En Büyük Yâr
En Büyük Yâr
Özledim, özledim,
çok özledim seni YÂR!
Sevdana talip
olmuşum, Kevser Irmağının yanında buluşmaya kaç var?
EN BÜYÜK YÂR'e:
Ya rab sana havale,
kula zulm eden başlar;
Susturulsa da dilim,
susturulmaz ki yaşlar…
Gündüz güneş üşütür,
gece yangınlar başlar;
Beni sevdaya hicran,
aşklara yâr kıl rabbim…
Ey Gül Yüzlü
Sevdiğim, Gül yetimi yüreğimin sana bir maruzatı var;
Bir gün senin isminle yanaştı bir yabancı yanıma
kadar, "Gül kokusu getirdim" dedi mutaf diyârından sana Ve o anda Allah
biliyor ya; yıkıldım ayaklarıma…
Seherlerde mübarek
gül kokunu kokladığım, sevgini yüreğime damıttığım anın hükmünden bu yana
çıkmıyor aklımdan o kutlu sevdan..." Gözyaşlarımın duru durağı yok
bilesin. Oysa bu hasreti zincirlemeyi ne çok isterdim... Ama özlemin biterse
ben de biterim YÂR…
Ezanlara beş vardı,
benim gönlüm sana akardı, Tüm sevdalarım şaha kalkmış, isyanlardaydı.
Serçelerin ötüşleri ile kendimi avuturken, selamımı meleklerle saldım yollarına
ve Ulaştı mı kutlu divanına?
Can denizinin dalgası
kıyılarıma vuruyor şimdi ve Ne yıldız ne güneş, bana çare değildir. Ben ufkuma
doğan ebedi güneşimin harında kavruluyorum an be an...
Başka ne istenir ki
EN BÜYÜK YÂR'dan?
Ey GÜL KOKULUM; sar
beni şefkatinle ve sana öksüzüm, sana yetimim, sana kimsesizim...
"İhvan"
demiştin ya sen asırlar önce, ashabına ve "Kardeşlerimi öyle çok özledim
ki" demiştin henüz seni bilmeyen gönülleri kast ederek...
Biz bilmiyorduk ama
sen bizi biliyordun ve Çünkü top yekûn zamanın ve mekânın peygamberiydin... Sendeki
bu Hasreti dindiremeyen ashab ta, gıpta etmişti bizlere o gün ve Şimdi
soruyorum büyük bir umutla sürekli nefsime. 'Kardeş olmak nasip olacak mı acaba
bizlere ve Alnında secde nişanıyla Ak bahtlı olmaya layık mıyım ben de ' diye...
Özledim, özledim,
çok özledim seni YÂR!
Sevdana talip olmuşum, Kevser havuzunun yanında
buluşmaya kaç var ve
Umut bu benimkisi... İnancımdan doğan umudum. Hani
sen demiştin ya 'Mümin umutsuz olmaz'... O yüzden sabrımı çile yapıp sarıyorum
kollarıma, giydiğim bu divanelik gömleğiyle beraber... Nefsimin temizlenmesi ve
o ilahi nurun yansıması için başka kime yönlendirsem Kalbimi Ey Resulüm. Senden
başka kimim var?
Ey El-Emin, Sen ki
"Çocuk kokusu, cennet kokusu" demiştin ya koklarken kuzunun kuzusunu,
Bu yüzden bebeğimi kokladıkça cennetteki kokunu duyuyorum diye her fırsatta,
daha sıkı sarılıyorum yavruma. Denizlerde su çok olsa da bardağın kadar olacak
nasibin denir ama Ey GÜL KOKULUM, cüretimi bağışla talibim ben şimdi daha
fazlasına!
Sen ki cihana
gelişinle Badiye Yaylasını bolluk ve berekete kavuşturan, "İstikbalin
Şanlı Sultanı". Bu yüzden mi seni andıkça gözyaşlarımın bereketinde
boğuluyorum…
Şimdilerde yürek
bahçemde açan güllere dikenler dolanır oldu. Çok şükür Rabbim, tövbem olan
nedametimle Rü'yetine talip olduğumdan beridir ki, temizlemek zor değil bilirim
ancak; ellerimdeki bu kan şefaatçi olur mu bana yârın huzur-u mahşerde…
Ben sevdayı sende
tattım Ey Gül Kokulum ve Sende öğrendim mum olup eriyişin mucizevi artımını…
Şimdi bu küçük gibi
görünen şeylerdeki sevindiren ve ağlatan manzaranın büyüsündeyim ve Peteklerden
damla damla sızan bal gibi sözlerinle, istikbalimi seninle şekillendirdim... Ruhum
seninle tatlandı artık.
Sen "merhamet
ancak cehennemlik kimselerde bulunmaz" dedin ya ben bununla öğrendim
nefrete meylettikçe yüreklerin nasıl cendereyle sıkıldığını, bununla öğrendim
kine mağlup oldukça suretlerin nasıl karardığını ve bununla öğrendim nefislerin
adi bahanelerinin kulu nasıl perişan ettiğini... Nitekim cehenneme odun da
lazımmış.
Rabbim sevgilime kavuşmak üzere ölümle iftar
edinceye kadar dünya ile oruçlu olmayı nasip et bana…
Külli sevda dururken cüzi sevdayla neden yetineyim?
Aç gözlülüğümü bağışla Rabbim!
Ben bu sevdaya talibim...
Âmin...
Sevim Yakıcı
Yorumlar
Yorum Gönder