Üç Şey

Üç Şey

Mehmed Zahid Kotku Rahmetullahi Aleyh

Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtüh!..

Geçen derslerden hatırımda kalan üç şey var ki, onu hatırlatmak isteyeceğim: Cenâb-ı Peygamber buyurmuş ki:

“İki huy, iki haslet var ki, onlardan daha üstün bir şey yoktur. İki tane: Birisi Allah’ü Teâlâ’ya iman; ikincisi Müslümanlara faydalı olmak!”

Müslümanlara faydalı olmakta çok şey var: Açı doyurmak var, giydirmek var, barındırmak var… Birçok şeyler var. Fakat asıl mühimi;

(Hayruküm men teallemel-kur’ân, ve allemehû) Kur’an’ı öğrenip, öğretmektir!.. Müslümanlara fayda bu cihettendir. Karnını doyursan, üstünü giydirsen, ev bağışlasan; bunlar hep geçici şeylerdir. Ve kıymetsiz şeylerdir. Asıl ona lâzım olan, dinini öğrenmesi!.. Dinini öğrenmesi için de, din bilgisini okumak lâzım!.. Öğrenmek, sonra da öğretmek lâzım!..

İkincisi: Bütün fitnelerin başı, hani birçok fitneler oluyor ya, ta Âdem Aleyhisselâm’dan beri; kıyamete kadar gider bunlar… Bunların başı iki şeymiş: Birisi öşrü vermemek, diğeri de zekâtı vermemekmiş!.. Hani, biz fitneleri şurda burda arıyoruz, boş… “Fitnenin başı, Allah’ın emrini tatbik etmemek!..”

Öşür, Allah’ü Teâlâ’nın emridir… Zekât, Allah’ın emridir. Onu kimse kaldıramaz. “Namazı sizden kaldırdık!” deseler, kalkar mı namaz bizden?.. Namaz neyse zekât da odur. O, kaldırdık demekle, “Sen vergi verirsen, kurtulursun bu işten.” demekle, bu iş hallolmaz. Allah’ü Teâlâ’nın emri nedir? Zekât… Ver! O kadar… İki.

Üçüncüsü de: Bir delikanlı tahsil-i ilim için, uzak bir yere gitmeye karar vermiş. İlim memleketine… O zamanın nebîsi duymuş. Demiş:

“–O delikanlıyı getirin de, ben ona üç nasihat edeyim! Ondan sonra gideceği yere gitsin.”

Çağırmışlar delikanlıyı; gelmiş. Demiş ki:

“–Ey delikanlı! Sana üç nasihatim var, iyi dinle!”

“–Buyur!”

Birincisi: “–Allah’ü Teâlâ’dan kork!.. Nerede olursan ol, gizli-âşikâr her yerde Allah’ü Teâlâ’dan kork! Çünkü Allah’ü Teâlâ, her yerde seni görmekte ve her şeyini bilmektedir. Bu korkuyu içine sok!..
İkincisi: Allah’ü Teâlâ’nın kullarından hiç bir kulun aleyhinde konuşma! (İllâ bihayrin) Ancak hayırla konuş!..
Üçüncüsü de: Lokmana dikkat et! Yediğin lokman helâl olsun!..” demiş.

Allah’ü Teâlâ affetsin kusurlarımızı… Bu kadarcık nasihat hepimize yeter… Allah’ü Teâlâ cumamızı mübarek etsin…

Bismillâhir-rahmânir-rahîm.

Lâ ilâhe illallàhul-halîmül-kerîm… Sübhànallahi rabbil-arşil-azîm… Elhamdü lillâhi rabbil-àlemîn… Nes’elüke mûcibati rahmetike.. Ve azâimi mağfiretike… Vel-ganîmete min külli birrin… Ves-selâmete min külli ismin… Lâ teda’lenâ zenben illâ gafarte… Ve lâ hemmen illâ ferracte… Velâ haceten leke fîhâ ridan, illâ kadaytehâ yâ erhamer-râhimîn… Yâ erhamer-râhimîn… Yâ erhamer-râhimîne, irhamnâ!..

Ve selâmün alel-mürselîn… Vel-hamdü lillâhi rabbil-àlemînel-fâtihah!..
………………..
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàh!..


3 Ağustos 1979 Cuma

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis