Kur’an-ı Kerim’den Acil Durum Numaraları, Rahmet Hazineleri!
Kur’an-ı
Kerim’den Acil Durum Numaraları, Rahmet Hazineleri!
Ne zaman
başın sıkışırsa aşağıdaki ayeti kerimelere başvur kurtulursun İnşallah…
01- Dünyada mutlu olamadım; şuyum yok, buyum yok diye mi üzülüyorsun?
Ankebût-
64
وَمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌۜ
وَاِنَّ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ لَهِيَ الْحَيَوَانُۢ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ ﴿٦٤﴾
Meal: “Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret
yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!” Ankebut- 64
En'âm-32
وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَعِبٌ وَلَهْوٌۜ وَلَلدَّارُ
الْاٰخِرَةُ خَيْرٌ لِلَّذ۪ينَ يَتَّقُونَۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ ﴿٣٢﴾
Meal: “Dünya hayatı ancak bir
oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten
sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?” En’am-32
02- Malım evlâdım yok diye üzülme var diye de sevinme?
Enfâl-
28,
وَاعْلَمُٓوا اَنَّـمَٓا اَمْوَالُكُمْ وَاَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌۙ
وَاَنَّ اللّٰهَ عِنْدَهُٓ اَجْرٌ عَظ۪يمٌ۟ ﴿٢٨﴾
Meal: Bilin ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer deneme aracıdır.
Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır. Enfal- 28
Tegâbün
Sûresi- 15
اِنَّـمَٓا اَمْوَالُكُمْ وَاَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌۜ وَاللّٰهُ
عِنْدَهُٓ اَجْرٌ عَظ۪يمٌ ﴿١٥﴾
Meal: Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır; Allah katında
ise büyük bir mükâfat vardır.
03- Sonsuz ahiret yurdunu, fani dünya nimetlerine değiştirmek
istemiyorsan?
Tevbe
Suresi- 9
اِشْتَرَوْا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ ثَمَناً قَل۪يلاً فَصَدُّوا عَنْ
سَب۪يلِه۪ۜ اِنَّهُمْ سَٓاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿٩﴾ فَوَيْلٌ لِلَّذ۪ينَ
يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِاَيْد۪يهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هٰذَا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ
لِيَشْتَرُوا بِه۪ ثَمَناً
Meal: Allah'ın âyetlerini az
bir karşılığa değiştiler de insanları onun yolundan alıkoydular. Bunların
yapmakta oldukları şeyler gerçekten ne kötüdür! Tevbe- 9
Bakara-
79
قَل۪يلاًۜ فَوَيْلٌ لَهُمْ مِمَّا كَتَبَتْ اَيْد۪يهِمْ وَوَيْلٌ
لَهُمْ مِمَّا يَكْسِبُونَ ﴿٧٩﴾
Meal: Vay o kimselere ki,
elleriyle Kitab'ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için,
"Bu, Allah'ın katındandır" derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü
onların haline! Vay kazandıklarından dolayı onların haline! Bakara- 79
04- Zengin tanıdıkların mallarıyla böbürleniyor mu; malım
yok diye mi üzülüyorsun?
Zuhruf-
85
وَتَبَارَكَ الَّذِي لَهُ
مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَعِندَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ
وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ ﴿٨٥﴾
Meal: Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki her
şeyin hükümranlığı kendisine ait olan Allah yücedir! Kıyametin bilgisi de yalnız
O’nun katındadır ve yalnızca O’na döndürüleceksiniz. Zuhruf- 85
05- Korkularından korunmak mı istiyorsun?
En'âm
Sûresi- 61
وَهُوَ الْقَاهِرُ فَوْقَ
عِبَادِه۪ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُمْ حَفَظَةًۜ حَتّٰٓى اِذَا جَٓاءَ اَحَدَكُمُ
الْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا وَهُمْ لَا يُفَرِّطُونَ ﴿٦١﴾
Meal: O, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. Üzerinize de
koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit görevli
elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler. En'âm Sûresi- 61
06- Zalim, kötü insanlardan mı
korkuyorsun?
Kalem
Sûresi- 1, 2,10,11,12,13,14
نٓ وَالْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَۙ ﴿١﴾ مَٓا اَنْتَ بِنِعْمَةِ
رَبِّكَ بِمَجْنُونٍۚ ﴿٢﴾ وَلَا تُطِـعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَه۪ينٍۙ ﴿١٠﴾ هَمَّازٍ
مَشَّٓاءٍ بِنَم۪يمٍۙ ﴿١١﴾ مَنَّاعٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ اَث۪يمٍۙ ﴿١٢﴾ عُتُلٍّ
بَعْدَ ذٰلِكَ زَن۪يمٍۙ ﴿١٣﴾ اَنْ كَانَ ذَا مَالٍ وَبَن۪ينَۜ ﴿١٤﴾
Meal: Nûn. Ey Muhammed Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki,
sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin. Kalem Sûresi- 1,2
Yemin
edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği
hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde
bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. Kalem
Sûresi- 10,11,12,13,14
07- Nazar değmesinden mi korkuyorsun?
Kalem
Sûresi- 51,52
وَاِنْ يَكَادُ الَّذ۪ينَ كَـفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِاَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّ كْرَ وَيَقُولُونَ اِنَّهُ لَمَجْنُونٌۢ ﴿٥١﴾ وَمَا هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَم۪ينَ ﴿٥٢﴾
وَاِنْ يَكَادُ الَّذ۪ينَ كَـفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِاَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّ كْرَ وَيَقُولُونَ اِنَّهُ لَمَجْنُونٌۢ ﴿٥١﴾ وَمَا هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَم۪ينَ ﴿٥٢﴾
Meal: Şüphesiz inkâr edenler Zikr'i Kur'-an'ı duydukları zaman
neredeyse seni gözleriyle devirecekler. Senin için, "Hiç şüphe yok o bir
delidir" diyorlar. Hâlbuki o Kur'an, âlemler için ancak bir öğüttür. Kalem
Sûresi- 51,52
08- Hüsrana uğrayanlardan
olmak istemiyor musun?
Asr
Sûresi- 1,2,3
وَالْعَصْرِۙ ﴿١﴾ اِنَّ
الْاِنْسَانَ لَف۪ي خُسْرٍۙ ﴿٢﴾ اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا
الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ ﴿٣﴾
Meal: Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman
edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler,
birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka Onlar ziyanda değillerdir. Asr Sûresi- 1,2,3
09- Hakiki dost mu arıyorsun?
Nisâ
Sûresi - 45
وَاللّٰهُ اَعْلَمُ
بِاَعْدَٓائِكُمْۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَلِياًّۗ وَكَفٰى بِاللّٰهِ نَص۪يراً ﴿٤٥﴾
Meal: Allah sizin düşmanlarınızı çok daha iyi bilir. Allah dost olarak
yeter. Allah yardımcı olarak da yeter. Nisa- 45
10- Tevekkül edecek bir
vekil mi arıyorsun?
Ahzab
Sûresi, 3- 48
وَتَوَكَّلْ
عَلَى اللّٰهِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَك۪يلاً ﴿٣﴾ وَلَا تُطِـعِ الْكَافِر۪ينَ
وَالْمُنَافِق۪ينَ وَدَعْ اَذٰيهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ
وَك۪يلاً ﴿٤٨﴾
Meal: Allah'a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter. Ahzab Sûresi- 3
Meal: Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine
aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter. Ahzab Sûresi- 48
11- İzzet ve şeref mi arıyorsun?
Nisâ
Sûresi 139
اَلَّذ۪ينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِر۪ينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ
الْمُؤْمِن۪ينَۜ اَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَاِنَّ الْعِزَّةَ لِلّٰهِ
جَم۪يعاًۜ ﴿١٣٩﴾
Meal: Onlar, mü'minleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir.
Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref
Allah'a aittir. Nisâ Sûresi-139
12- Kâfirlerden korunmak, onurlu
olmak mı istiyorsun?
Âl-i
İmrân Sûresi- 28
لَا يَتَّخِذِ الْمُؤْمِنُونَ الْكَافِر۪ينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ
دُونِ الْمُؤْمِن۪ينَۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ فَلَيْسَ مِنَ اللّٰهِ ف۪ي شَيْءٍ
اِلَّٓا اَنْ تَتَّقُوا مِنْهُمْ تُقٰيةًۜ وَيُحَذِّرُكُمُ اللّٰهُ نَفْسَهُۜ
وَاِلَى اللّٰهِ الْمَص۪يرُ ﴿٢٨﴾
Meal: Mü'minler, mü'minleri bırakıp inkârcıları dost edinmesin. Kim
böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz. Ancak onlardan gelebilecek
tehlikeden korunmanız başkadır. Allah asıl sizi kendisine karşı dikkatli
olmanız hakkında uyarmaktadır. Çünkü dönüş Allah'adır. Âl-i İmrân Sûresi- 28
Nisâ
Sûresi- 139
اَلَّذ۪ينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِر۪ينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ
الْمُؤْمِن۪ينَۜ اَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَاِنَّ الْعِزَّةَ لِلّٰهِ
جَم۪يعاًۜ ﴿١٣٩﴾
Meal: Onlar, mü'minleri
bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi
arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah'a aittir. Nisâ Sûresi-139
Nisâ
Sûresi- 144
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْكَافِر۪ينَ
اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِن۪ينَۜ اَتُر۪يدُونَ اَنْ تَجْعَلُوا لِلّٰهِ
عَلَيْكُمْ سُلْطَاناً مُب۪يناً ﴿١٤٤﴾
Meal: Ey iman edenler!
Mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah'a apaçık
bir delil mi vermek istiyorsunuz? Nisâ Sûresi- 144
Muhammed
Sûresi- 11
ذٰلِكَ بِاَنَّ اللّٰهَ
مَوْلَى الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَاَنَّ الْكَافِر۪ينَ لَا مَوْلٰى لَهُمْ۟ ﴿١١﴾
Meal: İşte böyle; çünkü Allah,
iman edenlerin velisidir; kâfirlerin ise velisi yoktur. Muhammed Sûresi- 11
13- Bir şey mi yapacaksın? Unuttun hatırlayamadın mı?
Kehf
Suresi 24- Ayet;
اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۘ وَاذْكُرْ رَبَّكَ اِذَا نَس۪يتَ
وَقُلْ عَسٰٓى اَنْ يَهْدِيَنِ رَبّ۪ي لِاَقْرَبَ مِنْ هٰذَا رَشَداً ﴿٢٤﴾
Meal: Ancak: “Allah dilerse”
İnşallah yapacağım de. Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki: “Umulur ki,
Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip iletir.” Kehf Sûresi- 24
14- Yeniden dirilme hakkında şeytan aklına şüphemi getirdi?
Yâsîn
Sûresi- 79
قُلْ يُحْيِيهَا الَّذِي
أَنشَأَهَا أَوَّلَ مَرَّةٍ وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَلِيمٌ ﴿٧٩﴾
De
ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla
bilendir.” Yâsîn Sûresi- 79
15- Dostların seni sattı mı? Gerçek dost mu
arıyorsun?
Bakara
Sûresi- 107
اَلَمْ تَعْلَمْ اَنَّ
اللّٰهَ لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ
مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَص۪يرٍ ﴿١٠٧﴾
Meal: Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır.
Sizin için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır. Bakara
Sûresi- 107
16- Yalnız mı kaldın, akrabam yok, dostum yok
diye mi üzülüyorsun?
Zümer
Sûresi- 36
اَلَيْسَ اللّٰهُ بِكَافٍ
عَبْدَهُۜ وَيُخَوِّفُونَكَ بِالَّذ۪ينَ مِنْ دُونِه۪ۜ وَمَنْ يُضْلِلِ اللّٰهُ
فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍۚ ﴿٣٦﴾
Meal: Allah kuluna yetmez mi? Seni O'ndan Allah'tan başkalarıyla
korkutmaya çalışıyorlar. Allah kimi saptırırsa artık onun için bir yol
gösterici yoktur. Zümer Sûresi- 36
17- Emeklerin, işlerin boşa
gitsin istemiyorsan?
Muhammed
Sûresi- 33
يَا
أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَلَا
تُبْطِلُوا أَعْمَالَكُمْ ﴿٣٣﴾
Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamber’e
itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın. Muhammed Sûresi- 33
18- İnsanları Gıybet ettin zan altında bıraktın; tevbe etmek mi istiyorsan?
Hucurât
Sûresi- 12
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ
اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَث۪يراً مِنَ الظَّنِّۘ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا
تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضاًۜ اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ
يَأْكُلَ لَحْمَ اَخ۪يهِ مَيْتاً فَكَرِهْتُمُوهُۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ
اللّٰهَ تَـوَّابٌ رَح۪يمٌ ﴿١٢﴾
Meal: Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir
kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın.
Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten
hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz
Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir. Hucurât Sûresi- 12
19-
Bir iş yaparken yorulup motivasyonun mu bozuldu Başarının sırrını mı arıyorsun?
İnşirah-
7
فَإِذَا فَرَغْتَ فَانصَبْ ﴿٧﴾
Öyleyse, bir işi
bitirince diğerine koyul. İnşirah-
7
20-
Kötü arkadaşlar ve kötü çevrelerce mi kuşatıldın?
Necm
Sûresi- 29
فَاَعْرِضْ عَنْ مَنْ
تَوَلّٰى عَنْ ذِكْرِنَا وَلَمْ يُرِدْ اِلَّا الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۜ ﴿٢٩﴾
Meal: Öyle ise bizim
zikrimizden Kur'an'dan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen
kimselerden yüz çevir. Necm
Sûresi- 29
21- Dünya ve ahirette başarı mı bekliyorsun:
Necm
Sûresi- 39
وَاَنْ لَيْسَ
لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَا سَعٰىۙ ﴿٣٩﴾
Meal: İnsan için ancak çalıştığı vardır. Necm Sûresi- 39
22- Üzgün
müsün, müjde almak mı istiyorsun?
Bakara-
25
وَبَشِّرِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا
الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ كُلَّمَا
رُزِقُوا مِنْهَا مِنْ ثَمَرَةٍ رِزْقاًۙ قَالُوا هٰذَا الَّذ۪ي رُزِقْنَا مِنْ
قَبْلُ وَاُتُوا بِه۪ مُتَشَابِهاًۜ وَلَهُمْ ف۪يهَٓا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ
وَهُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٢٥﴾
Meal: İman
edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler
olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde,
"Bu tıpkı daha önce dünyada iken bize verilen rızık!" diyecekler. Hâlbuki
bu rızık onlara dünyadakine benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz
eşler de vardır. Onlar orada ebedi kalacaklardır. Bakara-25
23- Günah işledin Allah’ü Teâla’nın Rahmetinden Ümidini
Kesmek Üzere misin?
Zümer- 53
قُلْ يَا عِبَادِيَ
الَّذ۪ينَ اَسْرَفُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِۜ
اِنَّ اللّٰهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَم۪يعاًۜ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُ
﴿٥٣﴾
Meal: De ki: "Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah'ın
rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü
O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." Zümer- 53
24- Yakın Bir Arkadaşa Özlem mi Duyuyorsun?
Kaf- 16
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا
تُوَسْوِسُ بِه۪ نَفْسُهُۚ وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ
﴿١٦﴾
Meal: Ant olsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi
de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız. Kaf-16
25- Birazcık huzur mu arıyorsun?
Maide-
16
يَهْد۪ي بِهِ اللّٰهُ مَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ
السَّلَامِ وَيُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ بِاِذْنِه۪
وَيَهْد۪يهِمْ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ ﴿١٦﴾
Meal: Allah onunla rızası peşinde olanları selamet yollarına iletir ve
onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola
iletir. Maide- 16
26- Yakın Bir Dosta İhtiyaç mı Duyuyorsun?
Bakara-
257
اَللّٰهُ وَلِيُّ
الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۙ يُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِۜ وَالَّذ۪ينَ
كَفَرُٓوا اَوْلِيَٓاؤُ۬هُمُ الطَّاغُوتُۙ يُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ اِلَى
الظُّلُمَاتِۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٢٥٧﴾
Meal: Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa
çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tâğuttur. O da onları aydınlıktan karanlıklara
sürükleyip çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. Bakara- 257
27- Seni sakinleştirecek bir sevgi mi arıyorsun?
Rum-21
وَمِنْ
اٰيَاتِه۪ٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجاً لِتَسْكُـنُٓوا
اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةًۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ
لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿٢١﴾
Meal: Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler
yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun varlığının ve
kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette
ibretler vardır. Rum-21
28- Kendini Değersiz mi hissediyorsun?
İnsân-22
اِنَّ هٰذَا كَانَ لَكُمْ
جَزَٓاءً وَكَانَ سَعْيُكُمْ مَشْكُوراً۟ ﴿٢٢﴾
Meal: Onlara şöyle denecektir: "Şüphesiz
bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür." İnsân-22
29- Depresyonda mısın, huzur mu arıyorsun?
Rad- 28
اَلَّذ۪ينَ
اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِۜ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ
تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُۜ ﴿٢٨﴾
Meal: Onlar, inananlar ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura
kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur. Rad- 28
30- Sen bir kaybeden misin, ümitlerini yitirmek
üzere misin?
Yusuf-
87
يَا بَنِيَّ اذْهَبُوا
فَتَحَسَّسُوا مِنْ يُوسُفَ وَاَخ۪يهِ وَلَا تَايْـَٔسُوا مِنْ رَوْحِ اللّٰهِۜ
اِنَّهُ لَا يَايْـَٔسُ مِنْ رَوْحِ اللّٰهِ اِلَّا الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ ﴿٨٧﴾
Meal: "Ey oğullarım! Gidin Yûsuf'u ve kardeşini araştırın.
Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın
rahmetinden ümidini kesmez." Yusuf-
87
31- Hiçbir işe yaramadığını mı düşünüyorsun?
İbrahîm-34
وَاٰتٰيكُمْ
مِنْ كُلِّ مَا سَاَلْتُمُوهُۜ وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَاۜ
اِنَّ الْاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ۟ ﴿٣٤﴾
Meal: O, İstediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah'ın
nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok
nankördür. İbrahîm-34
32- Cinsiyetin Yüzünden Farklı Muamele mi Görüyorsun?
Ahzab-35
اِنَّ الْمُسْلِم۪ينَ
وَالْمُسْلِمَاتِ وَالْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْقَانِت۪ينَ
وَالْقَانِتَاتِ وَالصَّادِق۪ينَ وَالصَّادِقَاتِ وَالصَّابِر۪ينَ وَالصَّابِرَاتِ
وَالْخَاشِع۪ينَ وَالْخَاشِعَاتِ وَالْمُتَصَدِّق۪ينَ وَالْمُتَصَدِّقَاتِ
وَالصَّٓائِم۪ينَ وَالصَّٓائِمَاتِ وَالْحَافِظ۪ينَ فُرُوجَهُمْ وَالْحَافِظَاتِ
وَالذَّاكِر۪ينَ اللّٰهَ كَث۪يراً وَالذَّاكِرَاتِ اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ
مَغْفِرَةً وَاَجْراً عَظ۪يماً ﴿٣٥﴾
Meal: Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mü'min
erkeklerle mü'min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru
erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a
derinden saygı duyan erkekler, Allah'a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka
veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan
kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı
çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah
bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. Ahzab-35
33- Irkçılığa maruz mu kalıyorsun?
Hucurat-13
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ
اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوباً
وَقَـبَٓائِلَ لِتَعَارَفُواۜ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ
اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ خَب۪يرٌ ﴿١٣﴾
Meal: Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden
yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık.
Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.
Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır. Hucurat-13
34- Sevildiğini duymak mı istiyorsun?
Hicr-49
نَبِّئْ عِبَاد۪ٓي اَنّ۪ٓي اَنَا الْغَفُورُ الرَّح۪يمُۙ ﴿٤٩﴾
Meal: Ey Muhammed! Kullarıma,
benim, çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu haber ver. Hicr-49
35- Hayatın zorlukları seni yoruyor mu?
İnşirah-
5
فَاِنَّ
مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۙ ﴿٥﴾
Meal: Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. İnşirah- 5
36- İnsanlar üstüne fazla mı geliyor?
Furkan-
63
وَعِبَادُ الرَّحْمٰنِ الَّذ۪ينَ يَمْشُونَ
عَلَى الْاَرْضِ هَوْناً وَاِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَاماً ﴿٦٣﴾
Meal: Rahmân'ın
kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara
laf attıkları zaman, "selâm!" der geçerler. Furkan- 63
37- Korkularından
kurtulmak mı istiyorsun?
Bakara-
62
اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
وَالَّذ۪ينَ هَادُوا وَالنَّصَارٰى وَالصَّابِـ۪ٔينَ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ
وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَعَمِلَ صَالِحاً فَلَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْۖ
وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ ﴿٦٢﴾
Meal: Şüphesiz, inananlar Müslümanlar ile Yahudiler,
Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden her bir grubun kendi şeriatında "Allah'a ve
ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükâfat
vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır" diye
hükmedilmiştir. Bakara-
62
38- Affedildiğini duymak mı istiyorsun?
Ali
İmran- 135
وَالَّذ۪ينَ اِذَا
فَعَلُوا فَاحِشَةً اَوْ ظَلَمُٓوا اَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللّٰهَ فَاسْتَغْفَرُوا
لِذُنُوبِهِمْۖ وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ اِلَّا اللّٰهُۖ وَلَمْ يُصِرُّوا
عَلٰى مَا فَعَلُوا وَهُمْ يَعْلَمُونَ ﴿١٣٥﴾
Meal: Yine onlar, çirkin bir iş yaptıkları yahut
nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarının
bağışlanmasını isteyenler -ki Allah'tan başka günahları kim bağışlar- ve bile
bile, işledikleri günah üzerinde ısrar etmeyenlerdir. Ali İmran- 135
39- Yolunu mu kaybettin; Yanlış yolda mısın?
Fâtiha
Sûresi 6-7
اِهْدِنَا الصِّرَاطَ
الْمُسْتَق۪يمَۙ ﴿٦﴾
Meal: Bizi doğru yola, kendilerine nimet
verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. Fâtiha
Sûresi- 6,7
40- Çok mu üzüldün müjde mi
almak istiyorsun?
Bakara
Sûresi- 25
وَبَشِّرِ الَّذِين
آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا
الأَنْهَارُ كُلَّمَا رُزِقُواْ مِنْهَا مِن ثَمَرَةٍ رِّزْقاً قَالُواْ هَذَا
الَّذِي رُزِقْنَا مِن قَبْلُ وَأُتُواْ بِهِ مُتَشَابِهاً وَلَهُمْ فِيهَا
أَزْوَاجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
İman edip iyi amel işleyenleri müjdele! Kendileri
için altlarından ırmaklar akan cennetler var. Onlara her hangi bir meyveden bir
rızık yedirilince onlar, her defasında: “Bu bizim önceden yediğimiz şeydir.”
diyecekler; oysa ona benzer olarak sunulacaklar. Kendileri için orada tertemiz
zevceler de var. Onlar orada ebedi kalacaklar. Bakara Sûresi- 25
41- Kıyamet günü gelmeden önce bir
şeyler mi yapmak istiyorsun?
İbrâhîm Sûresi- 31
قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ
وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِراًّ وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْلِ اَنْ
يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ ف۪يهِ وَلَا خِلَالٌ ﴿٣١﴾
Meal:
İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve
dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz
şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar. İbrâhîm Sûresi- 31
42-
Cennet’e girmek mi istiyorsun?
Nisâ
Sûresi- 13
تِلْكَ
حُدُودُ اللّٰهِۜ وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي
مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ وَذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ
﴿١٣﴾
Meal: İşte bu (hükümler)
Allah'ın koyduğu sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah
onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte bu
büyük başarıdır. Nisâ Sûresi- 13
Rûm Sûresi- 22
وَمِنْ اٰيَاتِه۪ خَلْقُ
السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافُ اَلْسِنَتِكُمْ وَاَلْوَانِكُمْۜ اِنَّ ف۪ي
ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِلْعَالِم۪ينَ ﴿٢٢﴾
Meal: Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin
farklı olması da onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz
bunda bilenler için elbette ibretler vardır. Rûm Sûresi- 22
43- Doğru olmak, utanmamak
mı istiyorsun?
Hûd
Sûresi- 112
فَاسْتَقِمْ
كَمَٓا اُمِرْتَ وَمَنْ تَابَ مَعَكَ وَلَا تَطْغَوْاۜ اِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ
بَص۪يرٌ ﴿١١٢﴾
Meal: Öyle ise emir olunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe
edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O
yaptıklarınızı hakkıyla görür. Hûd Sûresi- 112
44- Güzel sözlü mü olmak
istiyorsun?
Fussilet
Sûresi- 33
وَمَنْ اَحْسَنُ قَوْلاً
مِمَّنْ دَعَٓا اِلَى اللّٰهِ وَعَمِلَ صَالِحاً وَقَالَ اِنَّن۪ي مِنَ
الْمُسْلِم۪ينَ ﴿٣٣﴾
Meal: Allah'a çağıran, salih amel işleyen ve "Kuşkusuz ben Müslümanlardanım"
diyenden daha güzel sözlü kimdir? Fussilet Sûresi- 33
42- Hasta mısın şifa mı
arıyorsun? Kur’an-ı Kerim’deki 6 şifa ayetini oku!
Tevbe Sûresi- 14
قَاتِلُوهُمْ
يُعَذِّبْهُمُ اللّٰهُ بِاَيْد۪يكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنْصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ
وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُؤْمِن۪ينَۙ ﴿١٤﴾
Meal: Onlarla savaşın ki
Allah sizin elinizle onları azablandırsın, rezil etsin ve sizi üstün getirsin
de müminlerin gönüllerini ferahlandırsın! Sure-i Tevbe- 14
Yûnus
Sûresi- 57
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ
رَبِّكُمْ وَشِفَٓاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَ
﴿٥٧﴾
Meal: Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ
ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur'an) geldi. Yûnus
Sûresi- 57
Nahl
Sûresi- 69
ثُمَّ كُل۪ي مِنْ كُلِّ
الثَّمَرَاتِ فَاسْلُك۪ي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلاًۜ يَخْرُجُ مِنْ بُطُونِهَا
شَرَابٌ مُخْتَلِفٌ اَلْوَانُهُ ف۪يهِ شِفَٓاءٌ لِلنَّاسِۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ
لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿٦٩﴾
Meal:"Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana
kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir." Onların karınlarından çeşitli
renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir
(toplum) için bir ibret vardır. Nahl Sûresi (69)
İsrâ Sûresi- 82
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ
لِلْمُؤْمِن۪ينَۙ وَلَا يَز۪يدُ الظَّالِم۪ينَ اِلَّا خَسَاراً ﴿٨٢﴾
Meal:
Biz Kur'an'dan, mü'minler için
şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur'an, ancak zararını
artırır. İsrâ Sûresi- 82
Şuarâ Sûresi- 80
وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْف۪ينِۖ ﴿٨٠﴾
Meal:
"Hastalandığımda da O bana şifa verir." Şuarâ Sûresi-
80
Fussilet Sûresi- 44
وَلَوْ جَعَلْنَاهُ قُرْاٰناً اَعْجَمِياًّ لَقَالُوا لَوْلَا
فُصِّلَتْ اٰيَاتُهُۜ ءَاَۭۘعْجَمِيٌّ وَعَرَبِيٌّۜ قُلْ هُوَ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
هُدًى وَشِفَٓاءٌۜ وَالَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ ف۪ٓي اٰذَانِهِمْ وَقْوَهُوَ
عَلَيْهِمْ عَمًىۜ اُو۬لٰٓئِكَ يُنَادَوْنَ مِنْ مَكَانٍ بَع۪يدٍ۟ ﴿٤٤﴾
Meal:
Eğer biz onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka,
"Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve
Arap bir peygamber öyle mi?" derlerdi. De ki: "O, inananlar için bir
hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an
onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor
(da anlamıyorlar)." Fussilet Sûresi- 44
Yorumlar
Yorum Gönder