(Mushaf Sırası: 39 – Nüzul Sırası: 59 – Alfabetik: 114)
وَالَّذِينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ اَنْ يَعْبُدُوهَا وَاَنَابُوا
اِلَى اللّٰهِ لَهُمُ الْبُشْرٰى فَبَشِّرْ عِبَادِ
(Diyanet
Meali – 39.17) Tâğût’tan , ona kulluk etmekten kaçınan ve içtenlikle Allah’a
yönelenler için müjde vardır. O hâlde,
kullarımı müjdele!
28-
Zumer Suresi – Ayet 18
(Mushaf Sırası: 39 – Nüzul Sırası: 59 – Alfabetik: 114)
اَلَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ اَحْسَنَهُ
اُولٰئِكَ الَّذِينَ هَدٰیهُمُ اللّٰهُ وَاُولٰئِكَ هُمْ اُولُوا الْاَلْبَابِ
(Diyanet
Meali – 39.18) Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar
Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta
kendileridir.
29-
Zumer Suresi – Ayet 29
(Mushaf Sırası: 39 – Nüzul Sırası: 59 – Alfabetik: 114)
ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا رَجُلًا فِيهِ شُرَكَاءُ مُتَشَاكِسُونَ
وَرَجُلًا سَلَمًا لِرَجُلٍ هَلْ يَسْتَوِيَانِ مَثَلًا اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ بَلْ
اَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
(Diyanet
Meali – 39.29) Allah, birbiriyle çekişen ortak sahipleri bulunan bir (köle)
adam ile yalnızca bir kişiye ait olan bir (köle) adamı örnek verdi. Bu iki
adamın durumu hiç, bir olur mu? Hamd
Allah’a mahsustur. Hayır, onların çoğu bilmiyorlar.
30-
Fussilet Suresi – Ayet 6
(Mushaf Sırası: 41 – Nüzul Sırası: 61 – Alfabetik: 30)
قُلْ اِنَّمَا اَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُوحٰى اِلَیَّ اَنَّمَا
اِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌ فَاسْتَقِيمُوا اِلَيْهِ وَاسْتَغْفِرُوهُ وَوَيْلٌ
لِلْمُشْرِكِينَ
(Diyanet
Meali – 41. 6) De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Fakat bana
ilâhınızın yalnızca bir tek ilâh olduğu vahyediliyor. Artık O’na yönelin ve
O’ndan bağışlanma dileyin. Allah’a ortak koşanların vay hâline!”
31-
Şura Suresi – Ayet 13
(Mushaf Sırası: 42 – Nüzul Sırası: 62 – Alfabetik: 95)
شَرَعَ لَكُمْ مِنَ الدِّينِ مَا وَصّٰى بِهِ نُوحًا وَالَّذِى
اَوْحَيْنَا اِلَيْكَ وَمَا وَصَّيْنَا بِهِ اِبْرٰهِيمَ وَمُوسٰى وَعِيسٰى اَنْ
اَقِيمُوا الدِّينَ وَلَا تَتَفَرَّقُوا فِيهِ كَبُرَ عَلَى الْمُشْرِكِينَ مَا
تَدْعُوهُمْ اِلَيْهِ اَللّٰهُ يَجْتَبِى اِلَيْهِ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدِى
اِلَيْهِ مَنْ يُنِيبُ
(Diyanet
Meali – 42.13) “Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a
emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya emrettiğini size
de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah’a
ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine
yönelenleri de ona ulaştırır.
32-
Şura Suresi – Ayet 15
(Mushaf Sırası: 42 – Nüzul Sırası: 62 – Alfabetik: 95)
فَلِذٰلِكَ فَادْعُ وَاسْتَقِمْ كَمَا اُمِرْتَ وَلَا تَتَّبِعْ
اَهْوَاءَهُمْ وَقُلْ اٰمَنْتُ بِمَا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنْ كِتَابٍ وَاُمِرْتُ
لِاَعْدِلَ بَيْنَكُمْ اَللّٰهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ لَنَا اَعْمَالُنَا وَلَكُمْ
اَعْمَالُكُمْ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ اَللّٰهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَا
وَاِلَيْهِ الْمَصِيرُ
(Diyanet
Meali – 42.15) (Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve
emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevâ ve heveslerine uyma ve şöyle de:
“Ben, Allah’ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti
gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir.
Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda
tartışılacak bir şey yoktur. Allah, hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş de
ancak O’nadır.”
33-
Zuhruf Suresi – Ayet 45
(Mushaf Sırası: 43 – Nüzul Sırası: 63 – Alfabetik: 113)
وَسْپَلْ مَنْ اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رُسُلِنَا
اَجَعَلْنَا مِنْ دُونِ الرَّحْمٰنِ اٰلِهَةً يُعْبَدُونَ
(Diyanet
Meali – 43.45) Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize sor: Rahman’dan başka
kulluk edilecek ilâhlar var etmiş miyiz?
34-
Ahkaf Suresi – Ayet 13
(Mushaf Sırası: 46 – Nüzul Sırası: 66 – Alfabetik: 3)
اِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللّٰهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا فَلَا
خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
(Diyanet
Meali – 46.13) “Şüphesiz Rabbimiz Allah’tır” deyip sonra da dosdoğru olanlara
hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de.
Yazar: Zaman Bitiyor
Yorumlar
Yorum Gönder