Münafık ne demektir?
Münafık ne demektir?
عن بُرَيْدَةَ رَضِيَ اللَّه عنهُ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وسَلَّم: «لا تَقُولُوا للْمُنَافِقِ سَيِّدٌ، فَإِنَّهُ إِنْ يكُ
سَيِّداً، فَقَدْ أَسْخَطْتُمْ رَبَّكُمْ عزَّ وَجَلَّ» رواه أبو داود بإِسنادٍ
صحيحٍ.
Büreyde radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Münafıka, ‘efendi’ demeyiniz. Eğer onu efendi
sayacak olursanız, Azîz ve Celîl olan Rabbinizin kızgınlığını çekmiş
olursunuz.”
Müslüman olmadığı halde, müslümanları aldatmak için müslüman görünen
kimselere münafık denir. Münafıklığın bazı alametleri vardır. Bu alametlerin
biri bir kimsede bulunsa, o kimseye münafık denmez, onda münafıklık alametleri
var denir. Mesela yalan söylemek münafıklık alametidir. Bir kimse, yalan
söylese münafık olmaz. Münafıkların işlediği bir işi işlemiş olur. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Münafığın üç alameti vardır: Yalan söyler, sözünde durmaz ve emanete
hıyanet eder.) [Buhari]
Birine mal, söz veya sır emanet edilse, o kimse de bu söz veya sırrı
başkalarına söylese, yahut emanet edilen mala zarar verse, çalsa, yani hıyanet
etse, bu işler münafıklık olur. (Berika)
Münafıkın alametlerini bildiren hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Müminin hastalığı günahlarına kefaret olur. İyileşince bundan ibret alır. Münafık
ise, bağlanıp sonra salıverilen deveye benzer. Deve, niçin bağlandığını ve
niçin salındığını bilmediği gibi, münafık da, hasta olup iyileşince, bundan
ibret almaz.) [Ebu Davud]
(Münafıklar Kur'anı öğrenirler, ilim ehliyle mücadele ederler.) [Taberani]
(Münafıklar ikindi namazını akşama doğru kılarlar.) [Hakim]
(Münafıklarla bizim aramızdaki eman namazdır.) [Hakim]
(Namaz aşikâre oldu, kabul ettiler [öyle göründüler] Zekat gizli oldu
vermediler.) [Bezzar]
(Yatsı ve sabah namazına münafık devam edemez.) [Hakim]
(Bizimle münafıkları ayıran alamet, yatsı ile sabah namazını cemaatle
kılmaktır. Münafıklar, yatsı ve sabah namazına devam edemez.) [Beyheki]
Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmamak münafıklık alametidir. Nasıl ki,
yalan söylemek münafıklık alameti ise, cemaate gelmemek de münafıklık
alametidir. Bu demek, cemaate gelmeyen münafık demek değildir. Kendisinde münafıklık
alametinden bir alamet var demektir.
Verdiği sözde durmamak da münafıklık alametidir. Sözünde durmayana münafık
denmez. Fakat münafıklık alametinden birini işlemiş olur. Bu konudaki hadis-i
şeriflerin mealleri de şöyle:
(Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmak, münafıklara çok ağır gelir. Eğer
bundaki ecri bilselerdi, sürünerek de olsa, cemaate gelirlerdi. Namaza
gelmeyenlerin evlerini yakmak istedim.) [Buhari]
(Kadın ve çocuklar olmasaydı, cemaate gelmeyen erkeklerin evinin
yakılmasını emrederdim.) [İ.Ahmed, İ.Mace]
(Yemin ederim ki, [sabah namazı için, mazereti dışında] cemaate iştirak
etmeyenlerin evlerini yakılmasını emredeyim diye hatırımdan geçti.) [Müslim]
Fıkıh kitaplarında cemaate gitmemeyi mubah kılan mazeretler vardır. Böyle
bir mazereti olmadan cemaate gitmemek caiz değildir. Bunlar evleri yakılmaya
müstehak olan ve kendilerinde münafıklık alameti bulunan kimselerdir. Böyle
kimselerden olmamaya dikkat etmeliyiz!
İbni Hacer hazretleri buyurdu ki:
Nifak, yani münafıklık, zahirin batına uymaması demektir. Sözü, özüne
uymaz. İtikad edilecek şeylerde münafıklık yapmak küfürdür. İşlerinde ve
sözlerinde münafıklık yapmak, haram olur. İtikadda, imanda münafıklık, diğer
küfürlerden daha fenadır. İfa etmek, yerine getirmek niyetiyle söz vermek
caizdir, hatta sevaptır. Böyle vaadi ifa etmek vacip değildir, müstehaptır. İfa
etmemek tenzihen mekruh olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, yapmak niyeti ile verdiği sözü tutamazsa günah olmaz.)
[Tirmizi]
Hanefi ve Şafii’de, ahdi bozmak da, özürsüz mekruh, özürlü caizdir. Fakat
bozacağını önceden haber vermek vaciptir. Hanbeli’de vaade vefa vaciptir.
Yerine getirmemek haram olur. Yapması dört mezhepte de sahih olan bir şeyi
yapmak takva olur. (İslam Ahlakı)
Bir Müslüman, yabancı bir diyarda, dinsizlerin arasında kalıp, namazlarını
gizli kılsa, zaruretlerden dolayı mümkün mertebe Müslümanlığını gizlese, bu
kimseye münafık denmez. Buna müdara denir. Müdara, dini zarardan kurtarmak için
dünya menfaatinden vermek, insanlarla iyi geçinmektir. Hadis-i şeriflerde
(Allahü teâlâ, farzları yapmamı emrettiği gibi, müdara etmemi de emretti) ve
(Müdara sadakadır) buyuruldu. [Deylemi]
Müdaranın zıddı, müdahenedir, dünyalık ele geçirmek için dinden taviz
vermektir, haramdır. Hadis-i şerifte (Gücü yettiği halde günah işleyene
müdahene edip, nehy-i münkeri terk eden, kabrinden maymun ve domuz şeklinde
kalkar) buyuruldu. (Şir’a)
Cemaat ve münafıklık
Sual: Söz taşıyanın, gıybet edenin, Cehennemlik, cemaate gelmeyenin münafık
olduğu, evlenmeyenin bu ümmetten olmadığı gibi hadislerin açıklaması nasıldır?
CEVAP
Hadis-i şerifleri açıklamaları ile yazmak gerekir. (Söz taşıyan Cennete
girmez) demek, günahının cezasını çekmeden yahut affa, şefaate kavuşmadan
giremez demektir. (Gıybet eden Cehennemlik) demek, sevapları günahlarından az
olursa, gıybet Cehenneme götürür demektir. Gıybet edenin sevapları, gıybet
edilenin defterine yazılır. (Evlenmeyen benden değildir) demek, benim sünnetime
uymamış olur demektir.
Yine hadis-i şerifte, müminin her günahı yapabileceği, üç şeyi
yapamayacağı, bunlardan birinin de yalan olduğu bildirilmiştir. Hadis-i
şeriften zahire göre, yalan söyleyenin mümin olmadığı anlaşılır. Kâmil mümin
değil demektir. Ayrıca yalanın münafıklık alameti olduğu bildirilmiştir. Yalan
söyleyen münafık değildir, fakat münafıklık alametinden birini işlemiş olur.
[Münafık kelimesinin iki manası vardır. Birinci manası kâfir demektir.
İkinci manası, dışı içine uymayan, iki yüzlü demektir. Bu manadaki münafık
kâfir değildir.]
Cemaate gelmemek de münafıklık alametidir. Cemaat sünnetine önem verdiği
halde gelmezse, münafık olmaz. Sünnete önem vermezse, zaten müslüman olmaz.
Hadis-i şeriflerdeki (Şu günahı işleyen Cennete giremez, Cehennemliktir,
mümin değildir, münafıktır) demek (O günahtan tevbe edilmemişse, af veya
şefaate uğramamışsa, günahının cezasını çekmeden Cennete giremez. demektir.
Çünkü günah ile, imansızlık ayrı şeylerdir. Günah ne kadar büyük olursa olsun,
o günahı işleyen kâfir olmaz. Fakat hangi günah olursa olsun, günaha devam
edenin kalbi kararır, küfre doğru yol alır. Onun için günahlar çok
tehlikelidir.
Sual: Allah’a inanıyor, namaz kılıyorum. Fakat çok günah işliyorum. Ben münafık
mıyım?
CEVAP
Allah’ü Teâlâ’ya inanan mümindir. Kimse zorlamadan namaz kıldığınıza göre,
münafık olmanız mümkün değildir.
Yalan söylemek, emanete hıyanet etmek ve verdiği sözde durmamak münafıklık
alametidir. Fakat bu günahları işleyene münafık denmez.
Münafık, inanmadığı halde, herhangi bir dünya menfaati için inanmış gibi
görünen kimsedir. Eshab-ı kiramı seven de münafık olamaz. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali’nin sevgisi [radıyallahü anhüm] bir
münafığın kalbinde toplanmaz.) [Taberani]
(Ensarı ancak mümin sever. Ancak onlara münafık buğzeder.) [Buhari ]
Sözün kısası, Allahü teâlâya ve Onun Resulü Muhammed aleyhisselama inanan
kimse mümindir. Çok günah işlese de münafık değildir
Sual: Münafık ne demektir? Namaz kılar mı?
CEVAP
Münafık kâfir demektir. Kafir namaz kılmaz. Bazen kılar demek, namaz
kılıyor görünüyor demektir. Münafıkın kafir olduğu ayeti kerimelerle
bildiriliyor.
Münafıklarla ilgili hadisi şerifler:
(Münafıklar Kur'anı öğrenirler ve Kur'anla ilim ehliyle mücadele
ederler.) [Taberânî]
(Size, münafığın namazını haber vereyim mi? Onun ikindi namazını, güneş
sığırın karnındaki yağ gibi sararıncaya kadar geciktirmesidir.) [Hâkim]
(Onlarla [münafıklarla] bizim aramızdaki ahit (eman) namazdır. Onu kim
terkederse kafir olur.) [Hâkim]
(Onlar için namaz aşikâre oldu. Onu kabul ettiler (Kabul eder göründüler).
Zekât gizli oldu. Onu yediler. (Zekatı vermediler). İşte bunlar münafıktır.)
[Bezzâr]
(Yatsı ve sabah namazına münafık devam edemez.) [Hâkim]
(Bizimle münafıklar arasındaki alâmet: Yatsı ve sabah (namazlarına)
gelmektir. Onlar bunu her zaman yapamazlar.) (Saîd bin Mansûr...) (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder